16 Ağustos 2009 Pazar

Nurşin’e Atatürk’ü ‘referans’ göstererek
sahip çıkan Başbakan Erdoğan’a Ata’nın milli kimlik hassasiyetini hatırlatıyoruz...
* Ne mutlu Türk’üm diyene.
* Biz doğrudan doğruya milletseveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur.
* Bana olağanüstülük atfetmeyiniz. Doğuşumdaki tek olağanüstülük, Türk olarak dünyaya gelmemdir.
* Türklük, benim en derin güven kaynağım, en engin övünç dayanağımdır.
* Türk’ün saygınlığı, onuru ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa mahvolsun daha iyidir.
* Yüksel Türk! Senin için yüksekliğin sınırı yoktur. İşte parola budur.
* Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı hep bir ırkın evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır.
* Bizim ilham kaynağımız doğrudan doğruya büyük Türk milletinin vicdanı olmuştur ve daima öyle olacaktır.
“Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.”
Bu sözler de Büyük Atatürk’ün!... “Nurşin” açılımına Atatürk’ü referans göstererek sahip çıkan Başbakan Erdoğan’ın, açılım planını yaparken Büyük Önder’in Türklük vurgusu yaptığı sözlerini dikkate alıp almayacağı merak konusu oldu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Bitlis’e yaptığı ziyarette Güroymak ilçesini Kürtçe “Nurşin” diye anmasına tepkiler sürüyor. Muhalefet partileri, her fırsatta Cumhurbaşkanı’na eleştiriler yöneltiyor. Başbakan Erdoğan ise Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün açılımına arka çıkmak için Büyük Önder Atatürk’ü referans gösteriyor. Başbakan “Cumhurbaşkanımızı, Bitlis’te Güroymak ilçesiyle alakalı “Nurşin” dedi diye eleştirdiler. Aç o zaman Atatürk’ün Nutuk kitabını. O kitabın içinde Norşin sakinlerine nasıl hitap ettiğini gör. “Nurşin”diyor, “Nurşin halkı”diyor” ifadelerini kullanıyor. Şimdi kamuoyu, geçmişte “Sen ne mutlu Türküm dersen o da ne mutlu Kürdüm der. Türklük yerine Türkiyelilik bilinci yerleştirilmelidir” diyen Başbakan Erdoğan’ın, açılım planını hazırlarken Büyük Önder Atatürk’ün “Türklük” ile ilgili şu sözlerini referans alıp almayacağını merak ediyor: * Ne mutlu Türk’üm diyene. * Biz doğrudan doğruya milletseveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur. * Bana olağanüstülük atfetmeyiniz. Doğuşumdaki tek olağanüstülük; Türk olarak dünyaya gelmemdir. * Türklük, benim en derin güven kaynağım, en engin övünç dayanağımdır. * Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedenoyalı hep bir ırkın evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır. * Yüksek Türk, senin için yüksekliğin sınırı yoktur. İşte parola budur. * Türklük esastır. Bu varlığı, tarih içinde araştırmak, birbirine bağlı bir tarih içinde tespit edilecek Türk medeniyeti ile öğünmek, yerinde olur. * Bizim yolumuzu çizen; içinde yaşadığımız yurt, bağrından çıktığımız Türk milleti ve bir de milletler tarihinin binbir facia ve ıstırap kaydeden yapraklarından çıkardığımız neticelerdir... * Biz Türkler tarihimiz boyunca hürriyet ve bağımsızlığa sembol olmuş bir milletiz. * Türk milleti, esirlik kabul etmeyen bir millettir. Türk milleti esir olmamıştır. * Türk’ün saygınlığı, onuru ve kaabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa mahvolsun daha iyidir. * Bizim ilham kaynağımız doğrudan doğruya büyük Türk milletinin vicdanı olmuştur ve daima öyle olacaktır. * Türklerin vatan sevgisi ile dolu olan göğüsleri, mel’un ihtiraslara karşı daima demirden bir duvar gibi yükselecektir. * Türk, çetin işleri başarmak için yaratılmıştır. * Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır. * Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir eşşisz varlığın yüksek görüntüsüne sahne oldu. Bu sahne en aşağı 7000 senelik bir Türk beşiğidir. Beşik doğanın rüzgârları ile sallandı; beşiğin içindeki çocuk doğanın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgarlarından önce korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları doğanın babası tanıdı; onların oğlu oldu. Bir gün o doğa, çocuğa doğa oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur: Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir. Haber: Mustafa Duran

Hiç yorum yok: