27 Ocak 2010 Çarşamba

BİR ASKERİMİZ DAHA TUTUKLADI VE BİZ BİR KAHRAMAN DAHA TANIDIK BİZ TANIMIYORUZ AMA BU İNSANLAR ÇOKTAN EMPERYALİZMİN HEDEFİ OLMUŞ



Eskişehir Jandarma Alay Komutanı Kıdemli Albay RECEP GENÇOĞLU’nun gözaltına alınması haberini ayrılıkçı kürt siteleri aynen şöyle veriyor:


Ölüm kuyuları kazılarının merkezi Cizre'de Albay Cemal Temizöz'den sonra Cizre Jandarma Komutanlığı yapan Eskişehir Jandarma Alay Komutanı Kıdemli Albay Recep Gençoğlu'nun gözaltına alındı.
Erzincan Alay Komutanlığı görevinden 30 Ağustos 2009'da Eskişehir'e atanan Kıdemli Albay Gençoğlu'nun
Erzincan'daki 'cemaat' soruşturması sonrası başlayan asker-mit-emniyet çatışmasıyla ilgili Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı'nın isteği doğrultusunda gözaltına alındığı öğrenildi.Cizre'de birçok cinayette ismi geçen kıdemli Albay Gençoğlu'nun soruşturma kapsamında Erzurum'a götürüldü.
Gençoğlu, cinayetleriyle gündeme gelen ve bir süre önce hakkında dava açılan Albay Cemal Temizöz'ün ardından Cizre bölgesine atanmıştı.”

Şimdi bu habere dikkat edilirse; Cemaatler ve ayrılıkçı Kürtlerin kader birlikteliği çok net görülebilir.


Halkı kandırmak adına yapılan haberlerle ortalık ayağa kaldırılıyor.
Mahkeme sonuçları beklenmeden koparılan bu yaygaranın mahkeme sonuçları halka bildirilmiyor.
Bu asit kuyularından bu zamana kadar çıkmış bir insan kemiği yok.
Bol bol manda kemiği, öküz, sığır, it, köpek kemiği çıktı. Adli tıpa bile gitmesine gerek kalmayacak kadar gözle ayrılabilen kemikler.
Ama bu medya bunları yazmaz. Yazmama sebebini de bir önceki yazıda belirttik.

Biz bu süreçten ne kazandık:
1-Bu tutuklama bize değerli bir Komutanımızı tanıma fırsatı verdi.
2-Ayrılıkçı Kürtler ile yeşil ihanetin kardeşliğine bir ispat daha oldu.
Şimdi liboş ve dönek solcuların TV’lerden “tutuklamayı haklı gösteren” kıvıra kıvıra yorumları konuşmalarını izleyeceğiz.
Saldırsınlar ki kare tamamlansın. Değil mi ama?


"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."

"EN AZINDAN SAHİP ÇIKANLARA SAHİP ÇIKALIM"

AMERİKAN EMPERYALİZMİNİN UŞAKLARI
İHANET KARDEŞLİĞİ

TV KANALLARINI SÜSLEYEN VE KIVIRMAKTAN SES TONLARI DEĞİŞEN
LİBOŞ=DÖNEK SOLCU
YEŞİL İHANET=FETTULLAHÇI
AYRILIKÇI KÜRT
KISACASI
İHANET KARDEŞLİĞİNİN 
FARKINA VARIN.

2000 yılında Doğu Timor’un, Endonezya’dan koparak bağımsızlığını ilan etti.
Bu süreç içinde, adına “Endonezya modeli” denen bir Amerikan Operasyonu uygulandı.
Bu ‘Model’ şu şekilde cereyan etti:

ABD, Doğu Timor adalarını Endonezya’dan koparmadan önce bu ülkenin Ordusuna karşı büyük bir yıpratma kampanyası yürüttü.

Geçmişte ABD’nin Endonezya Özel Kuvvetleri’ne "komünizmle mücadele" bahanesi ile yaptırdığı çeşitli operasyonlara, bire bin katılarak açıklandı. 
(her köyde kasabada Kore gazimiz vardır.Biz neden Kore'ye gittik?ABD'nin gözüne girebilmek için;yani komünizm ile mücadele etmek için.Aslında komünizm Türkiye için hiç bir zaman tehdit olacak kadar gelişmemiştir.)
Amerika, yeterli delil biriktirdikten sonra, bu operasyonları bire bin katarak Endonezya'daki Amerikancı basın vasıtasıyla piyasaya sürdü. Ordu’nun direnci kırıldı.

Endonezya'nın da bir bölücülük sorunu vardı.

Doğu Timor'da ki bölücüler, Endonezya'dan ayrılmak istiyorlardı.

Amerika da gayet tabii Doğu Timor bölücülerini destekliyordu.

Bütün bu gelişmelerin arkasından Endonezya’nın parçalanarak Doğu Timor’un koparılması kolaylaştı.




ÇOK MU TANIDIK GELDİ:

PEKİ, BU SÜREÇ TÜRKİYE’DE NASIL?

I.

1986 yılında ABD, şimdilerde uygulatmaya çalıştığı "Türkiye himayesinden Kürdistan Planı"nı Evren ve Özal'ın oluruyla Türk Ordusu'na da dayatmıştı.
II.


Plan, Genelkurmay Başkanı Org. Nejdet Üruğ'un sert direnciyle karşılaştı ve engellendi.
III.


Daha sonra, ABD emrinde Kuzey Irak'a girme planına karşı çıkan Org. Torumtay istifa etti, plan suya düştü.
IV.


Komutanlar, Amerika'nın Türkiye'yi bölmeyi amaçlayan planlar yaptığını ve bu planları Türk ordusu eliyle uygulamaya koymak istediğini anladılar.
İşte bu süreçte, 1990 yılında Org. Doğan Güreş döneminde Özel Harp Dairesi, Özel Kuvvetler Komutanlığı'na (ÖKK) dönüştürüldü, 1992'de de personeli yeniden yapılandırıldı.
Bu sadece bir isim değişikliği değil, ABD ilişkilerinin sorgulandığı sürecin de somut bir sonucuydu.

Öyle ki; 
Özel Kuvvetler Komutanlığı ile Daire ABD ve Gladyo'nun sultasından çıkarıldı!
ABD görevlileri Org. Karadayı döneminde ÖKK binasından çıkarıldılar.
NATO ve ABD ilişkileriyle, ABD parasıyla, ABD eğitimiyle milletine karşı oluşturulmuş olan bir yapı, artık Milli Kuvvet haline dönüştürülmüştü.
Bundan dolayı ÖKK, ABD'nin hedefi haline geldi!


Türk Ordusu üzerindeki denetimi elinden kaçırdığını anlayan ABD ateş püskürmeye başladı.

V.


Amerikan ordu dergilerinde "Türk Generalleri hizadan çıktı" cinsinden haber yorumlar yayımlandı.

VI.


ABD, Muavenet gemimizi topa tuttu, askerlerimizi şehit etti.

VII.


Temmuz 2003'de Kuzey Irak'ta Süleymaniye'de Özel Kuvvetler birliğimizin başına "Kürt liderlere suikast yapacaklardı" bahanesi ile çuval geçirdi.

VIII.


ABD ordusu Nevada Çölü'nde "Binyılın Meydan Okuması" adı altında Türkiye'yi işgal tatbikatı yaptı.
Bu tatbikat, ABD tarihinde o güne kadar görülen en kapsamlı ve en uzun süren tatbikat idi.


MİLLENNİUM CHALLENGE NEDİR?

Amerikan ordusu tarihinin en kapsamlı tatbikatını gerçekleştirmektedir (24.07.2002-15.08.2002 – Nevada/ABD). Tatbikata NATO’nun demirbaş ülkelerinden birçoğu katılmasına rağmen Türkiye davetliler listesinde yoktur. Tatbikatın adı ‘Millenium Challenge’, tatbikatın senaryosu ise daha ilginç;

‘Tatbikatın konusu ise; işgal edilmesi planlanan ülkede önce yıkıcı bir deprem meydana gelir, bu depremle eş zamanlı olarak uluslar arası bir mahkeme ülkenin sınırlarını ilgilendiren ve çıkarlarına ters bir karar alır. Burada konu daha da ilginçleşir ve ordu hedef ülkede darbe yapar ve yakınında bulunan ada ülkeyi ablukaya alır. Önemli ulaşım yollarında bulunan bu adanın ablukaya alınması ile birlikte ABD harekete geçer ve 96 saatte o ülkenin önemli şehirlerini işgal etmeye çalışır.

Bu senaryo açıklamaya gerek bırakmayacak derecede Türkiye'yi, o günden bu güne yaşananları hatırlatmakla birlikte bazı açıklamalarda bulunmakta fayda var. Öncelikle, şunu belirtmek gerekir ki tatbikatın gerçekleştirildiği dönemde, dünyada seferberlik emrini 96 saatte gerçekleştirebilen tek ordu TSK idi. Deprem olması ise Türk vatandaşlarına zaten tanıdık gelecektir. İster gerçek manasında olsun, isterse ekonomik bir depremi temsil etsin bu konu Türkiye ile birebir eşleşmektedir. Ayrıca tatbikatın yapıldığı California'da Kuzey Anadolu Fay Hattı'na eş bir fay hattı olduğu da akılda bulundurulmalıdır. Komşu ada ülkeye yapılan abluka operasyonu ve darbe yapılması ise bu tatbikatın Türkiye açısından en ilginç noktalarıdır.’

(Emin YILMAZ – BOP ve MILLENİUM CHALLENGE Tatbikatı , 08.04.2008 ,


IX.


ABD'nin PKK'ya yardımını belgeleyen Org. Eşref Bitlis, uçağı düşürülerek şehit edildi.

X.


Malatya'da Özel Kuvvetler Komutanlığı birliğini taşıyan uçağımız düşürüldü.

XI.


Daha sonra, Amerikan ordu dergisinde Türkiye'nin güneydoğusunu da içine alan Büyük Kürdistan haritası yayımlandı.

XII.


Belki anlamayanlar vardır diye İtalya'daki NATO toplantısında ABD'li subaylar bu haritayı ekrana yansıttı.
Türk subayları toplantıyı terk etti.
BÖYLECE ABD, TÜRK ORDUSU'NA KARŞI SAVAŞI FİİLEN BAŞLATTIĞINI ALENEN AÇIKLAMIŞ OLUYORDU.
Fehmi Koru, Yeni Şafak'ta yazdı:

"ERGENEKON'UN DÜĞMESİNE TAYYİP BEY İLE BUSH'UN OVAL OFİS'TEKİ GÖRÜŞMESİNDE BASILDI"

Ama bütün bunları yapmak için, Türk Ordusu'nun vatanı savunma iradesinin kırılması gerekiyordu.

A.


Ergenekon tezgâhları ile aynen Endonezya'da yapıldığı gibi önce Türk ordusunun saygınlığı yok edilecekti.

B.


Türk ordusu, Amerikancı AKP hükümetinin Barzani Devleti'ni tanıma ve himaye altına alma yolunda attığı adımlara ses çıkaramayacak.

C.


"Ordu siyasete karışmamalı", "Ne yani, yine darbe mi yapmak istiyorsunuz" suçlamaları ile susturulacak.

Ç.


Özel Kuvvetler, güneydoğuda kışkırtılacak olan bir ayaklanmaya müdahale edemeyecek.

D.


İşte, "Arınç suikastı" tertibi de budur.

E.


Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda yapılan aramalar aynı zamanda, Genelkurmay Başkanının yanına Kuvvet Komutanlarını da alarak Trabzon’da Oruç Reis Firkateyni’nde yaptığı açıklamalara cevaptır.

F.


Amerika, TSK’nin Başbuğ’un ağzından yapmak istediği kendini savunma girişimine yeni bir atak ile karşılık vermiştir.
G.


Bugünkü durum, Türk Ordusunun yıllar yılı NATO kontrolüne terk edilmesinin bir sonucudur.

Ğ.


ABD, NATO anlaşmalarına ve yapılanmasına dayanarak içimizdeki operasyonu yürütebilmektedir.

H.


Türk Ordusu’nun NATO içinde kalarak milli niteliğini muhafaza edemeyeceği ve kendisini koruyamayacağı artık son gelişmelerle bir kez daha kanıtlanmıştır.

GENELKURMAY BAŞKANLIĞI, TÜRK ORDUSU’NA YÖNELİK ASİMETRİK PSİKOLOJİK SALDIRIYI YAPANLARIN KİM OLDUĞUNU AÇIKLAYARAK MİLLETİMİZİ BİLGİLENDİRMELİDİR. 


TÜRK HALKI BU YALANLARA KANARSANIZ  NE Mİ OLUR?


ENDONEZYA'NIN BU GÜNKÜ HALİNE BAKALIM:


Endonezya bu gün “Dünyanın en büyük genelevi” diye adlandırılıyor.
Endonezya'da seks turizmi sektöründe 'hizmet' veren kadın ve erkek fahişe sayısı 1 milyonu aşmış durumda.


BİR İNSAN NEDEN FAHİŞELİK  YAPAR?
DÜŞÜNÜN. 



"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."


1939 TARİHLİ ATATÜRK FOTOĞRAFLI TEBRİK KARTI


Fotoğraflar aslında çok şeyi ifade eder. Yeterki okunabilsin. Fotoğraf okumak da aslında bir sanat. Bugün (22.01.2010) felsefe öğretmeni eski gazetecilerden Sayın Kubilay Kaplan bana bir fotoğraftan söz etti. Söz ettiği fotoğraf Atatürk' aitti. Görmemi istedim. Heyecanlanmadım değil. Acaba bilinen fotoğraf mı yoksa bilinmeyen bir fotoğraf  mı? Fotoğraf geldiğinde baktım. Bilinen bir fotoğraf. Ancak kart orjinal. Fotoğrafta ATATÜRK ile beraber üç kişi var. Sanırım 1928 yılında Çeşme de çekilmiş. Ayakta duran kişi ile ilgili bilgim olduğu için sizlerle paylaşayım dedim. Fotoğrafın arkasında "10.11.1939 Fuat Balkanlı    Bayramınızı kutlarım Arkadaşın Ali Tan" yazıyor. Tarihe dikkat ediniz. 10 Kasım. Yani Atatürk vefat edeli bir yıl olmuş. Belki de bir başka bayram. Ama burada önemli olan Atatürk fotoğrafının tebrik kart olarak kullanılması. Bu bana göre bu Gazi'ye olan sevginin saygının ifadesi. Hayranlık belgesi. Gelelim fotoğraftakilere. Atatürk sandalyede oturuyor. Masanın diğer tarafında sanırım yaveri. Ayakta dikilen ise Bayındır Yakapınar köyünden Muharrem Öksüz. Diyeceksin ki nerden biliyorsun. Çünkü Muharrem Öksüz askerliğini Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayında yapmış. Oğlu Erturan Öksüz Canlı'da . Bana babasının Atatürk'le fotoğrafından söz etmişti. Bu fotoğrafın sararmış halini getirdi. Hatta bir başka fotoğraftan da söz etti. Atatürk berber koltuğunda ve yüzü sabunlu haliymiş. ancak bu diğer fotoğraf babası vefat edince kaybolmuş. Muharrem Öksüz vefat edinceye kadar hep Atatürk'ten söz etmiş. Fotoğraftaki kişinin kendisi olduğunu söz etmiş. Bana verilen bilgi böyle. Muharrem Öksüz bundan 10 yıl önce vefat etmiş. Aileye Yakapınar köyünde Karadağlılıar deniyor. Bayağı kalabalık bir aile. Fuat Balkanlı'ya gelince. Bu kişi muhtemelen Fuat Balkan. Kendisi teşkilat-ı mahsusa nın ilk komitacılarından. Milli mücadele de trakya da epey görev yapmış kişilerden biri. Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nün 1 numaralı üyesi ve başkanıdır.


Osmanlı Ordusu'nun bir subayı olarak I. Dünya Savaşı’nda, Batı Trakya’da Bulgar komitacıları ile Sırp ve Yunanlılara karşı mücadele etti. 1908-1923 yılları arasında aralıksız olarak, önemli ve gizli görevlerde bulunmuş, Batı Trakya’da, Yunanlıların Anadolu’ya sevk edecekleri kuvvetleri Rumeli’de oyalamakla görevlendirilmiştir. Lozan Antlaşması’ndan sonra Mareşal Fevzi Çakmak, kendisine takdirname göndermiş ve “sonsuz hizmetleri” için kendisine teşekkür etmiştir. Üç dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde milletvekilliği yapan Fuat Balkan, Cephe’den Meclis’e girenlere verilen yeşil-kırmızı kurdeleli İstiklal Madalyası sahibidir.
1918–1923, 1926–1928 yılları ve 1935–1937 yılları arasında üç dönem Beşiktaş'ta başkanlık yapmıştır. BJK Kulüp Sicili'nde "1 numaralı kurucu" olarak yer almaktadır. Aynı zamanda 1960 yılında faaliyete geçen Beşiktaş Kulübü Divan Kurulu'nun üye listesinde de 1 numaralı üyedir. Beşiktaş'ın kurucularından olan Fuat Balkan ve Mazhar Kazancı, 31 Mart 1909'daki siyasi olaylardan sonra Edirne'den İstanbul'a geldiler. Siyasi olayların yatışmasının ardından başarılı bir eskrimci ve eskrim hocası olan Fuat Balkan ile başta güreş ve halter sporlarını yapan Mazhar Kazancı, Serencebey'de jimnastik yapan gençleri topladı ve birlikte spor yapma fikrini onlara kabul ettirdi. Beşiktaş'ın Ihlamur semtindeki evinin altındaki yeri, kulüp merkezi yaptı. Fuat Balkan'ın kendisi tarafından kaleme alınan anıları, ölümünden 38 yıl sonra Turgut Gürer tarafından "Komitacı" adıyla yayımlanmıştır. Bendeki bilgiler böyle.  Bu fotoğrafla ilgili desteği için Sayın Kubilay Kaplan'a teşekkür ederim.
Yerel Tarihçi:
Necat ÇETİN’in yazısı
Yazının orijinali:

What's wrong with you? Carry.
C'est quoi ton problème Carry ?
Τι έπαθες; Carry ?
有什麼問題嗎?Carry ?
מה קרה לך? Carry ?
ما هو الخطأ؟ Carry ?
¿Qué te pasa? Carry ?
何が悪いの?
Что случилось с тобой? Carry
Hva er galt med deg? Carry
Wat is fout met jou? Carry
چه با شما اشتباه است؟ Carry
Chuyện gì xảy ra với bạn? Carry

Yani Türkçesi:
SENİN DERDİN NE? Carry

İHANET KARDEŞLİĞİ APIŞTI

Geçen hafta bir anket yayınlandı.
Ankette TSK ya güvenin düştüğü vurgulanıyor ve şöyle vurgu yapılıyordu:
2007 de %92 olan TSK ya güven 2010 itibariyle %85 e düşmüştür.

Sabah akşam TSK’nın yapacağı darbeleri tartışılıyoruz. Hiç adını duymadığımız emekli generallerimize suçlamalar yapılıyor. Televizyonlarda bir emekli asker karşısına dizilmiş ayrılıkçı kürtçü olduğu bilinen, Fettullahçı olduğu bilinen ya da dönek solcu liboş olduğu bilinen tipler üçer dörder diziliyor. Bunların arasında en saldırganları ayrılıkçı Kürtçüler ve yeşil ihanet Fettullahçılar. Öyle bir uyum içerisinde ve arsız hasmane tavırlarla saldırıyorlar ki askeri disiplin almamış sivil kim olsa çıldırır.
Öyle aptalca türbinlere oynarcasına sorular soruyorlar ki ekran karşısında deli oluyoruz.
Gazetelerin tamamında (bir iki istisna)  TSK’ya ağza alınmayacak kelimelerle saldırı söz konusu.
Artık öyle bariz bir dış destek görülüyor.
Ateş çemberindeki ülkemizi ayakta tutacak yegâne kurum halk desteğini kaybetmesi isteniyor.
Fakat bu o kadar zor bir sürekçi emperyalist ve ihanet kardeşliği aşırı derecede zorlanıyorlar.
Olayın içerisinde yabancı istihbaratların olduğu kesin. Ayrılıkçı kürt/yeşik ihanet-Fettullah/dönek solcu-satılık kalemlerle  /liboşlar kısaca ihanet kardeşliği bunca desteğe rağmen TSK’nın güvenini %85 e düşürebildiler.
Daha önceden %92 olan ama neden güvendiğini bilmeyen bir kalabalığın içerisinde tüm bu süreçten sonra %85 kemikleşmiş hatta Genel Kurmay başkanlığını bunca tahrike rağmen sessiz kalmasına hayıflanan ve her yaptığına sonuna kadar destek verecek bir %85 den bahsediyorum.
Bu tüm bu karalama mücadelesinin TSK’nın özellikle İlker Başbuğ’un ve hemen hemen tüm komutan kadrosunun olaylar karşısında terbiyesini bozmamasına borçlu.
İşte TSK’yı sessizkalmakla suçlayan arkadaşlara sesleniyorum.
Bu 2000 yıllık bir birikimin ve çok sağlam bir irade ve eğitimin ürünüdür.TSK’nın her hakarete hatta küfüre varan saldırılara cevap vermesi mahalle kocakarısı gibi yada eş anlamlısı tv kanallarını süsleyen ve kıvırmaktan ses tonları değişen liboş=dönek solcu/yeşil ihanet=Fettullahçı ve ayrılıkçı kürt ;kısacası ihanet kardeşliğinden ne farkı kalırdı.
İşte TSK;bizi çıldırtan televizyonları kırdıracak moda getiren bu tiplere cevap verseydi bu oranlar %85 lerde kalmaz yerlerde sürünürdü.
Fakat bu irade sonucunda kemikleşmiş %85 var.
Bu bile AKP ve ihanet kardeşliğinin, tüm dış emperyalist destek ve yabancı istihbaratlarının apıştığını gösteriyor.
Şimdi sırada ilk sandıkta oyları yapıştırmak kaldı.
İşte o zaman balyoz darbeyi görecekler.
Bunlara balyoz darbeyi Türk halkı yapacaktır.
%85 bize yeter artar bile.
Saygılar.






"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."