23 Eylül 2010 Perşembe

MHP TUNCELİ BÜROSUNU AÇTI

MHP, yoğun baskılar sonucu tabelasını indirdiği Tunceli'de, 11 yıl aradan sonra parti tabelasını yeniden astı. MHP'nin Tunceli İl Başkanı Osman Gür, şu ana kadar bir tepki almadıklarını söyledi.

Terör örgütü ve vatandaşlardan gelen tepkiler üzerine 1999 yılında tabelasını indirmek zorunda kalan MHP, Tunceli'de yeni yönetimini oluşturarak, parti tabelasını bir kez daha astı.

Partisinin Tunceli'de teşkilatının olmadığını öğrenen ve Elazığ'da yaşayan Osman Gür, 21 kişilik il yönetimini oluşturmasının ardından teşkilatı kurduktan sonra, genel merkezin onayıyla Tunceli İl Başkanlığı'na atandı.

Gür ve arkadaşları genel merkezin onayının ardından Tunceli şehir merkezinde Behice Boran Caddesi üzerinde bulunan bir binanın üçüncü katını parti binası olarak kiraladı.

Partisinin tabelasını Tunceli'ye 11 yıl sonra yeniden asan MHP Tunceli il başkanı Osman Gür, şu ana kadar bir tepki almadıklarını söyledi.

Referandum çalışmalarını da gerçekleştirdiklerini belirten Gür, "1999 yılında ilk tabelayı astık. O dönemdeki il başkanı tepki karşısında tabelayı indirmek zorunda kaldı. Ocak ayından itibaren teşkilatlanmaya gittik. Şu anda tabelamızı asmışız, henüz iç dizaynını yapmadık. Çemişgezek ve Pertek ilçelerimizdeki teşkilatlarımızı oluşturduk" dedi.

MHP 1999 yılında 15 kişilik bir ekiple Tunceli teşkilatını kurmak için çalışma başlatmış, ancak yasa dışı sol örgütler, terör örgütü PKK ve halktan gelen tepki üzerine kısa süre sonra tabelasını indirmişti.




MHP Diyarbakır'da tekrar tabela astı

5 Mayıs 2010 tarihinde Milliyetçi Hareket Partisi Diyarbakır İl Başkanlığı görevine getirilen Mehmet Teyyar Karakoç, önceki gün Diyarbakır’ın merkezi semtlerinden Ofis-Ekinciler caddesi üzerinde parti binasını açarak partinin üç hilalli tabelasını astı.

Eski il yönetiminin 08.04.2008 tarihinde görevden alınması ile oluşan boşluk uzun süre devam etmiş, yaklaşık 15 il başkanı adayının yarıştığı süreç parti yönetiminin karar vermesini zorlaştırmıştı. Partinin karar verme süreci Mehmet Teyar Karakoç’un MHP Genel merkezi tarafından görevlendirilmesi ile son buldu.
MHP Diyarbakır İl Başkanlığına getirilen M. Teyyar Karakoç, “MHP Türkiye’nin çimentosudur. Diyarbakır bizim için önemli bir şehirdir. Kamuoyunun da bildiği gibi son bir yıldır genel başkanımız Sayın Devlet Bahçeli 'Bin Yıllık Kardeşliği Yaşa ve Yaşat' mitingleri ile bölgenin partimiz için önemini vurgulamaktadır. Bizler de bu bilinç ile çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Öncelikli hedefimiz küresel emperyalist güçlerin bölgemiz üzerinde oynamakta olduğu oyunlar ve AKP hükümetinin açılım politikaları sonucu zedelenen kardeşlik bağlarımızı yeniden güçlendirmektir.” dedi.
Yandaş medya tarafından Kürt açılımı ile ilişkilendirilerek “MHP Diyarbakır’dan çekiliyor” şeklinde yansıtılan söz konusu görevlendirme sürecine vurgu yapan İl başkanı Karakoç “ Aslında bizim Diyarbakır’dan çekildiğimiz yoktu, ülkemizin her tarafında insanımıza hizmet etmeye devam edeceğiz. İl teşkilatının resmi olarak olmadığı dönemde de aktif bir şekilde parti çalışmalarımızı devam ettiriyorduk.15 civarında taliplinin bulunduğu il başkanlığı görevi Genel Merkezimizce tarafımıza tevcih edilmiştir. Bu bir bayrak yarışıdır. Yönetim kurulumuz ile birlikte bayrağı en yükseğe taşımaya çalışacağız.” dedi.


Hanefi Avcı, kitabında isimlerini vermediği imamları ayrıntılı olarak anlatmıştı
İmamların listesi Keleş’te


Fethullah Gülen’in, emniyet, adalet ve siyaset içinde faaliyet gösteren ‘imam’larının listesi, Ankara Özel Yetkili Başsavcı Vekili Hamza Keleş’e verildi.
Haber Merkezi - Fethullah Gülen’in, emniyet, adalet ve siyaset içinde faaliyet gösteren “imam”larının listesi Ankara Özel Yetkili Başsavcı Vekili Hamza Keleş’e verildi.
Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın, “Haliç’te Yaşayan Simonlar” kitabınının ikinci bölümünde ayrıntılı olarak anlatıp isimlerini vermediği Gülen cemaatinin emniyet, adalet ve siyaset üçgeni içinde faaliyet gösterdiği“imam”larının listesini gerçek isimleri ile Ankara Özel Yetkili Başsavcı Vekili Hamza Keleş’e verdiği öğrenildi.
Avcı, cemaatin Emniyet’ten sorumlu “imamı”nın “Kozanlı Ömer” diye bilinen Osman Hilmi Özdil olduğunu açıklamıştı. Avcı, Gülen cemaatinin MİT’ten sorumlu imamını ise “Yenimahalle”den sorumlu “Sinan Bey”kod adıyla “Murat Bey” olarak olarak kaleme almıştı. TSK içindeki imamların subay, astsubay ve erlerden sorumlu olarak üçe ayrıldığını belirten Avcı, bu imamların bir araya geldiklerinde bir zincir oluşturup devlet hiyerarşisi dışında bir yapı oluşturarak suç işlediklerini belirtti. 2002 yılında Elazığ Sivrice’de bir camide unutulan ve Ahmet Şahinalp adlı makine mühendisine ait çantada ele geçen belgelere göre cemaatin bu bölgesindeki yapılanmasıyla ilgili önemli bilgiler elde edildi. Avcı, bu belgeyi Keleş’e verdi.
Avcı’dan ikinci belge
Avcı’nın Başsavcı Vekili Keleş’e verdiği ikinci belge ise 2007’de cemaatin emniyet imamı olan Kozanlı Ömer’in faaliyetlerinden şikâyetçi olan alt sorumluların Gülen’e gönderdikleri bir rapor. Bu raporda cematin emniyet içindeki faaliyetleri ayrıntıları ile anlatılıyor.
Kitabını yayımladıktan sonra merkeze alınan Hanefi Avcı’nın başlatılan soruşturmadan pek umudu yok. Büyük sansasyon yaratan kitabının Ada Yayınevi’ndeki imza gününde Gazeteport’tan İhsan Demir ile görüşen Hanefi Avcı şöyle konuştu: “Soruşturma yukarıdan üst düzeyden desteklenmezse bir sonuca ulaşmaz. Soruşturma sadece savcılığın yürüteceği bir soruşturma ile sonuca ulaşmaz. Hem idari hem de savcılığın aynı anda çalışarak yapıyı ayıklamaları gerekir. Çünkü emniyet ve adalet teşkilatı içindeki cemaat elemanları bir araya gelince suç işleme şebekesi meydana geliyor.”

cumhuriyet -23/9/2010
"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."