10 Nisan 2011 Pazar

EMPERYALİST RÜZGÂR YÖN DEĞİŞTİRİYOR
AİDİYETSİZ YELKENLER AÇILIYOR
Bakın şimdi:
1)TÜSİAD toplantısında Cem Boyner:
“Tekrar ediyorum, Türkiye’nin insanlarının mutluluğu, onuru, haysiyeti, bir kısmının değil, tümünün birer birer, bu ülkenin bölünmesinden daha önemlidir diyebiliyorsanız, doğru yoldasınız, bu işin sonunda güzel bir şey çıkar?” diyor.


İsak Alaton Cem’i alnı kapağından şırrak diye öpüyor.

2)Bilgi Üniversitesi'nde düzenlenen "Barışı Kurmak" konferansına, DEP Eski
Milletvekili Leyla Zana'yla birlikte konuşmacı olarak işadamı
İshak Alaton katılıyor.
*"Kızım" diye hitap ettiği Eski Dep Milletvekili Leyla Zana kürsüye
geldiğinde nezaket gösterip önce oturmasını istiyor Alaton, Zana'nın da
jestine karşılık vermesi üzerine, sert bir el işaretiyle Zana'nın
oturmasını istiyor. Leyla 'da bu hareket üzerine önce oturunca solanda
gülüşmeler yaşanıyor.  

*İsak; referandum çağrısı yapıyor. Ne referandumu bu? Kürtlere ayrılmak istiyor musun? Referandumu. Ayrılmak isteyip istemedikleri bölge halkına sorulmalıymış.
"Her şeyden önce bölgeden ayrılmak istenilip istenilmediğini
belirleyecek geniş kapsamlı sosyal araştırmalar yaparak, gerçek istekleri
görmeliyiz. Kürtlerin gerçekten ayrılmak isteyip istemediklerini, hem
kendileri ve hem de biz Türkler görmüş olacağız. Bu bizi, şiddeti
kullananlar karşısında çok güçlü bir konuma getirecektir. Bunu yapan
ülkeler huzur içinde yaşamadıktadırlar. Mesela Kanada'daki Quebec
bölgesinde ayrılmak isteyenler azınlıkta kaldı". Ne kadar şeker değil mi? Biz savaş falan yaptık, hatta kaybettik, emperyalist güçler bize referandum yapın bakın bakalım bu insanlar sizle olmak istiyor mu? Diye soracağız. Bunu önerende “biz Türkler” diyen biri. Demokrasi yapıyor.

*Kuzey Irak’ın Türkiye’nin güneydoğusuna etkisi kaçınılmazmış.
*1984 beri Kürt sorunu silahla başarı elde etmiş artık siyasallaşmalı diyor kısaca.
"Irak'ta artık Saddam Hüseyin yok. Irak'taki Kürt
Topraklarında federal bir Kürt devleti kuruldu. Kürt sorununa hala şartlar
hiç değişmemiş gibi yaklaşıyoruz. Dünde yaşamaya devam ediyoruz ve inat
ediyoruz. Bugün yapacağımız hareket, Irak Kürdistan’ındaki kalkınma hamlesinin Güneydoğu'daki etkilerine bakmak olmalıdır. Bu etki kaçınılmaz. Bölge hızla değer kazanmakta. Bölgeyi Türk şirketleri kuruyor. Kendi bölgemizde hayvancılık ve tarımı yeniden inşaa etmeliyiz." Diyor sevgili İsak. Bütün bunarlı yapan ABD ve Akp olduğunu bilmezmiş gibi.

* “Tek başına hükümet iradesiyle değil, Ulusal bir uzlaşmayla
Öcalan'ın durumunun netleştirilmesi gerektiğini, "Kürtleri teskin edecekse Öcalan ev hapsi konumuna da geçirilebilir. Parlamentonun toplumu bu fikre hazırlayacak, toplumsal zemini hazırlaması gerekiyor. Bu toplumsal bir hazırlık icap ediyor" diyor.

*"Açıkça Kürt meselesinin bugün geldiği yere silahla ulaşıldı. Bunu da biliyorum. Ancak silah bundan daha fazlasını alamaz. Silahları bırakmak şart. Şiddet devam ettikçe, elde ettiklerini hızla kaybedecekleri ortadır" diyor.Teröre akıl ve yol gösteriyor sevgili İsak.

3) “TÜSİAD’ın Anayasa paketi çarkından sonra yazdığım yazılar üzerine işadamı İshak Alaton bir mail gönderdi… Sizlerle paylaşıyorum. Bu arada İshak Alaton, Taksim’deki sivil itaatsizlik eylemi çadırını ziyaret eden belki de ilk işadamı olacak. Onu da farklı kılan budur işte!” bu cümleler Balçiçek hanımın. Oradan öğreniyoruz ki bizim İsak sivil itaatsizlik çadırına da gitmiş yada gidecekmiş buda bir marifetmiş, ayrıcalıkmış Balçicek hanıma göre.
Bunlar alıntı; gelelim analizine:
Bizim İsak kafayı yedi, bunadı falan diyenler var. Değişik sitelerde bu tip yorumlar gördüm. İsak birincisi iş adamı, İsak ikincisi Yahudi kökenli Türk vatandaşı. Zaten konuşmasının arasında “biz Türkler” de diyor. Ticaret ve Yahudi kökenli olunca insan ve de yaşı kemale erince böyle oluyor. Sihirli cümle mi ne?
AİDİYET
Sevgili İsak’ta bu düşünceler yeni oluşmadı. Ülkenin kaymağını yerken sorun yok. Ama işler tersine döndüğünde, emperyalist rüzgâr yön değiştirdiğinde yelkenleri o yöne açmak gerek. Rüzgâra karşı direnmek ve yelkenlerden bir kaçını rüzgara feda etmek İsak’ta yok. Olması da beklenmiyor zaten.
Peki ben bu yazıyı neden yazdım?
İsak’a konuşmalarından dolayı gıcık kaptığım için mi?
Evet, gıcık kaptım.
Hatta İsak gibi kendini azınlık mantığından kurtaramamış, ulus olma bilincine ulaşmamış hiç kimseyi umursamadığım gibi İsak’ı da umursamıyorum.
Ama önemsediğim bir şey var.
Özetle:
Gemiyi ilkönce fareler terk eder. Hadi bu ağır oldu.
Depremden önce karıncalar yuvadan çıkar. Tusunami öncesi alarmlar çalar.
İşte İsak bana bunu hatırlatıyor.
Emperyalist rüzgâr yön değiştirdi. Ülkesine canı pahasına bağlı olan Türk ulusu, Türk halkının bunu görmesi için bu adamlara ihtiyaç var. Sakın ola bu düşüncelerin sadece sevgili ihtiyarımız İsak Alaton’a ait olduğunu düşünmeyiniz. Zararsız,şirin bir ihtiyarımızın düşünceleri değil bunlar.İsak sadece seçilmiş bir sözcü.
Emperyalist rüzgâr yön değiştirdi, aidiyetsiz alarmlar çalıyor.Olan budur.
Ne kadar sevimli değil mi?
Levent kalem
9 Nisan 2011                                   



"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."

Hiç yorum yok: