8 Ağustos 2010 Pazar

MİT Başkanı İsrail'in 'Kara Kutu' Testini Geçer mi?

İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak'ın güya konuşmalarının kaydedildiğinden habersiz olduğu bir ortamda, İşçi Partisi'nin bir toplantısı sırasında MİT Başkanı Fidan hakkında söylediklerini duydunuz.

Daha doğrusu duyuruldunuz.

Barak yeni MİT Başkanı'nın
"İran yanlısı" olduğundan şikayet ediyor ve MİT'in elindeki İsrail sırlarından bazılarının İran'la paylaşılabileceği kaygısından sözediyor.

Fidan'ın
"İran yanlısı" sıfatını hakedecek bir özelliği mevcut değil. Keza; eğer paylaşılan sırların başka ellere geçmesi konusunda kaygı duyması gereken taraf varsa, bu taraf her türlü beşeri ve teknolojik altyapısını İsrail'e açmış olan Türkiye'dir; İsrail değil. Dolayısı ile Barak'la ilgili bu sıradışı haberi olduğu hali ile değerlendirmenin bir manası yok.

Barak'ın ağzından basına sızdırılan bu sözler, İsrail'in  MİT'e karşı bir
kara kutu(black box) testinden başka bir şey değildir.

Nedir kara kutu testleri?

Şöyle açıklayalım...

Elinizde içindeki su yolları kayanın yüzeyindeki deliklere bağlanan bir kaya parçası olduğunu ve bu kayanın içini görüntüleyecek bir cihazınızın olmadığını varsayın.

Bu kayanın içindeki su yollarının kayanın yüzeyindeki deliklerle bağlantısını nasıl haritalandırırsınız?

Zor değil....

Her bir delikten ayrı renkte su akıtıp, hangi delikten bu suyun dışarı çıktığına bakarsınız. Bu şekilde kayanın içindeki su yollarına dair elinizde kaba bir harita oluşur. Başlangıç için hiç yoktan iyidir.

Sistem analizlerinde de ; kapalı kutu olan yapılara rastgele girdiler verilip, çıktıları incelenir ve ona göre kapalı kutunun içindeki mekanizma deşifre edilmeye çalışılır.

Barak'ın sözleri üzerinden kamuoyuna salınan haber ; eğer bir çifte perdeleme hamlesi değilse
(Örnek : Aslında Fidan İsrail'e yakındır fakat İsrail karşı duruş sergileyerek, kendisine yakın olan ismin rakipleri nezdinde hareket alanını genişletir) ; bu anlamda bir kara kutu denemesidir.

İsrail'in bu haber üzerine, suyun nereden nereye akacağını tespit edecek mekanizmaları mevcuttur.
Bu haber üzerine MİT'in iç bürokrasisinde yaşanacak hareketlenmeler ve karşı hamleler ; İsrail'e MİT'in yeni dönemdeki hareket tarzı ile ilgili değerli ipuçları verecektir.
Hatta bazılarının; İsrail'le bu soğukluğu gidermek için karşı hamleler yaptığı; "İran yanlısı" olmadıklarını kanıtlamaya çalıştıkları bile görülebilir.

Halbuki bu gibi hamleler karşısında kara kutunun yapması gereken tek bir şey vardır.
Hareketsiz kalmak.
İçine akıtılan suyu hiç bir yere yönlendirmemek, girdiye hiç bir çıktı vermemek.

Başarılı bir "kara kutu" ; kendisini test eden tarafı çözen kara kutudur. Bir noktada test eden, kara kutuya beslediği girdilerle kendi iç mekanizmalarını deşifre etmeye başlar.

Test eden; test edilene dönüşür.

MİT Başkanı Fidan'ın bu "kara kutu" testine nasıl karşılık vereceği; teorik alanda donanımlı bu ismin pratiğini de ortaya koyacak aynı zamanda.

Bekleyip, göreceğiz.
Açık İstihbarat


HABER:
İsrail ile Türkiye arasında yeni MİT Müsteşarı Hakan Fidan nedeniyle patlak veren kriz, Türk Dışişleri'nin İsrail'in Ankara Büyükelçisi Gaby Levy'i ikinci kez sert bir tonda uyarmasına neden oldu. 

İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak'ın bir toplantı sırasında sarf ettiği “İran destekçisi bir adam Türkiye Mossadı'nın başına atandı” yolundaki sözlerini daha sonra savunması, Ankara'yı kızdırdı. 

Deutsche Welle'nin konuyla ilgili sorularına cevap veren bir Dışişleri Bakanlığı görevlisi, İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak'ın sözlerinin ilk kez medyaya yansıması üzerine İsrail'in Ankara Büyükelçisi Gaby Levy'nin Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldığını söyledi. Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Halit Çevik, Levy'e, “Türkiye'nin Ehud Barak'ın MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile ilgili sözleri nedeniyle duyduğu rahatsızlığı” iletti. 

İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak'ın önceki gün İsrail radyosunda yayınlanan söyleşisinde Hakan Fidan ile ilgili açıklamalarını savunması Ankara'nın tepkisini daha da artırdı. 

Olağan dışı sert bir üslup 

Eleştirilerinde "haklı" olduklarını belirten Barak, “Fidan'la ilgili yaptığım eleştirilerin arkasındayım. Bizim haklılığımız, eleştirilerimizin doğru olmasından kaynaklanıyor" diyerek sözünün arkasında durduğunu vurgulamıştı. 

Türkiye'nin İsrail'e tepkisi, bu kez Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Feridun Sinirlioğlu tarafından İsrail'in Ankara Büyükelçisi Gaby Levy'e iletildi. Deutsche Welle muhabirine görüşmeyi doğrulayan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Levy'i telefonla arayan Sinirlioğlu'nun “diplomatik kurallara göre son derece sert bir üslup kullandığını” bildirdi. 

Hakan Fidan kimdir? 

Emre Taner'in ardından MİT Müsteşarlığı'na getirilen, Sönmez Köksal'dan sonra dışardan teşkilatın başına gelen ikinci isim olan 42 yaşındaki Hakan Fidan, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde astsubay olarak görev yaptı. 15 yıllık hizmet süresini 2001'de doldurdu. Bu sırada uluslar arası görevlerde bulundu. Almanya'nın Rheindahlen kentinde bulunan NATO Acil Müdahale Gücü (ARRC) karargâhında Türkiye'yi temsil etti. 

Mayıs ayında MİT Müsteşarlığına getirilen Hakan Fidan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın danışmanlığını yaptı. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nda (IAEA) Türkiye'yi temsil eden Fidan, İran'ın nükleer programı ile ilgili sorunlara diplomasi yoluyla çözüm bulunması için İran, Türkiye ve Brezilya arasında yapılan üçlü görüşmelerde de hazır bulunmuştu. 

 Liderlerin Çocuklarını Hedefleyen İsrail Liderlerin Çocuklarını Hedefleyen İsrail
Bir devletin terör devleti sıfatını haketmesi kolay değildir. Sadece adam öldürmesi veya tarihinde, her ülkenin tarihinde var olabilecek katliamlar olması yetmez.

Terör devleti sıfatını ideolojik aygıtları açıkca terörü destekleyen ve meşrulaştıran devletler hakeder.

İsrail bu yüzden sadece despot, anti-demokratik , vs. bir devlet değil, hücrelerine kadar bir terör devletidir.

İdeolojik aygıtları açıkca terörü, hem de en aşağılık formu ile meşrulaştırır.

İşte bunlardan biri.

İsrail'in en çok satan kitapları arasında yeralan ve Netanyahu hükümetinin arka planındaki teologlar olarak tanımlanan haham Yitzhak Shapira ve haham  Yosef Elitzur tarafından kaleme alınan;

"The King's Torah" (Kralın Torah'ı)

başlıklı 230 sayfalık kitap.

Yahudiliğin; Yahudi olmayanları "gentile" sıfatı ile ötekileştiren , aşağılayan ve katli vaciptir statüsüne sokan bildik teolojisini bu hahamlar yorumları ile daha da derinleştiriyor.

İsrail'in en çok satan bu dini kitabına göre aşağıdaki şartlar gerçekse Yahudi olmayanların(Gentile)  katli vacip:

1) Gentile, yaratılan durumun sorumlusu olmasa dahi, varlığı ile Yahudilerin hayatını tehlikeye atıyorsa öldürülebilir.

2) "Yahudi olmayan bebekleri, büyüdüklerinde bize zarar verecekleri açıkça öldürülmesi mubahtır"

3) Yahudi olmayan liderlerin çocuklarına, politikalarını değiştirmeleri yönünde baskı oluşturacaksa zarar vermek meşrudur.

4) Bir ülkenin vatandaşları doğrudan terör faaliyetlerinde bulunmuyorsalar bile, terör dengesi sağlamak adına karşı saldırıların hedefi olabilirler.

İnsanın aklında inafial uyandıran sapkın düşünceler vardır. a

Bazıları ise aklı saf dışı bırakıp, direk midesini bulandırır.

İsrail'in en çok satan kitabının temsil ettiği zihniyet bu yönüyle doğrudan insanın midesini hedefliyor.

Kendilerine zarar vereceği "açık" olan çocuklardan, ülke liderlerinin çocuklarına kadar herkesi  hedefleyebilen bu zihniyete karşı herkesin uyanık olması gerekiyor.

Tayyip Erdoğan'ın ; ABD adına üstlendiği taşeron İsrail karşıtlığının arkasını doldurması gerektiğinde okuması gereken kitaplardan biri ; Kralın Torah'ı.

Açık İstihbarat