6 Mayıs 2009 Çarşamba

Gürcistan’da muhalefet sokakta

Gürcistan’da muhalefet devlet başkanı Saakaşvili'nin istifası talebiyle bir dizi gösteri düzenliyor. Savaş çıkarmakla suçlanan Saakaşvili, “görev süremin dolacağı 2013 yılına kadar iş başındayım” diyor.

Gürcistan'da muhalefet bugün sokağa dökülüyor. Geçtiğimiz yıl Ağustos ayında Rusya ile yaşanan savaş sırasında muhalefet, “ülkeyi daha zayıf konuma düşürmemek” adına “geçici bir iç barış” dönemini kabullenmişti. Ancak bugün itibariyle sesini yeniden duyurmaya hazırlanan muhalif partiler Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili'nin istifasını istiyor. Saakaşvili’nin istifa etmediği ve erken seçime gitme kararı almadığı müddetçe ona huzur vermeyeceklerini söylüyorlar. Gürcistan'da geniş muhalefet yelpazesini temsil eden partiler, halka çağrıda bulunarak, bugün başkent Tiflis'te yapılacak gösterilere katılmalarını istedi.
Radikal dokuz partinin oluşturduğu ittifak, 2007 yılı baharında da protesto gösterileri düzenlemiş ve hükümet, göstericileri şiddet kullanarak dağıtmış ve muhalefetin tek televizyon kanalı "İmedi TV"yi kapatmıştı. Hemen ardından Gürcistan'da devlet başkanlığı seçimleri yapılmış ve Mihail Saakaşvili kıl payıyla devlet başkanlığını kazanmıştı. Düzenlenen genel seçimler de hükümetteki Ulusal Birleşik Hareketi’nin yüzde seksen oranında sandalye kazanmasıyla sonuçlanmıştı. Muhalefet ise 17 sandalye kazandı ancak seçimlere hile karıştığı gerekçesiyle parlamentoya girmeyi reddetti. Muhalefet partilerinin oluşturduğu ittifakın liderlerinden Kacha Kukava, bu sandalye sayısıyla parlamentoda hiçbir etkileri olmayacağını söyleyerek “Bizim yerimiz sokaklar” diyor: "Bizde Gürcistan'da partiler arasında rekabet yok. Bize de yalnızca otoriter rejime direnmek kalıyor." Muhalefet giderek güçleniyor Geçtiğimiz aylarda Gürcistan'da muhalefet kanadı güç kazandı ve muhalefete önemli katılımlar oldu. Örneğin; Gürcistan'ın Birleşmiş Milletler nezdindeki eski Büyükelçisi Irakli Alasania bunlardan biri. Muhalefete katılan bir diğer önemli politikacı da parlamentonun eski başkanı ve Saakaşvili’nin yol arkadaşı Nino Burcanadze.
Burcanadze, geçtiğimiz yıl devlet başkanı ile yollarını ayırmış kendi partisini kurmuştu ve şu anda Saakaşvili'nin yerine geçebilecek en güçlü isim olarak görülüyor. Muhalafete karalama Nino Burcanadze'nin partisinin on iki üyesi, Mart ayı sonunda darbe girişimi için silah temin etmekle suçlanarak tutuklandı. Televizyonlarda delil teşkil ettiği iddia edilen görüntüler yayınlandı. Kayıtları inceleyen uluslararası uzmanlar ise görüntülerin delil teşkil edecek yeterlilikte olmadığını belirtiyor. Nino Burcanadze, kendini kurban olarak görüyor: "Bu, hükümetin, partimi ve benim şahsımı karalama çabasıydı. Çünkü Nino Burcanadze'nin yurt içi ve yurt dışında nüfuzu olmasından korkuyorlar. Neyse ki kimse bu iddialara inanmadı. Tüm muhalefet, partimin arkasında durdu.” Saakaşvili savaş başlattı Muhalefet ayrıca Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili'yi Güney Osetya'yı bombalayarak, Rusya'yla savaşın başlamasına yol açmakla suçluyor.
Savaşın sonunda Rusya’nın, Güney Osetya ve Abhazya'nın ilan ettiği tek taraflı bağımsızlığı tanıdığını anımsatan muhalefet lideri Nino Burcanadze, kaybedilen topraklardan Devlet Başkanı Saakaşvili'yi sorumlu tutuyor: "Saakaşvili Gürcistan devletine ait toprakların yüzde 20'sini Rusya'ya verdi. Geçtiğimiz yıl Ağustos ayında yaptığı bu hata nedeniyle Gürcistan yakın zamanda NATO üyesi olabilme fırsatını kaçırdı. Saakaşvili, Abhazya ve Güney Osetya ile pazarlık kapısını kapadı ve Gürcistan'ın dünyanın gözünde güvenilir bir ülke imajını yıktı. Saakaşvili istifa etmeli. Bu kesin. O ülkesine çok büyük talihsizlikler yaşattı." Saakaşvili ise tüm tepkilere karşın, görev süresinin dolacağı 2013 yılına kadar devlet başkanı olmayı sürdüreceğini açıkladı. Avrupa Birliği ve Avrupa Parlamentosu da pek çok kez iki tarafa diyalog çağrısında bulundu. Muhalefet liderlerinden Kacha Kukava, tek bir beklentileri olduğunun altını çiziyor: "Saakaşvili, polis müdürleri, savcılar ve yasadışı askeri gruplarla iktidarda olduğu müddetçe seçimlerin özgürce yapılması mümkün değil."
Gesine Dornblüth/Tiflis
Çeviren: Deniz Eğilmez
Editör: Hülya Köylü

NATO ile Rusya arasında gerilim

Moskova, iki NATO diplomatını sınır dışı etti. NATO ise, Rusya’nın tepkilerine rağmen Gürcistan’daki tatbikatına başladı.

Batılı ülkeleri kendi etki alanına müdahale etmekle suçlayan Rusya, bölgedeki gerginliği tırmandıracağı gerekçesiyle NATO’nun Gürcistan’daki tatbikatına karşı çıkıyordu. Ancak Moskova’nın tepkisine karşın NATO, Tiflis yakınlarındaki tatbikatına başladı.
Rusya’nın tatbikatın hemen öncesinde iki NATO diplomatını sınır dışı etmesi ise, tansiyonu daha da artırdı. Geçen hafta da NATO ittifakı, casusluğa karıştıkları gerekçesiyle, Brüksel’deki NATO karargâhında irtibat görevlisi olarak çalışan iki Rus diplomatı sınır dışı etmişti.
Bugün başlayan tatbikat, gözleri yeniden Gürcistan’a çevirdi. Yaklaşık 5 yıl önce iktidara gelen Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili liderliğindeki Gürcistan yönetiminin en önemli siyasi hedefi, Gürcistan’ın NATO’ya bir an önce üye olabilmesi. Saakaşvili, 2008 yılında İttifak’tan üyelik yol haritası alacakları konusunda oldukça iyimserdi. Bu hedef tutturulamadı, ancak Gürcistan hedefinden vazgeçmiş değil. Zira NATO'ya üye olmayan Gürcistan’ın, Rusya’nın saldırgan tutumu karşısında hiçbir şansı olmadığı ifade ediliyor.
Gürcistan için NATO güvence
Gürcistan, geçen Ağustos ayında Güney Osetya’da yaşanan savaş konusunda Rusya’nın hesap vermesi gerektiği görüşünde. Tiflis'e göre, ülkenin NATO’ya üyelik süreci Moskova’nın cesaretini kırabilir. Hükümet çevrelerinde ‘eğer yol haritası alınmış olsaydı, Rusya geçen yıl Gürcistan ile savaşa girmeye cesaret edemezdi’ görüşü hâkim. Gürcistan Dışişleri Bakanı Vekili Nino Kalandadze, Rusya’ya “dur” denilmesi gerektiğini belirtiyor. Kalandadze, “Rusya, NATO ittifakı içinde görüş ayrılığı olabileceğini, Avrupa Birliği ile İttifak’ın zayıflık gösterebileceğini gördü. Öte yandan Rusya yapmaması gerekenlerin ne olduğunu ya da yaptıklarının ne tür sonuçlar doğurabileceğini de farkında. Rusya böyle devam edemez. Bir ‘dur’ levhası olduğunu kendisi de görüyor" diyor.
Rusya ile derin ihtilaf
Siyasi gözlemcilere göre, Rusya son dönemde siyasi ataklarında aşırıya kaçıyor. Ağustos ayında yaşanan savaşın ardından Rusya, Gürcistan’dan tek taraflı olarak ayrılan Güney Osetya ile Abhazya’nın bağımsızlıklarını tanımıştı. Savaşın sona ermesinden bu yana Rusya her iki bölge sınırında da asker konuşlandırıyor. Gürcistan buna karşı çıksa da şimdilik herhangi bir diplomatik başarı sağlamış değil. İktidardaki Ulusal Hareket Partisi'nden Petre Siskarişvili, “şayet önemsediğimiz ülkelerin oluşturduğu büyük birliğin bir parçası olursak kendimizi daha güvende hissedeceğiz. Çünkü kuzeydeki komşumuzun sürekli olarak tehdidi altındayız" sözleriyle, Gürcistan’ın her tür uluslararası kuruluşa dâhil olmasının ülkenin çıkarına olduğunu belirtiyor.
Saakaşvili'ye eleştiriler
Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili son haftalardaki açıklamalarında, ülkesinin güçlü bir orduya ihtiyaç duyduğunu vurguluyor. Saakaşvili, Gürcistan’ın topçularının Rusya’ya iyi bir karşılık verdiğini de sürekli olarak dile getiriyor. Gürcistan’dan ayrılan Güney Osetya ve Abhazya ise Saakaşvili’nin bu açıklamalarını tehdit olarak algılıyor.
Gürcistan’ın muhalefet kanadındaki siyasiler hükümetin bu tehdit dilinden vazgeçmesi gerektiği kanısında. Muhalefetteki "Gürcistan için İttifak" hareketinden Davit Usupaşvili, Saakaşvili'nin izlediği siyaseti şu sözlerle eleştiriyor:
“Gürcistan, Rusya’ya karşı bağımsız bir politika yürütebilmek için çok küçük ve çok zayıf. Saakaşvili’nin son yıllardaki açıklamaları Rusya'yı korkutmayı, kendisini büyük bir demokrat, Putin’i ise 19’uncu yüzyılın diktatörlerinden biri gibi göstermeyi amaçlıyor. Saakaşvili ayrıca Gürcistan ordusunun eski Rus ordusuna göre daha donanımlı olduğu iddialarını gündeme getiriyor. Bütün bunların bir son bulması gerekiyor."
Gürcü halkından sitem
Yaklaşık bir aydır Gürcü halkı sokaklarda; halk Devlet Başkanı'nın istifasını talep ediyor. Mihail Saakaşvili, ülkeyi otoriter bir şekilde yönetmekle, yargıyı kontrol altında tutmakla, basın özgürlüğünü kısıtlamakla eleştiriliyor. Saakaşvili’nin NATO üyeliğini ise yalnızca kendi çıkarları için gündemde tuttuğu iddiaları dile getiriliyor.
Muhalefet, demokratik reformlar yapılmadan NATO üyeliğinin mümkün olmayacağını savunurken, halk ise NATO üyeliğini sadece askeri değil ekonomik olarak da bir güven unsuru olarak görüyor.
Gesine Dornblueth / Çeviri: Başak Özay
Editör: Murat Çelikkafa

Gürcistan ile Rusya arasında darbe krizi

Moskova-Tiflis hattında yaşanan gerginlik, son gelişmelerle yeniden tırmandı. Gürcistan, ülkedeki NATO ortak tatbikatı öncesi bir grup isyancının Rusya’nın desteğiyle darbe girişiminde bulunduğunu iddia etti.

Gürcistan İçişleri Bakanlığı, Rusya tarafından desteklenen isyancıların hükümeti devirme niyetinde olduklarını öne sürdü. Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili planlanan ayaklanmanın Gürcistan'ın egemenliğine ve aynı zamanda AB ve NATO ile yakınlaşmasına karşı bir adım olduğunu savundu. Rusya ise bu açıklamalara sert bir şekilde tepki gösterdi. Saakaşvili'nin açıklamalarını ciddiye almayan Kremlin sözcüsü, Rus haber ajansı Interfax'a yaptığı açıklamada, Saakaşvili'ye bir doktora görünme tavsiyesinde bulunduklarını dile getirdi. Rusya’ya suçlama Gürcistan’daki tartışmalı NATO tatbikatından sadece bir gün önce, Rusya ile Gürcistan arasındaki gerginlik yeniden kopma raddesine geldi. Gürcistan İçişleri Bakanlığı, Rusya’yı askeri darbe planlamak ve bunu finanse etmekle suçladı. Gürcistan İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Şota Utiaşvili, bu girişimin doğru zamanlamayla engellendiğini belirtti: “Askeri isyancılar, planı Gürcistan’ın farklı yerleri için öngördüler. Bu sayede NATO tatbikatı son anda engellenebilecekti. Son olaraksa büyük bir askeri darbe olacaktı. Şu anda elimizdeki bilgi, Rus istihbarat birimleri ile isyancılar arasında doğrudan bir bağlantı olduğunu gösteriyor.“ Olayların ardından çok sayıda yüksek rütbeli asker tutuklandı. İçişleri Bakanlığı’na göre, Gürcistan’dan tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Abhazya ve Güney Osetya’da konuşlanmış 5 bin asker isyancılara destek verdi. Gürcistan İçişleri Bakanlığı ayrıca Tiflis’teki tankçı birliğinde çıkan isyanın da sona erdirildiğini ve komutanın tutuklandığını açıkladı. Gürcistan Cumhurbaşkanı Saakaşvili, televizyonda yaptığı konuşmada Rusya’yı darbe girişiminin arkasında olmakla suçladı. Saakaşvili'nin açıklamaları Rusya'yı kızdırdı Rus askerlerinin mevcudiyeti Tiflis yönetimini son derece rahatsız ediyor. Bölgeye barış getirmesi beklenen 6 maddeli planda öngörülenden daha fazla sayıda asker olduğu tahmin ediliyor. Güney Osetya ve Abhazya geçen hafta sınırlarının korunması için Rusya’ya yetki verdikten sonra, bölgedeki Rus asker ve istihbaratçı sayısı 10 bine çıkarıldı. Gürcistan yönetimi, bunun kabul edilemez olduğunu açıkladı ve Batılı dostlarından yardım ve destek talep etti. Rusya’nın NATO büyükelçisi Dimitri Rogosin ise Tiflis'te yaşanan heyecana şu sözlerle tepki gösterdi: “Eğer Saakaşvili bugün başarısız olsaydı, bunun da Moskova’nın işi olduğunu açıklardı. Biz, Gürcistan’ın bu Nazi liderinin her tahrik edici aptallığına, her çılgınlığına yanıt vermekten yorulduk. Durum çok saçma bir hal aldı.“ Resmi Rus haberlerinde eski Gürcistan Savunma Bakanı Gia Karkaraşvili’nin sözlerine yer veriliyor. Karkaraşvili’nin “Gürcistan, senaryosunu yazdığı filmi oynayan ve toplumu film gösterip korkuya salan hasta insanların ellerinde bulunuyor“ şeklindeki sözleri aktarılıyor. Ermenistan'dan tepki Öte yandan, Rusya Gürcistan'da yapılacak NATO tatbikatına karşı sert tepkisini de sürdürüyor. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrow, tatbikatı protesto amacıyla 18-19 Mayıs tarihlerinde Brüksel'de yapılacak NATO Konseyi toplantısına katılmayacağını duyurdu. Bu toplantıda Gürcü ve Rus yetkililer, ağustos ayında Kafkaslar'da çıkan savaşın ardından ilk kez bakanlar düzeyinde bir araya gelecekti. Ermenistan, Gürcistan ile Rusya arasındaki gerginlik nedeniyle, Gürcistan'daki askeri tatbikattan çekildiğini duyurdu. Ermenistan Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "son durum nedeniyle Ermenistan Silahlı Kuvvetleri temsilcilerinin Gürcistan topraklarındaki NATO askeri tatbikatında yer almayacağı" belirtildi.
Christna Nagel / Çeviri: Başak Sezen Editör: Ahmet Günaltay

NATO tarafından "Barış İçin Ortaklık" programı çerçevesinde Gürcistan'da düzenlenen askeri tatbikat bugün (6 Mayıs) başladı. NATO, ortak askeri tatbikatın terörle mücadele amaçlı olduğunu açıklamıştı. Ancak gözlemciler, NATO'nun bu tatbikatla Gürcistan'dan vazgeçmeyeceği sinyalini vermeyi hedeflediği görüşünü dile getiriyor. Ne var ki, Gürcistan'ın da içinde bulunduğu Kafkas ötesi bölgesi, Rusya'nın güney kesiminin güvenliği açısından son derece büyük önem taşıdığı için NATO tatbikatı, Rusya'nın şiddetli tepki göstermesine neden oldu.
NATO tarafından Nisan ayının ortasında yapılan açıklamada, 6 Mayıs ile 1 Haziran günleri arasında Gürcistan'ın başkenti Tiflis yakınlarındaki Vaziani askeri üssünde ortak bir askeri tatbikat düzenleneceği ve tatbikata ABD, İngiltere, Kanada, Yunanistan, İspanya, Arnavutluk, Azarbaycan, Ermenistan, Macaristan gibi NATO'ya üye veya Barış İçin Ortaklık programına dahil olan 10'dan fazla ülkeden 1000'i aşkın askerin katılacağı açıklanmıştı. NATO, terörle mücadele ve insani yardım harekatlarında eşgüdüm sağlanmasını amaçlayan tatbikatın Rusya'nın güvenliği açısından herhangi bir tehdit oluşturmayacağını ileri sürerek NATO'nun Barış İçin Ortaklık programına dahil bir ülke olarak Rusya'nın da tatbikata katılabileceğini söylemişti.
NATO'nun Gürcistan'da düzenlediği askeri tatbikata sert tepki gösteren Rusya, taraflar arasında ciddi anlaşmazlıkların yaşandığı Gürcistan'da böyle bir tatbikatın yapılmasını "yanlış ve tehlikeli bir karar" olarak değerlendirerek, iptal edilmesi talebinde bulunmuştu. Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev, NATO ne kadar "iyi niyet" göstermeye çalışırsa çalışsın, Gürcistan'da tatbikat düzenlemesinin Rusya'ya karşı "açık bir provokasyon" olduğunu söyledi. Medvedev, bu tatbikatın yol açacağı olası olumsuz sonuçlardan NATO'nun sorumlu olacağını da vurguladı.
Rusya Devlet Başkanı Medvedev, belki de NATO'nun Gürcistan'daki askeri tatbikatına bir misilleme olarak, Abhazya liderli Sergey Bagapş ve Güney Osetya lideri Eduard Kokoytı ile 30 Nisan'da Kremlin Sarayı'nda birer "Ortaklaşa Sınır Koruma Anlaşması" imzaladı. Anlaşma uyarınca, Abhazya ve Güney Osetya'nın sınır muhafız birliklerinin eğitimi ve sınır devriyesi kuruluşları oluşturmaları için Rusya destek sağlayacak. Bunun yanı sıra, Abhazya ve Güney Osetya'nın Gürcistan'la olan sınırlarındaki bölgeleri korumak için Rusya tarafından asker günderildi. Rus askeri birliğine bağlı askerlerin ilk grubu 30 Nisan'da Güney Osetya'nın sınır bölgesine ulaştı.
Rusya ile NATO'nun Gürcistan'daki askeri tatbikat nedeniyle giriştiği mücadelenin, kökleri daha derinde olan nedenleri bulunuyor. Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra, NATO doğuya doğru genişleyerek, Rusya'nın stratejik alanını daralttı. Rusya ise, ülkenin güvenliği ve temel çıkarlarını korumak için devamlı olarak buna karşı koymak zorunda kalıyor. Geçen Ağustos ayında Rusya ile Gürcistan arasında çatışma meydana gelmesinden sonra NATO tek taraflı olarak Rusya'yla olan bütün resmi temasların durdurulduğunu açıklamış ve ikili ilişkilerin soğumasına neden olmuştu. Barack Obama'nın göreve gelmesiyle birlikte ABD, Rusya politikasını düzelterek, NATO ile Rusya arasındaki buzların erimesine elverişli koşullar hazırladı. Mart ayında yapılan NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda NATO ile Rusya arasındaki ilişkilerin yeniden normalleşmesi kararı alındı ve Nisan ayının başında toplanan NATO Zirvesi'nde bu karar onaylandı. NATO'nun son tatbikatı ise yumuşamaya yeni yeni başlayan Rusya-NATO ilişkilerine gölge düşürdü.
Gözlemciler, Rusya ile NATO arasında, ittifakın doğuya doğru genişlemesi, Avrupa Konvansyonel Kuvvetler Antlaşması, ABD'nin doğu Avrupa'da füze savunma sistemi konuşlandırması gibi sorunlarda ciddi anlaşmazlıklar bulunduğunu, buna bir de jeopolitik unsurlar eklenince, ikili ilişkilerin iyice kırılganlaşıp ve istikrarsızlaştığını ve NATO'nun Gürcistan'da düzenlediği son askeri tatbikatla ikili ilişkilerin daha da kötüleşeceğini savundu. Nitekim Rusya'nın NATO'daki temsilcisi Dmitri Rogozin, dün Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un, 18-19 Mayıs günlerinde Brüksel'de yapılacak olan Rusya-NATO Konsey Toplantısı'na katılmayacağını açıkladı. Bundan da Rusya ve NATO arasındaki ikişlilerin normalleşmesi için daha uzun bir yol kat edilmesi gerektiğini görüyoruz.
http://turkish.cri.cn/781/2009/05/06/1s114484.htm