26 Nisan 2011 Salı

MOSSAD'IN SON MARİFETİ...
Fikret ErTAN
İngiliz ve İsrail istihbarat servisleri arasındaki ilişkilerin ele alındığı, geçen ay yapılan bir konferansta İngiliz MI6 dış istihbarat servisi eski başkanlarından Sir Richard Dearlove, İsrail gizli servisi MOSSAD'ın MI6'dan çok farklı kurallarla çalıştığına işaret etmiş; ancak bunların neler olduğunu açıklamamış.
Bu farklı kurallar muhtemelen Batılı servislerin normalde başvuramayacakları adam öldürme, suikast ve adam kaçırma gibi kurallar olsa gerek. Bunlara belki şeytanın bile aklına gelmeyecek başkaları da eklenebilir.
MOSSAD esasen adam kaçırmada oldukça başarılı ve ünlü bir servis. Gerek gördüğünde İsrail vatandaşlarını bile kaçırabiliyor. Buna en bilinen örnek de 1986 yılında İtalya'dan kaçırılarak İsrail'e getirilen ve daha sonra 18 yıl hapse mahkum edilen, İsrail'in Dimona'daki nükleer silahlarını bütün dünyaya açıklayan Mordahay Vanunu adlı nükleer teknisyendi. Belki başkaları da var; ama bilinmiyor.
Adam kaçırmada hayli usta olan MOSSAD bugünlerde başka bir adam kaçırma vakası ile gündemde bulunuyor. Bu adam Gazzeli mühendis Dirar Ebu Sisi. Eşi Ukraynalı olan ve 1990'lı yıllarda Ukrayna'da eğitim gören Sisi, 19 Şubat'ta Ukrayna'da trenle Harkov'dan Kiev'e giderken yolda kayboldu ve bir ay kadar sonra İsrail'de Aşkelon'daki Şikma hapishanesinde tutuklu olduğu ortaya çıktı.
Kendisiyle hapishanede görüşen Filistin İnsan Hakları Merkezi'nden bir avukata nasıl kaçırıldığını şöyle anlattı: "...kardeşim Yusuf ile buluşmak üzere Harkov'dan Kiev'e trenle gidiyordum. Bulunduğum kompartımana ikisi askerî üniformalı üç kişi girdi. Bunlar benden pasaportumu göstermemi istediler. Ben bunu reddettim. Bunlar beni tehdit ettiler ve pasaportumu zorla aldılar. Beni Poltova istasyonunda trenden indirdiler. Ellerimi kelepçelediler, başıma torba geçirdiler ve beni bir arabaya koyarak Kiev'e getirdiler. Kiev'de kendilerini MOSSAD ajanı olarak tanıtan 6 şahsın bulunduğu bir daireye yerleştirdiler. Ajanlar beni derhal sorgulamaya başladılar... 4-5 saat süren bir hava yolculuğundan sonra bilmediğim bir yere indik. Yaklaşık yarım saat sonra yeniden havalandık. Yolculuk bu sefer bir saat kadar sürdü. Yere indiğimizde kendimi İsrail'de buldum."
Bu şekilde kaçırılan Ebu Sisi'nin kaçırıldığını elbette MOSSAD resmen üstlenmemiş bulunuyor. Ukrayna makamları ise 'bu konuda bilgimiz yok' diyorlar. İsrail basını da konu hakkında sansür yasağı olduğu için pek fazla bir şey söyleyemiyor. Başbakan Netanyahu ise geçen hafta Sisi'nin tutuklanmasını 'kanuni bir tutuklama' olarak nitelemişti, o kadar. Dirar Ebu Sisi'ye tekrar dönersek, geçen hafta Berşeba'da mahkeme karşısına çıkarılmış bulunuyor. İsrail iç güvenlik servisi Şin Bet hakkında bugüne kadar görülmeyen ve 15 sayfayı bulan çok ayrıntılı bir iddianameyi mahkemeye sunmuş ve Sisi'yi terörist gruba (Hamas) üye olmak, yardımcı olmak, kanuna aykırı şekilde silah imal etmek, cinayet, cinayete teşebbüs gibi 9 ayrı suçla suçlamış bulunuyor. Sisi bunları elbette reddediyor, suçsuz olduğunu, haksız yere tutuklandığını söylüyor.
İddianame, dediğimizi gibi çok ayrıntılı. İçinde Ebu Sisi'nin Ukrayna'daki Harkov Askerî Mühendislik Akademisi'ndeki doktora çalışmalarından, buradaki roket uzmanı hocası Profesör Konstantin Petroviç'ten (ki kendisinin Scud füzeleri konusunda en uzman kişi olduğu söyleniyor), Sisi'nin buradaki çalışmaları sırasında roket komuta-kontrol, ivme, güdüm ve dengeleyici sistemler konusunda çok şey öğrenmiş olduğu gibi bilgilere yer veriliyor. İddianame bunların sayesinde Ebu Sisi'nin Hamas roketlerinin menzil ve vurucu gücünü artırmada çok başarılı olduğunu, hatta orijinal tanksavar sistemleri (Yasin adlı) geliştirdiğini zırh kalınlıklarına kadar anlatıyor. Ebu Sisi kaçırılmadan önce Gazze'nin tek dizel elektrik santralinin işletme şefiydi. Onun sayesinde bu santral İsrail'den ithal edilen özel dizel yakıtı yerine sınırdan kaçırılan Mısır dizeli ile çalışır hale getirilmişti. Bu da şüphesiz santralin kendisine bağımlı kalmasını isteyen İsrail makamlarını rahatsız etmişti. Bu da Ebu Sisi ile ilgili bir başka önemli bilgi.
İsrail, Gazze'den atılan roketler konusunda anlattığımız gibi, Ukrayna'dan adam kaçırmayı göze alacak kadar hassas. Bu konuları iyi izlemeden, bilmeden İsrail-Hamas mücadelesi de asla anlaşılmaz. Yuvarlak laflarla, bağırarak çağırarak bu zaten olmaz.
MOSSAD'ın son marifeti Gazze, Hamas ve Hamas roketlerine yönelikti. Başka hangi marifetler var, hangileri planlanıyor, hangileri icra ediliyor, kim bilir? Bu konuda söylenebilecek tek şey, MOSSAD'ın misyonuna sonuna kadar bağlı kalmaya kararlı olduğu gerçeği olup bu yolda akla gelen, gelmeyen her şeyi yapmaya çalışacağıdır. İlgili gerçek bu kadar yalındır bize göre...