15 Mayıs 2009 Cuma


AKP'NİN GİZLİ ANAYASASI

İKTİDARIN, ortada anayasa paketi yokken destek arayışına girmesinin yanlış olduğunu vurgulayan Ekici, "Birtakım sızıntılar var, şu değişecekmiş, bu değişecekmiş diye. İşte ciddiyetsizlik burada. Ama bugün önümüzde bir anayasa paketi yok. Neyin değişeceğinden haberimiz yok ama korkularımız var. Anayasal metinler siyasi mutabakat gerektirir. Ben yaptım oldu mantığıyla yapılmaz" diye uyardı.
"DTP'nin görüşüne yönelik, yani örgütün görüşüne yönelik bir anayasa teklifi mi ortaya çıkacak" diye soran Ekici, "DTP, AKP ve CHP'nin hangi noktada uzlaşıp uzlaşmadığını bir görelim. DTP, AKP ve CHP, 'Kürt sorunu'ndan bahsediyor. Bunların bahsettiği Kürt sorunundaki ortak noktalarını bir görelim. Ortada metin yok, birşey yok, bir işbirliği anlaşması var" diye konuştu.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ekici,partisinin Edirne il başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, hükümetin, anayasa değişikliği konusunda neyi, neden değiştireceğini bilmediğini söyledi.
İktidarın, ortada anayasa paketi yokken destek arayışına girmesinin yanlış olduğunu savunan Ekici, şöyle konuştu: "Neyin değişeceğini bile bilmiyorum. Birtakım sızıntılar var, şu değişecekmiş, bu değişecekmiş diye. İşte ciddiyetsizlik burada. Ama bugün önümüzde bir anayasa paketi yok. Neyin değişeceğinden haberimiz yok. Neyin, niçin değiştirilmek istendiğini de bilmiyoruz. Anayasanın neresini değiştirmek istediklerine yönelik bir fikrimiz yok ama korkularımız var.
Anayasal metinler siyasi mutabakat gerektirir. Ben yaptım oldu mantığıyla yapılmaz. Biz, her teklife karşı değiliz. Bir görelim diğer partiler görüşlerini söylesin. Acaba DTP'nin görüşüne yönelik, yani örgütün görüşüne yönelik bir anayasa teklifi mi ortaya çıkacak. DTP, AKP ve CHP'nin hangi noktada uzlaşıp uzlaşmadığını bir görelim. DTP, AKP ve CHP, Kürt sorunundan bahsediyor. Bunların bahsettiği Kürt sorunundaki ortak noktalarını bir görelim. Ortada metin yok, birşey yok, bir işbirliği anlaşması var."

MHP DEN TEPKİ


MHP, Meclis Genel Kurulu'nda görüşülmeye başlanan Türkiye ile Suriye arasındaki kara sınırı boyunca yapılacak mayın temizleme faaliyetleri ile ihale işlemleri hakkındaki kanun tasarısını sert tepki göstererek hükümete "ihanet yasasını geri çekmesi çağrısında bulundu.
MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, MHP İzmir Milletvekili Erdal Sipahi, Sakarya Milletvekili Münir Kutluata ve Antalya Milletvekili Mehmet Günal ile birlikte parlamentoda düzenlediği basın toplantısında " Son günlerde hükümetin himayesinde yoğunlaşan etnik bölücülük taleplerinin 'siyasal çözüme'kavuşturulması gayretleri ile birlikte sonu ihanete ulaşacak bir yasa ile muhatap olduğumuz endişesindeyiz " diyerek mayın temizleme işinin TSK'ya bırakılması gerektiğini belirterek Genel Kurul'daki tasarının geri çekilmesini istedi.
MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, Türkiye-Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesine kesinlikle karşı olmadıklarını ancak, " sonu ihanete " ulaşacak bir yasa ile muhatap olma endişesini taşıdıklarını söyledi.
Şandır, MHP İzmir Milletvekili Erdal Sipahi, Sakarya Milletvekili Münir Kutluata ve Antalya Milletvekili Mehmet Günal ile birlikte parlamentoda düzenlediği basın toplantısında TBMM Genel Kurulunda görüşülmeye başlanan " Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri İle İhale İşlemleri Hakkında Kanun Tasarısı " hakkında düşüncelerini açıkladı.
MHP, olarak bu yasa ile getirilmek istenilen hususların ülkenin güvenliği ve geleceği açısından tehlike teşkil ettiğini belirten Şandır, şöyle dedi: " Bu kanunla Türkiye - Suriye sınırında bulunan toplam 205 bin dekar tarım arazisi, mayınlardan temizlenecek ve mayınları temizleyecek firmaya bu işlem karşılığında 49 yıllığına kiraya verilecektir. Kanun tasarısı, hükümet tarafından 'mayın temizleme faaliyetlerinin esas ve usullerinin belirlenmesi amacı'gerekçe gösterilerek düzenlenmiştir. Ancak daha sonra tasarıya 'ihale işlemleri'ilave edilerek 'adrese teslim ihale şartnamesi'haline getirilmiştir.
Mayından temizlenecek tarım arazisine bitişik tüm hazine arazileri de bu kapsamda mayınları temizleyecek firmaya 49 yıllığına verilebilecektir. Hudut boylarındaki TİGEM arazileri ve çiftçinin elinde kiralık olarak bulunan hazine arazileri buna dahil edilebilecektir. İhale usulleri mevcut hiçbir kanuna tabi olmadan doğrudan Maliye Bakanlığı tarafından belirlenecektir.
"YÜZ BİNLERCE DEKAR VATAN TOPRAĞI..."
Çıkartılmak istenen yasayla uluslar arası hukukun güvencesi altında bir özel sözleşme ile yüz binlerce dekar verimli vatan toprağının yabancı kuruluşların kontrolüne geçebileceği uyarısında bulunan Şandır, Türkiye ile Suriye sınırında uluslar arası piyasalarda hisseleri satılabilen yabancı kimlikli bir "tampon Bölge" oluşturulmasının mümkün olabileceğine dikkati çekti.
"AB'nin Katılım Ortaklığı Belgesinde istediği 'Hudutların ortak kontrolü'hususu ve yabancılara tarım arazileri dahil satışın kolaylaştırıldığı ve bundan faydalanarak GAP Bölgesinden büyük miktarda arazi satın alan yabancı yatırımcıların olduğu iddiaları ile bu kanunla getirilmek istenen hususlar birlikte düşünülecek olursa son günlerde Hükümetin himayesinde yoğunlaşan etnik bölücülük taleplerinin 'siyasal çözüme'kavuşturulma: gayretleri ile birlikte; sonu ihanete ulaşacak bir yasa ile muhata olduğumuz endişesindeyiz" diyen Şandır, tarihin iyi niyet, gaflet ve aymazlıklar sonucunda nelerin kaybedildiğinin örnekleri ile dolu olduğunu söyledi.
MHP'li Şandır, Türkiye ile Suriye arasında ki sınır boyunca ve tamamen bizim tarafımızda kalan güvenlik bölgesinin mayınlardan temizlenerek tarıma açılmasını ve halkımızın hizmetine sunlmasını herkesten önce kendilerinin istediğini ifade etti.
Suriye'den Türkiye'ye yönelecek bir tehdidin olmadığını ve bundan sonra da olmayacağını, sınırların koruması için de mayın döşemek ihtiyacında olmadıklarına inandıklarını belirten Şandır, "İtirazımız; mayınların temizlenmesi karşılığında bu arazilerin kullanımının 49 yıllığına mayınları temizleyecek firmaya yap-işlet devret modeli ile verilmesidir. Bunu, ülkemizin güvenliği, ekonomik çıkarları ve komşumuz Suriye için getireceği güvenlik tehdit ihtimalinin dostluğumuza vereceği zarardır.
İtirazımız; Bu sakıncalar bazı yetkili kurumlar tarafından raporlanmış olmasına rağmen hükümetin, bu kanunu ısrarla bu şekilde çıkarmak istemesinedir" diye konuştu.
Hükümete, "Neden çok teknik bir konu olan mayın temizleme işi ile çok değerli olan bu araziler üzerinde organik tarım yapmak işi için bi firma aranmaktadır? Aynı işi birlikte yapan firma var mıdır? dünyada kaç tanedir ve hangi ülkelere aittir?" sorularını yönelten Şandır, Hükümetin bu sorulara açık bir şekilde cevap vermesini istedi.
Şandır, ihaleyi alması muhtemel İsrail veya Amerikalı firmaların bu araziler üzerindeki tasarruf hakkının Türkiye-Suriye ve bölge barışı için bir tehdit oluşturabileceğini vurgulayarak, bu arazilerin bölgelerde yaşayan ve tarımla uğraşan vatandaşlarımıza kiralamanı gerektiğini kaydetti.
"SORUMLU MSB VE TSK'DIR"
MHP İzmir Milletvekili Erdal Sipahi de mayın temizleme işleminde sorumluluğun Milli Savunma Bakanlığında ve Türk Silahlı Kuvvetlerinde olduğunu belirtti. Sınırdaki mayınların 50 yıldır orada olduğunu ve yerlerini en iyi TSK'nın bildiğine ifade eden Sipahi, kendilerine "sınırların TSK tarafından temizlenemeyeceğinin" söylendiğini ancak TSK tarafından "temizleyemeyeceklerine yönelik" bir tek açıklamanın bulunmadığını dile getirdi.
Sipahi, 1984-85 yılları arasında ve o zamanki teknoloji ile Mardin'in Nusaybin ilçesi ile Şırnak'ın Cizre ilçesi arasındaki 50 metre derinliğinde 500 kilometre uzunluğundaki bir arazinin TSK tarafından temizlendiğini ellerinde de konu ile ilgili olarak belgelerin bulunduğunu bildirdi.
Mayınlı arazilerin temizlenmesi için Savunma Sanayi Müsteşarlığının 50 adet mayın temizleme aracı alınmasına yönelik bir proje üzerinde çalıştığını anımsatan Sipahi, bölgenin 1. derece askeri alan olduğunu buralara yaklaşmak dahil resim bile çekilemeyeceğini söyledi.
MHP Sakarya Milletvekili Münir Kutluata ise bu güne kadar komisyonun yaptığı çalışmaları anlattı.
"GAFLET ÖTESİ"
Tekrar, söz alan Mehmet Şandır, tasarının "Milli Güvenlik" için sakıncalı olduğunu bildirdi. Şandır, Danıştayın da bu şekli ile ihaleye çıkılamayacağı yönünde kararı olmasına rağmen konunun tekrar TBMM gündemine getirilmesini eleştirdi. Hükümeti uyaran Şandır, konunun "Gaflet ötesi" olduğunu savundu.