25 Temmuz 2009 Cumartesi


Türkiye’nin devşirilmiş medyası, şişirme aydın maskesi takmış kişilerle masallar dinletilerek uyutulduğu ortamda gerçek aydınlar boş durmadılar.İşte Türkiye’nin aydınlık yüzlerinin Lozan Antlaşmasının yıl dönümünde verdikleri panel.Devşirme medya(Kaynak:
http://www.kanalahaber.com/haber_detay.asp?Pro=nEo3_1&G=21_g&haber=29321) dahi vermek zorunda kaldığı bu aydınlarımızı çok iyi dinlemeliyiz.
VURAL SAVAŞ, EN BÜYÜK TEHLİKEYİ DEŞİFRE ETTİ!
Antalya'da bir panele katılan Sabih Kanadoğlu Lozan'ın savunulacak hale geldiğini belirtirken, Vural Savaş ise HSYK ile ilgili ilginç açıklamalarda bulundu.
Antalya Büyükşehir Belediyesi, Atatürkçü Düşünce Derneği Antalya Şubesi ve Cumhuriyet Okurları Kulübü'nce Antalya Kültür Merkezi'nde ''Lozan'dan Lozan'a'' paneli düzenlendi. Paneli yöneten Sabih Kanadoğlu, panelin adına atıfta bulunarak, ''Son günlerde yapılmak istenen Lozan'dan Sevr'e idi. Bu, amacına hiçbir zaman ulaşmayacak bir ütopyadır'' diye konuştu.
Lozan'ın Lozan'da değil Ankara'da savunulup korunabileceğini belirten Kanadoğlu, 24 Temmuz 1923'te Lozan'da Türk milletinin tam bağımsızlığı tescil edilerek dünyaya ilan edildiğini söyledi.
Lozan'da Türk milletinin bir ulus devlet oluşunun da kabul edildiğini ifade eden Kanadoğlu, ''Tam bağımsızlık ancak bir ulus devletle mümkün olabilir. Bunu sağlayan Lozan'dır'' dedi.
Panelde Yargıtay Onursal Başsavcısı Vural Savaş, Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ünsal Yavuz ve Marmara Üniversitesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Cüneyt Akalın da Lozan Anlaşması süreciyle ilgili bilgi verdi.
Paneli yöneten Kanadoğlu, Lozan sürecini anlatan Prof. Dr. Ünsal Yavuz'a, ''Lozan Konferansı'nın birinci bölümünün sonunda İsmet Paşa, Lord Curzon'a ''one minute'' dedi. Doğru mu?'' diye sorması salonda gülüşmelere neden oldu.
Vural Savaş da, ''Türk milleti adına yargı yetkisini kullanan bağımsız mahkemelerin başında Demokles'in kılıcı gibi duran HSYK'dan nasıl kurtulacağız?'' sorusu üzerine şunları söyledi:
''HSYK bütün dünyada var. Şimdiki yapısı hiç olmazsa bir direnç gösteriyor. Anayasa değişikliğiyle, Meclis'ten seçilenlerle, şuradan buradan seçilenlerle zaten Türkiye Cumhuriyetini bekleyen en büyük tehlike budur. Yani yasama, yürütme ellerinde... Zaten yerel mahkemelerin bağımsızlığı diye bir şey kalmadı. Özel yetkili mahkemelerin verdiği, Türkiye'yi 'korku imparatorluğu' haline getiren kararlara bakın. Yani düşünebiliyor musunuz? Şu anda Türkiye bir korku imparatorluğu haline geldi. Nasıl geldi? O özel yetki verilen hakim, savcılar ne anayasa dinliyorlar, ne yasa dinliyorlar. Bu yüzden geldi.
Türkiye'yi dinleme yetkisinin yasaya aykırı olduğunu Yargıtay kabul etti. Delil olarak kullanmaya çalışıyorlar. Tutuklama kararları yasaya aykırı deliller kullanılarak veriliyor. Gizli tanıklar diye PKK'lılar kullanılarak en şerefli askerlerimiz lekelenmeye çalışılıyor. Ya kardeşim bunların iddianamesi baştan başa suç. Özel hayatın gizliliğini ihlalden, iftiradan. Şu anda HSYK hiç olmazsa Türkiye'yi korku imparatorluğu haline getiren, hukuk dinlemeyen, kendileri suç işleyen birkaç hakim savcıyı alma girişiminde bulunuyor. Bu bile hazmedilmiyor. 'Bugünkü HSYK'yı beğenmeyenler AKP'nin istediği değişiklikleri yaparlarsa hele bir de Anayasa Mahkemesi'ni ele geçirirlerse bugünleri çok ararlar' diye düşünüyorum.''
PARTİ KAPATMALARLA İLGİLİ ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ
''Askerin yaptığı olumlu işlere bakarsanız vardır ama bu memleketi bu hale getiren 12 Eylül değil midir?'' sorusu üzerine Savaş, ''28 Şubat süreci içinde bunun rövanşı tamamen alınmıştır. Benim de katkım olduysa ne mutlu'' dedi.
Anayasa'yı askerlerin yaptığı şeklinde eleştiriler geldiğini belirten Savaş, ''Ben size söylüyorum. Cumhuriyetin ilanından 61 Anayasasına kadar güzel hukuki ne varsa askerler yapmıştır'' diye konuştu.

Hiç yorum yok: