26 Aralık 2009 Cumartesi

AKP İÇİNDEN GELEN SESLERİ YİNE POLİSİ KULLANARAK SUSTURUYOR.

AKP Elazığ Milletvekili Fevzi İşbaşaran istifa etti. İstifa ederken çok ciddi açıklamalarda bulundu.
Açıklamaları çok ciddi. ART de dinlediklerimin tamamını yazılı bulamadım, ama bir kısmı aşağıda mevcut.
Birde İşbaşaran’ın 2008 de yapılan bir haberi var aşağıda.
İkisini okuyunuz ve AKP’nin İşbaşaran’ı neden şutladığını ve İşbaşaran’ın neden bu açıklamaları yaptığını göreceksiniz.
Sakın polislerle yaşanan bu kaset olduğunu falan sanmayın.
Kaset eski bir  tarihli .
Kaset işin süsü.
AKP zihniyetini görmeyen varsa, artık göremesin.

AK PARTİ ELAZIĞ MİLLETVEKİLİ FEYZİ İŞBAŞARAN, PARTİSİNDEN İSTİFA ETTİ.

Ankara'da polis çevirmesi sırasında, görevli polis amiriyle tartışarak küfür ve tehdit savuran 
AKP Elazığ Milletvekili Fevzi İşbaşaran, partisinden istifa etti.

Parlamentoda basın toplantısı düzenleyen İşbaşaran, 
TBMM Başkanlığına yazdığı istifa dilekçesini, önünde bulunan mikrofona geçirerek, "Bu benim istifam, hediyem olsun Başbakan'a..." dedi.

İşbaşaran, istifa dilekçesinde,
"Parti içi demokrasinin işlemediği, benim gibi fikrini ifade eden milletvekillerini şantaj ve tehdit ile susturulmaya çalışıldığı bir partide milletvekili olarak görevimi sürdürmem imkânsız hale gelmiştir. Bu nedenle mensubu bulunduğum Adalet ve Kalkınma Partisi'nden istifa ediyorum" ifadesine yer verdi.
"Dünden beri evinin etrafında sivil polislerin dolaşıp durduğunu" öne süren İşbaşaran, "Can ve mal güvenliğimin olmadığını biliyorum. Buradan bütün dünyaya, bütün demokratik ülkelere sesleniyorum, AB üyesi ülkelerin
büyükelçilerine sesleniyorum; sesimiz kısıldı. Susturuluyoruz. Şantaj yapılıyor.

Ölümle tehdit ediliyoruz. Ailemin ve benim can güvenliğim kalmadı. Eğer benim başıma bir şey gelirse, bunun sorumlusu Tayyip Erdoğan'dır"
diye konuştu.
Ak Parti MYK, trafik polisleriyle girdiği küfürlü tartışmadan dolayı Elazığ Milletvekili Feyzi İşbaşaran’ın kesin ihraç talebiyle Müşterek Disiplin Kurulu’na oybirliğiyle sevkine karar verdi. Karar Başbakan Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan Ak Parti MYK toplantısında alındı. İşbaşaran ise henüz partiden kendisini arayarak gelişmelerle ilgili bilgi verilmediğini ve görüşüne başvurulmadığını söyledi.

'BAŞBAKAN BENİ ARAMADI'

İşbaşaran bugün düzenlediği basın toplantısında 'Beni kimse aramadı. Başbakan da aramadı. Medyadan duydum. Cemil Çiçek'le de 1,5 yıldır konuşmuyoruz' dedi. İşbaşaran, polisin görüntüleri şantaj amaçlı sızdırdığını da söyledi.


İşte Gerçek vekil, işte gerçek Demokrat!
Karakoçan Milletvekili Fevzi İşbaşaran'dan;
Kaymakam’a "Fırça",  Bakana "Kafa"!  02-06-08 
 

İşbaşaran Karakoçan Kaymakamı Erdinç Yılmaz’ı arayarak öğrencilerin kendisi ile görüşmek istediğini; ancak görüşemediklerini söyledi.
Ama kaymakamdan şok edici şu yanıtı aldı:
"Sayın milletvekilim, 28 öğrencinin 12’si Alevi. Bunların devlete bakışını zaten biliyorsunuz."
Sinirlenerek telefonu kapatan İşbaşaran durumu, sıcağı sıcağına Meclis’te İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a aktardı.
Atalay’dan aldığı yanıt kendisini ikinci kez şoka soktu:

Hürriyet Gazetesin yazarlarından Şükrü KÜÇÜKŞAHİN ‘in 2-6-08 tarihinde köşesinde "Kızılcahamam’da ’kafa’  kavgası"başlığıyla verdiği haber hem gururumuzu okşadı ve hem de kimlerin hangi zihniyetle yönetici kadrolarına atandığını gösterdi. Aşağıda metnin tamamı verilmiştir.
Kızılcahamam’da ’kafa’ kavgası
DIŞİŞLERİ Bakanı Ali Babacan’ın, "Müslüman çoğunluğun sorunları var" dediği Türkiye’de, AKP’nin Kızılcahamam kampında dün yaşanan çok önemli, ibretlik bir "kafa" kavgayı aktaracağım.

Yaklaşık üç ay önce, Elazığ’ın Karakoçan İlçesi’nde YİBO yurtlarında kalan 28 kız öğrenci
4 kilometre mesafedeki okullarından dönüşte taciz edildi. 

Öğrenciler Karakoçan İlçe Milli Eğitim Müdürü’ne giderek, özellikle akşam dönüşte kendilerine araç tahsis edilmesini istediler.

Yanıt;
 "Size araba, maraba yok. Parası olan okusun, olmayan evlensin" oldu. 
Olay yerel gazetelerde, "Haydi kızlar kocaya" başlığı ile duyuruldu.

Bunun üzerine AKP Elazığ Milletvekili
 Fevzi İşbaşaran devreye girdi.

Vali
 Muammer Muşmal’la birlikte öğrencilere araç tahsis edildi, odaları bakımdan geçirildi, ailelerle konuşulup eğitime devam etmeleri sağlandı.
BU KAFA KAYMAKAMIN
İşbaşaran bu sırada Karakoçan Kaymakamı Erdinç Yılmaz’ı arayarak öğrencilerin kendisi ile görüşmek istediğini; ancak görüşemediklerini söyledi. 

Öğrencilere velilik yapma kararı verdiğini belirten
 İşbaşaran, "Onlara aylık burs da sağladık. Aileleri arayıp kefil olduğumu da söyledim" dedi. 

Ama kaymakamdan şok edici şu yanıtı aldı:
"Sayın milletvekilim, 28 öğrencinin 12’si Alevi. Bunların devlete bakışını zaten biliyorsunuz."
İşbaşaran’ın yanıtı da şu oldu:
"Bak kaymakam, bu bizim değil senin bakışın. Bu ne terbiyesizlik? Bunlar çocuk be! Bunun da ötesinde bu ayrımı nasıl yaparsın? Nasıl böyle konuşursun?"
Sinirlenerek telefonu kapatan İşbaşaran durumu, sıcağı sıcağına Meclis’te İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a aktardı.
Atalay’dan aldığı yanıt kendisini ikinci kez şoka soktu:
"Fevzi Bey, bir dilekçe verin konuyu inceleteyim."
İşbaşaran, "Sayın Bakan, ben bir milletvekiliyim. İlimde yaşanan vahim bir olayı aktarıyorum, siz benden dilekçe istiyorsunuz. Ben mesajımı aldım, teşekkür ederim" demekle yetindi. 
BU DA BAKANIN KAFASI 

Dün Kızılcahamam kampında bakanlar gruplar halindeki milletvekilleri ile buluştu.

Diyarbakır, Elazığ, Malatya, Adıyaman, Mardin milletvekilleri ile
 Atalay’ın buluşmasında İşbaşaran, yeniden bu konuyu aktarıp "Siz bana böyle dediniz" anımsatması yaptı. 

Sonrasında
 Atalay ile İşbaşaran arasında şu kavga çıktı:
Atalay: Sen doğruyu söylemiyorsun... 
İşbaşaran: Ben bir milletvekili olarak ilimle ilgili bir sorunu anlatıp soru soruyorum, doğruyu söylemeyen sizsiniz... Bir kaymakam bunu yapamaz, uyarmanızı istedim. Siz vatandaş gibi dilekçe vermemi istediniz. Siz Dilekçe Komisyonu musunuz ki? Ayrıca ben memur muyum ki size dilekçe vereyim. Sayın Bakan bu ilçe çok hassas bir ilçe. Alevisi, Sünnisi birlikte yaşıyor. Bunu gündeme getirmeyeceğim, size sormayacağım da ne yapacağım? Ben sizin geçmişinizi de biliyorum. Rektörlüğünüzü de biliyorum..." 

Bunun üzerine diğer AKP milletvekilleri devreye girdi.
Fevzi İşbaşaran odadan dışarı çıkarak lavaboda elini yüzünü yıkadı.

Ardından gelen milletvekilleri,
 "Bakan özür dileyecek, biz kendisine gerekenleri söyledik. Odaya gel" deyince yeniden toplantı salonuna geçti.
Atalay, özür diledi; ama İşbaşaran’ın sinirleri yatışmadı:
"Özrünüzü kabul etmiyorum. Siz de kaymakam gibi düşünüyorsunuz."

Başka söze gerek var mı?
 
 
Şükrü KÜÇÜKŞAHİN






"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."