13 Ocak 2011 Perşembe

PADİŞAHIM SEN ÇOK YAŞA
“bende zamanında yaptım yapacağımı” diyor önümden geçen yaşlı kadın kendisi kadar yaşlı ve kambur kanına.
Neyi kastetti acaba diye takılıyor insanın aklına.
Etrafta bir sürü genç insan var, güzel bayanlar var. İlk akla gelen “zamanında bende gençtim, güzeldim, yaptım yapacağımı. Yani ölsem gözüm açık gitmem” geliyor.
Her zaman derim; emperyalistin en büyük oyuncağı medyadır. Özellikle görsel olanları.
Eee dolayısıyla emperyalistin ipiyle kuyuya inenler, onların taşeronluğunu yapanlara da destek medya üzerinden gelir,geliyor da.
Ve Akp yapıyor yapacağını. Aynı o kambur kadın gibi.
Bir dizi çevriliyor ve  padişah hareminde beş yüz sene evvel haşna fişne yapıyor.Aa oda ne?Sanki ilk defa duyuyoruz.
Bir gündem bir gündem deyme gitsin. Tüm kanallar çakmış. Padişahın uçkurunu tartışıyor kazık kadar herifler ve bayanlar.
Tabiî ki her şey denk; enflasyon eksi çıkmış. Türkiye de sorun mu kalmış. Neden gerelim kendimizi. Lay lay lom ,takıl bak keyfine. İşsizlik azalıyormuş. Sadece yanınızdan geçen her dört kişiden biri işsiz. Para nedir sonra? İş nedir? Seçim geliyor.
Bulgur bedava.
Makarna bedava.
Kömür bedava.
İşi ne yapacaksın; dinle padişahını ye bulguru yap üç çocuk.
Allah rızkını verir elbet.
Padişahım sen çok yaşa.
Torbadan yasa çıkardılar.
Alıştık zaten maydonoza, torbaya.
Artık yasalara madde falan koymayacağız.
Torba yasanın B bendi…….
Maydanoz yasanın C fırkası diyecek hâkimler hüküm verirken.
Daha bir sıcak, daha bir bizden, ne güzel.
Padişahım Tayip kaymakamları Arizona’da meslek içi eğitime almış. Eyaletlerin valileri, kasabaların şerifleri olmayı öğreniyorlar.
Polis teşkilatını zaten vahşi doğunun kovboyları yaptılar. Üniversiteli Daltonlara veriyorlar copu.
Ama müthiş bir uzlaşı bir barışıklık var ki sorma gitsin.
188 kişiyi gırtlaklamış, toprağa gömüş Hizbullahçılar
Askeri şehit etmiş teröristler;
Çoluk çocuğa tecavüz etmiş sapıklar,
Mafyası, tafrası, safrası hepsinle barış içerisinde toplum. Salı verdiler gitti. Halaylar cümbüşler gırla gidiyor. Bir mutluyuz bir mutluyuz deymeyin.
Kars’ın Akp’li belediye başkanı taa Ermenistan’dan görünecek yere (ki özellikle) ve de tarihi kalıntıların üzerine üstelik izinsiz bir ucube dikmiş. Halk tepkili tabi. Haliyle halkını seven Padişahım Tayip olaya el atacak. “tez zamanda yıkın ucubeyi”
O kadarrr.
O kadar.
Artı bundan sonra padişahımı rahatsız edecek yayınmış, yazıymış, yok efendim demokrasi varmışta eleştirecekmiş. Yok öyle. Kapatacak padişahım Tayip kanalı.
Padişahım Tayip çok yaşa.
Ama ama asla unutmamak gerek.
Nerede var? Nere de?
ABD Siyonist örgütlerinden Üstün cesaret ödülü alan Müslüman. Bir tane gösterin bakayım.
Bunun yanında Suudi Arabistan’dan Kral Faysal İslam’a hizmet ödülü. Yaa.
Şimdide Kuveyt’ten üstün Müslüman Şahsiyet ödülü.
Madalyaları koyacak yer bulamıyor mübarek insan.
Padişahım Tayip sen çok yaşa.
Padişahım yapıyor yapacağını.
Alkol falan zararlı şeyler ne içiyorsunuz kardeşim. Bak sizleri düşünüyor yasakladı işte. Bitti yok artık alkol malkol. Gidin siz İsrail patentli Genetiği Değiştirilmiş Organizma yiyin. Mutanklaşırız; belki beynimiz gelişir.
Karadeniz’de bazıları çok konuşuyor. HES’ler doğayı katlediyormuş, elektrik ihtiyacının binde 3’ünü karşılıyormuş. Kaçak elektriğe %24 gidiyormuş falan diyor. HES’tirecekler padişahıma kendilerini. Demokrasi dedikse cılkını çıkarmayın yani. Nedir demokrasi? Tren. Kaparsın oyları binersin trene. İstediğin zaman inersin. Söyledi ya padişahım Tayip bunu.
Koca kadın bile yapmış yapacağını, padişahım yapmayacak mı yapacağını. Yapacak tabi.
BOP eş başkanı da olacak, düğünde takılan altınlarla gemicikte alacak, Ekümenik’te verecek, Ruhban okulunu da açacak, Potamya padişahımla gurur da duyacak,Ahdamar kilisesinide onartacak,Surmene manastırınıda ibadete açacak,vakıflar yasası da çıkaracak,petrol yasası da çıkaracak, “Ananı da al git” diyecek, “askerlik yan gelip yatma yeri mi?Şehitler kelle” diyecekApo’ya bey diyecek,eyalet mahkemeleri de kuracak, Apo ile de görüşecek, HSYK’nu da hizaya sokacak, TSK’yı da düzenleyecek,sınır birlikleri kuracak,sözleşmeli askerlikte getirecek,teröristleri çadırda affedecek, artislik yapanları Silivri zindanlarına da atacak, medyayı da susturacak,TRT şeş te açacak dubara da açacak.Yolda yapacak,tüm limanları da satacak,Tüpraşı’da satacak,Galataport için yasada çıkarıp Sami’ye okutacak,sigarayı da satacak rakıyı da verecek işçiyi de atacak,orman arazilerini de 2B den götürecek,madalyalarını da koyacak yer bulmayacak.Füze kalkanı da kuracak,Ege denizini Yunan'a 12 mil de yapacak.

Allah padişahım Tayyibe zeval vermesin.
Başımızdan eksik etmesin.
Hadi bakayım Üç defa.
Birrr..Padişahım sen çok yaşa.
İkiiii… Padişahım sen çok yaşa.
Üççç…. Padişahım sen çok yaşa.






"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."
İSRAİL'İN SON FİTNESİ SUDAN!

Güney Sudan'da bağımsızlık referandumu devam ederken, Arap akademisyen ve entelektüeller Sudan'ın parçalanmasında İsrail'in önemli rol oynadığını söyledi. Aydınlar, Müslümanların ayrılığını fırsat bilen İsrail'in, Sudan'dan Kürdistan'a kadar İslam dünyasındaki her türlü azınlık sorunuyla yakından ilgilenip olayları kaşıdığını ifade etti.
Güney Sudan'da bağımsızlık referandumu devam ederken, Arap akademisyen ve entelektüeller ise Sudan'ın parçalanmasında İsrail'in önemli rol aldığı yönündeki yazılar kaleme alıyor. Ahram Politik ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Sudan Masası Başkanı Hani Raslan, İsrail'in kurulduğu yıldan itibaren Güney Sudan'daki ayrılıkçı hareketlerle işbirliği içinde bulunduğunu ve sonunda hedefine ulaştığını vurguluyor. Güneyin her yerinde İsrail'i görmenin mümkün olduğunun altını çizen Raslan, ancak yılsonuna kalmadan ülkenin büyük bir iç savaşa sürüklenme riskiyle karşı karşıya bulunduğunu öne sürüyor.
Mısırlı şair Faruk Cüveyda ise, "Sudan'ın parçalanması, Arap dünyasının 1948 yılında İsrail'in kurulmasından sonraki karşılaştığı en büyük depremdir." ifadelerini dile getiriyor. Güney Sudan'ın kaybedilmesinde uluslararası güçler kadar Arap ülkelerinin de sorumlu olduğunu vurgulayan Cüveyda bundan sonra da "Darfur da gider mi, Beja da gider mi? Sudan varlığını nasıl koruyacak?" gibi soruları sormaya başlayacaklarını ifade ediyor.
Şuruk gazetesindeki analizinde Asyut Üniversitesi profesörlerinden Dr. Halid Abdulkadir de İsrail'in Sudan'ın parçalanmasını sağlamak için yıllardır bölgede faaliyet gösterdiğini anlatıyor. Bu şekilde Mısır'ın en zayıf tarafından yakalandığını öne süren Abdülkadir, güneyin kopmasıyla artık Nil'in, hiçbir zaman eskisi gibi istikrarlı olarak Akdeniz'e akamayacağını da ifade ediyor.
Sudan Devlet Başkanı Ömer Hasan el Beşir'i eleştiren yazılarını sürdüren Mısır Şura Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Mustafa el Fiki Beşir-Hasan el Turabi ikilisinin izlediği yanlış siyasetin ülkenin bölünmesine sebep olduğunu öne sürüyor. İki liderin illa da güneyde şeriat ilan etme derdine düştüklerini yazan Fiki, şüpheli bir helikopter kazasında ölen ayrılıkçı lider John Garang'ın ülkenin bölünmesini hiçbir zaman telaffuz etmediğini, her zaman bütün ancak liberal bir yapıdan bahsettiğini ileri sürüyor.
Fiki'nin aksi yönünde fikirlerini ifade eden Mısır'ın önde gelen gazetecilerinden Fehmi Hüveydi ise güneydeki ayrılıkçı hareketlerin şeriat ilanıyla başlamadığını, Sudan'ın bağımsızlığını kazandığı 1956'dan da öncesine dayandığını yazıyor.
İsrail'in Güney Sudan'ın yanı sıra Kürdistan'ın bölünmesi için de yoğun bir çaba içinde olduğunu vurgulayan Hüveydi, aslında İsrail'in Arap dünyasındaki tüm azınlıklarla bir şekilde ilgilendiğinin altını çiziyor.
Şuruk gazetesi yazarlarından İmadettin Hüseyin de her ne kadar İsrail'in çabaları bulunsa bile asıl sorumluluğun kendilerinde olduğuna işaret ediyor. Hüseyin, birlikte yaşadıkları azınlıklara gerçekten iyi davranıp davranmadıklarının sorgulanması gerektiğini belirtiyor.
Referandum sürecinin bitmesiyle birlikte kuzey ve güney arasında 'paylaşım' müzakereleri başlayacak. Bu süreçte şüphesiz en büyük anlaşmazlık konusunu sınır hattında yer alan Abiye bölgesi oluşturuyor. Her iki taraf da Abiye üzerinde hak iddia ediyor. Ancak nüfusun ağırlıklı kısmını güneylilerin oluşturmasından dolayı, Hartum Yönetimi'nin Abiye'de muhtemel bir referanduma sıcak bakmadığı belirtiliyor.
Müzakere sürecinde petrol kaynaklarının paylaşımı da hassas konuların başında yer alıyor. Ayrıca Nil sularında Sudan'ın payını oluşturan yüzde 17'lik kısmın nasıl paylaşılacağı önemli bir soru işareti.
Görüşmelerin olumlu sonuçlanması durumunda Güney 9 Temmuz 2011'de bağımsızlığını resmen ilan edecek.
Hani Raslan: İsrail hedefine ulaştı
"İsrail kurulduğu yıldan itibaren Güney Sudan'daki ayrılıkçı hareketlerle işbirliği içindeydi ve sonunda hedefine ulaştı. Güneyin her yerinde İsrail'i görmek mümkün. Ancak yıl sonuna kalmadan Sudan büyük bir iç savaşa sürüklenme riskiyle karşı karşıyadır!"
Milli gazete'nin haberi