25 Aralık 2009 Cuma

FETTULLAH (içimizdeki CİA) BİZİM PARAMIZLA SİLAHLANIYOR
DİKKAT
AKP FETTULLAHÇI KADROLARINI KURDUĞUNA İNANDIĞI MİT VE EMNİYET'E TSK'NIN ELİNDE VE ENVANTERİNDE OLAN SİLAHLARI ALMA YETKİSİ TANIYAN YASAYA HAZIRLANIYOR.
HENÜZ SES SOLUK YOK.
AMA BU AFRİKA ÜLKELERİNDE GÖRMEYE ALIŞTIĞIMIZ ASKER POLİS ÇATIŞMASINA ÇOK YAKLAŞTIĞIMIZIN RESMİDİR.
TSK KONUMU GEREĞİ SÖYLEYEMİYOR.
O ZAMAN BİZ SÖYLEYELİM
"FETTULLAH SİLAHLANIYOR." 
BU YASAYA EMNİYETİN VE MİTİN İÇERİSİNDE KALAN ATATÜRKÇÜ TÜRK EVLATLARININ KARŞI ÇIKMASI GEREK.
BU TARİHİ BİR SORUMLULUKTUR.
BANA 1. BALKAN SAVAŞINI HATIRLATTI.
NEDENİNİ SİZ ARAŞTIRIN..




POLİS VE MİT'E ASKERDEN İTİRAZ

TBMM İçişleri Alt Komisyonu'nda görüşülen sivil amaçlı silah kanun tasarısı hükümet ile Genelkurmay'ı karşı karşıya getirdi. Hükümet, tasarıyla, sadece Genelkurmay'ın elinde olan 'askeri silah ve malzeme ithali' yetkisinin MİT ve polise de verilmesini istedi.
Ancak konuyla ilgili görüşü istenen Genelkurmay ise Komisyon'a gönderdiği cevabi yazıda
'MİT ve polise bu yetki verilirse askeri silahlar kontrolsüz kalır' uyarısında bulundu.
Genelkurmay yazısında,
'Askerin ruhsatını kuvvet komutanlıkları verir' diyerek, böyle bir durumun 'operasyon bölgelerinde' sorun olacağını dile getirdi.
Hükümetin Meclis’e sevk ettiği Silah Kanunu Tasarısı’nda MİT ve Emniyet’e askeri silah ithal yetkisi veriliyor. Kuvvet komutanlıklarının muvazzaf subayların şahsi silahlarına ve emekli mensuplarına silah ruhsatı verme yetkisi de kaldırılıyor.
TBMM İçişleri Alt Komisyonu, hükümetin Temmuz ayında Meclis’e sevk ettiği
“Silah Kanunu Tasarısı” üzerinde ilk toplantısını önceki gün yaptı. Tasarıda yer alan iki maddeye Genelkurmay temsilcisinden itiraz geldi. Tasarıda MİT ve Emniyet için askeri silah ithal edilebilmesi için Sanayi Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’na yetki veriliyor. Şu anda uygulanan kanunda askeri silah ithali Milli Savunma Bakanlığı’nın izniyle yapılabiliyor. Askeri silahların kayıtları ise Genelkurmay tarafından tutuluyor. Genelkurmay’ın her iki bakanlığa MİT ve Emniyet için askeri silah ithal etme yetkisi verilmesine itiraz ettiği öğrenildi.

Tasarıda yer alan, kuvvet komutanlıklarının, muvazzaf subaylara şahsi silahları için izin belgesi ve emekli mensuplarına silah ruhsatı verme yetkilerinin İçişleri Bakanlığı’na devredilmesiyle ilgili maddeye de Milli Savunla Bakanlığı ve Genelkurmay temsilcileri karşı çıktı. Edinilen bilgiye göre toplantıda Genelkurmay ve Milli Savunma Bakanlığı temsilcileri
“askeri silahların tek elden kontrolünün şart olduğunu” belirttiler. Bu çerçevede de tasarıyla İçişleri Bakanlığı’na verilen emekli askerlere silah ruhsatı verme yetkisinin kendilerinde bırakılmasını talep ettiler. 



"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."
"POLİSİN İÇİN DE ÇETE VAR" 
GÜNAYDIN SAYIN BAKAN




Akp Elazığ Millet Vekilinin bu sözlerine  anında görüntü.
Ne diyor? 
Akp milletvekili İşbaşaran görüntülerde.
 “Sizi yakarım. Si.tir git” 
diyor. 
Bir polisle milletvekili arasında yaşanan tatsız bir vakaa.
Ama meğersem bu görüntüler Tayyip Beyefendiye de hediye edilmiş.
Tayyip Beyefendi çok kızmış…
Gelde gülme.
Ya daha dün Diyarbakır Belediye başkanı senin hükümetinin tamamına kameralarının önünde ve mikrofonlardan “ha si.tirin diyorum” demedi mi?


 Vekilden Polise Küfürler
AK Parti milletvekilinin polise hakareti cep telefonu ile görüntülendi İZLE
AK Parti Elazığ Milletvekili Fevzi İşbaşaran'ın kendisine kimlik soran polislere ağır hakarette bulunarak küfür ettiği ortaya çıktı. Cep telefonu ile görüntülenen tartışmada milletvekili İşbaran, kendisine kimlik soran polislere ''Sizi yakarım. S... git'' gibi küfürler ediyor.



**************************

AKP Elazığ Milletvekili Fevzi İşbaşaran Polis içinde çeteler olduğunu ve amaçlarının Hükümet ile Genelkurmayı kavga ettirmek olduğunu açıkladı.


Yeniçağ gazetesi yazarı Sabahattin Önkibar Bülent Arınç’a sözde suikast olayı ile patlak veren polis içindeki çeteler olayı ile ilgili bir yazı kaleme aldı. Önkibar, AKP Milletvekili Fevzi İşbaşaran’ın bu konuda ciddi iddiaları olduğunu da belirtti.

İşte Sebahattin Önkibar’ın Polis içindeki çetelerle ilgili yazısının bir kısmı:

“Adı: Fevzi İşbaşaran.
AKP Elazığ Milletvekili.
Fevzi Bey’in bir başka özelliği de rahmetli Özal’ın özel kalem müdürlüğünü yapmış olmasıdır.
Fevzi Bey, İnternet Haber’den Zübeyr Kındıra’ya özetle aynen şu sözü ediyor:
- “Polis içinde çeteler var. Tuzak kuruyorlar. Amaç hükümetle Genelkurmay’ı kavga ettirmek.”
İşbaşaran devam ediyor:
- “Bu son suikast hadisesinde iş ortaya çıktı. O işin hikaye ve yalan olduğu ortaya çıktı. Yok ağızdan kağıt falan... Olacak iş mi...”
Fevzi Bey tam bu noktada partisine kızıyor:
- “Bizimkiler de maalesef her şeye atlıyorlar.”
Bakın bu sözleri eden muhalefet temsilcisi değil, AKP mebusudur.
Üstelik Fevzi Bey devlet ve bürokrasi nedir bilen deneyimli bir isimdir.
Böyle biri, poliste çete var diyorsa bunu görmezden gelemezsiniz!
Maalesef polise sızan o çete, bir süredir bir proje yürütüyor.
Amaç belli, kendilerine engel gördükleri TSK’yı tasfiye, muhaliflere zulüm ve devleti ele geçirmek!
Suikast hikayelerini uydurmaları ise AKP zirvelerini ölümle  korkutmak ve TSK ile yakınlaşmalarını engellemek içindir.
Başbakan ve Bakanlar askerlerle ne zaman yakınlaşsa, bu güruh  hemen,  “Efendim bunlar size suikast yapacaklardı, işte belgeleri” diyor ve onları etkiliyor.
Hiç kuşkunuz olmasın son teşebbüsleri de Erdoğan’la askerin arasına mesafe koymak adınadır.
Tam bu noktada Başbakan Erdoğan’la İçişleri Bakanı Atalay’ı açıklamaya  çağırıyor ve kendi milletvekilerinin söylediklerinin gereğini yapmaya çağırıyoruz.
Tekrar ediyorum, polisde çete var iddiasında bulunan AKP mebusudur!
Bu beyana suskun kalınırsa iddialar kabullenilmiş olacaktır!"
-------------
Polis içindeki çetelerle ilgili İnternethaber sitesinden Zübeyir Kındıra 24 Aralık tarihli yazısında biraz detay verdi. İşte o yazının bir kısmı:

Emniyet içindeki kaynaklarımıza sorduk. İşbaşaran'ın söylediklerinde haklılık payı bulunduğunu söylediler. Dahası, İşbaşaran'ın 'Ankara Emniyetinde çatışan gruplar olduğu' iddiasının kesin ve bilinen bir gerçek olduğunu da söylediler.

Ve ilginç olan; aslında çatışan bu grupların birbirlerinden hiç de uzak olmadıklarına ilişkin iddiaydı. Kaynaklarımız, dünya görüşü, yaşantı biçimleri, polislik mesleğini icra biçimleri ile neredeyse aynı tedrisatın nüveleri olduğu yolunda iddialarda bulundular.

Tek farkları varmış.

Bir cenah, bugünkü iktidar sahiplerinin nüvesi imiş; diğer cenah ise, iktidarın, iktidar olmasına büyük katkı sağlayan, başı-kökü uzak diyarlarda, bir başka derin cenah imiş.

Biz iddiaları yansıttık.
Bu süreç sonunda bir yerde patlayacak.
Patlayınca bakarız, bu iddialar doğru mu değil mi?”