DERS OLMASI UMUDUYLA
BU ARADA HAİNLER KADDAFİ'Yİ GÖMEBİLDİ
25.10.2011
Libya'nın öldürülen devrik lideri Muammer Kaddafi'nin
cenazesinin neresi olduğu açıklanmayan bir yere defnedildiği bildirildi.
El Cezire'nin, Libya yönetiminden bir yetkiliye dayanarak
verdiği haberde, Kaddafi'nin cenazesinin sabaha karşı gömüldüğü belirtildi.
Kaddafi geçen perşembe günü doğum yeri olan Sirte'den
kaçarken yakalanmış, ancak daha sonra öldürülmüştü.
Cenaze, birkaç gündür Misrata'daki bir soğuk hava deposunda
tutuluyordu.
Kaddafi, oğlu ve yardımcısı defnedildi
Misrata Askeri Konseyi, Libya'nın öldürülen devrik lideri
Muammer Kaddafi'nin yanı sıra oğlu Mutassım ve önde gelen yardımcılarından
birinin cenazelerinin de açıklanmayan bir yere defnedildiğini belirtti.
Konsey yetkilisi İbrahim Beytalmal, cenazelerin yalnızca
birkaç akraba ve yetkilinin katıldığı bir törenle İslami usullere uygun şekilde
sabaha karşı toprağa verildiğini bildirdi.
Beytalmal, olası saldırıların önlenmesi amacıyla mezarların
yerinin gizli tutulacağını kaydetti.
Kaddafi, perşembe günü doğum yeri olan Sirte'den kaçarken
yakalanmış, ancak daha sonra öldürülmüştü.
Kaddafi ile oğlu ve yardımcısının cenazeleri, birkaç gündür
Misrata'daki bir soğuk hava deposunda tutuluyordu.
Kaddafi'nin son günleri nasıl geçti?
Libya'yı 42 yıl boyunca yöneten ancak geçen hafta hazin bir
sonla tarihteki yerini alan Muammer Kaddafi, hayatının son günlerini memleketi
Sirte'de bir yerden bir yere gizlenerek ve öfke ile melankoli arasında gidip
gelerek geçirmiş.
Kaddafi'nin son günlerine kadar en yakınında bulunan
isimlerden birinin verdiği bilgiye göre; Kaddafi, oğlu Mutassım ve
beraberindeki 20'den fazla sadık asker ile birlikte dolaşıyordu ancak bu kaçak
hayatı sırasında televizyon, telefon ve hatta elektriği bile bulunmayan evlerde
dünya ile bağlantıları kesik olarak yaşıyordu.
Sirte'de çatışmaların başlamasının ardından kent halkının
terk ettiği evlerde kalan Kaddafi ve yakınındakiler, muhaliflerin ilerlemesi ve
NATO hava saldırıları nedeniyle her 4 günde bir yer değiştiriyordu.
Kaddafi ile birlikte yakalanan ve şu anda UGK güçlerinin
elinde bulunan Libya Devrim Muhafızları'nın başındaki isim olan Mansur Dav,
Kaddafi'nin bu süre zarfında daha çok okuyarak ve yazarak vakit geçirdiğini,
hatta kömür sobası üzerinde her gün kendi çayını demlediğini söyledi.
"Çatışmaları Kaddafi yönetmiyordu" diye konuşan
Dav, bu görevi oğullarının yerine getirdiğini, Kaddafi'nin hiçbir plan
yapmadığını anlattı.
Dav, "Kaddafi stresliydi. Gerçekten çok kızgındı, hatta
bazen kızgınlığından deliye dönüyordu. Ama daha çok üzgündü" diye konuştu.
NATO'nun Sirte'de düzenlediği hava saldırılarından
korktuklarını söyleyen Dav, "Ama Kaddafi'nin bundan korktuğunu
sanmıyorum" dedi.
Dav'ın sorgusu sırasında verdiği bilgiye göre, Kaddafi
başkent Trablus'taki karargâhını 18 ya da 19 Ağustos'ta muhalif güçlerin kente
girmesinden hemen önce terk etti. Başkentin düşmesi üzerine doğruca Sirte'ye
giden Kaddafi'ye oğlu Mutassım eşlik etti. Kaddafi'den sonra yönetimi
devralacağı düşünülen Seyfülislam ise Beni Velid'e sığındı.
Dav ise, Kaddafi'ye bir hafta sonra katıldı. Bu sırada,
Libya istihbarat örgütünün başındaki isim olan ve yeri hala tespit edilemeyen
Abdullah El Senussi, Sirte ile güneydeki Sebha kenti arasında mekik dokuyordu.
Kaddafi'nin yanındakiler, Libya'nın eski liderine bu
mücadeleden vazgeçmesini ve ülkeyi terk etmesini önerdi ancak o "Atalarımın toprağında öleceğim"
diyerek bu öneriyi reddetti.
Dav, "Onun için
çok üzülüyorum. Kaddafi durumun ciddiyetinin farkına varamadı. Bırakıp
gidebilir ve mutlu bir hayat sürebilirdi. Trablus'un işgal edildiğini
söylememize rağmen, Libya halkının hala kendisini sevdiğini düşünüyordu"
dedi.
"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR,
SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."