27 Şubat 2010 Cumartesi

BAL TUTAN PARMAĞINI YALAR DA; BALYOZ TUTAN NE YAPAR?

Bir zamanlar Ergenekon Terör Örgütü vardı.


İçeriye bir sürü paşa aldılar, gazeteci aldılar, bir birini tanımayan bir sürü insanı topladılar.


Kimini kötürüm yaptılar.


Örgütün kasası dedikleri kişi içeride öldü, ne ile suçlandığını öğrenemedi.


Dışarı cesedi çıktı. Ama Ergenekon Kasasının kefen parası yokmuş, belediye gömdü.

 
Sonra bir baktık; DTP’nin Genel Başkanı Ahmet Türk'ün 15 Ekim'de İçişleri Bakanı Atalay ile görüşmüş ve bu görüşmede Bakan Beşir Atalay



''Müsteşarımı Diyarbakır’a gönderdim. Hakim ve savcılar ayarlandı, gelen pkk'lılar geldikleri gibi geçecekler''


demiş.


Nerede oluyor bu konuşma?


Tarım Bakanı Mehdi Eker'in Atatürk Orman Çiftliği'ndeki makam odasında.


Koca İçişleri Bakanı Mecliste yer bulamamış; ormanların içinde gizli odalarda buluşuyor.



Peki, geldikleri gibi geçtiler mi?



Hala içeride Atatürkçü aydınlar, akademisyenler kuzu kuzu yatarken “biz apo’nun talimatıyla geldik. Pişman değiliz” diyenler Habur’da AKP kabile zihniyetinin çadır mahkemelerinde kişi başı 7dk da aklandı.


34 pkk’lı rezil; terörist elbiseleriyle sirk maymunu gibi DTP arabalarının üzerinde “barış güvercini” diye sunularak gezdirildi.



Medya ellerinde; çakma prof. televizyon taklacıları kanal kanal gezerek halkın nabzını tuttu. Sakinleştirmek için bin bir yalan uydurdu.


Bir dansöz elbisesi giyip kıvırtmadıkları kaldı.


Tüm Türkiye çakma prof.lerimizin ne kadar meziyetli olduğunu gördü.


Dansözlüğü meslek olarak yapanlar, ondan ekmek yiyenler çok faydalanmıştır umarım.


Tek faydası budur beklide.



Ama bu arada Ergenekon tam bir cacık oldu.


Artık millet Atatürk rozeti takanlara “seni Ergenekon’dan alırlar içeri” diye dalga geçiyor.


AKP kahvehanelerde yok.


AKP pazarlarda yok.


AKP tarlalarda yok.


AKP yok oğlu yok.


Ama televizyonlar da var.


Gazetelerde var.


Bu bir gösterge değil midir?



AKP’ye 2011 seçimleri için bir şeyler gerekli.


Ama AKP’de bunları kotaracak; yeni entrikalar türetecek ne enerji, ne sinir sistemi nede zekâ kaldı.


O zaman ne yapılmalı?


Akıl hocalarının ABD’den verdiği talimatları uygulamak gerekiyor.


Günü kurtarmak adına da olsa bunu yapmak şart.



Ama biz yinede şanslıyız.


Hangi ülke insanları bizim gibi başbakanını her daim canlı izleye biliyor.


Bizim başbakanımız sabahın köründen beri konuşuyor. Tüm kanallarda canlı canlı izliyoruz.


Hangi ülkenin başbakanı halkına şiir okuyor.


Dini vecizeler seslendiriyor.


Karnımız aç olsun.


İşçimiz işsiz, Ankara sokaklarında donuyor olsun.


Çiftçimiz üretimi bıraktı, tarlaları Yunan Papaz bankalarına ipotekli olsun.


Üniversite mezunlarımız işsiz, kazık kadar oldu cesaret edip evlenemiyor olsun.


Ama şiirler, masallar dinlemek yetiyor bize.




2011’e odaklanmış başbakan belediye başkanı edalarıyla açılışlar yapıyor.


Ne büyük ayrıcalıktır, ne büyük gönüldür ki bir ülkenin başbakanı özel hastane açılışı yapar. “Yaratılanı severiz yaratandan ötürü” diyen başbakanımız özel bazı kuruluşları çok seviyor ve bedava reklamını yapıveriyor. Rakipleri taş yesin, bunlar ağaç kovuğundan çıktı, yaratılmadı.


Alıştık her şeye.


Açlığa, işsizliğe, üretmeden yemeğe, beyaz eşyamızı, kömürümüzü, bulgurumuzu göcemizi seçim dönemi AKP’den almaya.


Ye beleş bulguru, yak kömürünü sıcacık, ver oyunu AKP’ye 3 çocuk yap.


Yata yata karpuz büyür biliyoruz da biz ne olduk bilmiyorum.



Bu gün başbakanı Antisemitizme dokundurdu.


“Antisemitizm ne ise İslamifobi de odur” dedi.


Sevgili başbakanım bulgurla, göce ile yaşayan dünyanın en pahalı etini yiyemeyen, eğitim-öğretimi rezalet olmuş bu halkta kaç kişi senin gibi aydın. Ne anlar semitizmden islamafobiden.


Semitizm’i bilmez çünkü hiç olmadı.


Bu halk aç aç!


Bu halk işsiz!


Bu halk üretemiyor.


Bu halk beslenemiyor!


Bu halk otobüse binemiyor!


Semitizm karın doyurmuyor.



Başbakan basın özgürlüğünden bahsediyor. ABD’de “Türkiye’de basın özgürlüğü hiç bu kadar olmamıştır” diyor. Aynı gün Kıbrıs Kurucu Başkanı, Kıbrıs’ın Atası Rauf Denktaş’ı Mehmet Ali Talat ile yok etmeyi planlayan ses kaydını ve İşadamı Remzi Gür’le yapılan görüşmesini yayınlayan Aydınlık dergisi kapattırıyor.


Şimdi de gazete patronlarına sesleniyor. Köşe yazarlarınız parasını siz veriyorsunuz.


Susturun diyor.


Şaşarım böyle basın özgürlüğüne.



Pkk sitelerinde “Balyozun başları tutuklandı.” Diye başlık atıyorlar.


Çakma prof.tv taklacıları dansözleri de son tutuklamaları Ergenekon’dan özellikle ayrı göstermeye çalışıyor.


Ergenekon cacık oldu.


Şimdi yeni operasyonun adı BALYOZ.


Balyoz bir defa başbakanı kurtardı.


Bakalım bir daha kurtaracak mı?


Bal tutan parmağını yalarda balyozu tutan ne yapar?


Birlikte göreceğiz.


Saygılar.


Levent kalem



"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."

Hiç yorum yok: