16 Şubat 2010 Salı

İHANET KARDEŞLİĞİ TSK’YA SALDIRA DURSUN SESSİZ BİR DESTAN YAZILIYOR



ABD’nin devlet bankası sanılan ama birkaç siyonistin elinde olan FEDERAL RESERVE BANK’ta basılan karşılıksız dolarlarla beslenen ismi bile yalan olan Macar Yahudi’si George SOROS’un desteklediği dönme solcu/liboş, yeşil ihanet/Fetutullah, AYILIKÇI Kürt medyası kısaca İHANET KARDEŞLİĞİ TSK’ya saldırıyor.
İçlerinde en salakları AYRILIKÇI Kürtler.

Çünkü diğerleri ölmüyor ve öldürmüyor. Sadece konuşuyor.
Onlarsa kendi halkını bu kirli oyunda feda ediyor.
Macar Yahudi’si Geoge’nin “Türkiye’nin en iyi ihraç malı askeridir” sözü hatırlandığında gerçekleri görmek çok daha basit.
TSK Emperyalizmin ASYA çıkarlarında kullanılmak amacıyla ULUSAL kimliğinden uzaklaştırılmak ve NATO maskesi altında tamamen ABD’nin ve bağlantılı olarak İsrail ve  yine İngiltere’nin güdümünde kullanılmak isteniyor.
Bunu yapmanın tek yolu TSK’nın ULUSAL kimliğinden uzaklaştırılması, yıldırılması, halk desteğini yitirmesi ve moralsizleştirilmesi gerekiyor.
Bu nasıl yapılır?
Sonu gelmeyen terör olayları ile bu amaçlanıyor.
Pkk’nın görevi bu.
Emperyalist tarafından beslenen yönetim kadrosu; çok iyi bildikleri bu gerçeği sırf kendi arzuları uğruna Kürt ve Türk gençlerini feda ediyor. Desteğini aldığı emperyalistlere uşaklık ederken bunu utanmadan bağımsızlık savaşı olarak gösteriyor.
Bu yalanların anlaşılmaması için gerekli olan zemini ise Türkiye içerisinde yine emperyalist/yayılmacı ülkelerce desteklenen feodal ağalar ve siyasete sokulmuş ve mevkilendirilmiş dini cemaatler ile sebataist/dönme medya, iktidar tarafından ele geçirilmiş medya, emperyalist fonlarca beslenen medya, AB fonlarından fonlanan Sivil Toplum Örgütleri, mevki, kariyer ve yaşam standartlarını torpille yapıldıkları Prof. ön eklerini emperyalistlere borçlu olan ve var oluşu Atatürk Türkiye’sine düşmanlık olan Fetullahçı zümre üstleniyor. Pkk fakirlikten ve cehaletten sola benzer ama tam bir faşizan propagandayla; birazda insan egosunun (ne kadar yüzlerce yıllık kardeş bir tarih oluşturmuşta olsa)  zorlanması ile sözüm ona bağımsızlık, özgürlük söylemleriyle doludizgin emperyalist katillere hizmet ediyor. Kardeşkanı döküyor ve döktürüyor.
Pkk emperyalistlere kara propaganda imkânı verebilmek adına ölmek ve öldürmek için yani her halükarda kaybetmek için kuruldu. İçerisinde hiçbir sınıf mücadelesi olmayan tamamen çift yönlü katil bir (gerek kandırdığı gençlerin bir devletin Silahlı kuvvetlerine saldırması neticesindeki ölümler ve kendi ülkesinin askerinden ölümler) oluşum.
Ne uğruna?
Emperyaliste kara propaganda imkânı tanımak uğruna.

Asya’nın el değmemiş zenginliklerine göz diken ABD, Siyonist ütopyası peşinde koşan İsrail, lüks yaşam varlıklarını sömürü üzerine kurmuş şımarık Avrupa Birliğini (Özellikle İngiltere, Almanya ve Fransa) sıkıştıran küresel boyutlu olaylar var.
Çin’in devler arasına katılma enerjisi, Purin ile Soros yıkımını silkeleyen Rusya, adaya sığamayan Japonya, danışıklı petrol savaşında köşeyi dönen İran’ın atağı, sürpriz çocuk Hindistan dengeleri alt üst ediyor ve sürecin hızlanmasını zorunlu hale getiriyor.
İşte bu bağlamda İslam coğrafyasında kalan birkaç sömürüle bilecek/talan edile bilecek zenginliğin 700 000 km uzaktan değil hem İslam olan, hem NATO üyesi olan, hem güçlü olan hem de sömürülecek coğrafyanın yanı başında bir ülkenin ordusu gerekmekte.
Nasıl da TSK’yı bağırıyor bu cümleler.
İşte Macar Siyonist’i moruk bunu söylüyor.
“Türkiye’nin en iyi ihraç malı askeridir” diyerek.
Çok haklı.
Ama TSK ulusal kimliğinde ve emperyalistlerin uşağı olmamakta direniyor.
Bu direncin kırılması için neler gerekiyorsa yapılıyor.
Talat ve Erdoğan onun için iktidar yapıldı.
Fettullah onun için  137 dönüm içerisindeki 9 villaya hapsedildi.
Medyanın tamamına yakını ele geçirildi.
Bu güne kadar entel dantel,aşk meşk yazan yazarlar militanlaştırıldı.
Bu nedenle özelleştirme furyası ile stratejik kurumlar talan edildi
İşsizlik patlatıldı.
Halk ekonomik dar boğaza itilip apolitikleştirildi.
Kendi kurdurduğu NATO bağlamlı ve Komünizmle mücadele felsefesindeki gladiosunun suçları ulusalcıların (Gladio ile mücadele edenlerin) üzerine atıldı.
Tüm mozaik ortaya çıkmışken, varoluşu Atatürk Cumhuriyetine kin ve nefret olanlar öyle bir suça bulaştırıldılar ki geri dönüşleri mümkün olmaz hale geldi. Özellikle 2. AKP hükümeti geri dönülemez bir sürece girdi.
AKP’den ulusal kimliğine dönmesini beklemek kadar mantıksız bir şey olamaz.
Tüm bu süreç içerisinde her şeyin farkında olan TSK yapılan tüm küfürlere, karalamalara rağmen demokratik çizgisinden, onur intiharlarına, kamuoyu baskısına rağmen sapmadı. Aksine vur/kaç gibi kalleşçe bir mücadele veren, ABD ve İsrail ajanlarınca eğitilen ve lojistik psikolojik destek alan dünyanın en kanlı, en rezil örgütüne karşı stratejilerini geliştirdi, eğitimini yaptı, ulusal silah üretimini ilerletti.
Sivil ayakta ise; tüm ayrılık tohumlarına rağmen emekçi kesim sınıf mücadelesinde kaynaştı, ortak eylem kararı aldı ve emperyalizmin uşaklarına boyun eğmediğini gösterdi.
Özet olarak:
ATA’nın “Yurtta barış, dünyada barış”  ve “Savaş mecbur olmadıkça cinayettir” çizgisinden çıkmayan TSK ve Türk Halkı yeni yüzyıla başka bir kahramanlıkla, Demokrasi alanında dünyaya ders vererek girmek üzere.
Emperyalistler tüm kozlarını kullandı.
Tüm içimizdeki gizli yapılanmalarını aleni etti.
Tüm propagandalarını yaptı.
Tüm ekonomik talanını gerçekleştirdi.
Ama elinde sadece Türkiye’den kelepir elde ettiği fabrika, banka, liman yönetimi ve bol bol beslemek zorunda olduğu hain sürüsü var.
Gelişen yeni güçler karşısında karşılıksız basılan dolar hâkimiyetinin azalması ABD’yi işçi tasarrufuna iterse bizim hainlerimizin sonunun ne olacağını düşünüyorsunuz?
Hatırlatırım; Emperyalist ilk önce kendi yavrusunu yer.
Saygılar.
16/02/2010
Levent kalem

 NOT:Aşağıdaki haber pkk'nın dolayısıyla emperyalizmin en büyük kozunun içler acısı durumunu gözler önüne seriyor.

PKK’DAN İTİRAF:


PKK'nın askeri kanadı HPG'nin Tunceli Komutanı Ali Haydar Dersim, TSK'nın savaş tarzını değiştirdiğini ve kendilerine karşı yeni bir askeri harekât tarzı uyguladığını söyledi. Fırat Haber Ajansı'nın dünkü haberine göre Dersim şöyle konuştu:

"Eskiye göre hafif ve hızlı hareket eden güçler şeklinde ani keşfe ve istihbarata dayalı bir tarz. Alınan istihbarata göre bir alana yönelik hızlı bir biçimde operasyon gerçekleştiriyorlar. Arazide gezen küçük gruplar temasa girdikten sonra helikopterle indirmeler yapıyor ve bütün araziyi tutuyorlar. Hedefe yöneliyorlar, hedefe ulaşamadıklarında geri çekiliyorlar. Anında yakalanan görüntülerin etrafında indirme yapıp 'Kobra'larla vuruyorlar. Temasın yaşandığı yerlerde ise yakın temasa girmiyorlar. Ağır bir hava saldırısı, Kobra saldırısı, obüs vs oluyor. Çemberden çıkılabilecek yeri tahmin edip pusu atıyorlar."
Büyük operasyonların fark ve takip edilme olanağının olduğunu hatırlatan Dersim, "Şimdi bir operasyon ne zaman başladı ne zaman bitti belli değil. Bunu kamuoyu bilmiyor. Ancak savaşan taraflar biliyor. Aslında her zaman operasyon var ama sanki hiç operasyon da yok. Sonuçları bakımından böyle. Öylesine veriliyor ki diğer gelişmelerin arasında rutin kalıyor. Tabii sonuçlar küçük olunca gözden ırak tutuluyor, oysa hepsinin toplamından damlaya damlaya göl oluyor"
diye konuştu.

GELİŞMELER NEYE İŞARET EDİYOR

Dersim'in açıklamaları, ilk kez PKK tepe yöneticilerinden Duran Kalkan tarafından dile getirilen ve 24 Nisan 2009 tarihli "TSK'dan beklenmedik 'gerilla' taktiği, PKK'da tedirginlik" başlığını taşıyan Kuzey Irak Güncesi'nde aktarılan taktik değişikliğini ayrıntılandırıyor.
TSK'nın PKK'ya karşı mücadelesinde izlediği yeni harekât tarzının örgüt açısından yarattığı zorlukları yansıtan ve burada tamamı alıntılanmayan açıklamalarından,

A- TSK'nın
1- PKK birimlerinin milis ve taraftarları kanalıyla askeri birliklerin operasyona çıkmasından haberdar olmasının önüne geçecek şekilde hızlı ve gizli hareket ettiği
2- Profesyonel askerlerden oluşan birliklerinin operasyon öncesinde gizli ve hızlı hareket ederek, operasyon sonrasında da arazide kalmayarak "hedef" küçülttüğü
3- Bunun sonucu ve ateş gücü üstünlüğüyle personel kaybını asgariye indirdiği

B- PKK'nın
1- Operasyonları önceden fark edememesi nedeniyle pusu atma, mayınlama türünden önleyici ve zayiat verdirici önlemler alamadığı
2- Eskiden olduğu gibi arazide açık hedef teşkil eden hantal TSK birimlerine çevirme ve sızma taktikleriyle darbe indiremediği
3- Kuzey Irak'taki kamplarla ve genel olarak da bölgeler arasındaki "transfer" hatlarını etkili pusulamalar yüzünden eskisi kadar rahat kullanamadığı
4- Yerel halktan çeşitli unsurların kendi aleyhine olacak biçimde harekete geçirilmesini engellemek için tepki gösterdiğinde halkla karşı karşıya geldiği yani her durumda "zarar"lı çıktığı
5- Bütün bunların sonucu olarak ancak çetin coğrafyaya sahip yerlerde kendini güvende hissettiği anlaşılıyor.

Öcalan'ın Türkiye'ye teslim edilişinin 11. yıldönümü nedeniyle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da yaygın gösterilerin yapıldığı 15 Şubat 2010 itibariyle PKK'nın tasfiyesiyle çakışan Kürt sorununun çözüm sürecinde Ankara'nın uzun yıllardan sonra örgüte karşı geliştirdiği askeri taktiğin etkili olduğu fark ediliyor.
Buna karşılık savaşın bölgeyle ve hatta "Kürtler arasında" sınırlı kalmasından rahatsız olan PKK'nın HPG komutanlarını Kuzey Irak'ta toplayarak yeni döneme uygun taktik geliştirme aşamasında olduğu hissediliyor.


"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."
 
 

Hiç yorum yok: