BUNLAR TAMAMEN CİA’NIN İŞİ
“komutanım gördük, peçeteyi yuttunuz”
Bizi biliyor ve gülüyor. Çay ve sigara içmeye gidiyoruz.
Konu açılıyor.
Karşıdaki dört katlı binayı göstererek:
“Ben şu bina kadar hangarları bekledim.İçerisi silah dolu.Bakıyorum,silahlar AN…. envanterine kayıtlı.Bizde böyle bir birlik yok.Bu silahlar kimin?Bunu sorun.....”
“Bu silahlar ABD’nin silahları. Komünizm geldiğinde şu yapılacak bu yapılacak diye eğitim verdiler bize.”
Ben lafa katılıyorum.
—Kore’de ne işimiz vardı?
Aynı şey değil mi? Komünizmle mücadele.
Kozmik Oda’ya girdiler:
“Kozmik odada ne bulacaklar?2. dünya savaşından kalma belgeler var orada”
“Arınç’a suikast falan tamamen Cia’nın işi”
Araya başka sohbetler karışıyor. İnsanların apolitik, korkak ve içine kapanık oluşundan bahsediyoruz. Bunun istenilen bir süreç olduğunda birleşiyoruz.
Komutan soruyor ve cevaplıyor.
“12 Eylül 1980 olmalımıydı?
Evet olmalıydı.
Ama sonraki süreç…
Kenan Evren’in yatacak yeri yok”
Terörle mücadelede siviller zarar gördü diyorlar.
“Bakın bir gün operasyondan döndük. Köy korucuları helikopterle indirildi aşağıya. Biz kaldık. Bir hafta sonra hamile bir kadın helikopterle indirildi. Ben 15 gün bu köyü bekledim. Bu sözler insafsızlık. Şimdi düşünüyorum da; sadece kırgınım.”
Ve sohbet bu şekilde gidiyor.
Bu sözler yaklaşık 3 saat önce sohbet ettiğim emekliliğin eşiğinde bir Albay arkadaşımın sözleri.
Kısacası ABD komünizmle mücadele adı altında kurdurduğu yapıların, Doğan Güreş Paşa tarafından ulusallaştırılıp gerekirse ABD’ye karşı kullanılabilecek duruma gelmesini sindiremedi. Şimdi beslemesi AKP aracılığıyla intikamını almaya çalışıyor. Arınç’a suikast falan hikâye, tamamen CİA ajanlarının işi.
"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."