AKP gümbür gümbür yıkılıyor.
Öyle bir gümbürtü ki bu;ta Prensilvanya’dan duyuldu.
Artık ABD’nin yeni emirlerini yerine getirecek ne zamanı var,nede gücü. Emperyalistte AKP’ye daha fazla haksızlık etmek istemiyor.
Onu kurtarma projelerine devreye soktu.
Prensilvanya Prensi’nin Işıklı çocukları özel yetkilerle donatılıp tam yerine Erzurum’a gönderildi.
Bir şeyler yapılmalı ve yargının keyfiliğini engelleyen (HSYK) Hâkim Savcılar Yüksek Kurulu devreden çıkarılmalıydı.
Aleni bir suç işlenip HSYK’nun tepki gösterilmesi istendi. Adalet bakanı ve aynı zamanda HSYK’nun başkanı toplantıya katıldı ve beklenen karar alındı.
Özel yetkili savcıların yetkileri elinden alındı.
Bununla iki olay arasında bağlantı kurulmak istendi.
Öyle bir yaygara koparılacaktı ve koparıldı ki HSYK medya taklacıları tarafından suçlu gösterilecekti.
Ve herkes bir ağızdan bu “yargı sistemi değiştirilsin” denilecekti.
“bu ikinci Şemdinli olayıdır”, “ikinci Sarıkaya olayıdır” demeye başladı.
Eğer medya desteğiyle HSYK haksız gösterile bilirse (ki süreç tamamlanmadı ve hala bilinmiyor) böylece Şemdinli savcısı Sarıkaya’da aklanmış olacaktı. Hatta görevine bile dönmesi talep edilebilecekti. Tabi Fettullah hoca efendinin Prensilvanya’da villalarındaki rahat yaşamı bıraka bilirse.
Zaten; saçma sapan suçlamalarıyla Van Üniversitesi Rektörlüğünden bir vatan evladının intihar etmesini başardı.
AYRILIKÇI hain kürt medyasına yeteri kadar malzeme verdi.
Görevini tamamladı yani.
Daha vahimi; bu söylemlerle Emekli Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt suçlu gösterilecek, ama olay genellenerek şimdiki Genelkurmaylık töhmet altında bırakılacaktı.
Bakın bir taş kaç kuş. Toplayalım.
1-Yargının güvencesi HSYK kaldırılma çığırtkanlığı yapılacak/istenecek.
2-Şemdinli olayı da aklanmış olacak.
3-Ayrılıkçı hainlere çok sağlam bir koz daha verilecek.
4-Savcılıktan atılan ve avukatlık yapması bile yasaklanınca, ABD’ye Fettullah hocanın dolayısıyla CİA/FBI ve Mossad’ın şefkatli kollarına sığınan Sarıkaya aklanacak.
5-Şemdinli olayında aklanınca Emekli Genelkurmay başkanı dolayısıyla TSK suçlu ilan edilecek.
6-Şemdinli kahramanı (onlara göre) Sarıkaya’ya geri dönüş ve itibar yolu açılacaktı.
Ne kadar güzel değil mi?
Cumhur Başkanı “yargı sistemi acilen değiştirilmeli” dedi.
En ilginci toplantıda bulunan ve Başkan sıfatında bulunan Adalet Bakanı Sadulah Ergin tam bir feryat kopardı.
Arınç Bey eksik kalırmı. “HSYK siyaset yapacaksa cüppelerini çıkarsınlar” dedi.
Medya taklacıları hep bir ağızdan aynı noktaya vurmaya başladılar.
TSK’ya yapılanların aynısı Yargıya deneniyor.
TSK yapısı gereği sessiz kalmayı tercih etmiş ve kimilerine göre itibar kaybederken kimilerine göre de (bana göre de) cıvık cıvık Tv kanalları gezmeyerek itibar arttırdı.Birkaç emekli komutan konuştu ve gayet disiplin,terbiyeli bir üslupla yapılan saldırıları açıkladı.
Sonuçta Ordunun başı İlker BAŞBUĞ “benden başka konuşan var mı?” diyerek disiplinlerini gösterdi.Bunu belki iş ve aş peşinde koşan halkımız kaçırmış olabilir ama anlayanlar çok iyi anladı.
Fakat yargı bunu yapamaz.
Çünkü yargı zaten yapısı gereği suçlu ve suçsuzun tartışma zemininde delillendirilip ayrıştırılması demek. Bu mahkeme salonlarında başkaları için yapılır. Ama bu gün suç yargıya karşı işlendi. Ve yargı en iyi bildiği işi yapacaktır. Haklıyı yani kendini en iyi şekilde savunacaktır.
Sayın Arınç’ın medya şovları bu kez hiçte karşılıksız kalacak gibi değil.
Şuana kadar görülende bu.
Bu bir tuzak ise, bu tuzağa düşülmeye bilinir miydi? Diye sorarsak.
Evet, tuzaktı ama bu tuzak bilinse de girilmesi gerekiyordu.
Aksi takdirde Atatürk devrimlerinin savunucuları ve gerek Yargının gerekse TSK’nin gönül dostları ciddi anlamda incinmiş olacaktı.
Cumhuriyet’in Savcısı özel yetkilenmiş başka savcılar tarafından dama atılıyor, evi ve bürosu aranıyor ve hiç ses çıkmıyor olurdu ki,buna sessiz kalacak TSYK kendini fes etmiş anlamına gelirdi.
Üstelik ne için savcının bunlar başına geliyor ?
İsmail Ağa Cemaatini sorguladığı için.İsmail Ağa falan değil;Fettullahçı diyemiyorlar.Ama herkes hepsinin aynı olduğunu biliyor.
Bu bir utançtır.
Ve bu utancı yaşamamak için kurulan bu tuzağa Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu bile bile girmek zorunda kaldı.
Bu olayda sessiz kalınması zaten HSYK’nun yok oluşu anlamına gelirdi ve bu tuzak HSYK'u yok etmek için kuruldu.
Kısacası HSYK en azından bu şekilde pes etmemiş vuruşarak ve halkın nabzını gözleyerek gerekenin yapılması yolunu seçti.
Bu süreçte yapılan tek yanlış:
AKP’ye tepkili olduğu halde iyi niyetle de olsa “Bu yargı sistemi değişmelidir” diyenler yapıyor.
Unutulan şudur:
Bu yargı sistemi değişirse AKP değiştirmeyecektir.
Bu kadar saf olunmamalı ve halkın kafasının bu karıştırıldığı ortamda bu tip söylemler “bak onlarda değişsin istiyor zaten” gibi bir mantık oluşmasına ve değişsin taleplerinin ön plana çıkmasına neden olacaktır.
Bu kadar saf olunmamalı ve halkın kafasının bu karıştırıldığı ortamda bu tip söylemler “bak onlarda değişsin istiyor zaten” gibi bir mantık oluşmasına ve değişsin taleplerinin ön plana çıkmasına neden olacaktır.
Yargı değişirse bunu ABD değiştirecektir.
Think tanklarda bu çoktan hazırlandı bile.
Bunu nereden söyleye biliyoruz.Hatırlayalım:
Bunu nereden söyleye biliyoruz.Hatırlayalım:
İçeriğinde ne olduğunu ana muhalefet partisinin bile bilmediği Anayasa taslağını, Türkiye’de tartışmadan; koltuk altına sıkıştırıp ABD’ye uçan Zafer Üskül ve heyetini ne çabuk unuttuk.
Halkım lütfen uyan.
“Demokrasiyi hedefe ulaşana kadar bineceğimiz bir trendir. İstediğimiz zaman ineriz” diyenlere kanma.
Bunlar senin, hafife aldığın bazen bir torba una,makarnaya,bulgura sattığın,bazen komşumuz aday diye verdiğin oylarla oluyor.
Bunlar senin, hafife aldığın bazen bir torba una,makarnaya,bulgura sattığın,bazen komşumuz aday diye verdiğin oylarla oluyor.
Saygılar.
18/02/2010
Levent kalem
"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."