29 Ocak 2012 Pazar

KAZIKLI MÜMTAZER

“Mümtaz’er Türköne, Antalya’da Kumluca Belediyesi tarafından kültürel etkinlikler kapsamında düzenlenen ayın söyleşisine konuşmacı olarak katıldı. Belediye Kültür Salonu’nda düzenlenen ayın söyleşisini Kumluca Kaymakamı Salih Işık, Belediye Başkanı AK Parti’li Hüsamettin Çetinkaya, İlçe Emniyet Müdürü Nail Çetinkaya, CHP Kumluca İlçe Başkanı Dilek Engin, meclis üyeleri ve vatandaşlar katıldı.”HABER BU.EE BU SÖZLERE TEPKİ GÖSTEREN OLDU MU?
BAKALIM


MİLLET KİKİRDİYORSA BİZDE GÜLELİM O ZAMAN: 


DÜNÜN ‘MAĞDUR’LARI ARTIK ‘MAĞRUR’ OLDU; RÜZGÂR TERSİNE DÖNDÜ!
Mustafa Mutlu
Bütün liboşlar ve dinciler söz birliği etmişçesine Türk Silahlı Kuvvetleri’ne en ağır ifadelerle saldırmaya başladılar ...
Kaderin cilvesine bakın ki; bu haksızlığa tepki koymak da benim gibi “anti-militaristlere” kaldı ...
***
Bu arkadaşlar ortalıkta dolaşan bir belgeyi doğru kabul ederek, ordunun bütün kademelerini darbeci ilan ettiler ...
Her devrin adamlarından biri, halkımızın her zaman güvendiği bu kurumu “Kendi halkına ve ülkesine karşı entrikalar çeviren bir fesat ocağı” olmakla suçlamaya bile cesaret etti.
Karısının başından aşağı dışkı dolu kavanoz boşaltmasıyla tanıdığımız bir diğeri; işi, Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’yle dalga geçmeye kadar vardırdı.
Bugün bile her yurttaşımızın ezbere bildiği o eşsiz hitabeyle, “Kan-vatan-düşman edebiyatı” diye dalga geçmeye kalkıştı ...
Atatürk’ten “Kemal Paşa” diye söz etti ve “O hitabe bugün yazılacak olsa ben şöyle düzeltirdim” diyerek bakın neler yumurtladı:
“Ey Türk gençliği...
Düşman bütün tersanelerine girmişse, vazifeye atılmadan önce düşüneceksin. Önce, düşman mı diye soracaksın. (Çünkü bugün düşman olan yarın dost olabilir.) Sonra onu kendine düşman etmek için ne hata yaptığını düşüneceksin. (Çünkü düşmanlık, herkes için ağır bir yüktür.) Gönlünü kazanmayı deneyeceksin. Tersaneyi beraber işletmeyi teklif edeceksin. (Öylesi her ikiniz için daha kazançlı olabilir.) Sonuç alamazsan, ’Bir tersane uğruna düşman olmaya değer mi’diye bir kere daha kendine soracaksın.”
***
Bugün Atatürk’e, onun kurduğu cumhuriyete, Türk Silahlı Kuvvetleri başta olmak üzere tüm cumhuriyet kurumlarına saldıranların tek amacı var:
Tüm “saygınlıkları” ayaklar altına alarak, halkı şaşkın ve çaresiz hale düşürmek ...
Sonra da bu şaşkınlıktan ve çaresizlikten yararlanarak; düşmanların, asla giremeyecekleri tersanelere girmelerini sağlamak ...
Ülkenin tüm zenginliklerini, temsilcisi oldukları güçlere peşkeş çekmek!
***
Peki; halkımız bu alçakça dolduruşlara gelir mi?
Oynanan oyunu görmeyerek, bu başıbozuklara aldanır mı?
Asla ...
Bu ülkenin insanları zaman zaman duygularına kapılıp, sırf “mağdur” oldukları için birilerini desteklemiş, hatta iktidara getirmiş olabilir ...

Ama unutmayın ki; dünün “mağdurları”, bugünün “mağrur”larına dönüştü ...
“Mağdur”luk rolü ise artık, bu ülkenin temel değerlerine ve kurumlarına yüklendi ...
İşte bu nedenle; rüzgâr tersten esmeye başladı ...
Tüm cumhuriyet düşmanlarına duyurulur! 
*****
İKİ YÜZLÜ! ))))
Yıllardır Türkiye’deki dinci ve gerici hareketleri destekleyen Batı medyası, birden bire, “Türkiye yönünü Doğu’ya döndü, Avrupa’dan uzaklaşıyor” diye yaygara yapmaya başladı...
Aynı kaygıları dile getirdiğimiz günlerde bizi “tutuculukla” suçlayan bu arkadaşlar, şimdi Türkiye’yi kaybetmekten korkuyor!
Bizim “en büyük devlet büyüğü” de bu yayınları yapanları, “Bir yüzümüz Batı’da, diğer yüzümüz Doğu’da” diyerek sakinleştirmeye çalışıyor ...
***
İyi de biz ne zamandan beri “iki yüzlü” olduk?
*****
GÜNÜN SORUSU
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ayamama deresine 13,75 metreden daha yakın yapıların yıkımına başladı ya... Soru Mehmet Demirkol’dan:
İyi de neden 13 metre, 14 metre değil de 13,75 metre? Acaba 13,76 metreden itibaren hangi yandaşın, hangi tarikat üyelerinin işyerleri, ya da alışveriş merkezleri var? 
*****
Türköne, Ergenekon sanığı olmaktan mı korkuyor?
Önce “Apo’ya paşa unvanı verilsin” diyen, sonra da Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tasfiye edilerek yerine Osmanlı’daki “Nizam-ı Cedid Ordusu”nun kurulmasını isteyen eskinin ülkücüsü, bugünün “demokrasi kahramanı” Mümtazer Türköne’ye birkaç sorum var:

* 1990’lı yıllarda dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in danışmanlığını yaptınız mı?
* Yaptıysanız, Çiller’in “derin devlet”i savunmak için söylediği, “Bu devlet için kurşun atan da yiyen de şereflidir” sözünün patenti, iddia edildiği gibi size ait olabilir mi?
* O dönemde birlikte çalıştığınız kişiler arasında bugün Ergenekon davasında yargılanmakta olanlar var mı?
* Varsa... Acaba bugünkü “Kürtçülüğünüzün” ve asker karşıtlığınızın asıl nedeni, eski ilişkilerinizi inkâr çabası olabilir mi?
* Ergenekon soruşturmasının bir gün zat-ı âlinize kadar uzanabileceği ihtimali hiç aklınıza geldi mi?


"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."M.A.ERSOY