16 Temmuz 2010 Cuma

 TARAF EN SONUNDA İTİRAF ETTİ: "GAZETE, BAŞBAKAN TARAFINDAN DESTEKLENİYOR"

Taraf gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yasemin Çongar, "Gazete, Başbakan tarafından destekleniyor" dedi. Çongar, Amerika'nın en büyük radyosu olan Ulusal Halk Radyosu'na konuştu. İşte Yasemin Çongar ve Murat Belge'nin Tayyip Erdoğan'ı ve polis içindeki güçleri ihbar niteliğindeki sözleri...
Amerika'nın en büyük radyo kanalı Ulusal Halk Radyosu, 30 Haziran tarihinde Taraf gazetesini ve Ergenekon iddialarını ele alan bir program yaptı. Radyonun muhabiri Julia Rooke (Culya ruuk), yaklaşık 5 dakika süren programı İstanbul'a gelerek hazırladı.
Amerika'nın Ulusal Halk Radyosu, kısa adıyla NPR'nin internet sitesinden duyurduğu programın sunuşunu şöyle yapıyor: "Julia Rooke, bu küçük gazetenin gücünü kimden aldığını ve arkasında kimlerin durduğunu bildirecek".
Bu sunuşun ardından programa geçiliyor. Taraf gazetesinin Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Yasemin Çongar, arkalarında kimin olduğunu söylüyor. Julia Rooke, Çongar'ın sözlerini şöyle aktarıyor:
"Yasemin Çongar Taraf'ın yayınladığı bilgileri anlatıyor. Ve şunu ekliyor; gazete başbakan ve devlet istihbaratının başındakiler tarafından destekleniyor, cesaretlendiriliyor."
Yasemin Çongar bu sözlerle, bir itirafta bulunmanın ötesinde Tayyip Erdoğan'ı da ihbar etmiş oluyor.
Taraf yazarlarından Murat Belge de, Ergenekon sürecine hizmet eden sözde haberlerin kaynağını anlatmaktan çekinmiyor. Julia Rooke'a konuşan Belge, şunları söylüyor:
"Bana göre tüm bunlar savcı tarafından polise aktarılan ve o kanal ile bize ulaşan bilgiler, sadece bize değil diğer yayınlara da ulaşıyor. Fakat Taraf, diğerlerinden daha fazla şey yapıyor."
Amerika'nın Ulusal Halk Radyosu muhabiri Julia Rooke, Hürriyet yazarı Cüneyt Ülsever'le de görüşmüş. Yasemin Çongar ve Murat Belge'nin aksine Cüneyt Ülsever Ergenekon iddialarına inanmadığını söylüyor. Julia Rooke, Ülsever'in sözlerini şöyle aktarıyor:
"Sözde "Balyoz Darbe Planı"nın uydurma olduğunu O da kabul ediyor. Taraf'ın muhbir diye nitelendirdiklerinin yalnız olduğu fikrine inanmıyor. Bu muhbirlerin iyi organize edilmiş bir tezgahın bir parçası olduklarını söylüyor."
Julia Rooke'a konuşan Ülsever, şunları söylüyor:
"Dini gruplar 30 yıldır askeriyenin başına kendi adamlarını getirmeye çalışıyorlar, bununla da kalmıyorlar; polis departmanlarına, İçişleri Bakanlığı' na da kendilerini temsil eden kimseleri koymaya çalışıyorlar."


kaynak:
http://teomankaiser.blogspot.com/2010/07/balyoz-basbakan-erdogana-patladi.html

"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."



HAYIR

Mutabakat ve uzlaşıyla hazırlanmadı
Süreç doğru işletilmedi
Birleşik Kamu-İş Sendikası Genel Başkanı Hasan Kütük, Anayasa değişiklik paketinin, toplumsal mutabakat, ve uzlaşma içinde hazırlanmadığını ifade ederek, bu sürecin doğru işletilmediğini söyledi. Kütük, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede, “Kamu emekçilerini ilgilendiren toplu sözleşme aldatmacası ve tuzağı kamu iş kolunda bir çalışanın birden çok sendikaya üye olması, örgütsel ilkeye, duruşa ve ahlaka uymayan bir yaklaşım getirmiştir” dedi. 

İhtiyaçlara cevap vermiyor
Çağdaş, katılımcı bir Anayasa’ya ihtiyaç olduğunu belirten Hasan Kütük, bu tür metinlerin mutabakat ve uzlaşma ile hazırlanması gerektiğini kaydetti. Kütük, “Gerek içerik, gerekse şekilsel olarak bakıldığında bu Anayasa’nın kamu emekçilerinin ve toplumunun ihtiyaçlarına yanıt veren, onlara çağdaş bir yaşam biçimi sunabilecek bir düzenleme olmadığını düşünüyoruz. Referandumda bu gerekçelerle tavır ve tercihimiz hayır olacak” şeklinde konuştu.

Sıkıntıyı daha da artıracak
Referandumda hayır oyu vereceklerini ilan eden HKMO Genel Başkanı Ali Fahri Özten, “Biz, AKP’nin dayattığı bir değişiklik istemiyoruz. Bu paket, yargının bağımsızlığını daha da zedeleyecek” dedi.

Haber: Salim YAVAŞOĞLU
Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası (HKMO) Genel Başkanı Ali Fahri Özten, AKP’nin dayattığı Anayasa paketine hayır diyeceklerini söyledi. Özten, yaptığı açıklamada, sivil bir Anayasa’nın, ancak katılımcı bir anlayışla hazırlanması gerektiğini belirterek, “Siyasi iktidarın ’ben hazırladım, siz ister evet isterse de hayır’ anlayışıyla hazırladığı bir Anayasa değişikliğine ’evet’ dememiz mümkün değil. İkincisi, Anayasa hazırlanırken daha çok demokrasi ve özgürlükler için hazırlanır. Bu değişiklikte biz bunu göremiyoruz. Referandum sürecinde bir iki maddenin öne çıkarılıp, süslemeler yapılıp arkasındaki gerçek amacın gizlenmesini de görmemezlikten gelemeyiz” dedi.

12 Eylül’ün daha gerisinde
Ali Fahri Özten sözleri şöyle tamamladı: “Anayasa  Mahkemesi ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun yapısındaki bir değişikliği hedefleyip,
12 Eylül’ü sorguluyoruz kandırmacası yapılıyor. Değişiklikte, 12 Eylül Anayasa’sının daha gerisinde bir yaklaşım olduğu çok açık. Demokratik çağdaş bir Anayasa değişikliği olduğu söylenemez. Tarafları zaten yok. Değişiklik paketi, yargının bağımsızlığını zedeleyen, sıkıntıyı daha da arttırmaya yönelik bir çalışma olduğu açık. Biz HKMO olarak daha özgürlükçü, demokratik, çağdaş bir Anayasa değişikliğinden yanayız. Siyasi iktidarın dayattığı bir değişiklik değil toplumun tüm kesimlerinin katıldığı bir çalışmadan yanayız. Bu ülkenin mimarları ve mühendislerinin görüşlerinin alınmadığı bir Anayasaya evet dememiz mümkün olamaz”

140 dönüm tarlasına ‘hayır’ yazdırdı
Edirne’nin Keşan İlçesi’ne bağlı Türkmen Köyü’nden çiftçi Ahmet Emek, Anayasa değişikliği ile ilgili yapılacak olan referandumda, oyunu ilginç bir şekilde açıkladı. Emek, köy yakınındaki 140 dönümlük buğday ekili tarlasının hasadında, “Hayır” yazdırdı. Ahmet Emek, oyunu açıklarken partisini de unutmadı ve hayır yazısının altına Milliyetçi Hareket Partisi’nin simgesi olan üç hilal çizdirdi. Tarlasının başında açıklama yapan Emek, çifçinin mağduriyetini dile getirdi ve AKP hükümetini de eleştirdi. “Bu sadece benim oyum değil, tüm Türk çifçisinin oyudur” diyen Emek, referandumda tüm çiftçilerin hayır oyu kullanacağı inancında olduğunu söyledi.

Ahmet Emek


Otoriter rejime gidiyoruz
Cumhuriyet gazetesi yazarı Emre Kongar, 11 Temmuz 2010 tarihli “Perşembenin Gelişi...” başlıklı makalesinde hayır deme gerekçelerini şöyle sıralıyor:
“Anayasa Mahkemesi, kendisini de siyasal iktidarın etkisi altına sokacak olan değişiklik önerilerini, bariz biçimde çok yanlış olan bir oy verme usulü ve bir adayın nitelikleri dışında, Anayasa’ya aykırı bulmadı. Şimdi soru şu:

Görmesini bilenler için
Referandumda nasıl oy kullanmalıyız? Bu öneriler referandumda kabul edilirse: Türkiye, AKP’nin öne sürdüğü gibi daha mı demokratikleşecek... Yoksa AKP gibi düşünmeyenlerin korktuğu gibi daha otoriter bir rejime doğru mu kayacak? Demokrasi gelişecekse “Evet” ... Otoriter rejime gidiyorsak “Hayır” oyu kullanmalıyız.
Aslında bu soruların yanıtları gayet açık... Bakmasını, görmesini bilenler için! Değişiklik önerilerinin cümleleri içinde saklı olan hukuk labirentlerinde kaybolmaya hiç gerek yok:

AKP’nin etkisinde
Bugünü düne bakarak anlayabiliriz...Yarını bugüne bakarak kestirebiliriz! Ne demiş büyüklerimiz: “Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir!” AKP bugün, çokpartili rejim tarihimizde hiçbir iktidara nasip olmamış bir kuvvete sahip: Yasama... Yürütme... Yargı... Cumhurbaşkanlığı... Üniversiteler... Ordu... Güvenlik güçleri.... İstihbarat örgütleri... Medya... Sivil toplum örgütleri... Özel teşebbüs... Aklınıza bir toplumu etkileyecek güce sahip ne gelirse... Hepsi AKP’nin ya etkisi ya da doğrudan denetimi altında. AKP bu kuvvetini nasıl kullanıyor? Muhalefeti dikkate alıyor mu...
Farklı görüşlere yer veriyor mu... Kendi iradesi dışında özerk alan tanıyor mu... Temel hak ve özgürlüklere duyarlı mı... Medya özgürlüğüne riayet ediyor mu... Bireyin özel yaşamına saygı gösteriyor mu... Sonuç olarak, demokratik bir yönetim anlayışı sergiliyor mu? Ne yazık ki bütün soruların yanıtları koskocaman bir “Hayır”dır!

Herkes için bir zorunluluk
...Kimse kusura bakmasın: Anayasa Mahkemesi, çok açık ve net bir biçimde siyaseti yüksek yargıya egemen kılacak olan ve bu nedenle de demokratik hukuk devletine, yani Anayasa’nın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek olan ikinci maddesine aykırı olan önerileri iptal etmeyerek hem kendi ipini hem de demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin ipini çekme yolunu açmış görünüyor. Referandumda “Hayır” oyu vermek demokrasiye inanan herkes için kesin bir zorunluluktur!

Hesaptan
kurtulmak istiyorlar
Ortadoğu gazetesi yazarı Yıldıray Çiçek, 12 Temmuz tarihli “AKP’ye hizmet eden, Ülkücülerle dalga geçmeye çalışan yalancı şahitler” başlıklı yazısında, referandumda hayır oyu kullanılması gerektiğini kaydediyor:
 “Anayasa Mahkemesinin kararından sonra, 12 Eylül 2010 tarihinde Anayasa değişikliği paketinin halk oylamasına sunulma süreci başladı...Adeta” AKP anayasasına “ dönüştürülen Anayasa değişiklik paketine referandumdan onay almasını sağlamak için, iktidar dinamikleri her yola başvuracaktır.

Ülkücüler bu girişimde yok
...AKP’nin meselesi Türkiye’de demokrasi ve hukuku daha güçlendirmek, bunların işleyişini daha kaliteli hale getirmek, sosyal devletin işlevini sağlamlaştırmak değil; kendi siyasi ihanet ve yolsuzlukları karşısında yargı kurumlarını siyasallaştırmak ve yandaş hale getirerek hesap vermekten kurtulmaktır. Anayasa değişikliğindeki hedefin özeti budur. AKP her yönüyle bu referandumda kendini kurtarma peşindedir.
...” Ülkücüyüm, Milliyetçiyim, MHP’liyim.“ diyen hiçbir kimse, AKP’yi ve Erdoğan’ı hesap vermekten kurtaracak hiçbir girişimde yer almaz. Bu kurtarma girişiminin aynı zamanda ABD’ye, AB’ye, Barzani’ye, İsrail’e, Talabani’ye, PKK’ya hizmet olduğunu bilir.

Destek verenler beslemeler
Referandumda AKP’ye destek vereceğini söyleyenler, zaten AKP’nin beslemeleridir. Dolaysıyla bu hizmeti gönüllü yapmaktadırlar. Bir de bu beslemeler sanki MHP BDP’nin gerekçeleri aynı gibi ”MHP, CHP ve BDP’nin aynı safta bulunduğu cepheye karşı ’Evet’ oyu vereceğiz“ gibi ahmak bir propagandayı dillendiriyorlar.  12 Eylül 2010 tarihinde sandığa gidecek her Türk vatandaşı, AKP’nin gizli ve açık tüm kirli emellerine ”Hayır“ oyu kullanarak, aynı zamanda ABD’ye, Barzani’ye, Talabani’ye, PKK’ya ”Hayır“ demiş olacaktır. Yeni ”Deniz Feneri“ yolsuzluklarına, yeni Habur sınır kapısındaki PKK şovlarına ”Dur!“ diyecektir.  ...Türkiye’nin birliğini, yarınlarını düşünen tüm muhalefet partileri bu Anayasa oyununa engel olmalıdır. Oynanan oyunu görmek için daha ne olması lazımdır?


VATANDAŞ 
SEN DE KONUŞ
12 Eylül’de yapılacak Anayasa referandumuna niçin HAYIR dememiz gerektiğini ifade eden görüşlerinizi 
referandum@yenicaggazetesi.com.tr
adresine gönderirseniz bu sütunlarda
yayınlanacaktır.

Hayır diyorum ÇÜNKÜ
Murat Kaya (Pastaneci)
AKP’nin icraatlarını
hiç beğenmiyorum
Referandumda hayır oyu vereceğim. Çünkü, AKP’nin karşısındayım. İcraatlarını hiç beğenmiyorum ve tepkiliyim. 8 yıllık iktidar döneminde niçin Anayasa’yı değiştirmediler de şimdi telaş içerisine girdiler? Önce halka bunun cevabını versinler. 12 yıllık esnafım. AKP hükümetinin politikaları bizi uçuruma itti. Son 5 yıldır çekmediğimiz çile kalmadı. Bu sebeple AKP iktidarının yapacağı her şeye hayır!


Hayır diyorum ÇÜNKÜ
Hükümetin
gizli gündemi var
Mehmet Taşdemir: Hayır diyorum. Çünkü; AKP hükümetinin gizli gündemi olduğunu düşünüyorum. En başta da Türk Milleti tanımında değişikliğe gidileceği ve Türkiyelilik olarak değiştirileceğini öngörüyorum. Hükümet ve yandaş medya, son 4-5 yıldan beri bize bu ’Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı’kavramnı dayatıyor. Bunu şiddetle reddediyorum.. Bilsem ki, o maddelerle Türkiye abad olacak, yine de AKP hükümetinin ideolojik durumundan dolayı hayır, hayır, hayır... Yüz bin kere hayır....

Hayır diyorum ÇÜNKÜ
İlk 3 maddenin
içi boşaltılacak
Kamil Can: Sıkılmadan adına bir de Anayasa reformu diyorlar. Öncelike buna reform demek reform sözcüğüne hakarettir. Sen dokunulmazlıklara, seçim ve siyasi partiler kanununa, acımasız yüzde 10 barajına, bir zamanlar adeta linç ettiğin ama kendi adamını başına getirince unuttuğun YÖK’e dokunmayacaksın, asker ve polisin elini kolunu bağlayan terörle mücadele kanunlarına dokunmayacaksın, sonra da bunun adı reform olacak öyle mi? Hadi be!
Tehlike sanılandan büyüktür. Eğer bu referandumdan evet çıkarsa, hiç şüpheniz olmasın, Anayasanın değiştirilemez ilk 3 maddesinin içi boşaltılacak, mayın yasası gibi Anayasa Mahkemesi’nden dönen yasalar kılıfına uydurulup tekrar gündeme getirilecek ve iktidarın ısrarla içeriğini sakladığı sözde “demokratik açılım” denen şeyin içeriğinin uygulamasına geçilecektir. Siz AB’nin boşuna mı zil takıp oynadığını ve “referandumda evet çıkmalı” dediğini zannediyorsunuz.  İçinde zerre kadar vatan, millet, bayrak sevgisi olan, zerre kadar aklı ve sağduyusu olan herkes bu referandumda hayır demelidir. Hayır demek, anamızın, bacımızın, kızımızın namusunu korumak kadar önemlidir.

Hayır diyorum ÇÜNKÜ
Sivil faşizm
başlatacaklar
Metin Ak: AKP iktidarı, bu Anayasa değişikliği ile Türkiye’yi Türkiye olmaktan çıkarıp, ’Osmanoğulları İslam Cumhuriyeti’ne götürecek tüm yolları açmış olacak. Cumhurbaşkanı da yanlarında olduğundan, hiçbir engele takılmayacaklar ve sivil faşizm başlatacaklar. Bu nedenle oyum hayır. 







"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."