TEKEL’İN DÜNÜ VE BUGÜNÜ
Atatürkçü Emekli Devrim Tarihi öğretmeninden gündemi anlatan bu yazı bana okuyup değerlendirmem için gönderildi.
Değerlendirmek haddime değil ama şunu söyleye bilirim.
Eğitimimiz sulandırılmadan, insanlarımız devşirilmeden, ekonomimiz batırılmadan Atatürk devrimleri konusunda eğitim almış ve öğretmiş canım öğretmenimin bu yazısı gerçek Atatürkçülerin emekli olsa dahi gündeme ne derece hakim olduğunun delilidir.
Eline sağlık öğretmenim.
Levent kalem
Osmanlı, tütünü 1600-1605 yıllarında İngiliz ve Venedik gemicileri vasıtasyla tanımış, üretimini de ilk kez İzmir-Selçuk ilçemizde gerçekleştirmiştir. 1690 yılında ülkede Tütün kayıt altına alınmış, zamanla Avrupada aranır hale gelen Osmanlı tütünü 1696 da da İhraç edilmeye başlanmıştır. Önemli gelir kaynağı olan tütünün üretimi, ülke geneline yayılmış ve 1874 de “İNHİSAR=TEKEL İŞLETMESİ ” kurulmuştur.
18 ve 19 yüzyıl Osmanlı-Rus savaşları ekonomik sıkıntı yaratmış ve devlet ilk kez 1854 de dışardan borç almak zorunda kalmıştır. Alınan borçlar verimli yerlerde kulanılmadığı için mali kriz kaçınılmaz olmuş, 1879 yılında çıkarılan Rüsumu Sitte kararnamesi ile damga, alkollü içkiler, balık avı, tuz, tütünden alınan vergi gelirleri 10 yıl boyunca iç borç karşılığı olarak alacaklılara bırakılmıştır.
Osmanlı’ dan alacakları olan ülkeler bu fırsatı değerlendirerek , devreye girmede gecikmemişler, borçlu olduğumuz devletlerin temsilcilerinden oluşan Düyun-u Umumiye Yönetimi (Genel Borçlar=bugünki IMF) kurarak (1881), TEKEL in gelir ve giderlerine el koymuşlardır. Osmanlı tütünlerinin ve gelirlerinin idaresi Avusturya, Almanya, İngiltere, Fransa kökenli REJİ ŞİRKETİ ne verilmiştir.
Kuruluşundan itibaren ilk 3 yıl zarar ettiğini belirten Reji Şirketi, kaçakçılığı öne sürerek kolluk güçleri oluşturmuş, Kolcular tütün kaçakçılığını önlemek bahanesiyle halka türlü işkenceler yaparken Reji patronları da imalathanelerde çalışanlar üzerinde tam bir sömürü düzeni kurmuşlardır. Reji Şirketinin topraklarımızda görevini sürdürdüğü yıllar içersinde 60.000 insanımız yaşamını yitirmiştir.
Yapılan bu baskıların sonucunda 1906 yılında Cibali de 3000 kişi, 1908 de Kavala-Dramada 12.000 kişi ve Samsunda binlerce kişi Reji idaresini protesto mitingleri düzenlemişlerdir… Böylece Osmanlı, tarihinde ilk kez işçi grevine şahit olmuştur.
1923 Lozan Antlaşması ile Osmanlı Devletini yarı sömürge durumuna indirgeyen Duyun-u Umumiye Yönetiminin vergi gelirlerini idare etmesi sona erdirilmiş. Genç Cumhuriyet, Osmanlı borçlarını ödemeyi kabul etti. Türkiye Düyun-u Umumiye’ye olan Borcunun son taksitini 1954 yılında ödedi.
Cumhuriyetin kurulması ardından Reji Şirketi 1925 de satın alınarak tüm hak ve yetkileri devlete devredildi.1928 yılında tütün satışının devlete kazandırdığı net kazanç 22 milyon lira oldu. Oysa Reji Şirketinin 30 yıl boyunca Osmanlıya ödediği para sadece 1.5 milyar lira idi.
Tütün, alkollü içkiler, tuz, barut ve patlayıcı maddelerle ilgili “İNHİSAR=TEKEL” hizmetlerini yürütme görevi, 1932 yılında kurulan “ İnhisarlar Umum Müdürlüğü” ne verildi.
1925 de Reji Şirketi’ ne son verilmesi ve Devlet Tekeli’nin kurulmasından sonra bile Batılı Şirketler ve yerli işbirlikçileri tütünün ekimini ellerine geçirme ümit ve hayallerini hiç kaybetmediler : Çokuluslu Şirketler devlet tekeli ile korunan ülkelerin pazarlarına girmek için çeşitli yöntemler geliştirdiler. Öncelikle kaçakçılığı teşvik ederek tütün kullanıcılarını kendi ürünlerinin damak tadına alıştırdılar. Ardından sigara ithalinin serbest bırakılması amacıyla Ulus Devlet Hükümetlerine IMF, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü gibi Uluslar arası finans kuruluşları aracılığı ile baskı uyguladılar.
Bu metod, ülkemizde de başarılı oldu ve ilk olarak 1979 Süleyman Demirel Hükümetince yerli ve yabancı özel teşebbüse sigara üretimi ve dağıtımı izni verildi.
1983 yılında Bitlis Entegre Sanayi =AŞ-BEST kuruldu. Hissesininin çoğu, Rotmans Şirketine, azınlık hissesi de Bitlisteki girişimcilere ait olan bu kuruluşa, sigara ihraç etme yetkisi verildi.
1986 da Türk tütünü tekeli kaldırıldı. Yerli ve yabancı sermayenin TEKEL ile ortaklık kurarak tütün üretmelerinin önü açıldı. 1988 de yabancı tütün ithal yasağı kaldırıldı. % 85 HİSSESİ Amerika’ya ait olan Tekel 2000 ve Tekel 2001 sigaraları üretilerek , kapılar sonuna kadar Amerikan tütününe açılmış oldu.
Ülkemizde faaliyet gösteren çok uluslu sigara şirketleri, kendilerine sağlanan tüm olanaklara rağmen Pazar paylarını % 17 lerin üzerlerine bir türlü çıkaramayınca sıra, TEKEL’İN ÖZELLEŞTİRİLMESİNE ve pazarın şirketler arasında paylaşılmasına geldi.
Tekele bağlı Alkollü İçkiler Sanayi AŞ.nin özelleştirilmesi 2003 tarihinde gerçekleştirildi. Bu tarihte 9 aylık faaliyetlerinden elde edilen hasılat 600 milyon dolardı. Bu şirketin 292 milyon dolara satılması düşündürücüdür. Alkollü İçkiler San.AŞ, maalesef alıcılarına , hediye edilmiştir.
Tekelin Sigara Birimi, 2008 yılında özelleştirilmiş olup, ihalede en yüksek teklifi veren (1 milyar 720 milyon) American Tabocco (BAT) Firmasına satılmıştır.
Tekelin sigara bölümünün özelleştirilmesiyle 2001 yılında 30.124 işçi çalışırken bugün bu sayı 12.000 ne gerilemiştir
Ürünleri itibariyle TEKEL, toplumun çok büyük bir kesimine hitap etmektedir. Türkiye’de şarapçılığın geliştirilmesi, tütün tarımının iyileştirilmesi, yeni sigara ve içki çeşitlerinin artırılması gibi tüketici yanında üretici kesimini de doğrudan ilgilendiren faaliyetleri Osmanlı’dan günümüze kadar süregelmiştir; tütünden kibrite, tuzdan meşrubata, şaraptan biraya, likörden rakıya-konyağa, ispirtodan kolonyaya, çakmaktan baruta kadar onlarca maddenin üretim, dağıtım ve satışını yaparak yaşamımızı etkileyen bu kurum Osmanlı’dan bugüne TEKEL adı altında faaliyetlerini sürdürmüştür.
Sipahi’den Yenice’ye, Gelincik’ten 27 Mayıs’a sigara kutularının kapak resimleri, etiketleri, şarap ve bira ilanları, paket kâğıtları, kâğıt kesme makineleri, reji döneminin İmbiğine dek yan sanayi kollarıyla da ülke insanına iş ve aş veren bu kurum, Batılı Emperyalist güçlerin daima ilgisini çekmiştir.
Sonuçta ülkemizde Üretim sektörü yabancıların hâkimiyetine geçmiştir. Finans kaynağı sağlayacak olan Bankalarımız da tamamen yabancılaşmış durumdadır. Milyarlarca dolarlık gelirler, onların halklarının refahını arttırmak için kendi ülkelerine akmaktadır.
TEKEL İŞÇİSİLERİ bugün kendi özlük haklarını korumak dışında, kar getiren kurumlarımızın özelleştirilerek yabancılara devredilmesinin önüne geçmek, kitlelerin işsiz kalmasını önlemek amacıyla eylem yapmaktadır…
Bu nedenle de özelleştirmeye karşı TÜRK-İŞ den genel grev kararı almalarını, halkın kendilerine destek vermesini beklemektedirler.
Cankız
"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder