20 Nisan 2011 Çarşamba

16.İZMİR KİTAP FUARI ETKİNLİKLERİNDEN SEÇTİKLERİM

"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."
İŞTE ARAŞTIRILMASI GEREKEN FAİLİ MEÇHUL
Bahiç Kılıç
Yıl 1973...
Yazar Raif Karadağ, devrin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı ile görüşmek üzere Ankara’ya gelmiştir..
53 yaşındaki yazar Karadağ’ın Türkiye’nin petrolleri başta olmak üzere, dünya petrol sahaları üzerine önemli çalışmaları vardır..
“Petrol Fırtınası, Muhteşem İmparatorluğu Yıkanlar, Şark Meselesi, Musul Raporu...”  adlı kitapları büyük ilgi toplamıştır.. Yazar bu kitaplarında emperyalizmin yağmaladığı petroldeki karanlık odakları tek tek deşifre etmektedir..
Cumhurbaşkanı ve Başbakan’la randevusu da çok önemlidir.. Milli servet etrafında dönen emperyal oyunlar hakkında ulaştığı bilgiler değerlendirilecektir..
Son derece sağlıklı olan Karadağ, o gece otel odasında, ertesi günkü randevularına zinde gidebilmek için istirahate çekilir..
Ertesi gün uyanamaz!.. Vefat etmiştir.. Kalp krizi derler!.. Bu sağlıklı yazarın ölümü üzerine sis perdesi döşenir!..
O günden bugüne bu değerli yazarın ölümü üzerindeki sis perdesinin dağıtılması yerine, o sisin kalınlaşmasına adeta çaba gösterilmiştir!..

***

Karadağ’ın ölüm yıldönümü.. 38 yıl önce, eğer vefat etmeseydi Cumhurbaşkanı ve Başbakan’la görüşecekti.. Gerçekleşemeyen görüşme, dünyadaki petrol rezervlerinin büyük bir bölümüne sahip olan Müslüman ülkelerden biri olan Türkiye’nin petrol yatakları üzerineydi.
“Petrol Fırtınası” adlı kitabında, çok uluslu petrol şirketlerinin ve artlarındaki hegemon ülkelerin marifetleri ele alınmıştı..
Ölümünde, bu kitabında ipuçlarını verdiği karanlık güçlerin ardındaki gizli servislerin parmağı olduğu kararlılıkla ileri sürülür..
“Petrol Fırtınası” kitabı küresel çeteleri aşırı rahatsız etmişti.. Kitabında, İngilizlerin desteğiyle Irak Kralı olan Şerif Hüseyin’in büyük oğlu Faysal’ın zehirlenerek öldürülmesi gibi konular vardı.. Irak petrolleriyle ilgili olarak İngiltere’de görüşmeler yaptıktan sonra İsviçre’ye giden Faysal, 7 Eylül 1933’te, kaldığı otelin odasında ölü bulunmuştu. Tıpkı Yazar Karadağ gibi...
Sözün özü; Yazar Raif Karadağ’ın 1973 yılında bir otel odasındaki esrarengiz vefatı, Türkiye’nin kıskaç altındaki petrol değerleri ile yakın ilişkili olarak yorumlanır.. Bu konudaki  “dokunulmazlık” (!) yani emperyalizmin baskısı, bu önemli ölüm olayının araştırılmasını hep engellemiştir..
Kaldı ki, petrol kokan faili meçhul konusu Raif Karadağ ile sınırlı değildir..
...
Mesela Muammer Aksoy.. Bu değerli hoca da suikast kurbanıydı.. Hoca, Türkiye’nin petrol rezervleri konusunda önemli çalışmalar yapıyordu..
Ne ilginçtir ki Aksoy, 31 Ocak 1990 tarihinde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybediyor!..
Cudi Dağı’nda petrol arayan 6 Türk mühendisinin, 9 Eylül 1992 tarihinde PKK’lı teröristler tarafından öldürülmesi konusunu ifade ederken olaylarda PKK’nın derin bağlantılarını da hatırlayınız..
Altan Duransoy isimli genç beynimizin ABD’de çok önemli belgelere ulaştığı, bu belgelerde Türkiye’nin zengin rezervlerinin bulunduğu dile getirilmişti. Duransoy, ülkeye döndükten sonra, hem de “kafası kesilerek” korkunç bir şekilde öldürülmüştü!..
Raif Karadağ’ın ölümünü araştıracak bir babayiğit çıkar mı? Ne dersiniz?!



"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."