12 Ağustos 2009 Çarşamba


1995 yılında öldürülen MİT muhbiri Tarık Ümit’in amcası Cemalettin Ümit'ten Ergenekon iddianamesine yalanlama geldi. Cemalettin Ümit, “Ben 1996’dan sonra kimseye ifade vermedim. Ergenekon savcılarıyla hiç görüşmedim” dedi. Oysa, 3. Ergenekon iddianamesinde Cemalettin Ümit'in 4 Kasım 2008 tarihinde Ergenekon savcılarınca ifadesinin alındığı yer alıyor.
1995 yılında öldürülen MİT muhbiri Tarık Ümit'in amcası Cemalettin Ümit dün akşam Star Tv Ana Haber bültenine konuk oldu. Cemalettin Ümit, Tarık Ümit'in öldürülmesiyle ilgili iddiaların da yer aldığı 3. Ergenekon iddianamesini yalanlayan açıklamalar yaptı. İddianamede, 4 Kasım 2008'de ifadesinin alındığı bilgisi bulunan amca Ümit, "1996 yılında o zamanki Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne verdiğim ifade dışında hiçbir kişi ya da kuruluşa ifade vermedim. Ergenekon savcılarıyla görüşmedim" dedi.
Tarık Ümit cinayetiyle ilgili çeşitli açıklamalar yapan Cemalettin Ümit, "Tarık'ı perşembe kaçırdılar, Pazartesi öldürdüler. Cinayetin Ergenekon'la bir ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Bu 3-5 kişinin çıkar hesaplaşması işidir. Sebebi de uyuşturucu parası" dedi.

Dünya Yanık Derneği, İstanbul'da yapacağı kongreyi Ergenekon soruşturmalarını gerekçe göstererek iptal etti. Derneğin eski Başkanı, Ergenekon tertibi kapsamında tutuklu bulunan Prof. Dr. Mehmet Haberal ise bu duruma anlamlı bir yanıtla tepki gösterdi. Tedavi altında bulunduğu hastaneden derneğe mektup yazan Haberal, "Sizin ülkelerinizde yaşananlar beni nasıl ilgilendirmezse, benim ülkemde yaşananlar da sizleri ilgilendirmez" dedi.
İstanbul’da yapılması planlanan 15. Dünya Yanık Derneği 2010 Kongresi’nin Ergenekon soruşturmasının yarattığı güvensizlik ve ekonomik sorunlar gerekçesiyle başka yere kaydırılması ihtimali, derneğin eski başkanı Prof. Dr. Mehmet Haberal’in tepkisine yol açtı.
2 yılda bir düzenlenen ve önümüzdeki yıl Türkiye'de yapılması planlanan Kongre'ye katılacak olan 7 üye, 2010 kongresine dair öncelikli kaygılarının mevcut ekonomik sıkıntılardan ileri geldiğini vurgulayarak, ABD dışında olacak toplantılarda katılımın düşeceğini öne sürdü. Ekip, Prof. Dr. Mehmet Haberal için de, "Türkiye’de Haberal ve Başkent Üniversitesi’ne yapılan saygısızlıktan dolayı, bu durum çözüme kavuşana ve Haberal’ın saygınlığı iade edilene kadar, toplantımızı Türkiye’de düzenleyerek, bu ülkeyi onurlandırmamamız gerektiğine karar verdik." şeklinde konuştu. Prof. Dr. Mehmet Haberal, bu görüşe tepki göstererek, Derneğin uluslararası yönetimine, tedavi altında bulunduğu İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesinden bir mektup göndererek şunları söyledi; "1975’ten beri bu derneğin aktif bir üyesi ve 2006-2008 arasında derneğin başkanı olarak, bu görüşmenin bilgim dışında gelişmiş olmasını ne profesyonel, ne etik olarak kabul etmem mümkün değil. Ülkelerinizde yaşananlar beni nasıl ilgilendirmezse, ülkemde yaşananlar da sizleri ilgilendirmez. Türkiye, dünyanın en güvenli ülkelerinden biridir ve bu kongrenin bütün sorumluluğu da bana aittir."

3. Ergenekon iddianamesine bir yalanlama da Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu'ndan geldi. Kıvrıkoğlu, iddianamede yer alan "Kıvrıkoğlu, Genelkurmay Adli Müşaviri Tümgeneral Erdal Şenel’in soruşturulmasına izin vermedi” şeklindeki iddiayı ileri sürülenleri şiddetle kınadığını belirtti.
Ergenekon soruşturmasının üçüncü iddianamesinde, eski Genelkurmay Adli Müşaviri Tümgeneral Erdal Şenel’le ilgili bir yolsuzluk iddiası yer aldı. Ergenekon savcılarının iddiasına göre, Şenel’e devlet ödeneğinden 535 bin dolar aktarıldı ve Şenel de, bu parayla iki daire aldı. Albay Bergütay V., olayı soruşturmak istedi, ancak yine iddiaya göre dönemin Genelkurmay Başkanı Kıvrıkoğlu, “TSK’da bazen görev dürüstlükten önemlidir” diyerek soruşturma izni vermedi.
İddianın basında yer alması üzerine emekli Orgeneral Kıvrıkoğlu, yazılı bir açıklama yaptı. Org. Kıvrıkoğlu, “İleri sürülen bu iddiayı ilk defa gazetenizdeki haberden öğrendiğim gibi iddia sahibi Albay Bergütay V. ile de hiçbir görüşme ve temasım olmamıştır. Kendisinin ismini de eski Deniz Kuvvetleri Komutanı K.K. Oramiral İlhami Erdil’i şikâyet eden kişi olarak biliyorum. İleri sürülen iddia iğrenç bir iftiradan ibaret olup iddia sahibini şiddetle kınıyorum” dedi.