10 Ocak 2010 Pazar

SİYON LİDERLERİNİN PROTOKOLLERİ

PROTOKOL 2

Gayelerimize erişebilmek için harplerin mümkün olduğu kadar arazi kazançları ile neticelenmemesi zorunludur. Böylece harpler ekonomik alana kaydırılacaktır.
Bu alanda milletler verdiğimiz yardımda üstünlüğümüzün kuvvetini sezmekte gecikmeyeceklerdir. Bu durum her iki tarafı bizim beynelminel ajan kadromuzun merhametine terkedecektir. Bu kadromuz milyonlarca göze sahip olup; devamlı olarak gözetleme halindedir ve hiçbir tahdit onları engellememiştir. Sonra bizim beynelminel hukukumuz, milli hukuku ortadan kaldıracak ve devletin medeni kanunları, tebası arasındaki münasebetleri nasıl idare ediyorsa, milletleri öyle idare edecektir.


Halkın içinde kabiliyetleri ve kölece itaatlerine göre titiz bir dikkatle seçeceğimiz idareciler, idare etme sanatında eğitim görmemiş kimselerden olacak ve bundan dolayı kendilerinden müşavirleri ve uzmanları olan çocukluklarından beri bütün dünya işlerini idare etmek için yetiştirilen bilgi ve zeka sahibi kimselerin ellerinde oyuncak olacaklardır. İyice bildiğiniz gibi bizim bu uzmanlarımız idare hususunda ihtiyaç duydukları malumatı bizim siyasi planlarımızdan, tarih derslerinden ve her an geçen hadiselerin müşahedelerinin tatbikatı ile
yönetilemezler. Onlar neticelerden tenkidi bir görüş çıkarmayan nazari usule alışıktırlar. Bundan dolayı bizim onları hesaba katmaya ihtiyacımız yoktur.


Bırakın onları vakti gelinceye kadar kendilerini eğlendirsinler veya girişkin mazilerinin yeni şekillerinin ümidi içinde ve zevklerinin hayalleri ile yaşasınlar.
Bırakın; bizim onları ilmin emirleri diye kandırdığımız oyunların başrolünü oynasınlar. Bu maksatla devamlı olarak basınımızın vasıtası ile bu nazariyelere körü körüne itimat uyandırıyoruz. Yahudi olmayanların bilim adamları bilgileri ile böbürlenecek ve ilimden elde edeceği b ütün malumatı makul bir şekilde doğruluğunu ispat etmeden tatbik mevkiine koyacaktır. Halbuki bizim arzu ettiğimiz istikamette eğitmek için bunları kurnazlıkla tertip etmişlerdir.


Bir an bile ifadelerimizi boş sözler sanmayın. Bizim tertip ettiğimiz Darvinizm, Marksizm, Nietzcheism'in başarılarını dikkatle düşünün. Biz Yahudiler için bu direktiflerin Yahudi olmayanların üzerinde nasıl bir bölücü etki yaptığını görmek herhalde zor olmayacaktır. Siyasette ve idari işler yönetmekte hata yapmaktan kaçınmak için milletlerin düşüncelerini, seciyelerini ve temayüllerini
hesaba katmak bizim için zaruridir. Siyasetimizin zafer ve onun meydana getirdiği mekanizmanın işleyişi, karşılaştığımız halkların mizacına göre değişmelidir. Onun tatbikatı şimdiki zamanın ışığında geçmişten alınan derslerin hülasalarına dayanmadıkça temin dilmeyecektir.


Bugünün devletlerinin elinde büyük bir kuvvet vardır ki; halkın içinde düşünce hareketleri meydana getirir. Bu, basındır. Basının rolü devamlı olarak ihtiyaçları zaruri imiş gibi göstermek ve halkın şikayetlerini ifade etmek ve hoşnutsuzluk meydana getirmektir. İfade hürriyetinin zaferi basında mücessem hale gelir.

Fakat Yahudi olmayan devletler bu kuvvetin nasıl kullanılacağını bilmediler ve o kuvvet bizim elimize geçti. Basın vasıtası ile kendimiz gölgede kalarak tesir yapmak gücünü kazandık. Her ne kadar kan ve gözyaşı isek de basın sayesinde altını ele geçirdik. Gerçi halkımızın içinden birçoğunu feda ettik, fakat altın elimize geçti. Safımızdan fend edilen her şahıs Allah nazarında bin Yahudi olmayan şahısa bedeldir.

Hiç yorum yok: