25 Ocak 2010 Pazartesi

                                      TEKEL’İN DÜNÜ VE BUGÜNÜ
Atatürkçü Emekli Devrim Tarihi öğretmeninden gündemi anlatan bu yazı bana okuyup değerlendirmem için gönderildi.
Değerlendirmek haddime değil ama şunu söyleye bilirim.
Eğitimimiz sulandırılmadan, insanlarımız devşirilmeden, ekonomimiz batırılmadan Atatürk devrimleri konusunda eğitim almış ve öğretmiş canım öğretmenimin bu yazısı gerçek Atatürkçülerin emekli olsa dahi gündeme ne derece hakim olduğunun delilidir.
Eline sağlık öğretmenim.
Levent kalem
              
         Osmanlı,  tütünü 1600-1605  yıllarında İngiliz ve Venedik gemicileri vasıtasyla tanımış, üretimini de  ilk kez İzmir-Selçuk  ilçemizde gerçekleştirmiştir. 1690 yılında  ülkede Tütün kayıt altına alınmış, zamanla Avrupada aranır hale gelen Osmanlı tütünü  1696 da da İhraç edilmeye başlanmıştır.  Önemli gelir kaynağı olan tütünün üretimi, ülke geneline yayılmış  ve  1874  de  “İNHİSAR=TEKEL İŞLETMESİ ” kurulmuştur.
          18 ve 19  yüzyıl Osmanlı-Rus savaşları  ekonomik  sıkıntı yaratmış  ve devlet  ilk kez  1854 de dışardan borç  almak zorunda kalmıştır. Alınan borçlar  verimli  yerlerde kulanılmadığı için  mali kriz  kaçınılmaz olmuş,  1879  yılında çıkarılan Rüsumu Sitte  kararnamesi  ile damga, alkollü içkiler, balık avı, tuz, tütünden alınan vergi gelirleri 10 yıl boyunca iç borç karşılığı olarak alacaklılara bırakılmıştır.
          Osmanlı’ dan alacakları olan  ülkeler bu fırsatı  değerlendirerek , devreye girmede gecikmemişler,  borçlu  olduğumuz    devletlerin temsilcilerinden oluşan  Düyun-u Umumiye Yönetimi  (Genel Borçlar=bugünki IMF)  kurarak  (1881),  TEKEL  in gelir ve giderlerine  el koymuşlardır.  Osmanlı  tütünlerinin  ve gelirlerinin idaresi Avusturya, Almanya, İngiltere, Fransa kökenli REJİ ŞİRKETİ ne verilmiştir.
          Kuruluşundan itibaren  ilk 3 yıl zarar ettiğini belirten Reji Şirketi, kaçakçılığı öne sürerek kolluk güçleri oluşturmuş,  Kolcular tütün kaçakçılığını önlemek bahanesiyle halka türlü işkenceler yaparken  Reji patronları da imalathanelerde  çalışanlar üzerinde  tam bir sömürü düzeni kurmuşlardır. Reji Şirketinin topraklarımızda  görevini sürdürdüğü  yıllar içersinde 60.000  insanımız yaşamını  yitirmiştir.
          Yapılan bu baskıların sonucunda  1906 yılında Cibali de  3000  kişi,  1908  de Kavala-Dramada  12.000  kişi ve Samsunda  binlerce kişi Reji idaresini protesto mitingleri  düzenlemişlerdir… Böylece   Osmanlı, tarihinde  ilk kez  işçi grevine şahit olmuştur. 
          1923  Lozan Antlaşması ile Osmanlı Devletini  yarı sömürge durumuna indirgeyen Duyun-u Umumiye  Yönetiminin  vergi gelirlerini  idare etmesi  sona erdirilmiş. Genç Cumhuriyet, Osmanlı borçlarını ödemeyi   kabul etti.  Türkiye  Düyun-u Umumiye’ye olan Borcunun son taksitini 1954 yılında ödedi.
         Cumhuriyetin kurulması ardından  Reji Şirketi  1925  de satın alınarak tüm hak ve yetkileri  devlete devredildi.1928  yılında tütün satışının devlete kazandırdığı   net kazanç 22 milyon lira oldu. Oysa Reji Şirketinin 30  yıl  boyunca  Osmanlıya ödediği para sadece 1.5  milyar lira idi.  
         Tütün, alkollü içkiler, tuz, barut ve patlayıcı  maddelerle ilgili  “İNHİSAR=TEKEL” hizmetlerini yürütme  görevi,  1932 yılında kurulan “ İnhisarlar Umum Müdürlüğü”  ne verildi.
         1925  de Reji Şirketi’ ne son verilmesi  ve Devlet Tekeli’nin kurulmasından sonra bile Batılı Şirketler ve yerli işbirlikçileri tütünün ekimini ellerine geçirme ümit ve hayallerini  hiç kaybetmediler :  Çokuluslu Şirketler devlet tekeli ile korunan ülkelerin pazarlarına  girmek için çeşitli yöntemler  geliştirdiler. Öncelikle kaçakçılığı teşvik ederek tütün kullanıcılarını  kendi ürünlerinin damak tadına alıştırdılar. Ardından sigara ithalinin serbest bırakılması amacıyla Ulus Devlet Hükümetlerine IMF, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü gibi Uluslar arası finans kuruluşları aracılığı  ile baskı  uyguladılar.
          Bu metod, ülkemizde de  başarılı oldu  ve  ilk  olarak   1979  Süleyman Demirel Hükümetince  yerli ve yabancı özel teşebbüse  sigara üretimi ve dağıtımı  izni verildi.
         1983  yılında  Bitlis Entegre Sanayi  =AŞ-BEST  kuruldu. Hissesininin çoğu, Rotmans  Şirketine, azınlık hissesi de Bitlisteki girişimcilere ait olan bu kuruluşa, sigara ihraç etme yetkisi  verildi.
         1986  da Türk tütünü tekeli kaldırıldı. Yerli ve yabancı sermayenin TEKEL ile ortaklık kurarak tütün üretmelerinin önü açıldı. 1988 de yabancı tütün ithal yasağı kaldırıldı. % 85 HİSSESİ Amerika’ya ait olan Tekel  2000 ve Tekel 2001 sigaraları üretilerek , kapılar sonuna kadar Amerikan tütününe açılmış oldu.
       Ülkemizde   faaliyet gösteren çok uluslu sigara şirketleri, kendilerine sağlanan tüm olanaklara rağmen Pazar paylarını % 17 lerin üzerlerine bir türlü çıkaramayınca  sıra, TEKEL’İN ÖZELLEŞTİRİLMESİNE  ve  pazarın  şirketler arasında paylaşılmasına geldi.
       Tekele bağlı Alkollü İçkiler Sanayi AŞ.nin özelleştirilmesi  2003 tarihinde gerçekleştirildi. Bu  tarihte 9 aylık faaliyetlerinden elde edilen hasılat  600 milyon dolardı.   Bu şirketin 292 milyon dolara  satılması düşündürücüdür.  Alkollü İçkiler San.AŞ, maalesef  alıcılarına ,  hediye edilmiştir.
       Tekelin Sigara Birimi, 2008 yılında özelleştirilmiş  olup,   ihalede en yüksek teklifi veren  (1 milyar 720 milyon)  American Tabocco  (BAT) Firmasına satılmıştır.
       Tekelin sigara bölümünün  özelleştirilmesiyle  2001 yılında 30.124 işçi çalışırken bugün  bu sayı 12.000 ne gerilemiştir
        Ürünleri  itibariyle TEKEL,  toplumun çok büyük bir kesimine hitap etmektedir. Türkiye’de şarapçılığın geliştirilmesi,  tütün tarımının iyileştirilmesi, yeni sigara ve içki çeşitlerinin artırılması gibi tüketici yanında üretici kesimini de doğrudan ilgilendiren faaliyetleri  Osmanlı’dan günümüze kadar süregelmiştir;  tütünden kibrite, tuzdan meşrubata, şaraptan biraya, likörden rakıya-konyağa, ispirtodan kolonyaya, çakmaktan baruta kadar onlarca maddenin üretim, dağıtım ve satışını yaparak yaşamımızı etkileyen bu kurum  Osmanlı’dan  bugüne  TEKEL  adı altında faaliyetlerini sürdürmüştür.
         Sipahi’den Yenice’ye, Gelincik’ten 27 Mayıs’a sigara kutularının kapak resimleri, etiketleri, şarap ve bira ilanları,  paket kâğıtları, kâğıt kesme makineleri, reji  döneminin  İmbiğine dek yan sanayi kollarıyla da  ülke insanına  iş ve aş veren bu kurum, Batılı Emperyalist  güçlerin daima ilgisini çekmiştir.           
        Sonuçta  ülkemizde  Üretim  sektörü  yabancıların hâkimiyetine geçmiştir. Finans  kaynağı sağlayacak olan Bankalarımız da tamamen yabancılaşmış durumdadır. Milyarlarca dolarlık  gelirler, onların halklarının refahını arttırmak için kendi ülkelerine akmaktadır.
         TEKEL İŞÇİSİLERİ  bugün  kendi özlük haklarını korumak dışında, kar getiren kurumlarımızın özelleştirilerek yabancılara devredilmesinin önüne  geçmek, kitlelerin  işsiz kalmasını önlemek  amacıyla  eylem yapmaktadır…
         Bu nedenle de özelleştirmeye karşı  TÜRK-İŞ  den genel grev kararı  almalarını, halkın kendilerine destek vermesini  beklemektedirler.
Cankız




"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."

Hiç yorum yok: