28 Mayıs 2009 Perşembe


Topraklarımızı satmazsan ırkçı olursun. Sayın Tayyip Bey böyle buyurdu. Sat toprağını ol medeni. Açık söylüyorum şu anda en medeni ülke biziz. AB/ABD hele İsrail medeniyette yanımızda halt yemiş.
Bakın; karşılaştırın ne kadar medeniyiz görün:
Macaristan
Polonya
Çek Cumhuriyeti
Slovakya
Litvanya
Estonya da, AB’ye girmeden önce, yabancılara toprak satışı yasaktı. Bu ülkeler, pazarlık yaptılar ve geçiş süreci içinde, yabancılara toprak satışı yasağının devam etmesini sağladılar. AB vatandaşları Polonya’da 1 Mayıs 2008 ’den itibaren mülk sahibi olabilecekler ama tarım ve orman arazilerini önümüzdeki 12 yıl satın alamayacaklar.
Malta;
En az 5 yıl adada yaşamayan AB vatandaşları ev satın alamıyor.
Polonya;
Tarım ve orman arazilerinin yabancılara satışı en az 12 yıl boyunca yasak.
Macaristan;
Sadece kentsel alanlarda üzerinde konut ve yapı bulunan arazilerin, ticari mekânların ve 6 bin metre kareden küçük arazilerin yabancılar tarafından alımına müsaade ediyor.
İngiltere;
Toprakların Kraliçe'ye ait olması nedeniyle 49-99 yıllık bir süre için kullanma hakkı veriliyor. İngiliz vatandaşının dahi mülk edinmesine izin yok.
İsveç;
Yabancıların tarım arazisinde taşınmaz mal edinmesi yasak. İsveç'te, AB üyesi ülkelerin vatandaşlarına ikamet sahibi olmak koşulu ile mülkiyet hakkı tanınıyor.
Yunanistan;
Yabancıların sınırda, sınıra yakın bölgelerde ve adalarda toprak satın almasını yasaklamış. Mülk edinen bir yabancı, mülkünü satabiliyor, ancak kazancını ülke dışına çıkaramıyor.
Danimarka;
Yabancıların taşınmaz sahibi olabilmeleri için en az 5 yıl yerleşik olmaları gerekiyor.
Fransa;
Yabancılara, nihai alıcısı saptanmadan taşınmaz satılamıyor. Yabancılara kiralama veya satış durumunda zaten normalden yüksek olan vergilere ek olarak, taşınmazın rayiç değerinin %3’ü oranında yıllık vergi ödeniyor. Taşınmazın değeri belli bir limitin üzerine çıktığında ayrıca bir servet vergisi var.
Romanya;
Yabancıların mülk edinme hakkı yok.
Ukrayna,
Yabancılar tarım arazileri satın alamıyor.
Hırvatistan,
Yabancılar tarım arazileri satın alamıyor.
Rusya
Yabancılar tarım arazileri satın alamıyor.
Bulgaristan;
Yabancılar tarım arazileri satın alamıyor.
İsviçre;
Sürekli ve en az 5 yıl oturup çalışan yabancılar mülk sahibi olabiliyor. Yabancılara toprak satışı yasak.
AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ;
Güney Caroline,
Yabancılar toprak satın alamaz.
Oklohoma,
Yabancılar toprak satın alamaz.
Florida,
Yabancılar toprak satın alamaz.
Wyoming
Yabancılar toprak satın alamaz.
Mississippi
Yabancılar toprak satın alamaz.
Diğer eyaletlerde ise bazı sınırlamalar var.
New York
Yabancıların emlakçilik yapmasına müsaade edilmiyor.
Şili;
Ülke sınırlarının 50 mil içine kadar olan bölgelerinde yabancıların toprak satın alması yasaklanmış.
İsrail;
Toprakların yüzde 80, 4'ü devlete ait. Geri kalan toprakların yüzde 13, 1'i Yahudi Ulusal Fonu ile yüzde 6, 5'u İsrailli Yahudi ve Araplar arasında eşit olarak dağıtılmış. Devlet toprakları İsrail vatandaşlarına bile satılamıyor.
Çek Cumhuriyeti,
En az 7 yıl daha AB vatandaşlarına tarım ve orman arazileri satılmıyor.
Macaristan,
En az 7 yıl daha AB vatandaşlarına tarım ve orman arazileri satılmıyor.
Slovakya,
En az 7 yıl daha AB vatandaşlarına tarım ve orman arazileri satılmıyor.
Estonya,
En az 7 yıl daha AB vatandaşlarına tarım ve orman arazileri satılmıyor.
Letonya
En az 7 yıl daha AB vatandaşlarına tarım ve orman arazileri satılmıyor.
Litvanya
En az 7 yıl daha AB vatandaşlarına tarım ve orman arazileri satılmıyor.
TÜRKİYE
Yabancıya toprak satışı imar planı üzerinden 5/1000 den 10/100 a çıkarıldı. Yani 20 kat arttırıldı. Yerleşim planı üzerinden (yollar, yeşil alanlar, oto yollar, camiiler, okullar, kıyılar vb. düşüldüğünde) yabancıların alacağı topraklar Muğla’da %62 lere varıyor. Köy meraları muhtar imzasıyla satıla biliyor ve kimin aldığı belli değil takibi de yapılamıyor. Ayrıca özelleştirmeler sonucu yabancıların eline geçen bankalara ipotekli çiftçimizin toprakları ödenemeyen kredilerle yabancı bankaların eline geçiyor.
Biz miyiz? Irkçı Sayın Tayyip Bey.
Azınlıklar sözlerinizle coştu.
Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş felsefesine IRKÇI dediğinizin farkında mısınız?
Bence farkındasınız.
Sizin Türk Halkını değil kimi arkanıza almak istediğiniz bir kez daha ortaya çıktı.
“One minute” danışıklı dövüşüyle duygusal halkımızı bir yere kadar kandırdınız.
Faydasını da gördünüz.%39 bu icraatlarla çok iyi.
Ama buraya kadar.
Emperyalist-Siyonist katillerin ipine sarılanlar hep yarı yolda kalmıştır Tayyip Bey.
Bu halkın ahtı çıkar sizden.
BAŞBAKANDAN TARİHİ ‘AZINLIK’ İTİRAFI
Başbakan Erdoğan, Suriye sınırındaki mayınlı arazinin temizlenmesi ile ilgili kendisine yöneltilen eleştirilere sert cevap verdi. Erdoğan, “Siz burayı İsrail’e, Yahudilere peşkeş çekeceksiniz” suçlamalarını “faşizan” olarak nitelendirdi
Erdoğan, verdiği cevapta özeleştiri yapmayı da ihmal etmedi. Başbakan, “On yıllar önce ne deniyorsa bu zihniyet değişmedi, hâlâ yerinde. Yıllarca bu ülkede bir şeyler yapıldı. Farklı etnik kimlikte olanlar ülkemizden kovuldu. Acaba kazandık mı? Bu aslında faşizan bir yaklaşımın neticesiydi. Bu hatalara zaman zaman biz de düştük,” dedi.
“Burada İzak çalışmayacak, Ahmet, Mehmet çalışacak”
Mayın temizleme konusunda ülkenin menfaatleri neyi gerektiriyorsa onu yapacaklarını belirten Başbakan, “Bu ülkenin vatan toprakları üzerinde yatırım yapan küresel sermaye şu dinden, bu dinden geldi diye ‘Eyvah, Türkiye elden gidiyor’ demek bu kadar kolay mı?” diyerek yabancı yatırım karşıtlarına da tepki gösterdi. Paranın dini ve milletin olmadığını belirten Erdoğan şöyle devam etti:
“Şimdi ülkemizde küresel sermaye yatırım yapmak istiyor. Bakıyorsunuz birileri çıkıyor, ‘O Yahudi sermayesi’. Olmaz, yok arkadaş. Gelip, ülkemde yatırım yapacak, bir milyar dolarlık yatırım yapacak, ‘istemezük’ olmaz. Ya işsizlik diyorsun. İşte buyurun adam yatırım yapacak. Bu yatırımı yapınca kim çalışacak? Burada İzak çalışmayacak ya… Ahmet, Mehmet çalışacak.”
“BAŞBAKAN GERÇEĞI SÖYLEDI”
Başbakan Erdoğan’ın sözlerine değişik kesimlerden tepkiler de geldi. Türkiye Musevi Cemaati Başkanı Silvyo Ovadya, Milliyet Gazetesi’ne verdiği demeçte Başbakan’ın açıklamalarında gerçek payı olduğunu belirterek, “Eğer Cumhuriyetin başında sadece Türk Musevi Cemaati 60 bin kişiyken bugün 20 bin kişiyse bunun bazı sebepleri var demektir. Rumları incelerseniz herhalde Cumhuriyet’in başında 400-500 bin kişi varken bugün 2 bin 500 kişiye düşmüşlerdir. Tabii ki Cumhuriyet döneminde yaşanmış olan ‘Trakya Olayları’, ‘Varlık Vergisi’, ‘6-7 Eylül Olayları’ gibi olaylar, bir kısım gayrimüslimlerin Türkiye’den ayrılmalarına sebep olmuştur. Bunun her şeyi bellidir. Bir sürü kitap da yazılmıştır. Başbakan gerçeği söyledi. Olmadı mı hiçbir şey?” dedi.
“BAŞBAKAN BÜYÜK BIR ADIM ATTI”
Türkiye Musevi Cemaati Onursal Başkanı Bensiyon Pinto da, Başbakan’ın büyük bir adım attığını vurguladı. Star Gazetesi’ne konuşan Pinto, “Azınlıklarla ilgili bu sözler şimdiye kadar hiç dile getirilmedi. Başbakan Erdoğan bu sözleri ilk kez yurt içinde söyleyerek büyük bir adım attı. Bütün azınlıkları mutlu etti,” yorumunu yaptı.
“BİZ ASLİ UNSURUZ”
Azınlık gazetelerinin yöneticilerinin görüşlerine yer veren Vatan Gazetesi ise Şalom Genel Yayın Yönetmeni İvo Molinas’ın sözlerini sayfalarına taşıdı. Gazete, Molinas’ın “Biz anayasada eşitiz. Ancak bir yerden sonra pratikte eşit olarak görülmüyoruz. Devamlı bir hoşgörüden bahsediliyor. Biz hoş görülmek değil, asli unsur olarak görülmek istiyoruz. Azınlık karşıtı söylemlerle ilgili mesela ABD’de yasalaşmış olan nefret söylemine karşı cezai yaptırımların mutlaka anayasaya koyulması lazım,” sözlerine yer verdi.

Topraklarını satan ya da uzun boyutlu kiralatan ülkeler:
Etiyopya
Sudan
Kongo
Mali
Pakistan
Madagaskar
Endonezya
Birde:
TÜRKİYE
İşte bu Türkiye’nin getirildiği durumdur: ÖVÜNÜN kendinizle.
Sayın Abdullah GÜL bu olaya bayılmış.
Çok mutlu olmuş.
Tebrikler o zaman.
Suriye-Türkiye sınırını da 49 yıllığına Siyonist İsrail’e verince başarınızla göbek atarsınız.
Irkçı Türk halkı iktidarınızla gurur duyun.
Bak sizi temizliyor.
Topraklarınızı Siyonist katillere satıyor sizde tertemiz oluyorsunuz.
Economist, gıda krizini aşmak isteyen ülkelerin başta Afrika olmak üzere dünyanın dört yanından tarım arazisi aldığını, BM'nin “yeni kolonicilik” olarak nitelendirdiği anlaşmalar kapsamında Bahreyn'in Türkiye'de 500 milyon dolara arazi aldığını yazdı. Suudiler de Türkiye'de arazi bakıyor Dünyada gıda fiyatlarında son iki yıl içinde yaşanan yükseliş, tarım arazileri nüfusunu doyurmak için yetersiz kalan birçok ülkeyi dünyanın dört bir yanında arazi satın almaya ya da leasing yoluyla kiralamaya yönlendirdi. The Economist dergisinin bu haftaki sayısında geniş yer verdiği ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Organizasyonu Başkanı Jacques Diouf tarafından “neo-kolonicilik” olarak nitelendirilen anlaşmalar kapsamında Çin, G.Kore, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Katar gibi topraklarının büyük bölümü çöl olan ülkeler, Sudan, Etiyopya, Kongo, Pakistan gibi ülkelerde tarım arazileri satın aldı ya da kiraladı. Dünya Gıda Fonu rakamlarına göre son iki yılda ülkeler arasında el değiştiren bu tür toprakların boyutu 20 milyon hektar. Büyüklüğü ise Fransa’nın toplam tarım alanına, ya da AB’nin toplam tarım alanlarının yüzde 20’sine eşit. Anlaşmaların ticari boyutu 20-30 milyar dolar düzeyinde. Bu rakam da Dünya Bankası tarafından yoksul ülkelere aktarılan gıda yardımlarının 10 katı. Önce Türkiye sonra Filipinler The Economist 2006-2009 tarihleri arasında el değiştiren topraklar ve ülkeler arasında anlaşmaların da yer aldığı bir tablo/harita da yayınladı. Buna göre, Bahreyn merkezli yatırım fonu AgriCapital ile Türkiye arasında bu tarihler arasında bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşma Türkiye’deki bir tarım arazisinin Bahreyn tarafından kullanılmasını öngörüyor. Bedeli ise 500 milyon dolar. The Economist, “Anlaşmanın boyutu 3-6 milyar dolara çıkabilir” diye not düştü. Suudiler’in de Türkiye’de tarım arazisi baktıklarını yazdı. Gül de anlaşmayı övmüştü İslami bir yatırım fonu olan AgriCapital ile Türk hükümeti arasındaki “mutabakat notu” (Memorandum of Understanding) 31 Ekim 2008 tarihinde imzalanmıştı. Anlaşmaya Türkiye adına imzayı Nazım Ekren koydu. Anlaşmanın kapsamı da iki ülkenin tarım alanında işbirliği olarak açıklandı. Ardından 15 Nisan 2009 tarihinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ve Tarım Bakanı Mehdi Eker’in de aralarında olduğu 6 bakanın katıldığı Bahreyn-Türkiye Ekonomik Forumu’nda Bahreyn ile Türkiye arasında 500 milyon dolarlık “tarım projesi” için anlaşma imzalandı. Bahreyn hükümeti bu projenin büyüklüğünün zamanla 3 milyar dolara ardından da 6 milyar dolara ulaşacağını açıkladı. Bahreyn-Türkiye Ekonomik Forumu’na katılan Cumhurbaşkanı Gül de anlaşmayı övmüştü: Memnuniyetle görüyorum ki, Bahreyn ile Türkiye arasında bir mutabakat anlaşması imzalandı; tarım alanında yatırım yapmakla ilgili. Türkiye, bu konularda iyi bir ülke. İmkanları çok olan bir ülke. Biz altyapı yatırımlarını tarımda da yatırım yapılacak yere kadar götüren bir ülkeyiz. Türkiye’nin çok büyük bir yatırım cazibesi vardır. İki ülke 2007’de askeri işbirliği, 2008’de de Bayındırlık Bakanlıkları arasında ortak çalışmalar için anlaşma imzalamıştı. Bahreyn merkezli AgriCapital şirketi, Ağustos 2008’de Körfez Finans MerkeziIthmaar Bankası (Bahreyn) ve Abu Dabi Yatırım Merkezi (Birleşik Arap Emirlikleri) ortaklığıyla kuruldu. “Şeriat kurallarını temel alarak” kurulduğu açıklanan AgriCapital’in 3 milyar dolar sermayesinin yanı sıra 1 milyar dolar da ödenmiş sermayesi var. Şirket, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Güney Asya’da tarım sektöründe yatırımlar yapmak amacıyla kuruldu. Yatırımlarını besin üretimi, hayvancılık, biyoilaç, biyoyakıt ve tarım teknolojilerine ayırıyor. Şirketin, Türkiye, Filipinler, Hindistan, Sudan ve Mali’de yatırımları var. Suudiler’den 500 bin hektara 4.3 milyar dolar İŞTE Economist’e göre ülkeler arasında son 2 yıl içinde dünya genelinde devredilen topraklar: - Suudi Arabistan, Etiyopya’da buğday ve pirinç yetiştirmek için 100 milyon dolar ödedi. (Dünya Gıda Programı Etiyopya’ya yılda 116 milyon dolar gıda yardımı yapıyor) - Güney Kore, Sudan’da 690 bin hektar arazi kiraladı. Sudan hükümeti tarım alanlarının yüzde 20’sini yabancılara ayırdığını açıkladı. Buralarda üretilen tarım ürünlerinin yüzde 70’inin ülke dışına çıkarabileceği kararını verdi. 2007’de 700 milyon dolar olan yabancı tarım yatırımının 7.5 milyar dolara çıkmasını beklediklerini açıkladı. Bu da Sudan’a yönelik yabancı yatırımın yarısı. - Çin, Kongo’da bio-yakıt üretmek için 2.8 milyon hektar arazi kiraladı, Zambia’da 2 milyon hektar arazi alıyor. - Libya, Mali’den 100 bin hektar arazi kiraladı. - Pakistan 500 bin hektarlık arazisini yabancılara açtığını açıkladı. Tarım alanlarının güvenliği için 100 bin kişilik bir güvenlik birimi oluşturdu. - Güney Koreli Daewoo şirketi Madagaskar’da 1.3 milyon hektar arazi almak istedi. Ancak muhalefetin ve çiftçilerin tepkisi nedeniyle devlet başkanı istifa etmek zorunda kaldı. - Suudi Bin Ladin Group, Endonezya’da 500 bin hektar alana pirinç ekmek için 4.3 milyar dolar yatırım kararı aldı. Gelen tepkiler nedeniyle askıya aldı. (Bahreyn),
(Vatan)