19 Eylül 2010 Pazar

İŞTE SEÇİM HİLESİNİN AÇIK KANITI

Aşağıda Yüksek Seçim Kurulunun 21 Ekim 2007'deki Anayasa Değişikliği Referandumu ile 12 Eylül 2010'daki Anayasa Değişikliği Referandumu sonuçları yer almaktadır. Arada 3 yıl 1 ay 9 gün vardır.
21 Ekim 2007'de ülke genelinde (gümrükler dahil) sandık seçmen listesine kayıtlı olan seçmen sayısı: 42 690 252.İlgili link için TIKLAYINIZ
12 Eylül 2010'da ülke genelinde (gümrükler dahil) sandık seçmen listesine kayıtlı olan seçmen sayısı: 52 051 828 ilgili link için TIKLAYINIZ
3 Yılda Kayıtlı Seçmen Artışı: 9 361 576
**
Şimdi Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) Veri Tabanı 2007 yılı verilerine bakalım. İlgili link için TIKLAYINIZ
Bu tabloda 15-19 yaş sütununa dikkatle bakın. 15-19 yaş aralığındaki nüfus 6.157.033 
Bu nüfus aralığında 19 ve 18 yaşını tamamlayanlar 2007 yılında da oy kullandıklarından 15-16 ve 17 yaş aralığında kaç kişinin olduğunun bulunması gerekiyor. Bu da hata payıyla 6.157.033'ün yaklaşık 3/5'i ( % 60'ı) dir. Buradan hareketle 2007 yılında 15-17 yaş aralığında olup 2010 yılında seçmen yaşını dolduran kişi sayısının yaklaşık olarak 3.695.000 olduğu görülmektedir.
O zaman 2007 yılı referandumunda 42.7 milyon olan kayıtlı seçmen sayısının 2010 yılı referandumunda nasıl 52 milyona çıktığının yani yaklaşık 9.5 milyon artttığının izah edilmesi gerekmektedir. Aradaki nüfus artışı ile izah edilemeyen fark 5.7 milyondur.
Bu durumda iki olasılık vardır, ya 2007 yılı kayıtlı seçmen sayısı hatalıdır ya da 2010 yılı. İki olasılık da birbirinden beter sonuçlar doğuracaktır. 
Gelelim YSK'nın 2009 yılı Mahalli İdareler Seçim Verilerine. 29 Mart 2009'da yapılan bu seçimde YSK verilerine göre kayıtlı seçmen sayısı (cezaevleri dahil) 48.049.446 'dır. 
İlgili link için TIKLAYINIZ
Oysa ki 12 Eylül 2010 referandumundaki kayıtlı seçmen sayısı52.051.828' dir. Aradaki fark 4 milyondur. 1.5 yılda nasıl bu kadar artış olmuştur? TÜİK'in ADNKS Veri Tabanına Göre 2009 yılında 15-19 yaş aralığındaki nüfusumuz 6.234.620'dir. İlgili link için TIKLAYINIZ
2009 yılından 2010 yılına 5 yıllık yaş aralığının 1.5 yılı (% 30'u) seçmen havuzuna gireceğine göre bu bir buçuk yıl aralığındaki nüfus yaklaşık olarak 1.9 milyondur. (6.235x0.3). O zaman 2009 mahalli seçimlerinden bu yana kayıtlı seçmen sayısının nasıl 4 milyon arttığının da izah edilmesi gerekmektedir. Aradaki fark 2 milyondan fazladır. 
Bu sorulara yanıt verilememesi irdelediğimiz seçim ve referandumlara şaibe gölgesinin düşmesine neden olacaktır.
Dr. Ali Rıza Üçer
Tıp Kurumu Genel Sekreteri
Odatv.com 


"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."
AKP AB NE İSTİYORSA ONU YAPMAK ZORUNDA


Araştırmacı yazar Aytunç Altındal: AB ne istiyorsa onu yapmak zorundalar, sırayla yapıyorlar. Hristiyanlar Sümela’da, Akdamar’da ayin yapabilir ama Ayasofya’da bayram namazı kılamazsınız. Olayın özeti budur. 
Başbakan Tayyip Erdoğan ile Fener Rum Kilisesi Papazı Bartholomeos arasında yapıldığı iddia edilen gizli anlaşmaya Araştırmacı-Yazar Aytunç Altındal sert tepki gösterdi. Altındal verilen tavizlerin AB’nin AKP’yi iktidara getirirken önüne koyduğu yol haritasının tarihi geldikçe birer birer yerine getirilmesinden kaynaklandığını söyledi. Altındal,  “Her şeyin bir sırası var. AB’nin AKP’yi iktidara getirirken önüne koyduğu bir yol haritası var. Bu yol haritasında her şeyin tarihi belirlenmiştir. Sümela’nın ibadete açılması bunun ilk adımı olurken, diğerleri de sıralanmıştır” diye konuştu. Altındal şunları söyledi:
Ayasofya’da namaz kılalım

“Bunun için Ayasofya’nın da Ortodokslara ibadete açılması gerekiyordu. Ben bir çağrı yapmıştım. Ramazan Bayramında eğer Başbakan Recep Tayyip Erdoğan kendisine güveniyorsa gelsin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile Ayasofya’da hep birlikte bayram namazını kılalım. Bunları yapamıyorlar, yapamayacaklar da. Mademki Sümela’da bir günlüğüne de olsa ibadet izni veriliyor, İstanbul’da Ayasofya Camii’nde bir günlüğüne bir bayram namazı kılalım. Bunları hiçbirisi yapamadı ve yapamayacaklar. Çünkü AB ne istiyorsa onu yapmak zorundalar. Bunların hepsinin sırası gelmiştir. Ekümenikliği de diğer hususları da kabul edecekler.” 

Altındal şöyle devam etti: 
Sırada Ermeni meselesi var
“Hangi kilise, nerede açılırsa açılsın o kilise artık bütün Hıristiyan aleminin malıdır, Türkiye’nin değil. Bütün Hıristiyan aleminin yeniden vaftiz edilmesi demektir. AKP misyonunu başarıyla yerine getiriyor. Hıristiyanların Türkiye’de bir günlüğüne de olsa cemaati olmayan kilisede ayin yapmaları mümkün iken yüzde 99’u Müslüman olan Türkiye’de Ramazan Bayramı namazını Ayasofya’da kılamıyorsunuz. Olayın özeti budur. AKP’nin Türkiye’yi getirdiği yer budur. Sırada Ermeni meselesi var. Ermeniler davalar açacaklar. Önce tazminat, sonra toprak talep edecekler. Bunlara dahi AKP ’evet’ demek zorunda kalacak. AKP’ye bir program hazırlanmıştır. Şu tarihte bunu, şu tarihte şunu yap denmektedir. AKP de bunu yerine getirmektedir.”



"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."