18 Haziran 2009 Perşembe

ODATV 'den Doğru Bir Analiz Daha

Odatv son günlerde yarattığı etkiyle zor gündemlerin sitesi olduğunu göstermeye devam ediyor. Hürriyet yazarı Yalçın Bayer de bugünkü köşe yazısında arkadaşımız Barış Terkoğlu’nun “Odatv açıklıyor: Belge hem doğru hem de yalan” başlıklı analizini kaynak gösterdi. Yalçın Bayer’in “Aslında ne oldu?” başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle: ODATV haber sitesinden Barış Terkoğlu’nun analizi çok önemli. Bakın ne diyor Terkoğlu:

"Herkes belgenin sahte mi gerçek mi olduğunu tartışırken meseleyi açıklayan önemli bir iddiadan söz etmemiz gerekli. Bu iddia belki de tüm süreci net olarak anlamamızı sağlayacak. Fethullah Gülen cemaatinin faaliyetlerinin Ordu tarafından uzun yıllardır izlendiği bir gerçek. Ordu’nun değişik kademelerinde cemaatin devleti ele geçirme projesi olduğuna dair bir kanaatin mevcut olduğu bir sır değil. Bunun somut nedenleri de var. En bilineni Fethullah Gülen’in 1999 yılında ortaya çıkan ve devletin değişik kademelerini yavaş yavaş ele geçirme stratejisini anlattığı kasetleri... Ancak yakın zamanda Ergenekon Soruşturması’nın da cemaat tarafından manipüle edildiği iddiaları artık geniş çevreler tarafından kabul görüyor. KAYSERİ’DEKİ OLAY Buna dair yakın zamanda önemli bir eylem de yaşandı. Zaman, Bugün ve Taraf gazeteleri ile Samanyolu Televizyonu, 11 Mart 2009 tarihinden itibaren Kayseri’deki 2. Hava İkmal Bakım Merkez Komutanlığı, Kayseri Garnizon Komutanı Tümgeneral Rıdvan Ulugüler ve Hava Kuvvetleri Askeri savcıları aleyhine yayın yapmaya başladılar. Zaman ve Taraf’ın Tümgeneral Ulugüler’e yönelttiği suçlama, Kayseri’de çeşitli kişileri fişlediğine dairdi... Bu konu ile ilgili yapılan araştırmada olayın bir başka yüzü ortaya çıktı. Fişleme yapma ihtimali olan ve ’Karargáh Evleri’ örgütlenmesi içinde bulunduğu söylenen subayların evine yapılan baskında, Fethullah Gülen cemaatine mensup askerler yakalandı. Baskın yapılan ev, Ergenekoncular’ın olduğu iddia edilen ’Karargáh Evi’ değil, cemaatin dili ile ’Işık Evi’ çıkmıştı. SAHTE BELGE HAZIRLIYORLARDI Konu ile ilgili astsubaylar Ali Balta ve İsmail Dağ tutuklandı. Her iki subay da cemaatin isteği ile Ergenekon Operasyonu’nun yönlendirecek sahte belge hazırladıklarını sorgulamalarında itiraf ettiler. Ordu mensuplarının girip çıkmasına mahzur olan mekanların listesini, bu iki subay üzerinde oynayarak ’fişleme listesi’ haline getirmişti. Her iki subay bu suçu itiraf etti. Peki 11 Mart günü cemaatçi medya ve Taraf’ın, Kayseri kampanyasını başlatan haberden başka son haber neydi? operasyonunu yürüten Hava Hákim Yüzbaşı ’Dünyanın En Zengin Askeri Savcısı’ başlıklı haber... Haberde ’Karargáh Evleri’Mehmet Çelik aleyhinde bir yolsuzluk imasında bulunuluyordu. Bu haberin içeriği daha sonra mahkeme kararı ile yalanlandı. Halbuki haberi yazan gazeteci, "belgeleri-bilgileri polisten aldım" demişti. Bugün Ordu’nun içinde bir cemaat hücresinin bulunduğuna dair iddiaları reddedilebilir mi? Bunlar hiç sürpriz olmamalı. 2003’den beri Şûra kararı ile Ordu’dan çıkarılan subayların raporları keşke yayınlanabilse... Sistemik olarak TSK’ya yönelik yıpratma, etkisizleştirme ve kontrol etme çabasının vardığı sonuç bu ne yazık ki..."

Hiç yorum yok: