4 Ekim 2009 Pazar


SİYONİSTLERİN BİR NUMARALI ADAMI: SONER ÇAĞAPTAY

Soner’in ABD’nin füze kalkanını Avrupa’dan Türkiye’ye taşıması tabiî ki hoşuna gidecek. ABD’le ilişkiler hareketlenecek düzelecek masalının altında gerçek olan ise: Avrupa olası bir tehditten kurtulmuş ve Türkiye bu tehdidi gönüllü olarak ABD adına üzerine almış olması. Soner’i ilgilendiren bu gerisi hikâye. Yani ABD çıkarları için ve ABD ‘ye Soner gibi yalana bilmek için gerekirse İran ile savaşa girilmesi gerekiyor. İki kuruşluk alçak çıkarları için bu tip yazılar kaleme alan ABD/Siyonist uşakları kimi kandırdığını sanıyor acaba.

&&&

İran’a karşı füze kalkanının yarattığı fırsatlar
Son günlerde yeni uranyum zenginleştirme tesislerinin ortaya çıkması ve yaptığı füze denemeleri ile dünya kamuoyunun dikkatlerini yeniden üzerine çeken İran’ın tehdidi, Türkiye-ABD ilişkilerinin canlanması için bir fırsat sunuyor.

Obama yönetiminin, İran’ın uzun menzilli füzelerine karşı Doğu Avrupa’daki bir füze savunma kalkanı inşa etme planından vazgeçmesi hayırlı bir sonuç doğurabilir. Bu adım ABD-Türkiye ilişkilerini canlandırıp aynı zamanda İran’ın kısa menzilli füzelerine karşı koyma fırsatını yaratacaktır.

Washington, kısa menzilli füzeleri karşılayabilen bir sistemi Doğu Akdeniz çevresine yerleştireceğini açıkladı bile. Ve bu savunma sistemi için Türkiye olası mevki olarak görülüyor. Geçtiğimiz günlerde açıklanan, ABD’nin Ankara’ya, İran’ın kısa menzilli füzeleri karşılayabilen Patriot bataryası satacağı haberi de hem İran’a karşı bir tavır, hem de Irak Savaşı’ndan sonra düşüşe geçen Türkiye-ABD ilişkilerini canlandırmak için bir adım olarak değerlendirilebilir.
AKP’nin 2002 yılında iktidara gelişinden bu yana, Ankara İran’la uzlaşmacı bir politika yürütürken, Washington’la da iyi ilişkilerini sürdürmeyi hedefledi. Aynı zaman süresinde, Türk kamuoyunun Amerika Birleşik Devleti’ne karşı duyguları ciddi bir soğuma sürecine girdi. Yapılan anketlerin sonucunda, Türkler en Amerikan aleyhtarı ulus olarak ortaya çıkmakta.
Bugün ise Washington, Ankara ile ilişkileri düzeltmek için adım attığından, ABD-Türkiye ilişkilerinin düzelmesi için bir şans var. Tabii ki, iki ülke İran üzerinde bir fikir birliğine varabilirse. Washington, bu konuda Türkiye’yi önemli bir müttefik olarak gördüğünü gösterdi. Şimdi, Ankara’nın İran’ın konusunda yapılan bu jeste karşılık vermesi gerekir.

AKP hükümeti, 11 Eylül sonrasında Amerika Birleşik Devleti ile yeni bir stratejik ilişki kurabilmek için İran ile bağlarını dengeleyebilir. Washington’un Türkiye’ye karşı açılımı, güçlü ilişkiler için fırsat vaat ediyor. Özellikle hasar görmüş ikili askeri ilişkilerin düzelmesi, AKP’nin Türk halkına Amerikan yönetiminin halen Türkiye’nin güvenliği önemsediğinin altını çizme fırsatını verecek. Washington, kötü günde Türkiye’yi yalnız bırakmayacağının mesajını verdi. İki ülkenin İran üzerinde bir fikir birliği oluşturabilmesi ve ABD’nin Türkiye’deki imajının düzelmesi için Türk halkının bu gerçeği kendi hükümetinden duyması gerekiyor.
Polonya’nın kaybı, Türkiye’nin ve Amerika’nın kazancı olabilir: Türkiye, İran ile ortak sınıra sahip tek NATO ülkesi ve Tahran konusundaki ABD- Türkiye işbirliği, Amerika yönetiminin İran’ın nükleer silahlanması ile baş edebilmesinin anahtarı olacaktır.
&&&
İnsan bu kadar yalana nasıl inanabilir?

Bu kadar alçakça yalan atıla bilir mi?

Kendi çıkarı için doğup büyüdüğü ülkeyi ateşin içine, olası bir savaşa kışkırtmak tek kelimeyle hainlik değilse nedir?

Amaç ne? Türk halkı arasında ABD hayranlığını arttırmak. Artarsa Soner’im cep dolar. Bu nedenle elinde anket sonuçları artmış/azalmış dolaşır Soner.Çok azalırsa bu anket sonuçlarını kafasında paralar,yedirirler çünkü,bilir bunu.Ülke savaşa girmiş,BOP muş,GOP muş,BİP miş umurunda mı Soner’in.


SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."

Hiç yorum yok: