31 Mayıs 2011 Salı

BU UTANCI BU TOPLUM TAŞIYAMAZ.
HAVA KUVVETLERİ KOMUTANLIĞININ BAŞINA GELMESİ KESİN OLAN ORGENERAL BİLGİN BALANLI TUTUKLANDI.
12 EYLÜL DARBESİNİ YAPANLARI DA AYNI ANDA MAHKEMEYE İFADE VERMEYE ÇAĞIRDILAR Kİ MİLLET DARBECİ YARGILAYAN BAŞBAKAN GÖRSÜN.

HELE MEDYANIN DURUMU.BU GÜNKÜ GAZETE KÜPÜRLERİNİ ARŞİVİNİZDE SAKLAYIN.
GELECEK NESİLLERE İBRET BİZLERE İSE UTANÇ OLACAK NİTELİKTE.

30 Ağustos’ta Hava Kuvvetleri Komutanı olmasına kesin gözüyle bakılan Org. Balanlı tutuklandı.
İfadeye çağrılmıştı
“Balyoz” davası kapsamında ifade için Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne çağrılan Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Bilgin Balanlı dün savcı tarafından 3 saat süreyle sorgulandı.
En yüksek tutuklama
Sorgunun tamamlanmasından sonra savcının tutuklama istemiyle 14. Ağır Ceza Mahkemesine sevk ettiği Org. Balanlı, Balyoz davasında tutuklanan en yüksek rütbeli muvazzaf oldu.  
Yeni belge iddiası
Yeni ele geçirilen belgeler kapsamında Orgeneral Balanlı ile birlikte 1 korgeneral, 2 tümgeneraller, 2 tuğgeneraller 1 tümamiral ve 1 kurmay albay ile üst düzey bir subay ifadeye çağrılmıştı.
Org. Balanlı, Balyoz’dan cezaevine konuldu
“Balyoz Planı” soruşturması kapsamında geçen hafta ifadeye çağrılan Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Bilgin Balanlı tutuklandı. Kararla birlikte, Balyoz davasında ilk defa bir muvazzaf orgeneral cezaevine konulmuş oldu. Orgeneral Balanlı dün sabah İstanbul Adliyesi’ne gelerek protokol kapısından içeri girdi. Balanlı’ya iki koruma aracı eşlik etti. Daha sonra binaya giren Balanlı, soruşturmayı yürüten özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Ayar’a ifade verdi. Orgeneral Balanlı, 3 saat ifade verdikten sonra tutuklanması talebiyle Nöbetçi İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Mahkeme savcının talebi doğrultusun Org. Balanlı’nın tutuklanmasına karar verdi. Şu ana kadar 6 askerin tutuklandığı soruşturmada geçtiğimiz hafta 7’si general 8 şüpheli sorgularının ardından serbest bırakılmıştı. Orgeneral Bilgin Balanlı, raporlu olduğu gerekçesiyle ifade vermeye gitmemişti. 

12 saat sorgulanmışlardı
Geçtiğimiz cumartesi günü “Balyoz Planı” soruşturması kapsamında Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne gelen 8 muvazzaf asker, savcılıkta ifade vermişti. 1 korgeneral, 3 tümgeneral, 1 tümamiral, 2 tuğgeneral ve 1 albay, soruşturmayı yürüten Özel Yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Salim Duran tarafından sorgulanmıştı.
Yeniçağ








"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."

26 Mayıs 2011 Perşembe

ŞANTAJ KASETLERİNİN PERDE ARKASI

Aydınlık gazetesi, siyasetin yeni malzemesi "kaset tertibinin" arkasındaki merkezi açıkladı. Matkap Operasyonuyla tutuklanan Orhan Aykut, AKP Diyarbakır Milletvekili İhsan Arslan ile Eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ve ekibini adres gösterdi.
Aydınlık'ın manşetten duyurduğu haberde, İhsan Arslan'ın Orhan Aykut'a yaptığı teklife de yer verildi: "Her partinin derin devleti olur. Sen de AKP'nin yeşili ol."
Matkap Operasyonuyla tutuklanan Orhan Aykut, kaset tertipleriyle ilgili İşçi Partisi Merkez Karar Kurulu üyesi Avukat Osman Aydın Şahin'e çarpıcı açıklamalarda bulundu. Aykut, Baykal'a ve MHP'ye yapılan kaset tertiplerinin arkasında, AKP Diyarbakır Milletvekili İhsan Arslan ile Eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ve ekibi olduğunu açıkladı. 

Savcı Ercan Başaran'a gizli kamera kayıtlarıyla ilgili ifade verdiği öğrenilen Aykut'un çarpıcı açıklamalarını Aydınlık gazetesi manşetten duyurdu. 

ORHAN AYKUT: 2006 ve 2007 yıllarında Ramazan Akyürek birçok üst düzey bürokrat ve siyasetçiyi kayda alıyordu. O tarihlerde Deniz Baykal'ın 17 adet CD'si olduğunu biliyorum. Bu şekilde gizli kamera ile çekilmiş cinsel içerikli görüntüler başka birçok bürokrat için de mevcuttur. 

Kaset tertiplerinin arkasındaki isimleri açıklayan Aykut, bu tertiplerin nerede yapıldığını da açıkladı. 

ORHAN AYKUT: Bu işleri genellikle Ankara'da yapıyorlardı. İhsan Arslan'ın Ankara'da Tavacı Recep olarak bilinen yerin karşısında 22 katlı bir binası vardır. 5. katında bu tür evraklar mevcuttur. 

Orhan Aykut; Savcı Başaran'a verdiği ifadede, AKP Diyarbakır Milletvekili İhsan Arslan'ın kendisine yaptığı teklifi de anlattı. 
ORHAN AYKUT: Her partinin derin devleti olur, sen de bizim Yeşil'imiz ol. Tuncay Özkan, Hasip Kaplan, Haşim Haşimi ve AKP Diyarbakır eski milletvekili Aziz Akgül'ü de vur.



"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."

22 Mayıs 2011 Pazar

MHP'YE ŞANTAJ

"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."

19 Mayıs 2011 Perşembe

YUNANİSTAN ADALARIMIZI İŞGAL EDİYOR









Yunan Askerleri Türk adalarını işgal etti
Demokrat Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek'in gündeme getirdiği ve "Didim açıklarındaki Bulamaç ve Eşek adaları 2004 yılında Yunanlılar tarafından işgal edildi ve hükümet buna sessiz kaldı" sözleri ardından oluşturulan Dp heyeti adaları gitmek üzere tekneyle açıldı. İstanbul 1'inci Bölge Dp Parti Milletvekili Adayı emekli albay Ümit Yalım, "Bu adalar yaklaşık 500 yıldır Türkler'in hakimiyetinde. Birçok uluslararası haritada Türkiye'ye ait gösterildiği ve 6 mil olarak kabul ettiğimiz karasuları sınırı içinde olduğu halde adalar Yunanlıların askeri işgali altında bulunuyor" dedi. Eşek Adası'na giden Dp'lileri taşıyan teknenin adaya yanaşmasına Yunan askerleri izin vermedi.

Aydın'ın Didim İlçesi'nde bu sabah erken saatlerde bir araya gelen Dp İstanbul 1'inci Bölge adayı emekli albay 52 yaşındaki Ümit Yalım ile Dp İlçe Başkanı Günay Tikkin, kaptan Mustafa Şentürk ile Fener Burnu'ndan bindikleri Poseidon isimli 10 metrelik tekneyle saat 07. 30'da açıldı. Dp'liler Didim'e 5. 9 mil uzaklıktaki Bulamaç (Farmakonisi) ile 9 mil uzaklıktaki Eşek (Agossini) adalarına hareket ettiler. Şentürk yönetimindeki tekne ilk olarak Eşek adasına doğru yol aldı. 
Fener Burnu'ndan ayrılmadan önce açıklamada bulunan Yalım, Dp lideri Zeybek'in İzmir ve Bayburt mitinglerinde gündeme getirdiği Bulamaç ve Eşek adalarının Türkiye'ye ait olduğunu göstermek amacıyla adalara çıkmak üzere denize açıldıklarını söyledi. Yalım, şöyle konuştu: "Bu adalar yaklaşık 500 yıldır Türkler'in hakimiyetinde olan adalar. 1549 yılında Kanuni Sultan Süleyman döneminde Türk egemenliğine giren adaların, 1939 ve 1943 tarihli İngiliz haritalarında Türkiye Cumhuriyeti'ne ait olduğu görülebilir. Birçok uluslararası haritada Türkiye'ye ait gösterildiğive 6 mil olarak kabul ettiğimiz karasuları sınırı içinde olduğu halde adalar Yunanlıların askeri işgali altında bulunuyor. 2004 yılından bu yana bu iki adada Yunan askerinin, vatandaşlarının işgali ve yapılaşmaların olduğunu öğrendik. Yunan askeri birliklerinin de bulunduğu bu iki adaya bugün giderek pasaportsuz çıkacağız. Eğer başaramazsak pasaportlarımızla çıkıp adada inceleme yapmak istiyoruz. Amacımız bu iki adadaki Yunan askeri birliklerinin, vatandaşlarının bir an önce adayı terk etmesini sağlamak. "

Yalım, Zeybek'in sözlerinden sonra Dışişleri Bakanlığı'nın internet sayfasında 2 saat yayınlandıktan sonra kaldırılan yazıda, bu iki adaya "adacık" denilmesinin büyük üzüntü verdiğini belirterek, 'Bulamaç adası İstanbul'daki Büyük ada, Eşek adası ise ondan iki misli büyüktür. Adacık denilerek adaların durumunun küçük gösterilmeye çalışılması üzücüdürö diye konuştu.

3 MİLDEN FAZLA YAKLAŞILAMIYOR

"BALIKÇILAR YILLARCA ACI ÇEKTİ"

Bölgede 22 yıldan bu yana kaptanlık yaptığını belirten Mustafa Şentürk de, iki hafta öncesine kadar bu iki adayı Yunan adası olarak bildiklerini söyledi. Üzerindeki ve etrafındaki askeri birlikler, binalar ve Yunan bayraklarının bu düşünceyi pekiştirdiğini kaydeden Şentürk, "Bugüne kadar neden sahip çıkmadığımızı anlayabilmiş değilim. Adaların bizim olduğunu öğrenince ben de gönüllü olarak gidip karaya çıkmaya karar verdim. Çünkü bu iki ada ile Didim arasında Bodrumlu ve Didimli balıkçılar yıllarca büyük acı çekti, Yunan botları tarafından taciz edildi, binlerce liralık ağları denizin dibine gitti" diye konuştu.

Bu arada Bulamaç adası üzerine Yunanlılar tarafından yapılan kilise, yere çizilmiş büyük bir Yunan bayrağı, elektrik üretmek için kurulan rüzgar enerji santralı ve askeri birliklerin binaları Didim sahilinden de görülüyor. 'Poseidon' isimli teknede kaptan ve iki Dp'linin dışında iki de gazeteci bulunuyor.

ADAYA ÇIKAMADILAR

Dp'liler Eşek Adası'ne beş metre kadar yaklaştıkları sırada, kadaki Yunan askerleri tarafından uyarıldı. Adaya çıkmak isteyen Dp'lilere Yunan askerleri Samos adasından giriş yapabileceklerini, ondan sonra adayı ziyaret edebileceklerini söyledi. Yunan askerleri teknenin adaya bağlanmasına da izin vermedi. Dp'lileri taşıyan teknenin Bulamaç adasına geçeceği bildirildi.


"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."

YUNANİSTAN KÜÇÜK ADA'YI İŞGAL ETTİ



Yunan Genelkurmayı olayı yalanladı. Ancak Yunanistan'ın dibimizdeki adaya karakol ve gözetleme kulesi kurduğu ortaya çıktı

Yunanistan, sessiz sedasız Türkiye'nin hemen dibindeki, Antalya'nın Kaş ilçesinden gözle görülen ve kimseye ait olmayan Kara Ada'ya sahip çıktı. Geçen hafta Proto Thema gazetesinde yayınlanan habere göre, Yunanistan 12 Adalar bölgesindeki küçük adalara savaş gemileriyle bin kadar komando sevk etti. O adacıklardan biri de Yunanlıların 'ro' dediği Kara Ada... Bu haber üzerine Yunanistan Genelkurmay Başkanlığı haberi yalanladı, “Gerçeği yansıtmıyor” dedi.

Yunan Genelkurmayı'nın açıklaması gerçeği yansıtmıyor çünkü Yunanistan'ın, Türkiye'nin hemen dibindeki o adacığa asker yığdığı hatta karakol ve gözetleme kulesi bile kurduğu görülüyor. Adanın etrafında da bir Yunan hücumbotu devriye geziyor. Kara Ada, Türkiye'nin burnunun dibinde, Antalya'nın Kaş ilçesinden gözle görünen Meis adasının 3 mil batısında bulunuyor. Yüzölçümü bir kilometre kare... Burası “aidiyeti belli olmayan ada”, yani İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yapılan Paris Antlaşması'na göre kimseye ait değil ve yerleşim de yasak.

Kardak krizi

1996'da bir Türk gemisi Kardak Kayalıkları'nda karaya oturunca Türkiye ve Yunanistan olayın kendi karasularında olduğunu iddia etmişti. Türk ve Yunan kurtarma ekipleri arasındaki anlaşmazlık krize yol açmıştı. Türk SAT komandoları adaya Türk bayrağı dikince iki ülke savaşın eşiğine gelmişti. (kanal-D haber)


SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."

14 Mayıs 2011 Cumartesi

AKP'Yİ ABD KURDU

!!!!!!!!SÖZÜN BİTTİĞİ AN!!!!!!
http://www.youtube.com/watch?v=KFzdXvYfHVE
Yukarıdaki linkten bu videoyu indirin ve arşivinize koyun.


"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."

13 Mayıs 2011 Cuma

BU ELEMENT NEDEN BU DERECE SANSÜRLENİYOR



"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."

"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."

BALYOZ ÜZERİNE




Azevel bir film izledim.Gözlerim yaşardı.Balyozlu iyi adam kötüleri balyozluyor.Benim bildiğim balyozla duvar yıkılır yada kazık falan kakılır.Ha birde Başbakan kurtarılır.Ama nasıl bir silah olur ki?Kısacık sapıyla.Milleti yere mi çakacaksın?Gürz/topuz falan desen eyvallah.Oysa bizde balyoz çok çok meşhur.
****************************************



Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın fenalaştığı gün zırhlı otomobilin camı BALYOZLA kırılarak kurtarıldığında ilk müdahaleyi yapan nöroloji uzmanı Fethiye Sümer Güllap (42), gribal enfeksiyon sonucu hayatını kaybetti. Erzurum’da toprağa verilen Güllap’ın cenaze törenine, Başbakan Erdoğan veya AKP adına çelenk gönderilmemesi yakınlarını üzdü.
Ankara’daki Özel Güven Hastanesi’nde çalışan doktor Güllap, 2 hafta önce ağır gribal enfeksiyon geçirdi. Çalıştığı hastanede tedavi altına alınan ve geçen perşembe durumu ağırlaşan Güllap, önceki gün öldü. Cenazesi memleketi Erzurum’a getirilen Güllap için dün Gürcükapı Camisi’nde tören düzenlendi. Yakınları ve meslektaşlarının katıldığı törende gözyaşlarını tutamayan meslektaşı Aslı Yücetan, “Sümer’i Tıp Bayramı’nda kaybettik. Kendisini Türk tıbbına adamıştı” dedi. 
Özel Güven Hastanesi Başhekimi Dr. Tevfik Küçükbaş da, “Kalbinde gribal enfeksiyona bağlı iltihaplanma meydana geldi ve kaybettik” diye konuştu. Tabutu kırmızı ve beyaz karanfillerle süslenen Güllap, Asri Mezarlık’ta toprağa verildi.
****************************

HALİÇ VE BALYOZ
KOMUTANIN BAŞKA BİR YAZISI:Denizin kendisine ulaşan akarsu yatağının bir bölümünü istila etmesiyle oluşan yapının Arapça adıdır Haliç. Yabancı dilde “altın boynuz” olarak bilinen Haliç, Osmanlı döneminden bu yana bir özel isim haline gelmiş, birçok semti kapsayan bir kent bölgesinin adı olmuştur. 
Balyoz ise Yunancadan dilimize girmiş olup kazık çakmak ve büyük taşları kırmak için kullanılan uzun saplı ağır çekiç anlamına gelir. 
İki farklı kültürden gelerek dilimizin bir parçası olan bu iki kelimenin tarihi süreç ve hala yaşadıklarımız paralelinde kazandıkları anlamlar, bu yazımızın konusu olacaktır. Amcası Abdülaziz’in 1876’da tahttan indirilmesine ve şüpheli ölümüne, V. Murat tahta geçtikten üç ay sonra ruhsal çöküntü geçirdiği iddiasıyla görevden alınmasına ve Çırağan sarayına kapatılmasına tanıklık eden Osmanlı’nın 34. padişahı Abdülhamit, tahta çıkar çıkmaz Osmanlı Donanmasına karşı Haliç baskınını gerçekleştirdi.
Bu baskın, amcası tarafından büyük yatırım yapılan ve tonaj bakımından dünya 2. durumuna getirilen donanmamıza yapılmıştı. 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşından sonra Osmanlı Donanmasını ana üssü olan Haliç’e gönderdi ve yaklaşık 20 yıl buradan çıkmasına izin vermedi. Çünkü 33 yıllık iktidarı sırasında Kızıl Sultan olarak adlandırılmasına neden olan uygulamaları ile ün salan II. Abdülhamit vesveseliydi, ruhsal durumu iyi değildi, darbe ve ölüm korkusu içindeydi ve amcasının başına gelenlerde denizcilerin vefalı davranmadığını ve onu korumadığını düşünüyordu, donanmaya karşı kindardı.
Gerçi bugün yaşadığımız ileri demokrasi uygulamalarını ve sayın başbakanımızın o döneme rahmet okutan icraatlarını gördükten sonra sultanın kızıl renginin en az üç ton azaltılmasından yanayım, eğer tarihçilerin müsadesi olursa…
Dile kolay yaklaşık 20 yıl gemilerimiz Haliç’te çürümeye bırakıldı,ne eğitim ne bakım daha önemlisi bu süre içinde yetişmiş insan gücümüzü kaybettik. 
Sanırım hak verirsiniz nitelikli ve yetişmiş insan gücü silahtan, malzemeden hatta paradan bile daha önemlidir. Anımsayın savaş sonrası Almanya’yı taş taş üstüne koymamıştı müttefikler, ne oldu? Almanya’nın yetişmiş insan gücü yok olmadığı için ülkelerini yeniden ve kısa zaman içinde inşa ettiler. Tekrar dönelim Osmanlıya Donanma, baskından sonra ilk defa 1897 yılında Osmanlı-Yunan savaşı için Haliç’ten çıkarıldı. Anlatmaya bile değmez; değil savaşmak çürümüş gemiler ve eğitimsiz personelle düşmanın karşısına kadar bile gidilemedi. 
Haliç baskını’nın maliyeti sadece bu kadar mı, tabi ki hayır…Binlerce, yüzbinlerce vatan evladını kaybettik. Donanmasızlık yüzünden Trablusgarb’ta Balkan savaşında, Büyük savaşta, Çanakkale’de ve Kurtuluş savaşında! Siz şehit kanları ile sulanarak tarihi süreç içinde alınan Ege adalarını kısa sürede nasıl kaybettik sanıyorsunuz, Haliç baskını sayesinde…
Şimdiye kadar Osmanlı Donanması’nın Haliç’e kapatılmasının sonuçlarını hiç bu şekilde irdelemiş miydiniz? Osmanlı Donanması daha önce de baskınlar yemişti; özellikle Haçlı Donanmalarından Çeşme ve Navarin’de. O zamanda kayıplar büyük olmuştu Osmanlı için, tek fark baskını yapanlardaydı.
Şimdi düşünün, ne farkı var Balyoz baskınının Haliç baskınından, bu sefer neler kaybedeceğiz?
Biliyoruz ki Balyoz, Türkiye Cumhuriyeti’nin emperyalizmin istekleri doğrultusundan dönüştürülmesine yönelik halen sürdürülen ve seçimlerin ardından son safhası icra edilmeye çalışılacak Gülsuyu darbesinin Türk Silahlı Kuvvetleri’ne(TSK) yönelik değersizleştirme, sindirme, etkinsizleştirme ve tasfiye operasyonunun bir parçasıdır. Ülkemiz açısından Balyozun sonuçları Haliç’ten daha ağır olur. Çünkü Haliç sadece donanmaya yönelikti. Balyoz baskını ve Gülsuyu darbe süreci içinde diğer operasyonlar ise TSK’nın bütününe yöneliktir. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti için hayatidir. 
Biliyorsunuz Bayar ve Menderes ikilisi 1950 yılında TSK’ya karşı darbe yaptı. Genel Kurmay Başkanı ve bazı kuvvet komutanları dahil 15 General-Amiral ve 150 albay emekliye sevkedildi. Albaylar tümen komutanlıklarına vekalet etti.
Arkasından Türk Ordusu Kore’ye savaşmaya gitti. Bu cumhuriyetimiz için “savaş hayati olmadıkça cinayettir” ilkesinin değişikliği adına gerekli olan bir darbedir. Bunları akıl hocası George Soros ne diyor;”Türkiye’nin en iyi ihraç ürünü ordusudur” 
Ne diyorsunuz? TSK’ nın kahve falında Arabistan çölleri ve İran mı gözüküyor?
Saygılar sunarım
Türker ERTÜRK
aydınlık gazetesi
Ekleyen: TAPUNA SAHİP ÇIK

"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."


NOT:Bu yazı blogumdan benim kontrolüm dışında silindi.Fecebooktaki yayınımdan tekrara yükledim