2 Haziran 2010 Çarşamba

GAZZE’NİZ MÜBAREK OLSUN

Kırmızı
Turuncu
Sarı
Yeşil
Mavi
Mor
Gördüğümüz ışıktır ve görünen ışık diye adlandırılır. Kızıl ötesi ve mor ötesi adı verilen ışınları göremeyiz.
AKP’nin de en sevdiği renk kırmızı.
Ama biz AKP’yi kırmız ve hemen ardından mor olarak görmeye alıştık.
Ya kırmızı ya da mor. Arası kurtarmıyor. AKP sınırlarda oynamaya bayılıyor. Bir kızarıyor bir morarıyor.

“One münite” diyor kızarıyor, esiyor parlıyor, gürlüyor, oylarını patlatıyor.
Hemen ardından mayınlı araziyi İsrail’e 44 yıllığına hibe edebilmek adına mos mor oluyor.
“Komşularla sıfır sorun” politikası güden AKP Ermeni açılımı, Kuzey Irak’ta ki oluşumu resmen kabullenme, elçilik açma gibi açılımların mimarı. Teröristlere çadır mahkemesi kurup affediyor, teröristle sıfır sorun.
Ama Atatürkçü aydınlar, terörle mücadele eden askerler olunca, aleyhte bir karar veren mahkeme olunca, muhalefet olunca öyle bir kızarıyor ki alı moru karışıyor.
Ama AKP Baykal’ın çılgın kaset operasyonundan sonra ters köşe oldu ve Baykal’ın beklenmeyen istifası ve ardından Kılıçtaroğlu’nun CHP’nin başına gelmesi daha da kötüsü yandaş ve ya tırsık medyanın ışığı görüp ince ince destek vermesi ABD’den habersiz parmağını oynatamayan AKP’yi mos mor etti. “Bu kez logara süpürüldüm” sendromuna girdi.
AKP’nin tam omurgasından öyle bir kütürtü geldi ki bunu acilen tedavi etmesi, gündemi CHP’den AKP’ye kaydırması gerekiyordu.
AKP tabanına bu coşkuyu ancak İsrail katiline çatarak elde edebilirdi.
Yani Tayyip Erdoğan yine kırmızı olmalıydı.
Liboş/fetoş/kürdoş karması İhanet kardeşliği dernekler, sivil toplum örgütleri hemen olaya el attı.

“Andımızı kaldıralım” , “Ne mutlu Türküm diyene” demeyelim diyen Mazlum-der gibi Asrın yolsuzluk abidesi Deniz Feneri gibi örgütler bol dini söylemlerle Gazze’ye yardım düzenliyor.
Aylarca bunu hazırlıyor ve İsrail müdahalesi beklene beklene gidiliyor.
Ama İsrail bu kez dozajı ayarlayamıyor ve çok sert ve cinayetle sonuçlanan neticeler çıkıyor ortalığa.
Kırmızı ki ne kırmızı. Ortalık kanrevan.
AKP,İsrail’den bunu beklemiyordu.İsrail çok ayıp etti.
İsrail’in müdahalesinden sonra yapılacaklar hazırlanmıştı ve AKP’den hiç umulmayacak bir süratle BM’lere başvuruldu, yapılması gereken tüm girişimler yapıldı.
Türk askerinin başına çuval geçirildiğinde “müzik notası mı vereceğiz?”  diyen başbakan bırakın notayı konçerto/senfoni/resital düzdü.
Ama CHP uçurtmasının rüzgarını keseyim derken seçime yakın beklediğim İsrail kapışması kozunu erken kullandı. Çünkü artık AKP’de çok başlılık hakim. Artık Padişahlarını kurtara bilmek adına AKP tabanında parayı bulmuş irili ufaklı her yapılanma kendince bir şeyler yapmayı deniyor.
Bütün bunlar ABD’nin sistemli planlamasından olayın çıktığı izlenimi veriyor.
Gazze’de ölen insanları AKP’nin çok önemsediğini düşünen arkadaşlara şu soruyu soruyorum.
Cevaplasınlar.
Irak’ta 1ABD askerine karşılık 1 Irak askeri yanında da 20 Irak’lı sivil ölürken neredeydiler?

1,5 Milyon Iraklı sivil öldüren ABD’ye sen ki mi şikâyet ediyorsun?
O kadar Müslümansın Afganistan’da işin ne?
ABD’nin nasıl hala müttefikisin?
Soruları arttırmak mümkün ama inanın değmez.
AKP’nin kırmızı sevdasına ve sıkışan iç politikasına bu kez can verdik.
Ama AKP’nin hesap edemediği ve bence İsrail’in sert müdahalesinin gerçek nedeni ise muhtemel İran saldırısının öncesinde Türkiye’ye yol haritası çizildi.
Sen Müslüman bir ülkesin ve İran’ın yanındasın.

Gazze falan hikâye arkadaşlar.
Türkiye artık muhtemel savaşın içerisinde vardır ve tarafı da İran’dır.
Rusya’nın, Çin’in tarafsız kaldığı savaşa kendimizi Gazze ile sokmuş bulunuyoruz.
Çünkü biz emperyalistin gözünde Osmanlı’yız ve uygulanamamış bir Sevr var. Mutlaka savaşın içerisinde olmalıyız.
Bu son gelişmelerden sonra İsrail’e tepki gösterip ulusal silah sanayimizi geliştireceğiz falan gibi düşünen arkadaşlar varsa onlara da sadece şunu söyleye bilirim:
Mümkün değil, çünkü o kadar zamanımız yok.
Gazanız mübarek olsun.
BOP tam hız devam ediyor.
Görüşmek umuduyla.


"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."