ESKİDEN JETONLAR KÖŞELİYDİ,
DÜŞSÜN DİYE BEKLERDİK.
ARTIK JETON YOK AMA BİZ HALA BEKLİYORUZ.
YAZALIM DA
BEKLEMEYELİM BARİ.
Ana
Muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçtaroğlu Silivri ziyareti çıkışında “Burada aslında
bir yargılama yapılmıyor. Burada bir adalet dağıtımı söz konusu değil. Burada
ön yargılı olan yargıçların, siyasi otoritenin emrinde olan yargıçların sadece
oynadıkları bir tiyatro var. Bunun adına yargılama diyorlar. Buna demokrasi
diyorlar. Bu ne demokrasidir ne de adalet dağıtmadır... Onlara yargıç demeyi
içime sindiremiyorum...” dedi ve Silivri Cumhuriyet Başsavcısı Ali İşgören, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek” ve “kurum halinde çalışan kamu görevlisine görevinden dolayı
hakaret etmek” suçundan başlatılan
soruşturma kapsamında, milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması amacıyla
fezleke hazırladı.
Peki;
Başbakan Tayyip Erdoğan ne dedi?
“Fezlekelere
yabancı mısınız? Bütün arkadaşlar için bu tür fezlekeler olabiliyor”
“Başbakan, Başbakan
Yardımcıları hepsi için bu tür fezlekeler var. Aynı şeyin Sayın Kılıçdaroğlu
için de, hele hele o kullandığı ifadeler için haydi haydi olması gerekir.
Olması gereken olmuştur” dedi.
Pekiii CHP
Genel Başkanı Kılıçtaroğlu ne dedi?
“Dokunulmazlığa ihtiyacım
yok...
Dilekçem burada!
Korkuyla siyaset yapan biri değilim.
Hadi hesaplaşın CHP’nin Genel Başkanı’yla...” dedi…
Maddeleyip geçeceğim:
1-Önce
Baykal’a cinsel içerikli uzun kollu oturup kısa kollu kalktığı bir kasetle
darbe vuruldu.
2-Sonra bir
bakıldı “ben genel başkanlığa adayı olmayacağım” diyen Kılıçtaroğlu kendini
şaşalı bir kurultayla CHP’nin genel başkanı buldu.
3-Seçimler
geçti. “%35 in altında oy alırsam istifa ederim” dediği seçimden %26 alan CHP’de
değişen hiçbir şey olmadı.
4- Fettullahın
gazetesi Zaman’a beyanat verebilen ve “Dersim Katliamının Sorumlusu Devlet ve
CHP’dir” diyen ve kendisinin CHP’li olmadığını aleni itiraf eden Hüseyin Aygün
gibiler Tunceli Millet vekili,Akp’nin Kürt açılımıyla Habur’dan giren
pkk'lıların avukatı olan, 2007'de pkk'lıların cenazesine katılıp konuşma yapan
Sezgin Tanrıkulu CHP’nin Genel Başkan Yardımcılığına getirildi.
5- Faruk Loğoğlu, Umut Oran, Gülsün Bilgehan ve
Faik Öztrak gibi ağır toplardan oluşan CHP heyeti ABD’ye gönderildi. Beyaz Saray
dışında yahudi lobisi, neo-con olarak bilinen “düşünce kuruluşları” ile
görüşmeler yapıldı. ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'in ekibinden Larry
Silverman, Henry Barkey, Pentagon, Dışişleri Bakanlığı, CSIS ve German Marshall
Fund gibi ne kadar Siyonist, dünyanın başının belası emperyalist çakal varsa görüşüldü.
Yani özetle ABD’li Siyonist kuruluşlardan icazet (onay) alındı.
6-Bunda
Mantık ne idi? (ya da nedir?) AKP aynısını yaptı, ABD, AKP’yi getirdi, bizde
yaparız bizi de getirir.Bu bir hatadır.CHP tabanının %99 ABD emperyalizmine
karşıdır.Dolayısıyla yemedi.
7-Politikada
herhangi bir değişiklik yapıldı mı?
-Hayır.
-O zaman
%99 tabana uymayan CHP’ye CHP denile bilir mi?
-Hayır.
Zaten kendileri ön eklerle olayı belirttiler.
Yeni-CHP
dediler.
Neo-CHP
dediler.
Liberaliz
dediler.
ABD’ye
karşı değiliz dediler.
Bir tek “biz
CHP’yi ele geçirdik. Biz CHP maskesi taktık, aslında CHP’li değiliz” demediler.
Aslında Aygül bunu da dedi. Duymadık.
8-CHP bu
haliyle ne?
-Ana
muhalefet partisi.
9-AKP buna
ne der?
Ben olsam:
-“Yemede
yanında yat” derdim.
-“Oh
suyundan da koy” derdim.
Biraz argo
oldu ama ne yapayım.
10-İnternette
çok tutan bir parçanın sözleri geldi aklıma. AKP ile ilgili.Hit olmuştu.Çoluk
çocuğun dilinde dolandı aylarca.
“Mağdurum,mağdurum
ben mağdurum”
Hatırladınız
sanırım.
Hatırlamayanlar
için:
Gelelim artık sadede. Madde falan
yok artık.
CHP’nin bu hali
ile benim gibi (liboşlaşamamış) birçok kişiyi rahatsız ediyor(haliyle). Sonra
gündeme “TÜZÜK KURULTAYI” düştü. Daha bu Pazar Kurtul ALTUĞ’un programında Onur
ÖĞMEN’e canlı yayında gelen bir habere karşılık soruldu. “CHP Tüzük Kurultayına
gidiyor. Ne dersiniz?” diye.
Ne desin adam? Yukarıda saydıklarımı sayacak hali yok ya.
“Gitmelidir”
dedi. “Çözüm CHP’dir” dedi. Kimse bir şey anlamadı, geçti gitti.
İşin aslı
şu:
CHP’nin
1280 delegesi var ve 256 tanesinin imzası alındığında Küzük Kurultayına gidile biliyor.
İmzalar toplandı mı? Genel Başkan 45 gün içerisinde kurultaya gitmek zorunda.
Gitmedi mi? Mahkemelerle işi biraz daha uzata bilir ama CHP tüzüğü bu şekilde.
Kılıçtaroğlu’nun
imzaların önünü kesmek için disiplin sopasını kullandığı CHP içten içe kaynadığı,
sert tartışmaların olduğu biliniyor.
Tüzük kurultayından neden
korkuluyor? Diye düşündüğümüzde hemen göze batan ve muhalif kanadın istekleri
var. Hazırlanan yeni tüzük taslağına göre
genel başkanın yetkileri azaltılıyor. Nasıl mı?
·
5
yıldan kısa üyeliği bulunan partililer yönetici olmasın deniliyor.
·
il başkanı ve kurultay delegesi olabilmek için de en az 3 yıllık parti
üyesi olunsun deniliyor.
Ne oldu?
“Ben CHP’li
değilim. Çağırdılar geldim”
“Ben pkk’nı
avukatıydım çağırdılar geldim”
“Ben TESEV’ciyim,
SOROS Amcanın torunuyum. Çağırdılar geldim”
“Ben liboşum.
Çağırdılar geldim” lerin önü kesiliyor canlarım.
İşte bu neo-CHP’den
çok “madurum ben ,madurum” şarkısıyla Türkiye’yi talan eden AKP’yi daha çok
rahatsız etti.
Böyle
ANA-Muhalefet nereden bulacak?
Veririm
fezlekeyi oynatırım mağduru.
Jeton düştü
mü?
Söylesenize.Sabahı yaptık yine.
Saygılar.
11 Ocak
2012
"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR,
SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."M.A.ERSOY