21 Kasım 2009 Cumartesi


BUKADARINI “ALİ KEMAL” YAZAMADI.
Mümtaz'er Türköne; Fettullah’ın Zaman gazetesinde Ali Kemal’i çatlatacak bir yazı yazdı.

“Ordumuz bu savaşı kaybetti...” başlığını taşıyor yazısı.

Bu yazıdan öğrendiğimiz gerçek şu ki;

Savaş kaybediliyorsa birileri savaş açmış demektir.

“Ordumuza birileri savaş açmış”

İşte bu savaş açanların erken zafer ilanı bu yazı.

Emperyalist uşağı, II. Cumhuriyetçiler, Fettoş/Liboş/Kürdoş ihanet üçgeninin şımarıklığının, basitliğinin göstergesi.

Lakin “savaş açtıklarını daha savaş açılan taraf fark edemedi bile”

Bu kadar etkisiz ve zavallılar.

Çünkü savaş ilanlarını rakip fark etmeden zafer ilan ediyorlar.

Mümtaz’er Türköne; “Sadece karargâh, hâlâ durumun farkında değil. Telaş içinde hasarı onarmaya, mevzileri muhafaza etmeye çalışıyor. Umutsuz biçimde çırpınıyor. Artık yenildiğini fark etmesi durumu kabul etmesi gerek. Aksi takdirde daha çok zayiat verecek. Zarar büyüyecek.” diyor.

Prof. yapılmış, parlatılmış, cilalanmış bu insanların kimliklerini de ortaya koyuyor bu yazıları.

Daha 1920 ler de emperyalist saldırının en beterini görmüş Türk ordusu yakın tarihten gelen kültür ve disiplini ile herkesin kendini deşifre etmesini bekliyor. Bizim dahi sinirlerimizin dayanamadığı tahriklere sessiz hatta etkisiz kalıyor görünüyor. Bu etkisizlik izlenimi; ihanet üçgenini coşturdukça coşturuyor, suç üzerine suç işletiyor. Sahte belgeler ve köşe başlarını tuttuklarını düşündükleri adamlarıyla yalan dolanlarla rejim değişikliğini başaracaklarını, emperyalist patronlarına yaranacaklarını sanıyorlar. Ama bu AKP profesörleri Fettullah’ın ağlama vaazlarını izlemekten başka bir şey yapmadıklarından, dünya gerçeklerinden bihaberler. Emperyalistin doymayacağını, emperyaliste yaranılamayacağını, verilen her tavizin yeni ve daha cüretkâr talepler doğuracağını bilmiyorlar.

Ve bu taleplerin toprak bütünlüğünü ve yaşam hakkına kadar dayanacağını göremiyorlar. Tarihten habersiz bu insanlar katillerin kucağında zafer çığlıkları atarlarken savaş kazandıklarını düşündükleri Türk Ordusuna gün geçtikçe daha muhtaç olduğunun farkında değiller.

Bir şeyin farkında bu AKP profesörü:

1.Evet, Türk Ordusu dünyanın sayılı güçlü ordularından biridir.

2.Evet, Türk ordusu gücünü halktan alır.

Ama şunun farkında değil.

Bir avuç şımartılmış çapulcuyla Türk ordusu polemiğe giremez.

Girmemesi gerekiyor.Girmesi durumunda;seni adam yerine koymuş olur.Emperyalistin gözünde değerini arttırır.Senin de derdin tahrik edip seni muhatap almasını sağlamak zaten.
Şayet girerse 2. madde “Halk desteği” zarar görür. Sizinle halk mücadele etmelidir. İşte biz halkız ve mücadele ediyoruz.

Sizin yalanlarınız, entrikalarınız, devşirilmiş zihniyetinizdeki sinsi amaçlarınız biliniyor.

Savaş ilanınızı görüyorum ve rest pot açık, buyurun savaşalım. Sizin ABD’niz ve sığıntı, iç güvesi, salya sümük prensiniz varsa, bizimde onurumuz var. Önce bizi yenin.

Bırakın işkembeden sallamayı.

Ordu sizi muhatap almıyor.

Sizin muhatabınız sivil Atatürkçü gençliktir.

Bizdik kışkırtılıp bir birine düşürülen.

Bizdik sağ/sol diye bölünüp öldürülen.

Ama yine bizdik her durumda emperyalistle mücadele eden.

Sizdiniz; biz dövüşürken sünepe sünepe gezen, etliye sütlüye karışmadan, elerlinde Sait-i Nursi kitabı (bu kitap dört sene boyunca bitmez)üniversite koridorlarına dolaşan.

Şimdi bu sünepeler; orduyu yendiğini ilan ediyor.

Buna ben gülmem.

Halinize acırım.

Savaş başlamadı daha.
Acele etme.
Levent kalem
20 Kasım 2009

"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR,

SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."