10 Ocak 2010 Pazar

SİYON LİDERLERİNİN PROTOKOLLERİ

PROTOKOL X
Bu gün evvelce söyledigim bir sözü tekrarlamakla konusmaya baslayacagim ve hükûmet ile halklarin, siyâsette dis görünüs ile yetindiklerini aklinizda tutmanizi ricâ edecegim. Gerçekten temsilcileri, enerjilerinin çogunu zevkleri için harcarken Yahudi olmayanlar, hâdiselerin altinda yatan mânâyi nasil fark edebilir? Bunun ayrintilarina dikkat etmek hareket hattimiz için en mühim hususlardandir. Yetkilerin taksîmi, konusma, basin, din (îman) hürriyetleri, cemiyetler kânunu, kânun önünde esitlik, mülkiyet ve mesken dokunulmazliklari, vergilendirme (gizlenmis vergiler), kânunlarin mukâbiline sumûlu mevzulari üzerinde duracagimiz vakit bunun bize yardimi olacaktir. Bütün bunlar halkin önünde dogrudan dogruya ve açikça temâs edilmesi gereken meselelerdir. Bunlara temâs etmenin zarûrî oldugu hâllerde sinif sinif sayilmamali sâdece muâsir hukuk prensiplerinin tarafimizdan kabûl edildigi ayrintili açiklamalara girmeden îlân edilmelidir. Bu hususta sükût etmenin sebebi bir prensibin ismini zikretmemekle dikkati çekmeden onlardan herhangi birini birakmak için kendimize hareket serbestligi kazandirmaktadir. Eger onlarin hepsi sinif sinif sayilsaydi onlarin hepsi o zaman verilmis gibi görüneceklerdi.

Avam, siyâsî güçte istidat sâhibi kimseler için husûsî bir sevgi ve saygi besler ve onlarin bütün siddet hareketlerini hayranlikla karsilar, "asagilik bir is fakat zekîce hazirlanmis", bir oyun, fakat nasil kurnazca oynanmis, ne muhtesem bir sekilde tatbîk edilmis, ne büyük cür'et…"

Bütün milletleri projesi bizim tarafimizdan çizilen yeni aslî yapinin insâ edilmesi vazîfesine çekecegimize güveniyoruz. Bu sebeple ilk önce kendimizi silâhlandirmamiz ve kendimizde kesinlikle pervâsiz bir cür'et ve yolumuzdaki bütün engelleri yikacak olan faal isçilerimizin sahsinda dayanilmaz ruh kuvveti toplamamiz bizim için zarûrîdir.

Hükûmet darbemizi basardigimiz zaman çesitli halklara söyle diyecegiz: "Her sey çok kötü bir sekilde idi, herkes izdirap ile ezildi. Biz size eziyet veren sebepleri, milliyetler, hudutlar, tedâvüldeki paralarin farkliliklini ortadan kaldiriyoruz. Tabiî bize itaat sözü verip vermemekle serbestsiniz, fakat bizim size ne sundugumuz husûsunda siz herhangi bir deneme yapmadan onun sizce teyid edilmesinin dogru bir hareket olmasi mümkün müdür?" O zaman avam bizi övecek ve bizi ümid ve intizârin hep birlikte yapilan zafer alayinda ellerinin üzerinde tasiyacaklardir. Insan mevîi mensuplarinin en ufak ünitelerinde bile irup toplantilari ve anlasmalari ile rey vermegi ögreterek bizi dünyâ tahtina oturtacak, âlet yaptigimiz seçim, o zaman amaçlarina hizmet etmis olacak ve bizi mahkûm etmeden evvel son def'a olarak bizi yakindan tanimak husûsundaki müsterek bir arzunun açiklanmasinda rolünü oynayacaktir.

Yahudi olmayanlar eger zamâni gelmeden neler cereyan etigini tahmin ederlerse onlarin bize karsi silâhla ayaklanacaklarini söyleyebilirsiniz. Fakat biz Bati'dan buna karsi öyle korkutucu bir terör manevrasi hazirladik ki en cesur kalpler bile ürker. Metrolar, yeralti geçitleri o zamandan evvel oralardan bu bassehirler bütün teskilatlari ve arsivleri ile birlikte havaya uçurulacaklardir.

Bunu saglamak, kesin bir çogunluk tesis edebilmek için sinif ve vasif farki gözetmeden herkese rey verdirmeliyiz Çünkü kesin çogunluk, egitim görmüs servet sâhibi siniflarin reyleri ile elde edilemez. Bu hususta herkese kendine fazla önem verme hissi telkîn ederek Yahudi olmayanlar arasinda âilenin, tahsil ve terbiye ile ilgili degerlerinin önemini yok edecegiz, ayrica ferdî düsüncelerinin ayrilmasi imkânini ortadan kaldiracagiz. Tarafimizdan idâre edilen avâmin öne geçmesine müsaade etmeyecegiz, hattâ onlari dinlemeyecegiz. Onlar bize itaat ve teveccühün karsiligi olarak kendilerine ödedigimiz sey olan yalnizca bizim sözlerimizi dinlemeye alisiktirlar. Böylece biz kör ve büyük bir kuvvet meydana getirecegiz ki bu kuvvet avâmin liderleri olarak onlarin basina geçirdigimiz ajanlarimizin yol göstermesi olmadan aslâ hiçbir yöne hareket etme durumunda olmayacaktir. Halk bu rejime boyun egecektir. Çünkü kazançlari, zevkleri ve her çesit menfaatlerinin reçetesinin bu liderlere dayanacagini bileceklerdir.

Bir hükûmetin plânini yalniz bir beyin hazirlamalidir. Çünkü eger birçok kimsenin zihninde bölünüp parçalanmasina müsaade edilirse aslâ saglam bir sekilde perçinlenmez. Bundan dolayi bizim hareket plânini bilmemize izin verilebilir, fakat ondaki mahâreti, onu meydana getiren parçalarin birbirine bagliligini, cümlelerin gizli mânâsinin tatbîkî kuvvetini altüst etmeyelim diye, onu müzâkere etmemize müsaade edilemez. Bu çesit bir iste çok sayida reyler vâsitasi ile müzâkere ve degisiklikler yapmak onun üzerine her anlayisin damgasini basar ki bular onun derinligine nüfûz edemez ve gizli entrikalarina uzanamaz. Biz plânlarimizin tesirli ve uygun bir sekilde tertip edilmesini istiyoruz. Bundan dolayi rehberimizin zekâsinin eserini avâmin zehirli dislerine veyâ hattâ seçilmis bir gruba firlatmamaliyiz.

Bu plânlar mevcut müesseseleri hemen simdi bas asagi etmeyecektir. Bunlar onlarin yalniz ekonomilerinde degisiklik yapacaktir ki böylece bizim plânimizda çizilen yollar istikâmetine yönelmis olacaklardir.

Bütün memleketlerde çesitli isimler altinda mevcut bulunan seyler hemen hemen bir ve ayni seylerdir. Temsil etme, edilme, Bakanlik, Senato, Devlet Sûrâsi, Yasama ve Yürütme heyetleri… Size bu müesseselerin birbirleri ile münâsebetinin isleyisini îzâh etmege lüzum görmüyorum. Çünkü siz bunlarin hepsine vâkifsiniz. Yalniz su husûsa dikkat edin ki yukarida isimleri söylenen müesseseler devletin birkaç mühim vazifesini karsilar. Üzerinde durmanizi ricâ edecegim ki "mühim" kelimesini ben müesseseler için degil, vazife için kullandim. Netice olarak mühim olan müesseseler degil, fakat onlarin vazifeleridir. Bu müesseseler kendi aralarinda bütün idârî, tesriî, icrâî yönetim vazifelerini taksim etmislerdir. Bundan dolayi insan vücûdundaki organlarin isledigini islerler. Eger biz devlet makinelerinde bir parçayi bozarsak devlet bir insan vücûdu gibi hastalanacak ve ölecektir.

Liberalizm zehrini devlet organizmasina soktugumuz zaman onun bütün siyâsî görünüsü degisiklige ugradi. Devletler öldürücü bir hastaliga yakalanmislardir: Kan zehirlenmesi… Geri kalan is onlarin can çekismelerinin sonunu beklemektir.

Liberalizm anayasal devletleri meydana çikardi. Bunlar Yahudi olmayanlarin yegâne koruyucusunun yâni istibdâdin yerini aldilar; ve bir anayasa ise gâyet iyi bildiginiz gibi bir anlasmazlik, yanlis anlama, çekismeler, uyusmazliklar, semeresiz parti kiskirtmalari, parti kaprislerinin okulu olmaktan baska bir sey degildir. Kisaca devlet islerinin sahsiyetini yikmaga hizmet eden her seyin okulu. Konusmacilarin kürsüsü de basindan daha az tesirli degildir. Idârecileri hareketsizlige ve güçsüzlüge mahkûm etmis ve bu sûretle onlari faydasiz ve lüzumsuz kilmistir. Gerçekten birçok memlekette idâreciler bu sebepten dolayi mevkîlerinden indirilmislerdir. O zaman cumhuriyetler devri bir imkân dâhiline girdi ve gerçeklestirilebildi ve sonra biz hükümdârin yerine bir yönetim karikatürü, bizim kuklalarimiz, kölelerimiz olan mahlûklar arasindan, avamdan alinan bir baskan geçirdik. Bu bir mayin döseme idi ki biz Yahudi olmayan halkin altina dösedik. Hattâ Yahudi olmayan bütün halklarin altina demegi tercih ederim.

Yakin bir gelecekte biz baskanlarin sorumlulugunu tesîs edecegiz.

O vakit bizim sahsiyetsiz kuklamiz sorumlu olacagi için biz ehemmiyet verilmeyen kimseler durumunda olarak isleri sonuçlandiracagiz. Iktidâra gelmeye çabalayanlarin saflari zayiflarsa, baskanlarin bulunmasi zorunlulugundan, neticede memleketi altüst edecek bir çikmaza girilirse, bundan bize ne?..

Plânimiz bu neticeyi hâsil etmesi için biz seçimleri öyle baskanlar lehine tertip edecegiz ki mâzîsinde meselâ Panama meselesi ve sâir meseleler gibi karanlik ve meydana çikarilmamis leke bulunsun. O zaman onlar bir taraftan açiga vurulmanin korkusu içinde olarak, diger taraftan da iktidar arzularini elde eden herkesin baskanlik imtiyazlarina, menfaatlerine ve serefine sâhip olma hevesi içinde bulunarak bizim plânlarimizin basarisi için güvenilir ajanlar olacaklardir. Meb'uslar meclisi, baskanlarini kendi içinden seçecektir. Fakat biz onlardan yeni kânunlar teklif etme veyâ mevcut kânunlarda degisiklik yapma yetkisini alacagiz. Çünkü bu hak bizim tarafimizdan ellerimizde bir kukla olan sorumlu baskana verilecektir. Tabiî baskanin otoritesi bundan sonra imkân dâhilinde her çesit hücum için bir hedef olacaktir. Fakat onu halka yâni temsilcileri vâsitasi ile teçhiz edecegiz. Bir baskana kendi basina harp ilân etme yetkisi de verecegiz. Bu son yetki için baskanin bütün memleketin ordusunun baskumandani olarak ona kumanda etmege muktedir olabilmesi gerektigi, yeni cumhuriyet anayasasinin müdafaasi için bütün bunun lüzumlu oldugu seklinde bir mâzeret gösterecegiz. Böylece anayasanin sorumlu temsilcisi olarak onu müdafaa etme yetkisi kendisine âit olacaktir.

Kolaylikla anlasilabilir ki bu sartlarda kilidin anahtari bizim elimizde bulunacak ve bizden baska kimse artik yasama gücünü yönetemeyecektir.

Bunun yaninda yeni cumhuriyet anayasasinin önsözü ile siyâsî gizliligin muhafazasi bahânesi ile meclisten hükûmet tedbirlerine dâir gensoru açmak yetkisini alacagiz ve ayrica biz yeni anayasa ile temsilcilerin sayisini asgarîye indirecegiz. Bununla mütenâsip olarak siyâsi ihtiraslari ve siyâsete duyulan hevesi azaltacagiz. Eger bununla berâber küçük bir ihtimalle, bu asgarî miktar içinde dahî ihtiras atesi ile tutusurlarsa bütün halkin çogunluguna müracaat ve havâle etme yolunu harekete geçirerek onlari hükümsüz kilacagiz. Meclis ve Senato baskanlarinin ve baskan yardimcilarinin tâyinleri baskana âit olacaktir. Parlâmentolarin devamli toplantilari yerine onlarin oturumlarini birkaç aya indirecegiz. Bundan baska baskanlar icrâ kuvvetinin basi olarak parlâmentoyu toplantiya çagirmak ve feshetmek yetkilerine ve bu son hâlde yeni parlâmento seçimlerini geciktirme yetkisine sâhip olacaktir. Fakat esâsinda kânuna aykiri olan bütün bu fiillerin neticesinde baskanin, plânlarimizda tasarlanan vakitten evvel tarafimizdan tesis edilmis olan sorumluluga düsmemesi için baskanin etrâfindaki yüksek idâre mevkîlerinde bulunan bakanlarin ve diger memurlarin bizzat kendileri islemlerde bulunmak sûretiyle onu bu düzenlerin sorumlulugundan siyirmalarini tesvîk edecegiz. Onlar böyle yaparak baskanin yerine kendileri sorumlulugu yükleneceklerdir Biz bu rolü oynama görevinin yalniz bir resmî memura verilmeyip senato, devlet sûrâsi veyâ bakanlar kurulunca verilmesini bilhassa tavsiye ederiz.

Baskan, çesitli sekillerde yorumlanmaya müsâit mevcut kânunlarin mânâsini bizim istedigimize göre yorumlayacak, ayrica biz lüzum gösterdigimiz zaman onlari iptâl edecektir. Bunun yaninda geçici kânunlar teklif etmek ve hattâ hükûmetin anayasal görevlerinden bir kisminin geri alinmasi yetkisine sâhip olacaktir. Bu iki yetki de devletin yüksek menfaati icâbi olduklari bahânesi ile verilecektir.

Bu tedbirler ile biz, yetkileri ele geçirecegimiz vatin baslangicinda devletin anayasasina sokmaga zorlanacagimiz her seyi azar azar, adim adim ortadan kaldirma kuvvetini elde edecek, her çesit anayasanin hissolunmaz bir sekilde ilgâsina geçisi hazirlayacagiz. Sonra vakti gelince her çesit hükûmeti bizim istibdâdimiza devredecegiz.

Müstebid kralimizin taninmasi, anayasanin ortadan kaldirilmasindan evvel de olabilir. Bu tanima âni gelince, idârecilerinin bizim tertip ettigimiz düzensizlik ve beceriksizliklerinden tamâmen bikmis olan halk gürültü ile bagiracaktir ki, "Onlari yok edin ve bize bütün dünyâ üzerinde bizi birlestirecek ve anlasmazlik sebeplerini - hudutlar milliyetler, dinler, devlet borçlari - ortadan kaldiracak, bize idârecilerimizin ve mümessillerimizin idâreleri altinda bulamadigimiz sulh ve sükûnu verecek bir kral verin."

Fakat siz mükemmelen ve çok iyi bilirsiniz ki bütün milletler tarafindan böyle isteklerin ifâde edilmesi imkânini hâsil etmek için; her memlekette halkin hükûmetleri ile münâsebetlerinde tamâmen beseriyeti tüketecek derecede çekismeler, kin, mücâdele, haset ile hattâ iskence kullanarak, siddetli açlik ile, hastalik asilayarak ve yokluk ile karisikliklar meydana getirmek zarûrîdir. Söyle ki Yahudi olmayanlar paraca ve her konuda bizim tam hâkimiyetimiz içinde siginak bulmaktan baska kendilerine açik bir yol olmadigini görsünler.

Fakat eger biz dünyâ milletlerine nefes alacak bir mahâl birakirsak özledigimiz an belki de hiç gelmeyecektir.



Hiç yorum yok: