16 Haziran 2011 Perşembe

C.H.P'NİN ALDIĞI OYLARIN TAMAMEN ALEVİLERDEN GELDİĞİNİ İLERİ SUNAN ARKADAŞLARA KÜÇÜK BİR VERİ

Excel'de aşağıdaki basit hesap tablosunu oluşturun.Üst bant verileri sabit 12 Haziran 2011 seçim sonuçları.Alt bandı Alevi nüfusu değiştirebilecek şekilde doğru oran denklemleriyle sürdürün.Çıkan sonuçlardan bir kaçını ben aşağıdaki tabloya koydum.
(Programı yapamayan arkadaşlar e-postama mesaj atsın göndereyim. kalem.35@hotmail.com)



CHP’nin aldığı oyları tamamen alevi oylarına bağlayan arkadaşlar CHP'ye korkunç (hatta AKP'den bile fazla) zarar veriyor ve CHP'yi marjinal bir parti durumuna dönüştürüyor. Galiba birileri bunun böyle olacağını biliyordu ve amaçlarına ulaşmak üzereler. Yeni-CHP'de savunulan tek şey Kılıçtaroğlu'nun Alevi oluşu olmamalıdır. Bu siyaset değildir ve CHP gibi köklü bir partiyi marjinalleştirip baraj altına düşecek kadar tehlikelidir.

Kılıçtaroğlu'nun alevi kimliği siyasi İslamcılar tarafında İstanbul Belediye Başkanlığında ve bu (12 Haziran 2011) seçimlerde kullanılmışken CHP tabanının gönüllü olarak bu tuzağa düşmesine anlam veremiyorum. Kılıçtaroğlu’nun Alevi, Sünni ya da başka bir mezhepten olması hiç önemli değildir, önemli yapılırsa bundan tek kazançlı çıkacak olan siyasallaşmış İslam olacaktır.

Yolun başındayken bu hatadan dönülmelidir. Öz eleştiri kültüründen korkmayınız;fakat din/mezhep/ırk ayrımcılığını CHP'nin içine sokmaktan korkunuz.
Yoksa AKP'nin istediği iki partili rejimi Türkiye CHP'siz yaşar.
Bu yorumumdan dolayı bana Baykalcı yakıştırması yapılmadan önce  şunu da belirteyim:
Ben Baykal'ı Ricky Martin'in müziği ile dumanlar arasından çıktığı kurultayından sonra sildim. Halkın ve emeğin partisine böyle burjuvazi tavrını yakıştıramadım.
Ama bu gidişle Baykal'ı mumla arayacağız.



"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."

"SEÇİMLER, HİLE, BİLGİSAYAR VE BİLGİÇALAR…

22 Temmuz seçimlerinin ardından çok konuşulan bir konu da seçimlerde hile mi yapıldı sorusu idi. Bu sorunun siyasi açıdan cevabı elbette evettir. Sadece kömür dağıtımı bile açık bir siyasi hiledir. Ama buradaki asıl konumuz teknik hileler.

Türkiye’de ilk kez 22 Temmuz seçimleri \%100 bilgisayar destekli yapılmıştır. Yazılımı da içeren projenin adı Bilgisayar Destekli Merkezi Seçmen Kütüğü Sistemi (SEÇSİS)’tir. Ayrıntılı bilgi http://www.ysk.gov.tr/ adresinde mevcuttur. 22 Temmuz 2007 seçimi sonrası, hile tartışmaları nedeniyle, sitedeki SEÇSİS bilgilerinde değişiklik yapılmış, hile iddialarına cevap verilircesine ayrıntılı açıklamalar konulmuştur.

Bilgisayar konusuna tam vakıf olmayanlar açısından sistemin alt yapısını basitçe açıklamaya başlamadan önce YSK’nın Oferlerin elinde olan Telekom alt yapısını kullandığını hatırlatmakta fayda var.

YSK merkezinde mevcut kurulu ana bilgisayar Sun Fire E6800 dır, bu sistem SUN Microsystems-Türkiye tarafından, Sun Fire V490 entegrasyonu ile değerlendirilmiş ve burada ORACLE 10g AS ve RAC Agent (Bkz.http://tr.sun.com/sunnews/success/basarioykuleriysk.jsp) veri tabanı ile Havelsan tarafından geliştirilmiş olan Java (J2EE) uygulamalı SEÇSİS yazılımı yüklüdür. Tüm il ve ilçe seçim kurullarındaki uç bilgisayarlarda (terminal) Windows XP işletim sistemi yüklü ve bu terminallerin veri tabanına ulaşmaları VPN (Virtual Private Network / Sanal Özel Ağ) üzerinden sağlanmaktadır (Bkz. http://www.havelsan.com.tr/SisCoz/Projeler.aspx ). Bu yapıya ağ yapı (network) denir.

Ayrıca Adalet Bakanlığının UYAP (Ulusal Yargı Ağı Projesi) sistemi ile YSK nın SEÇSİS sistemi arasında 10 Mbs. hızında “Metro Ethernet” hattı bulunmaktadır.

SEÇSİS yapısında bulunan aktif ağ cihazlarının ve güvenlik sisteminin merkezden izlenmesi için ABD orjinli CA firmasının Unicenter NSM ve NPO (Network Performance Option) yazılımları kullanılmıştır. (Bkz.http://www.ca.com/us/system-management.aspx). SEÇSİS omurga ve portal anahtarı, portal güvenlik duvarı ve portal yük dengeleyicisi olarak Cisco ürünleri kullanılmıştır.

Her terminalde yapılan işlem ve kayıt, SEÇSİS Java tabanlı yazılım tarafından işlenerek sonuçlar ana bilgisayarda toplanır ve istenen bilgiler toplu olarak elde edilir. Sandık Kurullarında oyların sayılıp sonuçların elle yazıldığı tutanaklar, İlçe Seçim Kurulundaki bilgisayarda yüklü olan SEÇSİS yazılımı üzerindeki tutanağa geçirilir (Bkz.http://www.ysk.gov.tr/ysk/docs/genelge/ ... 07-765.pdf ). Bundan sonraki aşamalarda İlçe Seçim Kurulu tutanak toplamlarını İl Seçim Kuruluna ve İl Seçim Kurulu da YSK’na SEÇSİS üzerinden bildirir. Telekomun alt yapısı kullanılarak oluşturulmuş olan bu dışa kapalı ağ ortamı (intranet) (Bkz.http://tr.wikipedia.org/wiki//%C4/%B0ntranet ) dış müdahalelere karşı sadece firewall (güvenlik duvarı) ve VPN in sağladığı MD5 güvenlik seviyesi ile korunmaya çalışılmaktadır, yani merkezi sistem ile terminaller arasında her hangi bir özel şifreleme mevcut değildir.

SEÇSİS projesinde kullanılan veritabanı (bilgilerin toplandığı yer) yazılımı Java teknolojisi destekli Oracle’dir. Yazılım güvenliği açısından bakıldığında, Oracle ciddi ve bu konudaki en büyük şirket ise de, açıkları mevcuttur ve sürekli olarak güncellemeler/güvenlik yamaları yayınlamaktadır (Bkz. http://www.oracle.com/technology/deploy ... r2009.html ) ve Oracle Microsoft’tan sonra ikinci büyük ABD yazılım firmasıdır (Bkz.http://tr.wikipedia.org/wiki/Oracle ). Oracle’ın güvenlik açığı seviyesi, kurulduğu işletim sistemine göre değişiklik göstermektedir (Bkz. http://security.metu.edu.tr/Documents/oracle.html). SEÇSİS projesinde işletim sistemi olarak, merkezde SUN/Solaris ve ilçelerde ise Windows XP işletim sistemi yüklü bilgisayarlar kullanılmıştır.

Diğer yazılım ve donanımlarla birlikte kullanıldığında, açık kaynak kod olan Linux-Unix işletim sistemleri güvenlik açısından bugün en güvenli sistemlerdendir. TÜBİTAK ın geliştirdiği ve milli yazılım olan PARDUS-Linux işletim sistemini kullanmak yerine (Bkz. http://www.pardus.org.tr/ ), il ve ilçe seçim kurullarında bulunan Windows işletim sistemleri CIA destekli, Microsoft mamulü en büyük “bilgi çalar” sistemdir ve 5-6 yıldan beri Avrupa ülkelerinde ve bir çok büyük ülkede devlet kurumlarında kullanımı yasaklanmış ve Linux işletim sistemlerine geçilmiş ve bunun üzerine Microsoft kısmi kaynak kodunu vererek satış yapmak zorunda kalmıştır (Almanya’da, ABD tarafından askeri sırların bu sistemle transfer edildiği yıllar önce tespit edilmiştir).

Windows işletim sistemleri ve bu sistem üzerine kurulu ağ ortamları yıllardır çoluk çocuk denecek “hackerler” tarafından bile delik deşik edilmektedir (Ayrıntılar ve hack raporları için Bkz.: http://www.zone-h.org). SEÇSİS projesinde omurga ve portal anahtarı, portal güvenlik duvarı, portal saldırı tespit ve korunma sistemi, portal yük dengeleyici olarak “Cisco” güvenlik ürünleri kullanıldığı YSK sitesinde bilgi olarak yer almaktadır. CISCO sistem bir ABD firmasıdır (Bkz. http://www.cisco.com/ ). CISCO sistemin güvenlik durumu hakkında Google’de “cisco hack” olarak arama yaparsanız CISCO güvenlik sistemlerinin nasıl hack edileceğine ve güvenlik açıklarına dair çok sayıda makale ve yazı bulabilirsiniz (Uzaktan yönetimleri dahil).

SEÇSİS yazılım sistemi kesinlikle üçüncü bir güvenlik/kontrol yazılımıyla içsel olarak korunmamakta ve/veya çalışmasının doğruluğu kontrol edilmemektedir. Yani mevcut yazılıma dışarıdan bir Script (Bkz.http://tr.wikipedia.org/wiki/Script) ile müdahale edilebilir ve ana yazılımın ve işletim sisteminin bu yabancı yazılımı algılayarak ikaz verme gibi bir yeteneği mevcut değil. Yazılımın güvenliği tamamiyle Solaris işletim sisteminin ve Oracle ın kendi güvenlik seviyeleriyle sınırlıdır.

Yani SEÇSİS sistem veritabanı, işletim sistemi, yazılım ve güvenlik olarak tamamen ABD teknolojisinin elindedir ve zaten hem bu nedenle, hem de bilgisayar teknolojisinin niteliği gereği sisteme her an dışarıdan müdahale edilebilmesi mümkündür. Müdahale yapılırsa hile yapılması da teknik olarak mümkündür. Ancak bunu ispat etmeden hile yapılmıştır demek hukuken mümkün değildir.

Oy verme yönteminde fark olmakla birlikte ve göreceli olarak daha güvenli olan benzer bilgisayar destekli seçim sistemi, ABD nin bazı yerel seçimlerinde de kullanılmış ve bazı bölgelerde seçimlerde hile tespit edilmiştir. ABD de yapılmış olan bu seçim hilesiyle ilgili University of California-Santa Barbara (UCSB) (Evaluating the Security of Electronic Voting Systems) hilenin nasıl yapılabileceğine dair bir çalışması mevcuttur (Bkz.http://www.cs.ucsb.edu/~seclab/projects/voting/).

Not-1. UCSB nin linkinde bulunan video youtube da yayınlanmaktadır, şayet youtube’a veya sayfaya erişemiyorsanız ilgili sayfanın video dahil edilmiş pdf kopyasını buradan ve bahis konusu diğer referans dokümanlarını da buradan indirebilirsiniz.

14 Eylül 2007 Yunanistan seçimlerinde de benzer bir yazılım kullanılmak istenmişse de ABD seçimleri örnek gösterilerek yapılan yoğun baskı sonucu kullanılmaktan vazgeçilmiştir. Ancak bizde maşallah “…… sosyal demokratlarımız” ve “ ….. milliyetçilerimiz” ne bu sistemle ilgili tek laf etmişler ne de sandık tutanaklarının fiili tespitini yaptırmışlardır. Çünkü bilgisayar üzerinde yapılacak hilenin tek tespit yolu, tüm seçim tutanaklarını elde bulundurmak ve tutanaklardaki sonuçları YSK’nın açıkladığı SEÇSİS sistemden alınan sandık sonuçlarıyla karşılaştırmaktır.

Peki, SEÇSİS sistemde hile yapmak mümkün müdür? Bu sorunun cevabı, “ evin anahtarını emanet ettiğimiz bekçi evi soyar mı?” sorusunun cevabı ile aynıdır.

SEÇSİS sisteminin tüm anahtarları, yukarıda açıklandığı gibi ABD’nin elindedir. Cevabı mutlaka bulmuşsunuzdur. Bu soruyu ABD bizim müttefikimizdir diyenlere sorarsanız; haşaa ABD hile yapar mı derlerse şaşmamak gerek. Bana sorarsanız; bu sistemde hile yapmayan ya akılsızdır, ya saftır, ya da dört dörtlük müttefik ve namusludur. Ya da hileye gerek kalmamıştır da yapılmamıştır.

Bir hile senaryosunu hemen kurarsak; sandık tutanakları Windows XP işletim sistemi yüklü bilgisayarların bulunduğu İlçe Seçim Kurulunda bilgisayara işlendikten sonra, ya da işlenirken bir minik programcık sisteme dalış yapıp, (A) sütunundaki (X) partisinin oy toplamını \% 20 arttırıp, (B) ve (C) sütunlarındaki (Y) ve (Z) partilerinin oy toplamını \% 10’ar düşürürse, tuşa basıp genel toplam alındığında bu müdahalenin tespiti mümkün olabilir mi? Olur, ama sadece o ilçedeki tüm sandık sonuçlarını elle tek tek sayıp toplarsanız. Aksi halde, itiraz süresi sonunda, bilgisayar tuşuna basılarak alınan rakamlar resmi seçim sonucu haline gelir.

YSK merkezinde bulunan ana veri tabanına direk/yerinde ulaşma yetkisi bulunan (yönetici/admin) bir kişinin ORACLE veri tabanı yapısı ile SQL (Bkz. http://tr.wikipedia.org/wiki/SQL) veri tabanı yönetimi sistemine hakim olduğunu varsayarak, yazının devamında bulunan ve 2007 yılı içerisinde internet ortamında paylaşılmış olan “22 Temmuz 2007 Seçimlerinde Hile” başlıklı senaryoyu SEÇSİS sistemine uygun bir Script ile dahil etmesi ve çalıştırması gayet mümkündür.

Her hangi bir sistem oluşturulurken ne kadar donanımlı güvenlik sistemleri kullanılırsa kullanılsın, en büyük güvenlik açığının insanoğlunun kendisi olduğu düşünüldüğünde, bu durum sistemin güvenilirliğini de tartışmaya açık bir hale getirmektedir.

Seçme ve seçilme hakkı Anayasal bir hak olduğuna göre, bu hakkın kullanılmasına aracılık edecek sistemin güvenliğinin de tartışmalara konu olması kadar doğal bir şey düşünülemez.

Rumuz: pardus”


Yazar Neval Kavcar; araştırmalarını önceki günlerde de okurlarıyla paylaşmıştı. Biz de sizinle paylaşmayı faydalı gördük.

“Başbakanlığa bağlı TÜİK’in duyurduğu 31 Aralık 2009 sayım sonucu 72 561 312 kişi.

Bu sayının Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü verileri ile çakışması gerekir değil mi? Bakalım öyle mi?

http://www.nvi.gov.tr/Hizmetler/Istatis ... _Spot.html adresinden;

http://www.nvi.gov.tr/Hizmetler/Istatis ... kleri.html

bölümüne, oradan da son istatistik tarihi 2008 yılı verisi olan “Nüfus Kütüklerine Kayıtlı Nüfusun Yaş Ve Cinsiyete Göre Dağılımı (2008 Yılı) (46KB)” bölümü tıklıyorsunuz.

Orada NVGİM’nin yaş ve cinsiyete göre 2008 yılı Türkiye geneli rakamları mevcut. Adı istatistik, fakat yıllarca istatistiğe bakmış birisi olarak yine de bir yanlışlık yapmamak üzere, ilgili müdürlüğe bilgi edinmek için başvurdum.

Sitelerinde yer alan 2008 yılına ait verilerin, ölmüş nüfusu kapsayıp kapsamadığını sordum. Yani 2008 verileri Türkiye’nin o yıla ait nüfusu mudur anlamında.

Gelen cevap şöyle:
“Bilgi Edinme”

Kime:
nevalkavcar@yahoo.com

27/03/2010 tarihli Bilgi Edinme Başvuru Formunuz incelenmiş olup;

İstemiş olduğunuz bilgi, 2008 yılında nüfus kütüklerindeki açık kayıtları göstermektedir. Bilgilerinize.
Resmi sitedeki veriler 2008 yılı Türkiye nüfusu diyor o cevapta.

Bunu niye sordum peki? NVGİM 2008 yılı genel toplamını aldığımda, Türkiye Nüfusu 76.175.083 olduğu için. (2009 yılı dahil değil)
TÜİK kaç açıkladı 2009 dahil nüfusu: 72 561 312

Bir yıl eksik nüfus verisi ile TÜİK ve NVGİM verileri arasında; dörtbuçuk milyona yakın fark var.

Peki; 2008 NVGİM verisine göre 18 yaş ve üstü, yani seçmen sayısı kaç? 53.950.192
2009 yerel seçimine göre 2009 verili seçmen sayısı kaç?

YSK verisine göre;

http://www.ysk.gov.tr/ysk/docs/2009Maha ... lGenel.pdf

Kayıtlı seçmen sayısı: 48.049.446

YSK’da Yargının Bypası

Devletin kurumlarının nüfus verileri ve seçmen sayısı arasındaki fark, resmi kayıtlara göre birbirinden farklı.

Niçin?

Şimdiye kadar YSK vasıtası ile hazırlanan “seçmen kütüğü” oluşturulması ilkesi, 2008 yılında çıkarılan yasa ile değişmişti hatırlarsanız. Yapılan değişiklikle seçmen belirleme YSK’yı devre dışı bırakmış oldu. Seçmen kütüklerini belirleyen YSK yerine, NVGİM’nin adres kayıt sistemi ile oluşturulmasına dönüştü.

Seçimler Anayasa’ya göre “yargı kontrolünde yapılır” ilkesine ters bir gelişme idi, kimseden ses çıkmadı.

Yargının her cephede bypas edilmesi, tam gaz gidiyor

Yüzyılımızda teknoloji ve kontrol at başı gidiyor. Cep telefonları, Internet ilerde kim bilir hangi şekle bürünecek? Nüfus kağıtlarımız üzerine yerleştirilecek çipler mi nerede olduğumuzun göstergesi olacak, taşıdığımız telefonlar mı? Seyrettiğimiz televizyonun içinden bir çift göz, bizi izliyor olacak mı?”

Araştırmalarına devam ediyor Yazar Neval Kavcar.

“SEÇSIS üzerine duyulan şüphenin siyasilerimize de sirayet ettiğine eminiz. TBMM sitesinde verilen önergeleri incelerken MHP Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un “SEÇSIS” şüphelerini içeren yazılı önerge verdiğini geçtiğimiz bölümde duyurmuştum. Kendisinden önerge metnini ve verilen cevabı rica ettim.

Aşağıda o önerge ve cevabını bulacaksınız”

MHP'li Yılmaz Tankut: Türkçe'nin dünya dili olması herkesi sevindirmeli (Özel)

ÖNERGE

“Tarih: 18/01/2010

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından uygulanan “Bilgisayar Destekli Merkezi Seçmen Kütüğü Sistemi” SEÇSİS Projesinin yasal dayanağı 298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanun’dur.

Bu kanunun sonucunda hazırlanan Türkiye’nin en büyük e-devlet projelerinden biri olan SEÇSİS Projesinin temel amacı; yasalara uygun olarak seçmen vatandaşın eksiksiz belirlenmesi, mükerrer yazımın önlenmesi, listelerin hazırlanması, seçmenin kolay, hızlı oy vermesi, seçimin çabuk sonuçlanması, itirazların en aza indirilmesi, vatandaşlarımızın görev ve sorumluluk bilinci ile siyasal haklarını yüksek oranda kullanmasını sağlayacak düzenlemeler için gerekli bilginin; toplanması, bilgisayar ortamında doğru, güncel ve tutarlı bir bütün olarak saklanması, seçimlerde bu bilgilerin ve teknolojik olanakların kullanılarak seçim sonuçlarının ilçelerden güvenli ve hızlı bir şekilde merkeze aktaracak, Internet üzerinden kolayca izlenebilecek yapının gerçekleştirilmesi olarak belirlenmiştir. Bu uygulamanın aynı zamanda elektronik seçime geçişin temelini oluşturacağı ifade edilmektedir.

Bu konu hakkında son günlerde basında çıkan haberlerde bazı bilgisayar mühendislerinin iddialarında “YSK’nın güvenliği çok tartışmalı olan bir işletim sistemi kullandığını, bu sistemin Avrupa’da devlet kurumlarında yasaklandığı” bildirilmekte ve SEÇSİS adı verilen yazılımın bağımsız bir teknik grup tarafından incelenmesi, raporu da kamuoyu ile paylaşılması istenilmektedir.

Basında çıkan bu iddialar ve vatandaşlarda oluşan seçimlerde hile şüphesine neden olan bu endişeleri ortadan kaldıracak çalışmaların ve şeffaf bir yapının oluşmasını sağlayacak çalışmaların acilen yapılması gerekmektedir.

Bu bilgiler çerçevesinde;

1- Yüksek Seçim Kurulunda seçim amaçlı kullanılan SEÇSİS Projesinde kullanılan işletim sisteminin ismi nedir? Bu işletim sisteminin güvensizliği ve AB ülkelerinde yasaklandığı iddialarına katılıyor musunuz?

2- Bu işletim sistemi hangi AB ülkelerinde yasaklanmıştır?

3- SEÇSİS Projesi hangi yazılım dili veya dilleri ile geliştirilmiştir?

4- SEÇSİS Projesinde hangi veri tabanını kullanmaktadır?

5- Seçimlerde aday olamayacakların tespiti amacıyla; Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü ile çevrim-içi (on-line) iletişim kurulabilmiş midir?

6- Seçmen olamayacakların tespiti için Milli Savunma Bakanlığı, Askere Alma Dairesi Başkanlığı (ASAL) ile çevrim-içi (on-line) iletişim kurulabilmiş midir?

7- Siyasi partilerin seçime katılıp katılamayacağını ve ülke genelinde teşkilatlanma düzeylerini tespit amacıyla YARGITAY ile çevrim-içi (on-line) iletişim kurulabilmiş midir?

8- SEÇSİS projesi ile ilgili olarak söz konusu şaibe ve iddiaları ortadan kaldırabilmek için, uzmanlardan kurulu siyasi parti temsilcilerinin de katılacağı bağımsız bir bilişim heyetine projenin inceletilerek güvenlik testlerinin yapılması ne zaman gerçekleştirilecektir?

Yukarıdaki sorulara verilecek mantıklı cevap bellidir. Güvensizliği ortadan kaldıracak ve SEÇSIS’ın ne kadar güvenli olduğunu açıklayacak satırlar olmalıydı.

Bakın Adalet Bakanı Sadullah Ergin ne cevap vermiş?

Önergeye Cevap:

“Sayın Başbakan’a yöneltilip Bakanlığımız koordinatörlüğünde cevaplandırılması tensip olunan 7/ 12055 Esas nolu önergesinin cevabı aşağıda sunulmuştur.

Soru önergesine konu edilen hususlarla ilgili olarak, ilgisi nedeniyle Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı ile yapılan yazışma sonrasında, YSK Başkanlığının 4/3/2010 tarihli ve C.05.0.İMİ.0.88-050-S 2010/149-0991 sayılı yazısıyla,

Yüksek seçim kurulu tarafından alınan 27/02/2010 tarihli ve 2010/149 sayılı kararda, YSK’nun Anayasanın 79. maddesi gereğince seçimlerin yönetim ve denetimini yürüttüğü; görev ve yetkilerinin 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri hakkında Kanunun 14. maddesinin birinci fıkrasında ondört bent halinde sayıldığı; kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamayacağı; Anayasanın 98. maddesinde, TBMM’nin bilgi edinme ve denetim yolları düzenlenip, sözlü ve yazılı soruların Başbakanlıktan veya Bakanlardan bilgi isteme biçiminde olacağının belirtildiği, bu kapsamda, bilgi isteme ve denetimin amacının, yürütme organının iş ve işlemleri hakkında bilgilenmek ve bilgi sahibi olmak olduğu; bu çerçevede, kurulun görev alanına giren konular hakkında Başbakan ve bakanlardan yazılı soru yoluyla bilgi istenilmesinin, Anayasanın ve Yasama bölümünde yer alan Yüksek Seçim Kurulunun yargısal niteliği ve konumu ile bağdaşır görünmediği ve soru önergesi ile sorulan hususlara cevap verilmesine ilişkin istemin uygun bulunmadığı değerlendirilerek istemin oybirliği reddine karar verildiği, bildirilmiştir…Bilgilerinize arz ederim.

Sadullah Ergin

Bakan

Adalet Bakanı öz olarak “SEÇSIS’i, kurcalamayın” diyor.

YSK’nun kararları sorgulanamaz-mış. Milletin meclisinde ise asla

Bizler YSK’nun her hangi bir seçimle ilgili ilan ettiği kararı sorgulamıyoruz.

Türk Milletinin geleceğini ilgilendiren, şüphe duyulan SEÇSIS adı verilen seçim sistemini, bizlerle birlikte YSK da sorgulamak zorunda.

Bunu yapmalarına engel nedir?"

THE NOTU: Yazar Neval Kavcar’ı bu kadar önemli bir konuda yaptığı titiz araştırmalar nedeniyle kutluyor, çalışmalarının devamını diliyoruz. Tabi, tüm dostlarımızın da gündeme getirdiğimiz bu konuda katkılarını bekliyoruz.

Bron:Türk Hukuk Enstitüsü on Pazartesi, Nisan 5, 2010, 1:18
http://www.the.org.tr/2010/04/05/seciml ... laniliyor/

Bericht op za 28 mei 2011 19:31


IN WERKELIJKHEID WAS HET AANTAL STEMGERECHTIGDEN TUSSEN 2002-2007 MET 1 MILJOEN GESTEGEN.

NU IS OPEENS HET AANTAL STEMGERECHTIGDEN GESTEGEN MET MAAR LIEFST 10 MILJOEN TUSSEN 2007-2011.

Zijn dat misschien 10 miljoen mensen die uit de dood zijn herrezen (volgens Fetullah Gulen)?

Seçmen artışı kuşkulu

Bülent Tanla, 2007 seçiminde 42 milyon 799 bin olan seçmen sayısının şimdi 52 milyon 700 bine çıktığına işaret ederek “Bu ne TÜİK ne de MERNİS verilerini tutuyor. Anormal artışın nedenini YSK açıklamalı” dedi.

Tanla, bu artışın yüzde 10 barajını 1 milyon kişi arttırdığını, baraj tehlikesi yaşayan partileri doğrudan etkilediğini kaydetti.

2007 seçimlerinde 42 milyon 799 bin olan seçmen sayısının bu seçimde 52 milyon 700 bin olarak açıklandığına dikkat çeken Bülent Tanla, ‘’Yaşanan anormal artışı YSK yetkilileri açıklamalı. Bundan önceki rakamlar yanlış ise parlamento meşruiyet sorunuyla karşı karşıyadır’’ dedi. Tanla, yüzde 10 barajının yaklaşık 1 milyon kişi artmasının, baraj tehlikesi yaşayan partileri doğrudan etkilediğine dikkat çekti.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) eski İstanbul Milletvekili Bülent Tanla, 2002 yılındaki genel seçimlerde seçmen sayısının 41 milyon 407 bin, 2007 yılında bu sayının 42 milyon 799 bin olduğunu belirterek, “12 Haziran’daki seçimlerde Yüksek Seçim Kurulu (YSK), seçmen sayısını 52 milyon 700 bin olarak açıkladı. Bir seçim döneminde 10 milyon kişi arttı. Bu ne Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerini tutuyor ne de İçişleri Bakanlığı’na ait Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi (MERNİS) verilerini tutuyor. Bu artışın nedenini YSK açıklamalı” dedi.

12 Haziran genel seçimlerine sayılı günler kala YSK’nin açıkladığı seçmen sayısındaki 10 milyon kişi artışını Cumhuriyet Gazetesinden Cihan Oruçoğlu'na değerlendiren Bülent Tanla, yüzde 10 barajının yaklaşık 1 milyon kişi artmasının, baraj tehlikesi yaşayan partileri doğrudan etkilediğini kaydetti.

YSK’nin 298 sayılı yasa ile Türkiye’de seçimlerin doğru dürüst, süratli ve seçmenin rahatça oy kullanabileceği ve seçimleri sonuçlandırması için gereken görevlerle donatılan bir kurum olduğunu anlatan Tanla, şöyle devam etti: ‘Barajı da etkiliyor’ “YSK’nin yüksek hâkimlerden oluşan bir yönetim yapısı var. YSK’nin kararları mahkemeye götürülmez ve kesindir. YSK’nin son 12 yılda açıkladığı gerçekler ortada. 2002 yılda seçmen sayısı 41 milyon 407 bin. 2007 yılında bu rakam 42 milyon 799 bine çıktı. Yani 800 bin kişi arttı. 12 Haziran’daki seçimlerde ise bu sayı 52 milyon 700 bin. Yani 10 milyon kişi arttı. Bunu ben kamuoyuna sunuyorum. Yaşanan anormal artışı YSK yetkilileri açıklamalı. Bundan önceki rakamlar yanlış ise parlamento meşruiyet sorunuyla karşı karşıyadır. Eğer bir yanlışlık yok ise artışın nedeninin açıklanması lazım. Bu artışı partilerin denetimine sunuyorum. Bir anda yüzde 10 barajının sayısı arttı. Seçime katılım 50 milyon ise baraj 5 milyon kişiye denk geliyor. 40 milyon ise 4 milyonda kalıyor. Baraj limitinde olan bir partinin oyları durup dururken yükseliyor ya da azalıyor. Buna dikkat edilmesi gerekiyor. Türk siyaseti bazı kaset iddiaları yüzünden yanlış yerlere götürülüyor. Kaset haberlerinden çok ses çıkarken, barajın arttırılması kimsenin dikkatini çekmiyor.”

Türkiye kutuplaştı Bülent Tanla, 12 Haziran seçimleri için değerlendirmelerde bulunarak “Türkiye seçime giderken 12 Eylül referandumu sonuçlarının etkisinde kalıyor. Türkiye kamplaşmış, kutuplaşmış, durduğu yerde olayları değerlendiriyor. Bunun yanında Türk halkı geç benimseyen ve geç bırakan bir yapıya sahip. Bu siyasi yapıyı şekillendiriyor. MHP’deki kaset skandalları da seçmeni olumsuz etkileyecektir” diye konuştu.

http://haber.gazetevatan.com/secmen-art ... 9/1/Manset



"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."