21 Mayıs 2009 Perşembe

HASAN TAHSİN'E HAKARET (Mustafa Armağan)


Mustafa Armağan sadece programında bunları söylemiyor. Sitesinde de Yunan kaynaklarını göstererek bunu ısrarla savunuyor. İhanetin son demlerinde dolaşan bu tuhaf insana söylenecek çok şey var. Ama terbiye bizde kalsın.
Cem Yaren’in deyimiyle Salya Sümük Prens Fetoşun gözüne girmek için yarışa girmiş bu sürü zihniyetliler bana; medyatik olmak için her türlü rezilliği yapan sanatçı kılığındaki değişik insan figürlerini hatırlatıyor. Bizim kahraman yaratmamıza ihtiyacımız yok. Netice ortada. Bu ülkede bir tane de Hasan Tahsin yok. Ama senin yalan dolanlarla birilerine yaranmaya fena halde ihtiyacın var.
&&&&
ZAMAN GAZETESİ, AKSİYON, SAMANYOLU gibi basın organlarını elinde bulunduran ve "cemaate" yakın olduğu iddia edilen medya grubuna bağlı olan MEHTAP TV'de çok ilginç bir program yayınlandı. MUSTAFA ARMAĞAN isimli kişinin sunduğu "Tarihin Aynası" isimli programın 149. bölümünde; İzmir'de işgal kuvvetlerine ilk kurşunu sıkan Hasan Tahsin hakkında "beklenmeyen" tespitler ortaya kondu. HASAN TAHSİN HALKI TAHRİK ETTİ "İlk kurşun efsanesi ve Hasan Tahsin" ismini taşıyan 149. bölümde, sunucu Armağan, Hasan Tahsin için "halkı tahrik etti" ve "tetikçi" ifadelerini kullandı. Hasan Tahsin'in düşmana ilk kurşunu atıp atmadığının kesin olarak bilinmediğini söyleyen Armağan, "İlk kurşun başka bir yerde de atılmış olabilir" tespitinde bulundu. Hasan Tahsin'in düşmana kurşun sıkmakla, düşmanı "tahrik" ettiğini, bu olayın ardından Yunan askerlerinin Türklerin evini basıp Türk kızlarına tecavüz ettiğini söyledi. Hasan Tahsin'in kızkardeşine mektup yazıp "Ben dönemezsem evden çıkma, bir süre sonra Van Der Zee isimli bir dostum gelip seni alacak." dediğini de belirten Armağan; Hasan Tahsin için, "Kendi kızkardeşini kurtarmayı düşünüyor. Ama diğer Türk kızlarını hiç düşünmüyor." ifadelerini kullandı. PROVOKASYON YAPTI Hasan Tahsin'in eyleminin provokasyon olduğunu iddia eden Armağan, "1973 yılında heykelini dikerek, birileri bir kahraman yarattı. Görüyorsunuz bize kimleri kahraman olarak lansediyorlar." diyerek yurdun çeşitli yerlerine "ilk kurşun" ismiyle dikilen Hasan Tahsin heykellerini eleştirdi. HASAN TAHSİN KİMDİR? Hasan Tahsin, İzmir'de gazetecilik yaparken, İzmir'i Yunan ordularının işgal etmesi üzerine, düşman ordularına ilk kurşunu sıkan isim. 15 Mayıs 1919 tarihinde, düşman orduları geçit töreni yaparken, elindeki tabancayla askerlere ateş eden Hasan Tahsin, sayıca kalabalık olan Yunan askerlerinin kurşun yağmuruyla ateş ettiği yerde hayatını kaybetti. 1973 yılında, İzmir'in Konak Meydanı'na heykeli dikilerek "İlk Kurşun Anıtı" ismi verildi. Her yıl 15 Mayıs günleri de adına anma düzenlenmekte.

ŞEHİT HASAN TAHSİN (OSMAN NEVRES)

İzmir Basını'nın gururla andığı sembolü Şehit Gazeteci Hasan Tahsin aynı zamanda Türk Kurtuluş Hareketinin ilk kurşununu sıkarak bir milletin destanını başlattı. 1919 Yılı 15 Mayıs'ında İzmir Limanını dolduran Yunan Donanmasının içinden karaya ayak basmak için sabırsızlanan Yunan Efzun alayını yaşlı gözlerle izleyen İzmirliler, tarihin en karagününü yaşıyordu. Mavi - Beyaz bayraklarla donatılmış Kordonboyu o sabah hiç de ışıldamıyordu. Rum kızları eteklerini savurarak şarkılar söyleyip dans ederken ,Yunan Efzun Alayı karaya ayakbastı. Bando önde Başpapaz Hristamos önderliğindeki Efzun Alayı arkada Kordon boyunda gövdegösterisine başlamıştı. Hemen orada bir kıraathanede saçları dağınık esmer tenı güneşten iyiceyanmış bir genç kendi kendine söyleniyordu 'Kollarını sallaya sallaya mı girecekler? Olmaz... Olamaz ki. Sonunda ölüm var .. Kan var. .Bunu anlamalılar. Bu genç Selanik'ten İzmir'e göç etmiş , Recep oğlu Osman Nevres beyden başkası değildi.Hasan Tahsin takma adını kullanıyordu. Selanik'te 1888 'de dünyaya gelen Hasan Tahsin orada Fevziye Lisesi'ni bitirdi. Devlet sınavını kazanıp Paris'te Sourbonne Üniversitesi Siyasi İlimlerAkademisi'ni bitirdi. İstanbul'a döndükten sonra, Osmanlı Devleti aleyhine Balkanları karıştıranİngiliz Buxton kardeşlerin bu faaliyetlerini önlemekle görevlendirildi. Buxton kardeşlere Bükreş'te birtünelde suikast düzenleyen Hasan Tahsin 10 yıla mahkum edildi. Birinci Dünya Savaşında, Bükreş'in Osmanlı Devleti ve müttefik Almanya tarafından alınmasından sonra , 2 yıl hapis yattığıbu yerden 1916 yılında kurtuldu. Mütarekenin karanlık günlerinde İzmir'e geldi. Osmanlı Sulh veSelamet Cemiyeti'nin sözcülüğünü yapan Hukuk-u Beşer (İnsan Hakları) Gazetesi'nin başyazarlığınıyapmaya başladı. Hukuk-u Beşer Gazetesi'nin başyazarı vatanperver Hasan Tahsin takma isimli Osman Nevres ogüne kadar kalemiyle , eylemleriyle bu istila akıbetini göstermeye çalışmış bir gazeteciydi. İştekorktuğu başına gelmiş , Efzun Alayı Kordonboyunda zafer çığlıkları atıyordu.Birden yerinden fırladı,aynı anda kendisini Yunan işgal askerlerinin karşısında buldu. Az önce kalemini hırsla kıranparmakları arasındaki Rovelver silahı ile ilk kurşunu attı. Kalabalığı yarıp tek başına fırlayan uzunboylu siyah elbiseli adamın attığıilk kurşun Efzun Alayının sancaktarını yere serdi. Sancaktar boğukbir sesle yere yıkılırken, o elindeki Rovelverle peşi sıra kurşun sıkmaya başladı. Hiç beklenmedik buateş karşısında, önce paniğe uğrayan Yunanlılar gerilediler , peşlerindeki Rum kalabalığıarasından denize düşenler görüldü. Fakat karşılarında ateş edenin yalnızca bir kişi olduğunu farkedenYunan Efzun Alayı hemen karşı ateşe başladı. Silahlardaki kurşunlar biten Hasan Tahsin, süngüdarbeleriyle şehit edildi. Hırslarını Hasan Tahsin'in vücudunu paramparça etmekle de alamayanEfzunlar, bu defa sağa sola tüfekle, mitralyözle ateşe başladılar, hatta denizden Yunan torpidolarıda ateşe katıldı. Bu sırada sivil halk arasından çok sayıda can veren oldu. Hasan Tahsin şehit edildiğinde 31 yaşındaydı. Güler yüzlü, neşeli bir vatansever olaraktanımlanan Hasan Tahsin, işgal acısına dayanamayan yüreğinin sesini dinleyip tek başına da olsa bir alaya savaş açacak kadar cesurdu. Atılan bu kurşun Türk Kurtuluş Savaşının meşalesiniyakarken, bütün dünyada Türk ulusunun bu işgali hazmedemeyeceğinin mesajını veriyordu. Bugün Konak Meydanı'nda bir elinde bayrağı diğer elinde Rovelveri ile anıtlaşan bu genç,TürkBasınının bir sembolü olarak tarihe gülümsüyor.

AKP SALDIRILARI


Şımarık, ikiyüzlü Avrupa emperyalizmi her zaman talep kardı.
Ama hiç bu kadar ileri gitmemişti.
Gidememişti.
Çünkü biliyorlar, zamanları az ve ellerindeki nimetten son zerresine kadar faydalanma telaşındalar. Dizginleri bu derece kaptırmış bir iktidar zor bulunur.
Dikkat edilirse talepler; askeri etkisizleştirmek ve ellerindeki iktidarla en sonuna kadar gitmek.
Nedir bu en son nokta?
Demokratikleşme şu bu yalanlarıyla Türkiye Cumhuriyetini geri dönülemez bir noktaya getirmek.
Askerin darbe yapmayacağını herkes biliyor. AB daha fazla biliyor ama darbe değil dedikleri.
TSK’nın güncel ve hatta kendisine yapılan saldırılara da sessiz kalması isteniyor. TSK’nın konuşması demek; uyutulan, medyası devşirilmişlerin eline geçmiş kişilerin kendi medya silahlarıyla vurulması, Türk Halkının uyandırılması anlamına geliyor. Emperyalizmin en korktuğu şey uyanmış halk kitleleridir.
İstediği kadar yazsın /çizsin, küstahça talep üzerine talepte bulunsunlar. Bilinçli halk kitleleri bütün çabaları boşa çıkarabilir, taviz kar hükümetleri doğru yola çeke bilir. Bunun içinde halkın bağrından çıkmış en güvenilir kurum olmayı tüm yalan dolan saldırılara rağmen koruyan TSK’nin susması, yetkisizleştirilmesi gerekmektedir.
Mustafa Kemal ATATÜRK bunu çok önceleri “Gençliğe Hitabı”nda dile getirmişti.
Şimdi Atatürkçüyüm diyen herkese görev düşmektedir.
Emperyalizmin bu kez silahla değil, yalanla dolanla, içimizdeki işbirlikçileriyle, güller ve gülücükler saçarak geliyor. Bu emperyalizme karşı verilen Kurtuluş ve tam bağımsızlık mücadelesidir ve bunu verecek olan TSK değildir. Türk halkının zekâsıyla dalga geçecek kadar ukalalaşmış, işbirlikçi medya ve emperyalist patronları bir kez daha hüsrana uğrayacaklardır.
Anadolu bedel ister ve bu bedeli ödeye bilecek tek halk kürdüyle, türküyle, lazıyla, çerkeziyle Türk Halkıdır.
Foyaları ortaya çıktı, son kozlarını oynuyorlar.
Bu saldırganlıkları ondan.