13 Ağustos 2010 Cuma

NAMUSSUZLARA CEVAP!

29 Temmuz 2010 tarihinde internette bir e-posta iletisi aldım.
Kendilerine “Adalet Platformu” adını veren bazı kişiler,                     31 Temmuz 2010 günü Ankara’da saat 12’de bir yürüyüş yapacaklarını, “CUNTA AÇIĞA ALINSIN, Terfiler İmzalanmasın” diye haykıracaklarını duyuruyorlardı.
Bu kişiler, gönderdikleri iletiyi okuyanları da bu yürüyüşe çağırıyorlardı.
“Adalet Platformu” adı altında bana gönderilmiş olan iletiyi ekte bilgi ve görüşlerinize sunuyorum.

Yukarıda sözünü ettiğim iletiyle bana çağrıda bulunanlara aşağıdaki cevabı veriyorum.

                                           *******

Adalet Platformu ve Destekçilerine,

Sözde ‘Ergenekon Terör Örgütü’ davasıyla ilgili tutuklanmış emekli ya da muvazzaf subaylarımızın hiçbirisi bugüne kadar yargılanıp mahkûm edilmemiştir.
Öyleyse, bugünkü tarih itibariyle, tutuklu subaylarımızın hiçbirinin suçluluğu kanıtlanmamıştır.

Hukukta şöyle bir ilke yok mudur:
“Kişi, suçluluğu kanıtlanıncaya kadar suçsuzdur”.
Oysa sizlerin, tutuklu ve tutuksuz subaylarımız hakkında kullandığınız şu deyimlere bir bakın:
‘Darbeciler, Terör Tüccarı Cuntacılar, Hain Cunta, Millete İhanet Edenler…’

Suçluluğu kanıtlanmamış subaylarımıza bu sözcüklerle saldırmanız, yargısız infaz değil midir?
Yargısız infaza, adaletsizlik denilmiyor mu?
Hem adaletsizlik yapıyor, hem de yaptığınız açıklamada, ‘Tüm halkımızı zulme ve adaletsizliğe karşı hesap sormak için’ yürüyüşlerinize katılmaya çağırıyorsunuz!
Suçlu oldukları kanıtlanmamış olan subaylarımızı halkımıza, ‘cuntacı’, ‘terör tüccarı’, ‘darbeci’ ve ‘hain’olarak ilan etmek, namuslu bir davranış olabilir mi?
Hem namussuzca davranıyor, hem de ‘Namuslular da en az namussuzlar kadar cesur olmalı’ diyorsunuz.

Öyleyse, yürüyüş yapacağınız 31 Temmuz 2010 Cumartesi günü, Ankara’da, tüm namuslu yurttaşlarımız cesur olmalı ve sizlere karşı yürümelidir!

Suçlulukları kanıtlanmamış subaylarımıza karşı namussuzca bir kampanya başlatmış olan sizlere, soracağım sorular var.

Sizler, ABD’deki herhangi bir kurum ya da kuruluştan, doğruda ya da dolaylı olarak para aldınız mı?
Sizler, Avrupa Birliği’nden doğrudan ya da dolaylı olarak hibe aldınız mı?
Sizler, Soros’tan doğrudan ya da dolaylı olarak para aldınız mı?

Bu soruları soruyorum çünkü:
Parayı veren, düdüğü çalar.
Söyleyin, düdüğü kimler çaldı, sizleri kimler iğfal etti?
Parayı alan devşirilir.
Söyleyin, sizleri kimler devşirdi?
Gâvurun ekmeğini yiyen, gâvurun kılıcını sallar.
Söyleyin, sizler hangi gâvurun ekmeğini yediniz?

Suçlulukları kanıtlanmamış subaylarımıza karşı, hem de yargı süreci sırasında, 31 Temmuz 2010 tarihinde saat 12’de, Ankara’da namussuzca bir yürüyüş yapmayı tasarlayan sizlere, Ankara’daki Cumhuriyet Savcılarımızın haddinizi bildireceğini umuyorum.

Yılmaz Dikbaş
30 Temmuz 2010
Araştırmacı Yazar


"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."
AKP MİTİNGLERİNİN KALABALIĞININ İÇ YÜZÜ

Emir komuta gereği, işsiz kalmasın, sakata gelmesin diye Başbakan meydanına gidip kalabalık oluşturmakla yükümlü olduklarını biliyorlar..! Aydın’da Vali İl Müdürüne, müdür de okullara “hadi mitinge marş” demiş, olay patladı!.. Sadece Aydın’da mı, her yerde durum aynı..
Kılıçdaroğlu anlatıyor, “Miting yapıyorlar, valileri, kaymakamları, memurları seferber ediyorlar. Bindirilmiş kıtalarla Recep Bey’in gözüne hoş gözüksün diye meydanları dolduruyorlar. CHP mitingine katılanlar varsa onu da tehdit ediyorlar. Şu tarafını keseriz, bu tarafını keseriz, yeşil kartı elinden alırız diye..”
Garip bir durum var... Zenginliği taşan bir siyasi lider, sermayenin müteahhitlerin gözdesi olmuş bir güç, siyasi rakibini “o memur(!)” diye alçaltıp alt etmeyi umuyor...
Dinden imandan, haktan adaletten bahseden “dini bütünlerin(!)” hoşuna gidiyor..
Behiç KILIÇ-13 Ağt.2010-yeniçağ’daki yazısından alındı.

Miting için evleri arayan bakanlar!
Türk Telekom evet çıksın diye AKP ile kader birliği yapmış durumda. Eeee kazandıkları ile taksit ödeyerek koca Telekom’a sahip olmanın diyeti ya da teşekkürü var değil mi?.. Bakınız Türk Telekom bu aralar kurduğu bir sistemle, Başbakan Erdoğan’ın miting yapacağı bütün illerdeki telefonlar aranıyor ve vatandaş bizatihi yörenin bakanı ve milletvekilleri tarafından mitinge çağrılıyor. Son örneğini dün Turktime  haber portalında okudum. Sağlık Bakanı Recep Akdağ bu uygulamayı Erzurum’da yapmış. Düşünün koca Bakan tarafından muhatap alınan köylü ve varoş insanının bundan gururu okşanmaz ve mitinge gitmez mi? Buradan hareketle hep yazıyorum, Tayyip Bey’in kalabalıklarını umursamayın, onlar iktidar imkanı ve nimetleri ile oluşuyor, önemli olan suskun seçmendir.
Sebahattin ÖNKİBAR-13 Ağst 2010-yeniçağ yazısından alındı.


"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."