8 Haziran 2010 Salı

DÖNEKLİĞİN BELGESİ


"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."


HASAT ZAMANI GELDİ

Siyonist, emperyalist güçler dünyada kamuoyu oluşturmadan savaşa girmez. Bunun birkaç nedeni var ve çok mantıklı.
Şöyle anlatayım.
Siz hiç madenci Siyonist gördünüz mü?
657 ye tabi memur herhangi bir işte çalışan.
Yâda çiftçi.
Göremezsiniz çünkü bu işler dünya hâkimi para spekülatörü Siyonist rejimin sadece oyuncağıdır.
Peki, ne iş yapar bu adamlar.
Ağırlıklı olarak; bankacılık, medyanın her türlüsü, silah sanayi, ulusalar arası nakliye, uluslar arası ticaretin her türlüsü.
Ama işi bitirdikleri ve kendilerini üstün ırk olarak diğer Yahudilere bile yutturdukları bu üç daldır.
Bankacılık (para spekülatörlüğü),medya ve silah sanayi.
Aslında üçü de aynıdır. Parayı spekülatörlükten (vurgunculuktan) kazanır, Federal Reserve Bank`ta karşılıksız basar, silah üretir ve medyasıyla dünya kamuoyu yaratır ve savaştırır.
Dikkat edin savaşmaz, savaştırır.
Amerikalı diye bir ırk yoktur. Bu para spekülatörleri paranın sıcaklığını medyasıyla öyle bir sunar ki dünyanın her yerinden insanlar ABD’ye kapağı atmak, TV kanallarında gördüğü camdan kulelere girebilmek için dibi düşer.Ama bu kulelere hiçbir zaman giremez.Çünkü bu cam kulelerin içindekiler onları sadece bir böcek,solucan gibi görür ve gerektiğinde kendi çıkarları için kullanmak için bazılarını medyada,bazılarını askeri alanda değerlendirir.Bu cam kuledekilere yarana bilmek için ülkelerini satacak kadar kendini kaybeden bu şahısları kendi ülkelerine gönderir ve ABD çıkarlarına çalışmalarını izler.Bu zavallı solucanlarda; solucan üstü bir çaba ile kıvrım kıvrım kıvrılırlar; cam kulelerdeki tanrılarına ne kadar iyi kıvırdıklarını gösterme mücadelesi verirler.Medyamızda her akşam kıvıranlara birde bu gözle bakın.
Bu cam kuleler tamamen paranın gücüyle ayaktadır ve tamamı Siyonist’tir. Çünkü parayı onlar basar, onlar yönetir ve değerini onlar belirler. Bunun adı kapitalizmdir ve para denilen kâğıdın namusun, şerefin üstünde görüldüğü rezil bir düzendir.

Bunları artık herkes biliyor.
Ben bu yazımda başka bir boyutunu ele almak istiyorum.
“Bir yalanı kırk defa söylersen buna kendinde inanırsın.”
Siyonistler bir yalan geliştirdi ve bu gerekliydi.
“Üstün ırk” Aynen Hitler’in Alman arı ırkı gibi. Ama Hitler faşist, katil, rezil, insanlık yüz karası olarak tarihe gömüldü.
Peki, günümüzde Hitler’ler yok mu?
Hitleri cebinden beş kez çıkaracak katiller; demokrasi abidesi gibi dünyayı talan ediyor.
Ve bu insanları ülkemizdeki sağ ve sol perspektiften bakarak analiz etmek mümkün değil. Çünkü onlar Kıbrıs’ta Talat’la soldan, Tayyip’le radikal sağdan gelebilirler. Hatta militan solcu, ayrılıkçı Kürtçü olabilirler. Bu kuledekiler için hiçbir önemi yoktur. Ama para spekülatörlüğünü sürdürmelerine hizmet edecek kişiler olmaları önemlidir.
Medya ayağı talan edecekleri ülkeye karşı kamuoyu oluşturmak içindir. Önce Macar Yahudi’si Soros’unu gönderir ve demokrasi ayakları gençleri örgütler. Seçimle yandaş iktidar getirdi; getirdi, getiremedi sokakları karıştırır. Gençlerin boş beyinlerini ve enerjilerini kullanır.
Bazı direnen, bunu bir şekilde aşan ülke varsa (ki var) o zaman son çare savaş çıkarmaktır.
“savaş Yahudi’nin hasat zamanıdır” diyor yine bir Yahudi. Ben Siyonist demeyi tercih ediyorum.
Ama bu savaşta Yahudi zahiyatı olmaması gerekmektedir. Dünya ele geçirilip altın çağ başlayınca dünya nimetlerinden faydalanacak insan yoksa bu çağa çağ denilir mi?Çay içecek birkaç komşun olması gerekli.
İşte medya ayağı budur.
Talan edilecek ülke insanları öyle bir işlenir ki, yerden yere vurulur, dünyanın en utanç verici suçlarıyla suçlanır. Bu kapı komşunuz bile olsa inanırsınız. Çünkü sizin işiniz çoktan bitirilmiştir ve sizi savaşarak dize getirmeye bile gerek görmüyorlardır.
Askerde bir söz vardır.
“Silahın sesini duyduğunda korkma. Çünkü ölmemişsindir ve mermi seni çoktan geçmiştir.”
Biz emperyalist genellemesiyle boğuşurken Siyonizm’in sesini daha yeni duyduk. Siyonizm içimize çöreklendi, iktidar oldu, yargıyı, orduyu ele geçirdi geçiriyor.
O kadar geniş ki konu sadede hala gelemedim.
Nede olsa edebiyatçı değilim ve sadece sezdiklerimin anlaşılması gibi bir derdim var.
ABD’nin Siyonizm’in elinde olduğunu daha önceki yazılarımda nedenleriyle açıkladım.
Emperyalist genellemesinin yanlış, geniş ve hedef şaşırtıcı bir kavram olduğunu da daha önce belirttim.
Sağ/sol ayrımıyla bunlarla mücadele edemeyeceğimizi yıllardır yazıyorum.
Siyonizm Irak talanıyla kamuoyu kaybetti. Yeni bir kamuoyu oluşturması da kısa vade de zor görülüyor. Afganistan’da zülüm ve katliam devam ediyor. İran; ABD’nin ve kız kardeşi İngiltere’nin aleyhinde yaptığı propagandaya karşı ciddi bir meblağ ayırdı ve sanal alem dahil her türlü mücadele veriyor.
Siyon yılanı dünya kamuoyunu arkasına almadan hiçbir savaşa giremez.
Bu anlaşıla bilir bir şey. Kamuoyu yoksa asker yok demektir. Asker yoksa ölecek bedava insanlar yok demektir. O zaman iş üstün ırk yalanına kanmış salaklara kalır ki, oda üstün müstün olmadıklarının anlaşılması anlamına gelir. Bütün mistik büyüler çakar. Ondan bundan araklayıp patenti yapıştırdıkları, sahiplendikleri bilimdeki yalanları da ilk tökezlemede herkesin ağzında çiklet olur. Ne mason, ne illuminati, ne tapınak şövalyeleri ne Bilderberg, ne altın çağ hepsinin birkaç köşeyi dönmüş zibidinin, aynı ırktan sürülerin damarlarına enjekte ettikleri mutluluk hormonu olduğu çıkar ortaya.
Ve aynada belki ilk defa ne boktan bir suratlarının ve tarihlerinin olduklarını görürler. Sıradan insanlar olduklarını algılarlar. İşte o zaman cam kuledekilerin kendilerini nasıl afyonladıklarını anlarlar.
Ama bu sürüler hala Armageddon Savaşına inanıyorlar.
Ve yakın zamanda başlaması gerekiyor. Talmutları öyle diyormuş.
Peki, düzen bozulacak mı?
Kamuoyunu arkasına almadan mı girecek bu savaşa?
O zaman akla şu geliyor.
Savaşı başkasının başlatması gerek.
Bilin bakalım kim?
Hasat zamanı geldi.







"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."