16 Nisan 2010 Cuma

3 BİN BİLİM ADAMINI KİM ÖLDÜRDÜ?
Karanlıklara gönülmüş, özenle gizlenmiş, unutturulmuş bazı gerçekleri hatırlatmak, açığa çıkarmak, tüm çarpıcılığı ile ortaya sermek en yalın insani sorumluluklarımızdan biridir. Unutkanlığın bu kadar yaygın olduğu, hafızaların hemen siliniverdiği, en acı insan hikayelerinin birkaç gün içinde kanıksandığı zamanlarda bunu yapabilmek bizi dengede tutan, diri tutan belki de tek gerçektir.
13 Aralık 2007'de, aslında pek kimsenin umursamadığı çok acı bir olayı burada tartışmıştık. Savaşların işgallerin, enerji kavgalarının, iktidar mücadelelerinin ötesinde bir ülkenin hafızasının silinmesi amacıyla yürütülen sistematik bir soykırımı ele almış o ülkenin "beyin ölümü"nün nasıl gerçekleştirildiğine dikkat çekmeye çalışmıştık. "Irak'ta 550 bilim adamı öldürüldü!" sorusuydu sorulan. Herkesin sustuğu, önemsemediği böyle bir olayın Türkiye ya da bir başka ülkede yaşanmasının nasıl bir travma olabileceğini hayal edebiliyor muyduk?
CIA mensubu John Kiriakou, o günlerde, "Onlara öyle işkence yaptık ki Allah'ı gördüler" şeklinde tüyler ürperten cümleleri rahatlıkla söylerken, hiçbir ciddi karşılık bulmazken, hala insan gibi yaşamaya devam edebilirken susmak mümkün müydü? Irakta yayınlanan bir gazete, 10 Eylül 2007 tarihli nüshasında o CIA mensubunun itiraflarından çok daha dehşet verici gerçeği suratımıza çarptı. Yüzlerce aydının, akademisyenin, din adamının, bilim adamının nasıl öldürüldüğünü, kaçırıldığını, yok edildiğini...
Gazeteye göre beş yüz elli civarında bilim adamı öldürüldü. Yine gazeteye göre, bu ölümlerden İsrail istihbarat servis Mossad ve ABD Savunma Bakanlığı Pentagon sorumluydu. Ölümler, tıpkı işkenceler gibi, sistematik bir şekilde gerçekleşti. Bazıları nükleer fizikçi olan bu insanlar, ABD ve İsrail'le işbirliği yapmadığı için ya da aynı ülkeler için tehdit görüldüğünden öldürüldü. 350 bilim adamı ve 200 profesörün bir ülkede öldürülmesi nasıl bir travmaya neden olur, diye sormuştuk. Dünyada böyle bir olay daha önce yaşanmış mıydı? Bu tür bir aydın soykırımı yaşanmış mıydı?
Biraz daha geriye gidelim: 15 Mart 2006... O zaman sayı bu kadar değildi. Buraya şu notları düşmüştük.
"Prof. Dr. İmad Sarsam. Arap Tıp Birliği üyesi.
Öldürüldü!
Prof. Dr. Muhammed A.F. er-Rawi. Irak Fizikçiler Birliği üyesi.
Öldürüldü!
Prof. Dr. Mecid Hüseyin Ali. Bağdat Üniversitesi öğretim üyesi.
Öldürüldü!
Prof. Dr. Vecih Mahcub. Fizik eğitimi üzerine 8 kitabı var.
Öldürüldü!
Prof. Dr. Sabri Mustafa el-Beyati. Bağdat Üniversitesi.
Öldürüldü!
Prof. Dr. Mustafa el Mashadani. Bağdat Üniversitesi, dinler tarihi.
Öldürüldü!
Prof. Dr. Halid M. Al Canabi. Babil Üniversitesi İslam tarihi öğretim üyesi.
Öldürüldü!
Prof. Dr. Abdulcabbar Mustafa. Musul Üniversitesi, siyaset bilimci.
Öldürüldü!
Prof. Dr. Esad Salim Shrieda. Basra Üniversitesi Mühendislik bölümü dekanı.
Öldürüldü! Prof. Dr. Abdullatif el-Mayah. Mustansiriye Üniversitesi Ekonomi bölümü öğretim üyesi.
Öldürüldü!
Prof. Dr. Leyla Abdullah es Saad. Musul Üniversitesi Hukuk fakültesi dekanı.
Öldürüldü!
Prof. Dr. Mohammed Munim al- İzmirli,
Prof. Dr. Hazim Abdülhadi,
Prof. Dr. Abdul Sameia el Cenabi,
Prof. Dr. Alim Abdülhamid,
Prof. Dr. Muhammed Tuki Hüseyin el-Talakani,
Prof. Dr. Ali Abdul Hüseyin Kamil,
Prof. Dr Muhammed Er Ravi,
Prof. Sabri Mustafa El Beyati ve daha niceleri...
Öldürüldü.
Bazıları fizikçi, bazıları tarihçi, bazıları hukukçu, bazıları edebiyatçı, bazıları tıpçı, bazıları sanat tarihçisi, bazıları ilahiyatçı... Onlarca insan, eğitimci, bilim adamı.. Hepsi öldürüldü, öldürülüyor! Bazıları kafasına sıkılan tek kurşunla, bazıları işkence ile. Bazıları evlerinde, bazıları fakültelerinde, bazıları sokakta, bazıları Ebu Gureyb gibi işkence merkezlerinde, bazıları ise bilinmeyen yerlerde...
En az 250 bilim adamı bu şekilde öldürüldü. Yüzlerce bilim adamı, aydın kaçırıldı, kayboldu, akıbetleri bilinmiyor. Binlercesi ölüm korkusuyla Irak'tan kaçtı, kaçmaya çalışıyor. BM rakamlarına göre Irak yüksek eğitim kurumlarının yüzde 84'ü yakıldı, soyuldu, yıkıldı. Peki kim/kimler yaptı bunu? Hangi güçler bir ülkenin hafızasını bu şekilde silmek ister, ne amaçla yapar bunu?
Iraklı yazar Layla Anvar'ın, konuyla ilgili dikkatli yazısını okurken ürpermemek elde değil. Özetleyelim:
İlk zamanlar, suikastleri, "Irak halkından intikam almak" için Baasçıların ve El Kaide'nin yaptığı söyleniyordu. Irak yönetiminin resmi tezi buydu. 150 bin paralı asker ve istihbaratçının kol gezdiği ülkede oklar ABD istihbaratının işaret ediyordu. Anvar'ın araştırmasına göre Irak'ta 3 bin civarında aydın, bilim adamı, araştırmacı, doktor öldürüldü. Binlercesi ülkeden kaçtı, çok sayıda insan kayıp... 2003 yılında, yani işgal yılında Irak'ta 45 bin bilim adamı var. Bugün bu 45 bin kişiden kimse kalmadı. Bazıları öldürüldü, bazıları ülkeden kaçtı ya da kaçırıldı. Peki bu sistematik soykırımda kimlerin parmağı var? Layla Anvar'ın tespitleriyle bakalım.
1- 1980'lerde üç Iraklı bilim adamı suikaste uğradı. Bu nükleer ilimcilerden biri Paris'te otel odasında öldürüldü. O tarihlerde Irak nükleer çalışmalar konusunda ciddi girişimler ve çalışmalar yapıyordu. 1982'de İsrail Irak'ın Osirak nükleer tesislerini bombaladı.
2- 1991 savaşından sonra Irak ambargo altındaydı. Görünüşte Birleşmiş Milletler denetiminde. Bütün bilim adamları listelenmişti. 12 yıl boyunca bu kişilerin büyük bölümü ABD tarafından sorgulandı. BM verileri ABD'nin kullanımındaydı. Daha o tarihlerde, sonradan öldürülen bilim adamlarıyla ilgili bütün bilgiler ABD'nin eline geçmişti. Burada BM'nin oldukça kirli bir rolü olduğunu söylemek mümkün.
3- 2003 işgalinden hemen sonra Irak'ta ordu ve istihbarat tamamen değiştirildi. Bunun ardından bilim adamları hedef olmaya başladı. Bazı Kürt gruplarla Şii gruplar bu amaç için kullanıldı. Kim için? Tabi CIA ve Mossad için... ABD Kongresine sunulan bir raporda, o dönemde 300 bilim adamının, 200 üniversite hocasının öldürüldüğü bildiriliyordu. Dava Partisi, o dönemde, bu ölümlerin CIA ve Mossad tarafından yürütüldüğünü açıkladı.
4- İşgalden sonra Irak'ın savaş pilotları da birer birer öldürüldü. Kaynaklar, pilotlardan sadece bir tanesinin hayatta kaldığını gösteriyor. Anvar, pilotların İran istihbaratı tarafından öldürüldüğünü söylüyor.
5- Suikastlerle ilgili bir başka işaret; dönemin İçişleri Bakanı ve silahlı adamlarını gösteriyor. Akademisyenlerin, doktorların, bilim adamlarının evleri bu maskeli kişilerce basılıp öldürüldüğü, kaçırıldığı, işkence altına alınıp ortadan kaldırıldığı belirtiliyor.
6- Samarra'da bazı suikastlerde el Kaide izleri olduğu, buradaki el Kaide yapılanmasının İran ve ABD istihbaratıyla bağlantıları olduğu ifade ediliyor.
7- Anvar, yazısında değişik araştırmalara, listelere, sayılara yer veriyor. Uzmanlık alanlarına göre suikaste uğrayanları alt alta sıralıyor. Öldürülenlerin yüzde 62'si master ve doktora eğitimi almış insanlar. Burada binlerden söz ediyoruz.
8- Bugünkü Irak Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 8 bin doktor ölüm korkusuyla ülkeden kaçmış, 2 bin doktor öldürülmüş.
9- Bütün bunlara rağmen, binlerce eğitimli insanı sistemli şekilde yok eden operasyonu kimlerin yaptığı hala bilinmiyor. Şüpheliler arasında; CIA, Mossad, bazı Kürt gruplar, bazı Şii gruplar var.
Ancak, işgali planlayanların, 1991'den beri hazırladıkları listede adı geçen bilim adamlarını birer birer ortadan kaldırdığı, bunun için Irak içinde çok farklı kesimleri kullandığı artık bilinen bir gerçek.
İbrahim Karagül