9 Aralık 2009 Çarşamba

DÜŞÜNDÜREN HABER


"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."
İŞTE AYDINLIĞI KAPATTIRAN GERÇEK NEDEN
BEŞİKTAŞ TERÖR ÖRGÜTÜ


İşçi Partisi (16 Kasım 2009), Türk Yargısına, Türk Ordusu’na, Türkiye Cumhuriyetine karşı tertipler ve terör faaliyeti yürüten Beşiktaş Terör Örgütü'nün dağıtılması, üyelerinin yargılanarak, hak ettikleri cezalara çarptırılmaları istemiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.
Şikayet dilekçesini Başsavcılığa veren İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av.Hasan Basri Özbey, Beşiktaş Adliyesi önünde basın mensuplarına şikayet hakkında bilgi verdi. Özbey'in açıklamalarını aşağıda sunuyoruz:

• Doğrudan Başbakana bağlı bir organizasyon! İçişleri ve Adalet Bakanlığı’nın bilgileri dâhilinde. Bütün iç güvenlik birimleri de bu organizasyonun içinde. Çalışmalar gizli… Operasyonel niteliği yüksek, tribünlere oynamayan bir takım. Bu işlerin yürütüldüğü karargâha gelince: O da gizli… TBMM’ye yürüme mesafesinde bir yer…

• Beşiktaş Terör Örgütü, Türk Yargısı’nın bir parçası değildir. Türk Yargısı, oraya girememektedir. Orada Türk Hukuku işlemez. Orada geçerli olan, ABD’nin Türkiye’ye dayattığı SS-2 denen sinkaflı operasyondur! Beşiktaş, Türkiye’nin egemenlik alanı dışındadır!

• Yasadışı örgüt kurarak Türk Yargısı’na, Türk Ordusu’na, Atatürk Devrimciliği’ne, özetle Türk Milletine balyoz harekâtı düzenleyenler, kesinlikle cezalandırılacaktır.

Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Türkiye’ye karşı “Ergenekon Tertibi” yürütülmektedir.
Bu kapsamda Türk yargısı içinde bir gizli örgüt kurulmuştur.
“Ergenekon Tertibi”nin yargı ayağını, bu gizli örgüt yürütmektedir.
Adı Beşiktaş Terör Örgütü (BTÖ)’dür.

Beşiktaş Terör Örgütü, sadece İstanbul’da değil; Türkiye’nin her yanında da faaliyet yürütmektedir.

Beşiktaş Terör Örgütü’nün son faaliyeti geçtiğimiz hafta ortaya çıkmıştır.
Bu faaliyetin hedefi: Cumhuriyet yargısını tasfiye ederek yerine, F yargısı kurmaktır. Amaç, bütün C. Savcılarını, F. Savcılarına dönüştürmektir. Beşiktaş Terör Örgütü bu hedefe uygun iş başında iken suçüstü yakalanmıştır. 


YARGIYA DİNLEME TERÖRÜ Son birkaç gün içinde ortaya çıkan gerçeklerle, Atatürk Cumhuriyetini yıkmayı hedefleyen Ergenekon Tertibinin, doğal olarak Türk Yargısı’nı da hedef tahtasına koyduğu bir kez daha kanıtlanmıştır.
Böylece telefonları dinlenen, ortam dinlemesine muhatap olan Yargıtay başkan ve üyeleri, İstanbul Adliyesinin hâkim ve savcıları, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı ve toplam olarak Türk Yargısının tüm namuslu mensupları artık Ergenekon soruşturmasının zanlıları arasına katılmıştır. 


“DOĞRUDAN TAYYİP ERDOĞAN’A BAĞLI GİZLİ KARARGÂH”


Beşiktaş Terör Örgütü’nün parmak izlerini, daha altı yıl öncesinden kıdemli gazeteci Yavuz Donat saptamıştı:
“Doğrudan Başbakana bağlı bir organizasyon. İçişleri ve Adalet Bakanlığı’nın bilgileri dahilinde. Bütün iç güvenlik birimleri de bu organizasyonun içinde. Çalışmalar gizli… Operasyonel niteliği yüksek, tribünlere oynamayan bir takım. Bu işlerin yürütüldüğü karargâha gelince: O da gizli… TBMM’ye yürüme mesafesinde bir yer… Bu organizasyonun çalışmaları belli bir noktaya geldikten sonra, iki ayrı düğmeye aynı anda basılacak. Bazı kişiler, doğrudan Yargı’ya gönderilecek.” (Sabah, 11 Temmuz 2003). Dikkat ediniz;
- “Çalışmalar gizli.”
- “Karargâh gizli.”
- “Operasyonel niteliği yüksek.”
- “Düğmeye basılacak.”
- Bazı kişiler yargıya gönderilecek.”
TBMM’ye yürüyüş mesafesinde yasadışı, gizli bir örgüt var!
Örgütün elebaşısı Başbakan olduğu söylenen, kendisini “BOP Eşbaşkanı” diye tanıtan Recep Tayyip Erdoğan!
Yine Yavuz Donat’ın yazdığına göre, örgüt “beş yıllık bir tecrübeye” sahip. Yani 1998’lerden gelen bir örgütlenme!
Yasadışı, “gizli, operasyonel” Beşiktaş Terör Örgütü’nün tarihçesini bizzat Tayyip Erdoğan anlatmıştı:
“Bu işe ben Emniyet’le başladım. Belirli bir evreye geldikten sonra, bunu savcılığa verdik. Ergenekon Soruşturması konusunda yargı ile yakın işbirliği içindeyiz. Bunlar iktidara gelmeden yaptığımız tespitlerdir.” (Aydınlık, sayı: Mart 2008)
Tayyip Bey’in Fethullahçı Gladyo ilişkisi başbakan koltuğuna oturmasından öncelere gitmektedir.
Tezgâh, İçişleri Bakanlığı içinde İslamcı Cunta’nın örgütlenmesiyle başlamıştır.
Adalet Bakanlığı içinde gizli bir örgüt kurduğunu AB Temsilcisi Karen Fogg açık açık yazmıştı. E-postalarındaki raporlarında, isimler de vermişti.

TÜRKİYE’YE VE TÜRK YARGISINA SİNKAFLI OPERASYON Fehmi Koru’nun yazdığı ve söylediği gibi “düğmeye” Beyaz Saray’ın Oval Ofisi’nde basıldı.
“Operasyonel” denen faaliyetin özü yıllar öncesinden açık açık yazıldı. “Türkiye “seve seve” yola gelmezse, SS-2 operasyonuna geçilecekti. Yani sinkaf ede ede bu iş yürütülecek. (Cüneyt Ülsever, Hürriyet, 28 Mart 2001).
İşte daha 2001 yılında belirlenen “Operasyonel” görev buydu.

ÖRGÜT ERGENEKON OLDUKTAN SONRA…

Gizli Beşiktaş Terör Örgütü’nün yönü böyle çizildi. Nitekim Örgüt elemanları verilen görevi çok iyi öğrendiler. Ümraniye bombalarını, Ümraniye polis merkezinde masaya dizen BTÖ elemanları kendi aralarında, bombaları gecekondu çatısında bulmadıklarını itiraf ederken, yaptıkları kanunsuz operasyonun şifrelerini de açıklıyorlardı:
“Örgüt Ergenekon olduktan sonra s.kerim hâkimini de savcısını da.” Türk Yargısı’na yapılan operasyon böyle özetleniyordu.
SS-2 Operasyonu’nun TSK başlığı altındaki uygulamalarına yön veren anlayışı yüne aynı BTÖ elemanı özetliyordu:
“ - Bu askeriye! Askeriye demek!
“ – Genelkurmay falan var bunun altında.
“ – O. çocuğu…
“ – Genelkurmay Başkanı gerçekten toplumu kutuplara ayırdı.”
Genelkurmay’a ve Türk Yargısı’na bu “sinkaflı”, “o. çocuklu” mesajlar kamera kaydı yapılırken 10 – 15 polisin ortasında söyleniyordu. (
Kamera kayıtları Dava Dosyasında. Bkz. Aydınlık, sayı 1139, 17 Mayıs 2009)
Beşiktaş Terör Örgütü, kendine bu kadar güveniyordu. “Gizli Karargâh”, gaza basmıştı.

BULUNAN F. SAVCILARI
Türk Ordusu’na ve Türk Yargısı’na sinkaflarla başlatılan “operasyonel faaliyet”e savcılar lazımdı.
Abdullah Gül, Dışişleri Bakanı iken, Terörle Mücadele Yüksek Kurulu Başkanı sıfatıyla Emniyet ve MİT yöneticilerini topluyor ve şu “açık talimatı” veriyor:
“Bana anlattıklarınızı delillendirip savcıya da anlatın, hepsi yakalansın, yargılansın.” Bu haberi yazanlar İsmet Berkan ve Murat Yetkin (Radikal, 4 Temmuz 2008).
İşte Beşiktaş Terör Örgütü’ne verilen temel talimat budur!
- Delillendirin!
- Savcıya anlatın!
- Hepsi yakalansın!
- Hepsi yargılansın
Peki, hangi savcıya anlatılacak?
Çünkü gazeteci Murat Yetkin, güvenlik yetkililerinin kendisine “Savcı bulunamıyor” diye yakındıklarını yazdı.
Beşiktaş Terör Örgütü, operasyonlarını Cumhuriyet Savcılarıyla yürütemez, F. Savcıları lazım.
O savcılar da bulunuyor.
- Delil uyduracak,
- Kurulan tertiplerde rol alacak,
- Gizli tanık bulacak savcılar.

İsmet Berkan’ın deyişiyle “Nasıl olduysa savcılar da bulunuyor”.
Böylece Beşiktaş Terör Örgütü’nün bir ayağı daha tamamlandı.

AKP’NİN DERİN DEVLETİ Meclis’e yürüyüş mesafesindeki “gizli karargâh”, Beşiktaş’a elini kolunu uzatmış ve örgütlenmesini yapmış. Daha Karen Fogg zamanında Adalet Bakanlığı içinde ABD ve AB güdümünde çalışan gizli bir örgüt oluşturulmuş. Polis içindeki Fethullahçı yuvalanma zaten bütün bu yasadışı örgütlenmenin silahlı gücünü oluşturuyor. AKP’nin Derin Devleti kurulmuş. Beşiktaş Terör Örgütü, bu örgütlenmenin “operasyonel” merkezidir. “Gizli Karargâh”taki operasyon kolunun bütün önemli uygulamaları Beşiktaş Terör Örgütü’ne yaptırılıyor.
Beşiktaş Terör Örgütü, Türk Yargısı’nın bir parçası değildir. Türk Yargısı, oraya giremez. Orada Türk Hukuku işlemez. Orada geçerli olan, ABD’nin Türkiye’ye dayattığı SS-2 denen sinkaflı operasyondur!
Hedefte Türk Yargısı var!
Hedefte Türk Ordusu var!

Hedefte, F. Savcılarının deyişiyle “merkezinde İşçi Partisi’nin bulunduğu” Türkiye’nin Cumhuriyet güçleri var.
Hedefte, dahası AKP’nin bütün muhalifleri var.
Beşiktaş, Türkiye’nin egemenlik alanı dışındadır!
Orası, doğrudan “Gizli Karargâh” üzerinden BOP Eşbaşkanlığı’na bağlıdır!
DERİN HUKUK DEVLETİ Beşiktaş Terör Örgütü’nün yaptığı her uygulama, “hukuk devleti” paravanası altında yürütülüyor.
Öyle bir “hukuk devleti” ki, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay onların Derin Hukuk Devleti’nin kurumları değildir. Türk Yargısı, Beşiktaş Terör Örgütü’yle sindirilmek, bastırılmak, hizaya getirilmek istenmektedir.

ABD ORDUSU YARGIYA MÜDAHALE EDEBİLİR,
TÜRK ORDUSU EDEMEZ
Türk Ordusu’nun varlığını, savaş gücünü ayakta tutacak her kural, her kurum; Derin Hukuk Devleti’ne aykırı oluyor! Genelkurmay, Türk Ordusu’nu savunamaz! O zaman Yargıya müdahale oluyor! Ama ABD kurumları, Ordusu dahil, Türk yargısına müdahale edebilir. Avrupa Komisyonu, Avrupa Parlamentosu sürekli talimat verebilir.
Beşiktaş Terör Örgütü’nün amblemindeki kadının gözü açıktır; ABD’nin Beyaz Sarayı’na bakıyor. Elindeki kılıç, Türk palası değil, Süper NATO kılıcı. Yani Gladyo!

BTÖ’NÜN TERÖR FAALİYETİ Beşiktaş Terör Örgütü’nün faaliyetinin esası, başta Türk Yargısı olmak üzere Türkiye güçlerini yıldırmaktır, sindirmektir, korkutmaktır, bastırmaktır.
Bu amaçla yapılan yasadışı işler şunlar:
- Karen Fogg’un deyişiyle “Türk tarihinin hakkından gelmek” için Ergenekon adıyla ve Atabeyler, Küre gibi uydurma örgütler tertiplemek.

- Türk Ordusu’nu, Türk Yargısı’nı ve Türkiye güçlerini dinlemek, izlemek.

- Hakimleri, savcıları, parti başkanlarını, generalleri fişlemek.

- Hedefteki milli kadrolara tertipler hazırlamak, santaj yapmak, gerekirse R… Otellerde ağırlayıp, koyunlarına kadın verip kameraya almak.

- Silopi ve Silivri’de olduğu gibi kamuoyunda Çadır Mahkemeleri diye anılan özel yargı yerleri kurmak. Türk Yargısı’nın içine Amerikan çadırları yerleştirmek.

- Kamuoyunu gütmek için gazete ve televizyonlara el koyup devlet parasıyla yandaşların mülkiyetine geçirmek ve bir Liboş – Fetocu medya inşa etmek.

- Gazeteci ve yazarları ABD ve AB fonlarıyla ve devlet olanaklarıyla yemleyip bir psikolojik savaş mangası örgütlemek.

- Kâğıt parçaları, ıslak imzalar, uydurma yoğun diskler (CD), elyazılı sahte krokiler imal edip operasyonlarda kullanmak.

- Hahamlardan, Atatürk’e “İngiliz piçi” diyen alçaklardan, terör örgütü itirafçılarından “gizli tanıklar” peydahlamak ve operasyonlarda kullanmak.

- Tertip mahallerine mühimmat gömmek.
BTÖ’NÜN “FİNANS KAYNAKLARI”


Beşiktaş Terör Örgütü’nün en büyük “Finans kaynağı”, Başbakanlık Örtülü Ödeneği’dir. Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, örtülü ödenek harcamalarının 2006’da 210 Milyon Dolar ve 2007’de 240 Milyon Dolar olduğunu açıkladı. Oysa 2005 yılının Örtülü Ödenek gideri 30 Milyon Doların altındaydı. Örtülü ödenek giderleri, Beşiktaş Terör Örgütü’nün faaliyetinin genişlemesiyle birlikte, 2005’e göre, 2006’da 7 kat, 2007’de ise 8 kat büyümüştür. Tayyip Erdoğan’ın Yardımcısı Ekren, bu artışı “gizli haberalma giderleri”yle izah etti. Oysa Başbakanlığın “gizli haber alma” diye ayrı bir harcaması olamaz. Çünkü MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün ayrıca örtülü ödenekleri var. Beşiktaş Terör Örgütü, maliyesiyle de devlet içinde devlet olmuştur. Harcamalar da gizli ve yasadışıdır.

MİT BTÖ’NÜN NERESİNDE Aslında bu soruyu BTÖ, MİT’in neresinde diye sormak gerekir. BTÖ, MİT’in içinde, merkezinde, kenarında, arkasında örgütleniyor.
MİT ise, BTÖ operasyonlarının mümkün olduğu kadar dışında veya kenarında gözükmeye çalışıyor.

BEŞİKTAŞ TERÖR ÖRGÜTÜNÜN “DEPARTMANLARI”


Yavuz Donat, “Gizli Karargâh”ın doğrudan doğruya Tayyip Erdoğan’a bağlı “gizli faaliyet” yürüttüğünü yazmıştı.
Bu “Gizli Karargâh”ın yine İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı ile ilişkili olduğu da Yavuz Donat tarafından açığa vurulmuştu.
Bu “Gizli Karargâh”ın en önemli örgütü Finans Merkezi’dir. Örtülü ödeneğin hızla şişirilen bütçesi ve harcamaları bu merkeze büyük güç sağlamaktadır.
Beşiktaş Terör Örgütü’nün işleri F tipi özel bürolar ve ekiplerle yürütülmektedir. Bu işlevleri, ekte şema halinde sunuyoruz.


YASADIŞI GİZLİ ÖRGÜTLENME YÜCE DİVAN’DA
VE TÜRK YARGISINDA YARGILANACAK


Beşiktaş Terör Örgütü, yasadışıdır! Anayasa’da kaynağı yoktur! Devlet örgütlenmesi içinde yeri yoktur! Sayın Deniz Baykal’ın deyişiyle söz konusu olan “AKP’nin Derin Devleti”dir.
NATO’daki adıyla Süper NATO’nun uzantısı!
Uluslararası adıyla Gladyo!
Örgüt gizli.
Faaliyeti de gizli.
Başlıca yöntemi, yıldırma, korkutma, tehdit, şantaj, tertip, baskı, özetle terör!
Özel Harekât Dairesi Eski Başkanı BEHÇET OKTAY’ın öldürülmesi, bu terör örgütünün en önemli eylemleri arasındadır.


BÜYÜK SUÇLAR

İşledikleri suçlar elbette kanıtlarını da bırakarak devam etmektedir.

Bu suçların en büyüğü, Anayasa Mahkemesi kararında saptandığı gibi AKP’yi Cumhuriyet yıkıcısı faaliyetin odağı haline getirmektir. Bu hükmü en yüksek mahkeme vermiştir.

ABD’nin BOP planı kapsamında vatanı bölmek, “Diyarbakır’ı merkez yapmak” ikinci ağır suç!

Ergenekon Tertibi, üçüncü büyük suç!

KKTC devletini ortadan kaldırma tertipleri, dördüncü suç!


Beşinci suç, kamu kaynaklarını gaspetmek, yurtdışına servet yığmak, yurtdışında kasalar kurmak, Deniz Feneri örneğinde görüldüğü gibi yurtdışındaki Türkleri dolandırarak, örgütsel ve kişisel çıkar için varlıklarını gasp etmek.


Bu suçlar, kimileri için Yüce Divan’lıktır.
Kimileri için Türk Mahkemelerinin görev ve yetkisinde.
Cumhuriyet yıkıcıları kesinlikle Türk Yargısı önünde hesap vereceklerdir.


Yasadışı örgüt kurarak Türk Yargısı’na, Türk Ordusu’na, Atatürk Devrimciliği’ne, özetle Türk Milletine balyoz harekâtı düzenleyenler, kesinlikle cezalandırılacaktır.
Yurtdışına kaçış için yaptıkları hazırlıklar bilinmektedir; engellenecektir.

C. SAVCILARI DERHAL SORUŞTURMA AÇMALI
BTÖ DAĞITILARAK, ÜYELERİ CEZALANDIRILMALIDIR


Suç ve suçlular kanıtlarıyla ortadadır?
Cumhuriyet savcıları derhal harekete geçerek, görevlerini yapmalıdırlar.
Türk Yargısına, Türk Ordusu’na, Türkiye Cumhuriyetine karşı tertipler ve terör faaliyeti yürüten Beşiktaş Terör Örgütü dağıtılmalı, üyeleri yargılanarak, hak ettikleri cezalara çarptırılmalıdırlar.




"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."