30 Aralık 2009 Çarşamba

“BEN ÇAPKINIM. EVET, ETRAFIMDAKİLER DE PEZEVENKTİR”

1936 Yazı, yer Ankara Atatürk Çiftliği, öğle yemeği. Her zamanki gibi Atatürk sofranın başköşesinde, karşısında Celâl Bayar etrafında günün hükümetinin bakanları bulunuyor. Tam o sırada açık olan salon kapısının önünden köşkte bulunan Prof. İbrahim Necmi Dilmen(1887-1945) geçiyor. Dilmen Türk Dili Tetkik Cemiyeti’nin kurucuları arasında, “harf inkilâbı” üzerine Atatürk’ün baş danışmanı konumunda. 24 Ağustos 1936′da Dolmabahçe’de toplanacak olan III. Dil Kurultayı’nın ön çalışmaları fikir alış-verişi için çiftliğe uğruyor. O sırada Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türk Dili profesörü. “Dilmen” soyadı da kendisine bizzat Atatürk tarafından verilmiş. Prof. Dilmen’i görünce, eliyle “gel” işareti yapar, millî önder ona diyor ki:
“-Tam da zamanında geldiniz Necmi Bey. Bildiğim kadarı ile siz not tutmayı çok seversiniz. Lütfen bir sandalye alıp yanıma geliniz. Çok önemli şeyler söyleyeceğim, lütfen not ediniz.”
Prof. Dilmen masanın yanına bir sandalye çeker ve cebinden bir kurşun kalem çıkarır. Koyu yeşil renkli el ajandasını açar ve hazır olduğunu tavrıyla beyan eder. Notlar eski Türkçe harflerle alınmıştır:
Atatürk masanın sağ başındaki bakan beyi işaret ederek derki: “Diyorlar ki, ‘Atam gelecekte tarih sizi çok çapkın biri olarak yazacaktır’ doğrudur. Ama tarih bir başka şeyi daha yazacaktır.”
Parmağı ile Dilmen’in not defterini işaret ettiğinde, sofradaki ‘gevrek’ hava kendini sessizliğe bırakmıştır. Ani olarak sofraya döner ve aynı parmağını sağ baştan başlayarak, Celâl Bayar’dan sola uca dönerek çevirir.
“Evet, etrafındakiler de pezevenktiler…”
Sofrada “buz gibi” bir hava eser. Necmi Bey gözleri ile müsaade ister, çakmak gözlerden izini alıp odadan ayrılırken Atatürk rakısından bir yudum almış, sanki kimse yokmuş gibi başını önüne eğip yemeğine devam etmiştir. Necmi Bey bu elektrikli havadan dolayı beklemeden çabucak köşkten ayrılır…

Prof. Dilmen’in eniştemin dedesi olması nedeni ile eniştemin annesi rahmetli Zerrin Kuşadalı tarafından bana ve 1980′lerin ortasından itibaren Günaydın gazetesinde çalışmış olan akrabam gazeteci Eşref Bağrım (ve annesine) eski Türkçeden tercüme ile okunmuştu. Anılar çok önemli olduğu için basılmalıydı. Fakat “cici anne” büyük bir hata yaptı. Türkiye’de burjuva sosyalizmi(sosyal-demokrasi)nin ilk yazımcılarından olan Prof. Dilmen zamanında 33° mason olduğu için, Zerrin hanımda sürekli kendisine hal-hatır soran, Tercüman gazetesinde köşe yazarı bir mason biradere “basılmak şartı ve özellikle sözü” ile bu not defterini vermiş. Eşref ve benim ısrarlı uyarılarımız üzerine geri istedi ise de bu defter asla ona geriye verilmedi. Şu anda ya bir mason locasının kasasında ya da imha edildi…


http://masonluk.wordpress.com/2009/11/11/ataturk-sofralari/#more-375

"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."

1 yorum:

Adsız dedi ki...

http://lumerkoz.edu It is a very good thing, http://www.comicspace.com/buspar/ ssrn http://soundcloud.com/prevacid artsetka reder http://barborazychova.com/members/Buy-Nolvadex.aspx gibco http://www.comicspace.com/nexium/ statestenth http://community.goldenfoot.com/profile/Sibutramine harolds pactparent