22 Kasım 2009 Pazar


1838’DEN BAŞLAYAN KAYIPLAR DEVAM EDİYOR.

Kitap: TÜRKİYE-AB /MEDENİYETLER ÇATIŞMASI

Yazar: A.Akif Poroy

Truva yayınları-2008
*1838: İngiltere Serbest Ticaret Anlaşması sonucu yerli sanayi çöktü.
*1839:İngiltere’nin İstanbul’daki Büyük elçisi Stratfort Canning’in bizzat Sadrazam Mustafa Reşit Paşa’ya verip okuttuğu “Tanzimat Fermanı” ile Osmanlı tam olarak Batı’nın avucunun içine düşmüştür. Bu fermanla yabancılara okul açma izni de verilmiş oldu. Batı dünyası Osmanlı’ya karşı düşmanı Osmanlı’nın kendi tebaası içinden yetiştirme imkanı elde etmiştir.
*1854: Fransa ve İngiltere’den 3,3 milyon sterlin tahvil satışı ile Osmanlı Avrupa’dan ilk borcunu aldı.
*30 Mart 1856: Paris Anlaşması ile Avrupa Devletleri Konseyi’ne girmiştir. Yani kâğıt üzerinde Osmanlı toprak bütünlüğünü emniyete aldığını sanmıştır.
*Mayıs 1860: Osmanlı toprağı Lübnan’da iç isyan çıktı.
*Haziran 1864: Eflak ve Buğdan’da meclis kurulmasını kabul ettik.
*Haziran 1866: Girit’te Rumlar isyan çıkarttı.
*Haziran 1867: Belgrat’ı Fransa’nın baskısıyla Sırbistan’a terk ettik.
*Mayıs 1876: Hersek’te isyan çıktı ve Hersek’ten çekildik.
*Mayıs 1876: Selanik’te Rumlar Avrupa’nın desteğiyle isyan çıkardı. İsyanı bastırmada devlete yardım eden 6 Müslüman Avrupa’nın baskısı ile Osmanlı eliyle idam edildi.
*Temmuz 1876: Rus ile 93 Harbi başladı ve 6yıl sürdü. Ruslar Yeşilköy’e kadar işgal ettiler.
*Haziran 1878:Kıbrıs Adasını İngilizler Osmanlı’dan Rusya karşısındaki zor durumundan istifade ile istediler ve aldılar.
*Haziran 1881:Fransa Tunus’u işgal etti.
*Temmuz 1882:İngiltere Mısır’ı işgal etti.
*Eylül 1895:Ermeni isyanları başladı.
*Kasım 1901: Fransa Midilli’yi işgal etti.
*Kasım 1906:Avrupa devletleri Limni’yi işgal etti.
*1908:Balkan bozgunu ile balkanları kaybettik.
*1912:İtalyanlar; Trablusgarp’a sahip oldular.
*1914:Çanakkale’ye “Birleşik Avrupa Ordusu” diyeceğimiz güçler, donanmaları ile geldi.
Savaş milletimizin 253 bin gencine mal oldu. On binlerce yedek subay şehit olurken, Türk toplumu okumuş gençlerini kaybetti.
*15 Ekim 1918:Mondros Antlaşması ile Osmanlı çöktü.
*15 Mayıs 1919:Avrupalılar, Yunanlıları İzmir’e çıkarıp Türk yurdunu işgale başladı. İngiliz savaş gemilerinin Gemlik ve Mudanya’yı bombalamaların arkasından Yunan işgali gerçekleşti.
Hiçbir zaman unutulmamalıdır ki Kurtuluş savaşı Avrupa’ya karşı yapılmıştır.
(Sayfa 138,139,140)
Tarihimiz içerisinde bizim için en tehlikeli gelişme ise 3Ekim 2005 tarihli AB ile imzalanan 3Ekim kararlarıdır. Çünkü Türkiye aleyhindeki kararlar 3 ekim 2005 Belgesi’yle AB Müktesebatı haline gelmiştir. Bu şekilde sözde Ermeni soykırımı yalanı,Kıbrıs,Ege Denizi sorunu,Pkk,Patrikhane konusu AB müktesebatı içinde AB’nin isteği doğrultusunda ve Türkiye’nin aleyhine bir maceraya girmişti.
(sayfa 141)
I.Dünya Paylaşım Harbinden sonra galip devletlerin Türkiye ile ilgili çok önemli bir ortak bildirgesi yayınlandı.
İngiltere
Fransa
İtalya
Amerika
Yunanistan
Japonya
Sırbistan devletleri 23 Haziran 1919 tarihli Osmanlı Devletine karşı yayınladıkları ortak bildiri:
“Türk Milleti, yabancı soyları yönetme yetisinden yoksundur. Çünkü Türklerde geliştirme yetisi yoktur, yalnız yıkmayı bilirler. Bu gerekçeyle, topraklarını parçalayacak ve Türkleri biz yöneteceğiz”
(sayfa 147,148)
"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR,
SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."


"OSMAN SAĞIRLI" YA GERÇEKTEN SAĞIR YADA YAŞASIN AKP
Türkiye Gazetesinden Osman Sağırlı modaya uymuş ve pkk’nın bir elemanı Halil Ataç’la bir röportaj yapmış. Röportajın önemini vurgulamak içinde 22 kasım 2009 (yani bugünkü) Türkiye gazetesine Manşetten büyük puntolarla girmiş. Merak ettim okudum. Lakin başlık çok enteresan: “AKTÜTÜN’E BASKIN PLANI ERGENEKONDAN” Bu başlığı atacak verileri aradım yazının içerisinde. Yazı bir teröristtin rezilliklerinin şovundan ibaret. Zaten ulusal kimliğini yitirmiş medyada da bunları yayınlayanlar parlıyor. Ama aralarda birkaç satır bilgi sıkışmış. Bakın ben olsam bu röportajdan sonra ne başlıklar atmayı uygun bulurdum.
Röportajın içinden kesitler. Ivır zıvırlar la geçirecek zamanımız yok.
Birlikte analiz edelim:
Sizin bir de Kıbrıs maceranız var galiba? Evet... 12 Eylül’den bir hafta sonra Kıbrıs Rum kesiminde bazı kişilerle görüşmeler yaptım. Daha çok oradan Türkiye’ye geçiş yapabilir miyiz, oradaki örgütlerin desteğini alabilir miyiz? diye... Komünist Parti ve Kıbrıs Sosyalist Partisi (HEDEK) ile görüştüm. Yanımda bir tercüman vardı. Size destek veririz, yardımcı oluruz dediler. Orada PKK kampları kuruldu PKK ile ilişkiler gelişti, PKK temsilcileri oldu. Ama ben tutuklandığım için bu süreci ilk zamanlar çok takip edemedim.

BENDEN:

Pkk’nın Kıbrıs Rum kesimiyle temasının ve destek gördüğünün itirafıdır bu. Özellikle Komünist Parti ve Kıbrıs Sosyalist Partisi (HEDEK) tam destek verilmiş. Rumlar pkk’nın kamp kurmasına izin verilmiş. Kamp kurulduysa bunun tüm ihtiyaçları da karşılandı demektir. Sadece burası için başlığı:
“ŞUAN AVRUPA BİRLİĞİ ÜYESİ KIBRIS RUM KESİMİ; PKK YA DESTEK VERDİĞİ VE KAPM KURMASINA İZİN VERDİ KESİNLİK KAZANDI” diye başlık atardım. Peki ipi koparan ne oldu? Kongra-Gel kongresinde tartıştık. Üretirsen mesele yok. Ama savaşın kanunu var üretemezsen seni yer. Biz de üretemiyorduk; Şimdilik savaşı biraz geri çekelim. Silahları hemen bırakmayalım ama siyasal ortama girelim. Gerilla geri dursun, ileride bir imkan doğar gerillayı da ortadan kaldırmak gerekir. Halk artık bu savaşın yükünü çekecek durumda değil. Gerilla rolünü tamamladı dedik. Bu çok yerinde bir tespitti. Buradaki Kürtlerle savaşıyorduk bu bize de zarar veriyordu. Öte yandan; Her gün antiemperyalistlik falan. Artık bu teori oldu, bir işe yaramıyor. Amerika geldi Irak’ı işgal etti komşu olduk. Dedik ki gelin bir ilişki geliştirelim; Hatta ben Musul’dayken bir iki kere ilişki kurdum. Amerikalıların belli bir yaklaşımı vardı. “Artık Apo yakalanmış bu savaşı sürdürmeyin. Durdurursanız Türkiye ile aranızda ilişki geliştirmenize arabuluculuk yaparız, çözüm konusunda rol oynayabiliriz” dediler. Biz gittik bunu dağda da tartıştık.

BENDEN:

Antiemperyalist sloganıyla olarak yola çıkan pkk’nın süreç içerisinde nasıl bir emperyalist kuklaya döndüğünü anlatan ifadeler bunlar. Hatta öyle içler acısı bir duruma düşüyor Kürt halkıyla çatışmaya giriyor. Kürtlerin haklarını koruyorum derken Kürt halkını katlediyor. Bunu beyan ediyor eşkıya Halil ATAÇ. Ama bun rağmen bazıları bunu fark edebiliyor. Antiemperyalist ve Kürt devleti kurmak için yola çıkan bu kişiler emperyalizmin başı ABD ile görüşüyor. ABD bunlara “Apo yakalandı bırakın bu işleri, bende size siyasi yönden yardım edeyim” diyor.
Bu başlık olmaz da ne olur?
Ama nerede bu hissiyattaki yazar/çizer.
“ANTİEMPERYALİZM VE KÜRT DEVLETİ DİYE YOLA ÇIKAN PKK’YA ABD. SİYASİ ÇÖZÜMDE DESTEK SÖZÜ VERDİ”
“ANTİEMPERYALİST SLOGANIYLA YOLA ÇIKTILAR, EMPERYALİSTİN UŞAĞI OLDULAR”
“ANTİEMPERYALİST VE BAĞIMSIZ KÜRT DEVLETİ DİYENLER KÜRTLEİ KATLEDİĞ ABD’NİN ÇÖZÜMÜNE MUHTAÇ KALDILAR”
İç infazlara ilişkin bir rakam var mı? Sayı olarak bilmiyorum ama çok var. Yüzlerle, binlerle ifade ediliyor. Bir sürü insan infaz edildi. Duyuyoruz, görüyoruz, biliyoruz. Vay falan taktik dışıdır, filanın filanla ilişkisi var, bu savaşa gelmedi, yok öteki kaçacak bitirin... Olmaz ki, bu kadar çok insan acımasızca yok yere harcandı. Velhasıl biraz daha dedik farklı reformlar geliştirelim. Kendi yönetim meselemizi biraz sivil kesimle ortak geliştirelim. Zübeyr Aydar falan onları Avrupa’dan çağırdık onları da yönetimlere dahil etmek istedik. Kongra-Gel’de bu yönde çok karar aldık. Bunlar bu defa bizi nereye götürmek istiyorlar. Bizi Amerika’ya teslim edecekler gibi kazan kaldıranlar oldu. Cemil Bayık, Ali Haydar Kaytan, Mustafa Karasu, Dursun Kalkan... Bunlar pirelenmeye başladılar. Gelin dağda tartışalım, tekrar gittik bir aya yakın bu meseleleri tartıştık. Apo’dan cevap ters gelince 100 kişi 2004 yılında bağlantıyı kopardık. 13 kişi Merkez komite konumundaydı.

BENDEN:

Olması gereken başlık:
“KATİL APO AYAKTA KALABİLMEK İÇİN YANINDAKİLERİ ÖLDÜRTTÜ.”
O amaçtan sapıldı mı? Amaç mı kaldı. Bu amaçtan çıkan başta Apo’nun kendisi oldu. Bağımsız Kürdistan istemiyorum, iktidar istemiyorum devlet istemiyorum, ayrılmayı istemiyorum... Eee biz bunun için mi yola çıktık. O zaman savaşmanın anlamı var mı? Niye savaşacağım ki?

BENDEN:

Başlık mı?
“BAŞLANGIÇ İLKELERİNDEN İLK CAYAN APO OLDU”
Ergenekon ciddi ciddi var mı örgüt içinde? Bu son süreçte duyduğum, bildiğim kadarıyla dolaylı olarak bazıları görüşmüş, Aktütün karakolu baskınları olmuş. Bunların belli bağlantıları var. Türkiye’deki Ergenekon bunlara bazı bağlantılar, planlar sundular.

BENDEN:

Dikkat edin yönlendirilmiş soruya terörist bile iki satı cevap veriyor. Bu kadar yalanı terörist bile atmaya utanıyor. Ama bu yuvarlak cümle koca puntolarla başlık oluyor.
Başlık ne mi olmalıydı?
“YAZIKLAR OLSUN BENİM GAZETECİLİĞİME” başlığını atmalıydı Osman SAĞIRLI. Yazıklar olsun sizin gazeteciliğinize.

Yabancı istihbarat işi değil mi? Bazı abartılar oldu, Alman istihbaratı falan gibi. Bunların hepsi saptırma, askerin hangi saatte nöbet değiştireceğini ne bilsinler? Bu tamamen Ergenekon’un işi. Çünkü PKK var olduğu sürece onlar da var olacak. PKK’nın her türlü eylemi onların elini güçlendirecek. Her türlü eroini sevk ediyor, işini yürütüyor. PKK’yı ortadan kaldırırsa nasıl var olacak. Örgütte birkaç Alman var. İran ve Suriye Kürtleri var. Rus Kürtleri, Kazak Kürtleri de var. Ama onlar macera arıyor.

BENDEN:

Burada terörist pkk olduğu sürece bundan faydalananlarında olacağını söylüyor. Ama bu şahıs TV den izlediklerini öyle bir yutmuş ki, bu faydalananların “Ergenekoncular” olduğunu sanıyor.Yani içeride Ergenekoncu diye tutulan yazar/çizer,Ulusalcı aydınlar.. Ayrıca Örgütün içerisinde Almanların olduğunu, Suriye, Rus, Kazak Kürtlerinin de bulunduğunu söylüyor. Ama Türkiye Gazetesi yazarı nereden çıkardıysa “AKTÜTÜN’E BASKIN PLANI ERGENEKONDAN” başlığını atıyor. Daha Ergenekon’un varlığı ispatlanamamışken; hatta Ergenekon Terör Örgütü şeklinde kullanılmasının mahkeme kararıylaysa YASAKLANMIŞ olmasına rağmen. Oysa burada atılacak başlık:
“PKK’NIN VARLIĞINDAN YURT İÇİ VE YURT DIŞI BİRÇOK YASADIŞI GRUPLAR ÇIKAR SAĞLIYOR”
Öcalan içeride bu iktidar nereden kaynaklanıyor? Bir kere PKK tamamen Apo’nun iki dudağının arasında, o ne derse o olur. Karayılan, Bayık onun bilgisi dışında bir şey yapamaz. Ondan çok korkarlar. Çünkü Apo onlarla ilgili “şu ajandır” dedi mi, o kişinin 20 -30 yılının anlamı kalmaz, hayatı kayar. Apo sistemini gücünü ona göre kurdu. Bunun dışına çıkan biter. Türkiye PKK’nın sistemini henüz çözebilmiş değil. Bunu çözdüğü anda PKK’yı zaten bitirir.

BENDEN:

Burada da pkk’nın hala Apo tarafından nasıl yönetildiğinin delili var.Pkk’nın şuan ki yönetim kadrosunun Apo’dan tırstığını ve hayatlarının O’nun iki dudağı arasında olduğunu söylüyor.
Başlık mı?
“İMRALI SAKİNİ HALA PKK’YI YÖNETE BİLİYOR” olmalıydı. Ama nerede?
Geri dönüşleri nasıl yorumluyorsunuz? Teslim olmaya gelen adamın nara atmasına gerek var mı? Gelenler ahım şahım insanlar değil ki. Tamam, insandır ama kimi çobandır kimi bilmem nedir.

BENDEN:

Terörist pkk’ya katılanların profilini çiziyor. Kameralar karşısında nutuk atanların, ezberletilmiş sloganların sahiplerinin eğitim profili bu.
“PKK CEHALETTEN BESLENİYOR” olmalıydı başlık
Hükümeti bu mücadelede yalnız buluyor musunuz? En azından bir şeyler yapmak istiyor. Abdullah Gül samimi. Tayyip Erdoğan onun yerinde olsa o da belki öyle olurdu ama siyasetin içinde. En azından AK Parti’ de samimiyet görüyorum. Kürtler için bir şey yapmak istiyorlar.

BENDEN:

Ve bu terörist Gül’ü samimi bulurken Erdoğan’ı siyaseten böyle davrandığını düşünüyor. AKP teröristlerin sevgisini kazandığını itiraf ediyor.
Başlıklar mı?
“TERÖRİSTTEN İTİRAF: GÜL SAMİMİ, ERDOĞAN SİYASİ”
“TERÖRİSTTEN İTİRAF: AKP’YE GÜVENİYORUZ”
DAHA MI İYİSİ:
“TERÖRİSTTEN İTİRAF: YAŞASIN AKP,”
“TERÖRİSTTEN İTİRAF: AKP SANA BAYILIYORUM”
İşte değerli dostlar.
Bu yazıda bir kez daha ulusal geçinen medyamızın içerisinde buluğu içler acısı durumu görüyoruz. Terörist ve AKP yaltakçıcığı gazetecilik olmuş. Birde kendi uydurdukları ve adına “ERGENEKON” dedikleri bir sanal yapıya atıp tutarak aslında Atatürkçü ve Ulusalcıları terörist gösteriyorlar. Ve milletin bunu yuttuğunu sanıyorlar. Tüm bu yazılan ve büyük puntolarla başlık yapılanlar bunun için. Olmayan bir örgütü varmış gibi gündemde tutmak, amaç bu. Olmayan bir şeye her suçu atabilirsin; çünkü kimse üstüne alıp cevap vermez. Birbiriyle de alakası olmayan bir sürü iyi insanın içerisine birkaçta çürük elma atarsın. Yazılanları herkes “ben yapmadım ama belki biri yapmıştır. Bunları kastediyorlardır.” Diye düşünür ve damlarda ömür tüketir. Adaletin bir gün geleceğini ümit eder. Adalet falan gelmeyecek. AKP emperyalizmin elinde oyuncak olmuş, eli kolu bağlanmış, suça bulaşmış, bilinmeyen karanlık sonuna kendini ve ülkesini sürüklüyor. AKP’ye yapılacak en iyi şey “zararın neresinden dönülürse kar olduğunu” hatırlatmak olacaktır. Emperyalistler amaçlarına ulaşsalar da ulaşamasa da AKP Türk Halkına; işlediği bu suçlardan dolayı hesap verecektir. Bundan kaçış yoktur.
Tarih yazdı ve yazmaya devam edecek.
Ve bir gün bu ihanetler; Anadolu’da okuyan bir Türk gencinin ders kitabında utanç abidesi olarak geçecek.
Saygılar.
Levent Kalem
22 Kasım 2009