27 Şubat 2011 Pazar

Attilâ İLHAN'dan Necmettin ERBAKAN üzerine:

"İçinde Cumhuriyetçilik tohumları kalmıştı, bu nedenle zaman zaman antiemperyalist çıkışlar yapardı'

ARSLAN BULUT'UN ATTİLÂ İLHAN SÖYLEŞİSİNDEN:

İLHAN: Amerikalılar, 1950'den 60'ların sonuna kadar, Türkiye'yi elekten geçirdiler. Nerede hangi tarikat var? Nerede dönmeler yaşıyor? Nerede Yahudilerin tesiri var? Kürtler hangi bölgelerde yaşıyor? Bunu bana, bizzat bu işi yapan profesör söyledi. Bir Fransız profesör gelmiş, başka bir etüt yapıyormuş havasındaydı, ben o zaman Demokrat İzmir'i yönetiyordum. Adamla arkadaş oldum. Fransız Sosyalist Partisi üyesiymiş. Benden de Fransa hikayeleri çıkınca dostluk başladı. Dostluk bitmedi, Türkiye'den ayrıldıktan bir müddet sonra, bana bir mektup verdi adamları. "Ben, Türkiye'de Amerikan şirketleri hesabına şu iş için bulunduğumu söylemiştim. Oysa asıl amaç o değildi. Türkiye hakkında çok kötü tasavvurları var. Ege'deki dönmeleri, Boşnakları, Arnavutları ve diğer etnik grupları saptadım" dedi. Önce Amerika adına bunlar saptandı. Kimi kime karşı kullanabiliriz? Çünkü, ülkücü-komünist meselesi bitti, bu defa laik-anti laik işi çıkardılar. O kadar tertipli götürüyorlar ki. Bunların hepsinin içinde provokasyon var. Refah'ın kapatılmasında da provokasyon var. O çok sert konuşan, parti aleyhine tefsir edilebilecek konuşmalar yapanların ajan olmasından hep şüphelendim.

BULUT: Kimin ajanı, yabancıların mı, bizimkilerin mi?

İLHAN: Ha orası pek belli değil, yabancıların da olabilir, bizimkilerin de. Veya her ikisinin birden. Ama o konuşmalar mutlaka provokasyon. Çünkü, Refah'ın militan tipi o değil. Refah'ta şarklı rahatlığı var genellikle. Efendi havalı adamlar. En başta Necmettin Erbakan. Bunlar ise öyle değil. Bunlar edepsiz, küstah... O tipler çıktı ortaya. Bunlar o hareketin içinde yoktu. Ya onlar birtakım kompleksli heriflerdi, komplekslerini kustular ya da bu iş için kullanıldılar. Her hareketin içine musallat olur bu garip tipler. Bir hareket en çok bunlara dikkat etmelidir. İşe yarayacak gibi görünür, ağzı çok laf yapar, güvenirsin, çağırırsın, her şeyi berbat ederler.

"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."
ABD ELÇİLİĞİ AKP SEÇİMİ KAZANSIN DİYE KOLLARINI SIVADI!
Seçim gününe 100 günden fazla zaman var ama ABD daha bugünden düğmeye bastı.
Nasıl mı?
ABD Ankara Elçiliğini harekete
geçirerek!
Sefaretin Siyasi İşler Müsteşarlığı birimi faaliyetler yapıyor.
Mesela neler mi?
TOBB yöneticileri ve iki ilimizin Ticaret-Sanayi Odası başkanları ile bir araya geldiler.
Keza AKP’ye sıcak olmaması ile bilinen çok önemli bir işadamı ile İstanbul’da buluştular.
Aynı şekilde merkez medya’dan bir patronla yemek yediler.
İşin komiği yapılan bu faaliyetleri örtmek için muhalefete mensup milletvekilleriyle de görüşülerek kamufle edilmeye çalışılması!
CHP’li Atila Kart görüşülen isimlerden biri.
Görüşmeye alınan işadamlarından birine (Bize bunları anlatan) AKP’nin bir dönem kalmasının gerekliliği bizzat müsteşar yardımcısı tarafından açıktan ifade edilmiş.
Üstelik bu bakış Başkan Obama öyle düşünüyor diye sunulmuş!
Diyeceksiniz ki bu görüşmelerin ne anlamı olabilir?
Bugünden muhalefetin para ve medya desteği kökünden kesiliyor ve AKP karşıtı bir rüzgarın esmesinin önüne
geçiliyor.
Evet Washington için AKP’nin bir dönem daha iktidarda kalması proje ve hedefleri bağlamında olmazsa olmazdır!
Mağrip’de yakılan isyan ateşi bütün Arap coğrafyasını sarsın ve İran’a ulaşsın isteyen ABD’nin bu süreçte AKP’yi rol-model olarak elinde tutması ve bölgeye sunması hedefleri bakımından vazgeçilemez bir gerekliliktir ki Tunus’lu Gannuşi bu örnek alma olayını açıktan ifade
etmiştir.
ABD İslam coğrafyası radikal olup İran’ın güdümüne girmesin diye ılımlı-uyumlu Müslüman toplumunu inşa etmek istiyor ki AKP elindeki modeldir.
Sakın, ama ABD elçisi basın özgürlüğü bağlamında AKP’yi eleştirdi demeyin daha önce de yazdık o bir tiyatroydu!
Türk toplumundaki Antiamerikancı eğilimleri iyi bilen ABD Sefareti ve AKP işbirliği yaparak yapay bir gerginlik inşa etmiş ve kayıkçı kavgasına
tutuşmuşlardır.
Görüldüğü gibi seçim sathı mailine tam girilmeden bile ABD kollarını
sıvamıştır.
CHP’li Atila Kart’ın beyanı ile 500 CIA görevlisinin faaliyet yaptığı Türkiye’de ABD, AKP sonuç alsın yani seçimi açık ara ile kazansın diye gerektiğinde bazı provokasyonlara bile bizzat müracaat edeceğini söylersek herhalde uçuk bir şey söylemiş olmayız!
Tablo budur ve muhalefet buna göre bir strateji geliştirip seçime hazırlanmalıdır!
Washington AKP’ye açıktan bu denli angaje olmuşken muhalefetin kartını olabildiğince açık oynama zorunluluğu
vardır!
Evet CHP de MHP de Anadolu’ya ABD’nin AKP’yi niçin ısrarla istediğini bugünden itibaren istisnasız her gün anlatmalı ve toplumu buna inandırmalıdır... Bu yapılmayıp, “Aman ABD süper güç karşımıza almayalım” gibi bir yola girilirse geçmişler ola yani seçim yapılmadan bitmiş olacaktır...
ÖNEMLİ NOT: Önceki akşam ATV’de Başbakan’a güya soru soran üç sözde gazeteciden mesleğim adına utandım. Hele kendini liberal ve özgürlükçü diye satan Mehmet Barlas’ın basın özgürlüğü bağlamında tek bir soru sormaması ona yakıştırılan pek çok şeyi hak ettiğini teyid etmiştir.

Sabahattin ÖNKİBAR

"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."