10 Temmuz 2009 Cuma

BÖYLE BİR YAZAR KADRON VARSA

MAZLUM-DER'DEN BAKAN ATALAY'A YALANLAMA

MAZLUM-DER, Rabia Kader'i 2007'de Türkiye'ye vize verilmediği için getiremediklerini açıkladı.

MAZLUM-DER Uygur Kadın lider Rabia Kader hakkında İç İşleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamayı yalanladı. MAZLUM-DER'den yapılan açıklamada, Kader'in 2007 yılında Türkiye'ye gelmesi için uğraştıklarını ancak gizli bir elin bu girişimi engellediğini belirtti. Yapılan açıklamada "her sene bir İnsan Hakları aktivistine verdiğimiz ödüle, 2007 senesinde de Doğu Türkistan'daki mazlumların sesini dünyaya duyurma çabası içerisinde olan Rabia Kader hanımefendiye vermeyi uygun gördük. Bu amaçla Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunan Derneğimiz Dış İşleri Komitesi Başkanı Ayşe İrem Demiriz hanımefendi aracılığıyla Rabia Kader'e ulaştık ve ödülünü İstanbul'da düzenleyeceğimiz İnsan Hakları Gecesinde bizzat vermek istediğimizi bildirdik ve kendisinden olumlu cevap aldık. Rabia Kader'i İstanbul'da misafir etmek için tüm girişimler tamamlanmışken, adeta "görünmez bir el" devreye girmiş ve sonuçta Rabia Kader hanımefendinin vize başvurusunun "Türkiye'ye girişi sakıncalı kişi" gerekçesiyle Türk Büyükelçiliği tarafından reddedildiği Rabia Kader hanımefendi tarafından derneğimize bildirilmiştir." denildi. Derneğin açıklaması şöyle devam etti: "Rabia Kader anılan gerekçeyle Türkiye'ye gelemediği için ödülü gıyabında Türkiye'deki tanıdıklarına verilmiştir."

İKİYÜZLÜ MAZLUMLAR

Kısaca MAZLUMDER adıyla bilinen, İstanbul merkezli, 16 ilimizde şube kurmuş,‘İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği’ adlı bir dernek bulunmaktadır.

Genel Başkanlığını Ömer Faruk Gergeroğlu’nun yaptığı MAZLUMDER, İslam dininin şartı olduğunu iddia ettiği Türbanısavunmaktadır. Oysa İslam dininin kutsal kitabı Kuran-ı Kerim’de, Türban yoktur.

Türban, Müslümanlığın şartlarından biri de değildir.

Ömer Faruk Gergeroğlu, bu gerçekleri görmek, duymak istememektedir.

Bunları bilmek için İmam-Hatip okulu mezunu, ya da din bilgini olmaya gerek yoktur. Her okuma-yazma bilen ve okuduğunu anlayabilen kişi, Kuran-ı Kerim Meali’ni alır, okur ve gerçekleri öğrenir. Bir yabancı dil bilen kişiler de Kuran-ı Kerim’in o dile çevrisini alır, okur, öğrenir.

Kuran-ı Kerim’de Türban yoktur ama, tüm Müslümanları çok yakından ilgilendiren şu ayet bulunmaktadır:

“Ey inananlar, Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin! Onlar, birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost tutarsa, o onlardandır. Şüphesiz Allah, zâlim topluluğu doğru yola iletmez.”[1]

Bu ayet, Ömer Faruk Gergeroğlu başta olmak üzere, MAZLUMDER’in tüm yöneticilerinin gerçek yüzlerini ortaya koyma açısından çok önemlidir.

Neden mi?

İşte nedeni.

MAZLUMDER, iki sözde proje karşılığı Avrupa Birliği (AB)’den toplam 81,735,15 Avro hibe almıştır.[2]

Bu hibenin içinde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tek bir kuruşu dahi yoktur!

Hibeyi veren AB’nin üye ülkelerinin tamamı Hıristiyandır.

MAZLUMDER, Hıristiyan AB’den yaklaşık 82 bin Avro hibe almıştır.

İslam dininin ve Müslümanlığın bir şartı olduğunu iddia ederek Türbanı savunan Ömer Faruk Gergeroğlu ve MAZLUMDER’in tüm yöneticileri, Kuran-ı Kerim’in bir ayetini hiç utanmadan, hiç sıkılmadan ve hiç Allah’tan korkmadan çiğnemişler, Hıristiyanları sadece dost edinmekle kalmayıp, el açıp Hıristiyan AB’den hibe almışlardır!

Ömer Faruk Gergeroğlu ve MAZLUMDER’in tüm yöneticilerinin, AB’den hibe alarak çiğnedikleri Kuran-ı Kerim’in Mâide Suresi’nin 51. ayetini, bir de, İngilizce çevirisinden sunuyorum:

“Believers, take neither Jews nor Christians for your friends. They are friends with one another. Whoever of you seeks their friendship shall become one of their number. God does not guide the wrongdoers.”[3]

Kuran-ı Kerim’in İngilizce çevrisinde de açıkça belirtilmiş: Yahudileri ve Hıristiyanları kendine arkadaş edinme.

Peki, Ömer Faruk Gergeroğlu ve tüm MAZLUMDER yöneticileri ne yapmış?

Hıristiyan AB’yle arkadaş olmakla kalmamış, el açıp onlardan hibe almış!

Peki, Allah’ın bu buyruğunu çiğneyenlerin konumu ne oluyor?

Allah açıkça söylemiş: ‘Kim ki Hıristiyan ve Yahudileri kendine arkadaş edinir, o da onlardan biri olur.’

Ömer Faruk Gergeroğlu ve tüm MAZLUMDER yöneticileri, Kuran-ı Kerim’in Mâide Suresi, 51. ayetine göre, AB’den hibe alarak Hıristiyanlaşmıştırlar!

Artık Ömer Faruk Gergeroğlu ve tüm MAZLUMDER yöneticileri, Müslüman olduklarını söyleyemezler, yoksa onları Kuran-ı Kerim çarpar!

MAZLUMDER’in İnternette bir sitesi var: www.mazlumder.org

Bu siteye girdiğinizde, ‘Genel Bilgiler’ bölümünde şu satırlarla karşılaşırsınız:

“Devletten, siyasi parti ve gruplardan bağımsız çalışan bir insan örgütü olan MAZLUMDER…”

MAZLUMDER, her tür kurum ve kuruluştan bağımsız, ama Hıristiyan AB’ye bağımlı!

Bağımlı, çünkü AB’den adına hibe denilen karşılıksız 82 bin Avro almış!

Türk halkı yasayı yazmış: ‘Gâvurun ekmeğini yiyen, gâvurun kılıcını sallar!’

AB’nin ekmeğini yiyen MAZLUMDER, sadece ve sadece Hıristiyan AB’nin kılıcını sallıyor!

MAZLUMDER, sitesinde ‘Misyonumuz’ başlığı altında da şunları yazmış:

“MAZLUMDER tarihi referansını, Mekke’de yeminle kurulan ve ayrımsız uygulamalarla mazlumdan yana, zalime karşı tavır alarak başarılı çalışmalar yapan, Hz. Peygamber’in de içinde olduğu ve peygamberliğinden sonra da olumlu atıflarla bahsettiği Hilfu’l-Fudul oluşumundan alır.”

Ben de şimdi, AB Mandacısı Ömer Faruk Gergeroğlu ve tüm MAZLUMDER yöneticilerine soruyorum:

Elinden hibe aldığınız AB’nin Anayasasını okudunuz mu?

Öyleyse gözlerinizi ve kulaklarınızı iyice açarak okuyunuz.

AB Anayasasının başlangıç kısmında şöyle yazmaktadır:

“Özgürlük, demokrasi, eşitlik ve yasaların üsütünlüğü gibi evrensel değerlerin gelişmesine kaynak olan Avrupa’nin kültüründen, dininden İLHAM ALARAK…”[4]

AB Anayasası, Hıristiyan dininden ilham alınarak yazılmıştır. Yani, MAZLUMDER’in ifadesiyle, AB’nin referansı Hıristiyan dinidir.

AB’den 82 bin Avro hibe alarak Hıristiyanlarla kaynaşmış olan Ömer Faruk Gergeroğlu ve tüm MAZLUMDER yöneticilerine sesleniyorum. İnternet sitenizdeki ‘Misyonumuz’ başlığı altında yazdıklarınızı hemen şöyle değiştirmelisiniz:

“MAZLUMDER, ilham kaynağını Hıristiyan dininden alarak, AB Anayasası ve Müktesebatını aynen uygulamaya söz vererek…”

Allah, Hz. Muhammed, Kuran-ı Kerim ve Mekke gibi kutsal sözcükleri ağızlarından düşürmeyerek din sömürüsü yapan Ömer Faruk Gergeroğlu ve tüm MAZLUMDER yöneticileri gibi sahte Müslümanlar bir yandan; temel hak ve özgürlükler, demokrasi gibi sözcükleri sakız gibi çiğneyen AB Mandacısı omurgasız aydınlar diğer yandan, hep birlikte Türbanın arkasına saklanarak, Ulusal Egemenliğimizi Hıristiyan AB’ye teslime hazırlanıyorlar.

Kemalistler bu oyunu çoktan gördü, şimdi sıra geldi bu oyunu bozmaya!

Yılmaz Dikbaş

9 Şubat 2008, Antalya

dikbas@kalinka.com.tr

www.kalinka.com.tr


[1] Doç. Dr. Süleyman Ateş, Mâide Suresi, 51. Ayet

[2] Yılmaz Dikbaş, “Avrupa Birliği Tabuta Çakılan Son Çivi”, AsyaŞafak Yayınları, 5. Baskı, sf.384

[3] The Koran, Translated with Notes by N.J.Dawood, Penguin Classics, 1956.

[4] Yılmaz Dikbaş, “Avrupa Birliği Tabuta Çakılan Son Çivi”, AsyaŞafak Yayınları, 5. Baskı, sf.115