15 Kasım 2010 Pazartesi

FÜZE KALKANI MI?
ANALİZİM
 AMERİKA;
İRAN SALDIRILARINDAN İSRAİL'İ KORUYACAKSAN
ALTTAKİ RESİMDE KIRMIZI ÇİZGİLERLE TARALI BÖLGEYE KURACAKSIN KARDEŞİM FÜZELERİNİ.
TÜRKİYE'YE BOŞUNA FÜZE KURMA.
EKONOMİN BOZUK MASRAF OLMASIN.
AMA BAŞKA BİR ŞEYLERİ KORUMAK İSTİYORSAN;
TÜRKİYE'DE KIRMIZI DAİRENİN DIŞINA ÇIKMA.


Fırlatılan bir füzenin imha edilmesinde 3 aşama var.


1.aşama 1-5dk arasında geçen zaman. Bu zaman diliminde füze hantal ve rotasına yerleşmeye çalışıyor.1. aşama füzenin vurulması için en elverişli zaman. Füze yerçekimine karşı direniyor ve yükselmeye çalışıyor. Hızının en düşük olduğu aşama. Üstelik bu aşamada vurulması, saçılan parçalarla atana zarar verdiği için en karlı olan savunma tekniği.

2.aşama 20-25 dakika sürüyor ve uzay boşluğunda gerçekleşiyor. Füze hızını kazanmış, tam sürat hedefine doğru ilerliyor. Bu aşamada vurmak ancak uzaya konuşlandırılmış yüksek teknolojik uyarı uyduları ve karadan atılacak uzun menzilli füzelerle mümkün. Daha zor bir aşama.

3.Aşama ise füzenin maksimum hızla hedefe düşme aşaması. Vurdun vurdun; vurmadın yersin füzeyi kafana. Ne varsa sallayacaksın yani. Meşhur Patriotlar bu işler için.

Eski yazım:




"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."


NOT: Fecebook ta yukarıdaki resimlere Yüce Türk rumuzlu arkadaşın yapmış olduğu yorum önemli buluyor ve aşağıya ekliyorum:

ABD'nin gücü üzerinden politikalarını yürüten İsrail'in; denge arayışları içinde, bu ülkenin önemli karar merkezleri üzerindeki etkisinin örnekleri, Birleşmiş Milletler kararlarına karşı umursamaz duruşunun nedenlerine bir açıklama getirmektedir... 

Gerek Reagan döneminde ve gerekse W. Bush dönemindeki yönetim kadrolarının ne şekilde oluşturulmuş oldukları da bu mantık içinde hatırlanmalıdır!


Diğer yönden İngiltere'de 2000 aktif, 5000 yedekte tutulan SAYANİM kadrosunun da tekrar bu bağlamdaki etki alanları dikkate alınmalıdır...



Gürcistan'da Bakan olarak görev yapan İsrail bağlantılı kişilerin ise, görevlerinin yeri ve zamanı geldiğinde bu ülke için ne sürprizler getireceği hatırda tutulmalıdır...



Zira, İsrail'e ait iki uçak grubunun Gürcistan'da konuşlandırılış nedeni dikkate alındığında bunların muhtemel bir İsrail, İran çatışmasında yer alacakları gözden uzak tutulmamalıdır...



Uzun süreli ince hesaplar sonucu oluşturulduğu anlaşılan bu stratejik örgütlenmeye karşı zaman zaman ABD içinden bazı seslerin duyulduğu da basında izlenmiştir...



Bunlardan birisi olan 50 yıldır Beyaz Saray Muhabirliği yapmış olan Helen Thomas'ın, Gazze Politikalarını eleştirdiği için görevine son verilmiş olmasıdır.



Diğer yönden, bir internet şirketindeki bilgileri aktarmak suretiyle İsrail adına casusluk yaptığı saptanan Eliot Doxer adlı kişinin FBI tarafından tutuklanmış olmasıdır.



''Ortağın Çocukları'' adlı kitabın ''28. sayfasındaki'' açıklamalar içinde, İsrail adına bilgi toplanmasına ilişkin yapılan bir tespiti de yazar yansıtmaktadır...



Açıklamasında:
... 1993'te polis ADL'nin San Fransisco ve Los Angeles bürolarını bastı; Ahitin Çocukları'nın 950 siyasal grup ve 12.000 kişiyle ilgili özel dosyalar oluşturulduğunu saptadı.
İlişkilerin Güney Afrika ırkçılarına dek uzandığı görüldü...



Güncel olaylar konusunda Türkiye'de yürütülen Ergenekon adı verilen davada zaman zaman malum çevreler üzerinden servise konulan belge ve bilgiler hatırlandığında konu ister istemez çağrışıma neden olmaktadır...



Özetle, İsrail finans üzerinden küresel boyutta ortaya koyduğu stratejisinde; önce soydaşlarının içinde bulunduğu ortamda kontrol ağını oluşturduktan sonra, safha safha jeopolitik ve jeostratejik hedeflerine yönelmektedir...



Bu safhada; bölgede oynadığı etnik ayrımcılık politikalarının bilinen sonuçları güncelliğini korurken, yakın tehdit olarak algıladığı İran'ın nükleer gücünün dengelenmesi konusu ivme kazanmıştır.



Bu bağlamda, FÜZE KALKANI PROJESİ tanımlamasıyla ön görülen strateji, basında konu olarak yer almaya başlamıştır...



ABD içindeki yukarıda ifade edilen baskı gruplarının etkisi ve küresel propaganda gücü ile, bu konuya BATI için bir tehdit görüntüsü verilerek NATO üzerinden çözüm yolarına söz konusu proje taşınmıştır...



Bu arada süreç; Türkiye üzerinden pazarlanmaya çalışılırken, RF'nın dikkate değer bazı mesajları da göze çarpmıştır:



- Önce, Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev eş zamanlı olarak Güney Kıbrıs'a gitmiş ve oradan örtülü şekilde Türkiye'ye bir mesaj vermiştir...



- Kısa süre ara ile, Chavez, RF davet edilmiş ve enerji ile GÜVENLİK konusunda bir anlaşma yapılarak; bir şekilde, Venezuela üzerinden de ABD'ye örtülü olarak bir diğer mesaj geçilmiştir.



- Hatırlanacağı üzere, soğuk savaşın sürdüğü yıllarda; Türkiye'de konuşlandırılmış olan Jupiter füzelerine karşı Sovyet yönetimi Küba'ya, karşıtı olan füzeleri konuşlandırmayı amaçladığında, bu konu önemli pazarlık konusu olmuş ve Jupiter füzeleri Türkiye'den kaldırılmıştır...



- Füze Kalkanı projesinin kapsamı henüz tam kesinlik taşımamakla beraber, Türkiye'de bu sistemim konuşlandırılmasının farklı sonuçları olabileceği gibi; RF tarafından karşıtının da Venezuela'ya yerleştirilmesi durumunda, aynı pazarlıkların ileride ABD ile RF arasında olması muhtemeldir...



- Türkiye'nin NATO kapsamında bu yükü alması durumunda ise, ileride bölge ülkeleri ile tekrar güvensizlik ortamı söz konusu olabilecektir...



- Chavez'in RF ziyaretinden sonradır ki, Lizbon toplantısına Medvedev de davet edilmiştir...
Satrançta sürülen taş, yerine oturmuştur...



- Ancak böyle bir uygulama, gerçekte NATO yönünden bir tehdit algılamasının ötesinde, İsrail'in çıkarları istikametinde bir zorlamanın sonucu intibaını vermektedir...



- Almanya, Fransa gibi devletlerin de bu füze kalkanı konusunda, NATO yapısında, Türkiye üzerinden konuya çözüm talepleri; samimiyetten ziyade, bunun sonuçlarının; Türkiye'nin gerek RF, gerekse İran ve Suriye gibi ülkeler ile sürmekte olan yakınlaşmasının, güvensizlik eksenine kaydırılması ile ilgili olabileceği düşünülmelidir...



- İran'ın petrol ihracatının önemli bir bölümünün Avrupa ülkelerine dönük olması, bu ülkenin Avrupa devletleri ile olan çıkarlarını örtüştürmektedir.



Bu mantığa göre, İran neden ve niçin Avrupa ve NATO için tehdit oluşturacaktır?
Mantığı yoktur!...



- Konu, başından itibaren Türkiye'yi tekrar batı çıkarları istikametinde çevre ülkeleri ile sorunlu duruma getirerek; NATO güvenliği kılıfında, TECRİT politikasına dönmeyi amaçlamaktadır.



İsrail, İran'a yönelik bir saldırının alt yapısını; NATO'yu devreye sokarak, Türkiye ile İran'ı karşı karşıya getirmeye çalışıyorsa, bu başından sonuna kadar yanlış bir hesaptır.



Duyumlara göre, Füze Kalkanı Projesi'nin on yıla yayılacağı ifadelerde yer almaktadır.



Türkiye, bu süre içinde, gittikçe gelişmekte olan kendi füze teknolojisini de geliştirme şansına zaten sahiptir.



NATO içinde Türkiye; kendi sistemini oluşturmak suretiyle, gerektiği zaman NATO'ya ulusal gücü ile ve çevre ülkeleriyle olan barış çemberini bozmadan, sorumluluğunu yerine getirebilecek durumdadır!...



İsrail'in keyfi istiyor diye veya sanal nedenlerle ulusal çıkarlarına aykırı şekilde kendisini tecrit edecek politikalara itibar edilmesi fayda sağlamayacaktır.



Türkiye; son senelerde yaşadıklarıyla, NATO içindeki vefayı görmüştür!...



NATO içinde, Türkiye'yi TEST etmek isteyen çevreler; şunları da hatırlamalıdır:



Türkiye; yakın geçmişte, bir NATO gücü olan Saratoga'dan atılan füzeyle, Muavenet Muhribi'nde şehit olan evlatlarımızı unutmamıştır!.



NATO müttefikimiz ABD'nin Çevik Gücü'nün, PKK'ya ne şekilde destek verdiği de Türk Halkı'nın hala hafızasındadır...



APO denilen eli kanlı kişinin ise, hangi NATO ülkelerinin örtülü himayesi altında semirtildiği, ayrıca bilinenler içindedir.



ÇUVAL TESTİ'yle de Türkiye, NATO'yu ayrıca test etmiştir...



Türkiye; her durumda, NATO camiasında kendine düşeni art niyetsiz olarak yerine getirmiştir.

Batı, artık şunu iyi bilmelidir; Türkiye, bir takım kapalı kapılar arkasında malum lobilerin tezgahına gelmeye ve de özellikle bunların çıkarları için evlatlarının sarf malzemesi olarak kullanılmasına göz yummayacaktır!...

Füze Kalkanı Projesi; NATO çerçevesinde bir tertiptir, samimiyetten uzaktır, bir diğer yönü ile de Siyonist stratejide kurgulanarak tezgahlanan bir tuzaktır!...

1 yorum:

Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.