22 Eylül 2009 Salı

Gazeteci Reha Ören, Adana Söz Gazetesindeki köşesinde, çok ilginç bir olayı yazdı.. Gazeteci Ören, bir takım İsraillinin Pozantı Kamışlı bölgesindeki garip faaliyetlerini tesbit etti!.. Bu gazetecinin konu ile ilgili yazdıkları şöyle.. “ Pozantı / Kamışlı bölgesindeydik. Kamışlı sakinleri son 5 yıldan beri yabancı heyetlerin peşi sıra geldiklerini belirterek, bu kadar ilgi ve alakaya şaşırdıklarını belirttiler. Kamışlı sakinleri gelen heyetler arasında özellikle İsraillilerin dikkat çektiğini belirterek ” Hep aynı şahıslar düzenli aralıklarla Kamışlıya geliyorlar. Özellikle dağları geziyorlar. İşin ilginç yanı da gelenlerin tamamında uzun mesafeden fotoğraf çekecek donanıma sahip kameralarının olması. Küçük, büyük her heyette bu donanım var. Bazen de çadırlarla, dağlarda kalıyorlar. Bazen 3 bazen de daha kalabalık heyetler halinde geliyorlar. Yanlarında tercümanlarının da olmasına rağmen halk ile muhatap olmamaları dikkat çekiyor. Ya gecenin bir vakti açık bir fırın bulup, ekmek alıyorlar ya da kimseye görünmeden sessiz sedasız çekip dağlara doğru gidiyorlar. Çadırlarda kaldıkları zaman da bisikletleriyle keşif gezilerine çıkıyorlar. Bazen 10 kişi geliyor. Çadıra yerleşiyor. Bir de bakıyorsunuz ki hemen ertesi gün 10 kişi, 3 kişiye inmiş. Geri kalanlar adeta sır oluyorlar. Buharlaşıp uçuyorlar.
Kimdir bunlar?! Ne için geldiklerini bilmiyoruz. Ama Türkiye Cumhuriyet Devleti’nin etkili ve yetkililerini uyarmak istiyoruz Genellikle ’Ordu Yolu’nu kullanıyorlar Bölge sakinlerinin çok iyi bildikleri, dağların ücra köşelerinde donanıp giden ve ’Ordu Yolu’olarak bilinen bir yol var. Bu yol Eski Göç yolu olarak da biliniyor. Sakinlere göre, çok eskilerden İpek Yolu olarak kullanılmış. Hani, “kuş uçmaz kervan geçmez” derler ya öyle dediklerine aldırmayın. Gökyüzünde uçuşan kartalları, şahinleri ender de olsa görmek pekâlâ mümkün. Bu yollardan geçtiğiniz zaman bölgeye tam bir hâkimiyet sağlıyorsunuz. Hatta Yavuz Sultan Selim’in hışmından kurtulmak isteyen Türkmen boyları ağırlıklı olarak bu yolu kullanıp Kaz Dağları’ndan Doğu Toroslar’a, oradan da Hazar Denizi’nin güneyine kadar gitmişler. Kamışlı sakinlerinin özellikle üzerinde durdukları bir konu daha var ki akılları karıştırmaya yeter de artar bile. Diyorlar ki: “Belirli dönemlerde genellikle de ayda 2 kez sivil bir uçak ya da helikopter bölgede dolanıp duruyor. Bir süre geziyor ondan sonra geldiği gibi sırra kadem basarak çekip gidiyor. Bildik, tanıdık yetkililere sorduk sadece bize yani, Türkiye’ye ve Türklere ait olmadığını söylemekle yetindiler. Üstüne üstlük yetkililer bizlere, çocuk kulağı çekercesine “Bu işleri fazla kurcalamayın” dediler... Son faslın girizgâhında özellikle belirtmek isterim ki İsrailliler özellikle Kapuz bölgesine ilgi gösteriyorlar. Kapuz bölgesinde gidip İsraillilerin çadır kurdukları yerleri gördük. Dağlar ışıldayınca, madenciler göz dikince ol rivayetin haddi hesabı mı olur. Ayyuka çıkar da çetelesini tutmak gayri kabil hale gelir. Hele hele Orman Şefi’nin milyonlara varan mal varlığı yüzünden yargılanmakta olduğunu duyunca sizin de kafanız bencileyin karışmaz mı yahu? Kamışlı sakinlerinin de kafası karışıyor. Yine rivayet odur ki, dağların bağrını 70 küsur yerden delmişler. Krom madeninin açılışına Devletin bakanının gelmesi Kamışlı sakinlerinin kafasını iyiden iyiye allak bullak etmiş. Bir yanda İsraillilerin yoğun ilgisi, diğer yanda Kromun işleniş tarzı ile ilgili rivayetler, Orman Şefinden başlayan yargılanma zinciri, bakalım nereye kadar uzanacak? Bunlar şimdilik bizim duyduklarımız.. Yeni rakamlarla milyonlar, eski rakamlarla trilyonlar dağların ıssızlıklarında el değiştirivermiş.. Anlaşılan o ki bizlerin Kamışlı ziyaretleri sürecek.. Bakalım Mevla bizlere neler gösterecek.
"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."

Hiç yorum yok: