7 Haziran 2009 Pazar

GÜLÜN AMA DÜŞÜNÜNDE

Putin işadamlarını fena benzetti Rusya'da fabrikaların art arda kapanması ve işçilerin maaşlarının ödenmemesi Başbakan Vladimir Putin'i çileden çıkardı. Krize karşı gerekli önlemleri almadığı için eleştirilerin odağındaki isim olan Putin, sorunu çözmek için etkili bir yöntem tercih etti. Şikâyetler üzerine 22 bin kişinin yaşadığı sanayi kenti Pikalovo'ya gelen Putin, bir yandan fabrikaları gezerken diğer yandan da işadamlarını fırçaladı. İşadamlarına "Fabrika neden bu hale geldi? Burasını çöp yığınına çevirmişsiniz" diye azarlayan Putin daha sonra bir toplantı düzenledi. Sinirden kıpkırmızı olduğu gözlenen Putin işadamlarına öfkesini "Neden herkes benim geleceğimi öğrenince hamamböcekleri gibi dolaşmaya başladı? Neden daha önce karar almadınız?" Sizin bencilliğiniz ve cimriliğiniz beni buralara kadar getirdi. Ya paralarını ödersiniz ya da fabrikalarınızı millileştiririm" sözleriyle dile getirdi. Putin bununla da yetinmedi cebinden şartları devlet tarafından belirlenen anlaşma metnini çıkararak işadamlarından imzalamalarını istedi. Ülkenin en zenginlerinden Oleg Deripaska'nın metni imzalamaması ise yeni bir krize neden oldu. Deripaska'ya eliyle gel işareti yapan Putin, kalemini ünlü işadamının önüne atarak zorla imzalattı.
&&&&&
Obama'dan Türkiye Şoku! İngiliz The Times gazetesi, Obama ile Sarkozy arasında çıkan Türkiye krizini yazdı. İngiliz The Times gazetesi, ABD Başkanı Barack Obama'nın Fransa lideri Nicolas Sarkozy'nin yemek davetini Türkiye nedeniyle geri çevirdiğini yazdı The Times'ın haberine göre hem İngiliz hem de Fransız basını, Obama tarafından reddedilen Fransa Cumhurbaşkanı ile alay ederek Sarkozy ve Carla Bruni çiftinin “Elyssee Sarayı'ndan dünyaya hava atma fırsatını kaçırdığını" yazdı. Gazeteler, soğukluğa yol açan en önemli iki nedenden birinin Obama ile Sarkozy'nin Türkiye konusunda karşı karşıya gelmesi olduğunu yazdı. Habere göre, Elysee Sarayı'nda yemeği reddeden Obama çifti, akşam yemeklerini saraydan sadece birkaç yüz metre ötedeki Amerikan Büyükelçiliği'nde yedi. The Times'a göre İngiliz basını, Normandiya çıkarmasının 65. yıldönümünü kutlama törenlerine katılmak üzere Fransa'da bulunan Obama çiftinin, “Sarkozylere soğuk davranıp hava atmasına izin vermediğini" yazarak alay ederken, Le Parisien gazetesi de “Obama çifti kendilerini kendilerine sakladı" diyerek dalga geçti. Fransızların ünlü komedyeni Nicolas Canteloup ise Nicholas Sarkozy'nin Amerika'nın first lady'si Michelle Obama'dan bile 13.5 santim kısa olmasıyla dalga geçerek, “Sarkozy'nin artık uzun, yakışıklı ve zarif görünmek için çaba harcaması gerekmeyecek" dedi. The Times ile Daily Telegraph gazetelerinin haberlerine göre, Obama ile Sarkozy'nin arasına kara kedi girmesine Türkiye'nin AB üyeliği konusu ile Fransa Cumhurbaşkanı'nın yeni başkan hakkındaki sözleri neden oldu. The Times'a göre Sarkozy, Nisan ayında Londra'daki G-20 zirvesine katılan Obama için “tecrübesiz ve de bilgisiz" gibi sıfatlar kullanarak ilk soğukluk tohumlarını ekti. Daily Telegraph ise, Londra'da başlayan soğukluğun Obama'nın Türkiye'nin AB üyeliğine destek vermesine tepki gösteren Sarkozy'nin “Biz ABD'nin içişleri için yorum yapmıyoruz, o da AB'nin işlerine karışmasın" şeklindeki sözleriyle tırmandığını yazdı. Obama ve Sarkozy çifti bugün Normandiya'daki Caen'de sadece bir öğle yemeği ile yetinecek.
&&&
Akman Kendine Yakışanı Yapmalı" Bülent Arınç Deniz Feneri'nde yaşanan gelişmenin ardından ilk kez konuştu. Mal varlığına tedbir konulan RTÜK Başkanı Akman'ın üzerindeki baskı artıyor. Başbakan Yardımcısı Arınç, daha önce istifaya çağırdığı Akman'a yine aynı çağrıyı yaptı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, gazetecilerin Deniz Feneri davasında RTÜK Başkanı Zahid Akman'ın mal varlığına tedbir konulmasıyla ilgili sorularını yanıtladı. Arınç gazetecilere şunları söyledi: "Deniz Feneri'nin Almanya'da mahkumiyetle sonuçlanan davasının Türkiye'de bağlantısı olduğu iddiasıyla Türkiye'de bazı kişilerle ilgili olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bir soruşturma başlattığını biliyoruz. Bu soruşturma kapsamında söylediğim olay gerçekleşmiş. Bu tamamen yargı süreciyle ilgili bir konudur. Yargı süreci dilerim ki en kısa zamanda ve en güzel şekilde sonuçlanır. Sonuçlanan ve ortaya çıkan durum karşısında da biz Almanya'daki Deniz Feneri davasının, Türkiye ile ilgisi ve bağlantısı olup olmadığını öğreneceğiz. Bunu gerçekten bekliyoruz. Kamuoyu da bekliyor. Bu olay sebebiyle bir yargı kararına ihtiyacımız var. Onun da en adil şekilde gerçekleştirilmesini ümit ediyoruz." Zahid Akman ile ilgili sözlerinin daha sonra Akman tarafından farklı şekilde kamuoyuna yansıtıldığını belirten Arınç, kendisinin de daha sonra bu açıklamaya cevap verdiğini söyledi. Arınç, şöyle konuştu: "Ben daha önceki konuşmamı tekrarladım. Bu doğru olandır. Bir başkasının bunu başka türlü söylemesi veya tekzip etmesi, beni ilgilendirmez. Ben söylediğimin ne olduğunu biliyorum. Bunu tekrar açıklıkla ifade etmiş olayım. Dolayısıyla bu yargı süreci içinde RTÜK Başkanı konumunda bulunan Sayın Zahid Akman'ın benim söylediğim söz çerçevesinde belki ondan daha farklı olarak gelişen durum karşısında bir an önce kendisine yakışanı yapması lazım. Maalesef benim sözlerim karşısında bazı gazetelerde köşe yazarları, bazı televizyonlarda yorumcular, ya bilmiyorlar cehaletlerinden ya gafletinden olayı çarpıtmaya çalışıyorlar. Bir defa Zahid Akman benim bürokratım değil. Atamasını ben yapmadım. Sayın Başbakan da yapmadı. Hükümetimiz de yapmadı. Dolayısıyla gerektiği zaman onu görevden almak, imkanına sahip değilim. Sayın CHP milletvekilleri bunu bilmiyorlarsa şunu yapabilirler, bir kanun değişikliği ile 'RTÜK üyeliklerine Bakanlar Kurulu tarafından atama yapılması gerekir. Meclis atama yapmasın' diyorlarsa ben bunu saygıyla karşılarım. Bunun gereği yapılır. Ondan sonra da atamasını yaptığımız insanları gerektiğinde nasıl görevden alabileceğimizi herkes görmüş olur. RTÜK üyeliklerine seçim TBMM tarafından yapılmaktadır. Ne benim ne Sayın Başbakanın ne Akman ne de bir başkasını doğrudan görevden alması mümkün değildir." Başbakan Yardımcısı Arınç, şöyle devam etti: "AK Parti'nin alnı açıktır. AK Parti, Türkiye dışında hiçbir kurum ve kuruluştan bir kuruş para temin etmez ve etmemiştir. Dışarıdan ne paraya ihtiyacımız var ne de böyle bir saçmalığı yapacak akılsızlığımız var." Arınç, "Deniz Feneri olayıyla, Deniz Feneri bağlantısı iddia edilen Zahid Akman ismiyle ilgili bugüne kadar çok şey söyledim. Bunlara ilave edilecek bir konu yok. Ben şu açıdan meseleye bakıyorum. Bu olaylarla ilgili olarak ne Adalet ve Kalkınma Partisi ne de onun mensuplarını izan eden hiçbir olay ve gelişme yok" dedi.