Türkiye'de özelleştirmeler devlet tekelinden çıkarıp Emperyalist
tekelleri oluşturmak için yapılıyor.
Resmen Türkiye Cumhuriyeti kurucu fikrinden ekonomik kurumları
yağmalanarak intikam alınıyor..
İzlenen yol ise şu:
*Ülkede yabancı yada yabancı ortaklı bir şirket kuruluyor.
*Devlet elindeki rekabet edecek kurum aşırı istihdama
açılıyor.
*Rekabet edecek devlet kurumuna yenileştirme ve modernizasyon adına yıllarca çivi çakılmıyor.
*Kısaca altın yumurtlayan tavuk kısırlaştırıyor. Halkın gözünde
zarar eden kurum durumuna dönüştürülüyor.
*Rekabet edecek devlet kurumu yukarıda saydığım aşamalardan
geçirildikten sonra özelleştiriliyor.
*Özelleştirilen devlet kurumu ya tamamen kapatılıyor yada değerli
arazisi başka amaçlar için kullanılıyor.
Sonuç:
Liboş, yandaş medya tarafından “devlet tekeli kötüdür”, “Özelleştirme
fıstıktır” şeklinde yıllarca zehirlenmiş halk olaya “sığırın trene baktığı”
gibi bakıyor.
Neticede; devletin elinde olan,
dolayısıyla kendisinin de ortağı olduğu altın yumurtlayan kurum halkın elinden
alınıyor ve her türlü soyulacağı yabancı tekellerin eline geçiyor.
İşte şeker fabrikalarının akıbeti budur..
Bu arada ekleyeyim.
Şeker stratejik bir üründür. Azıcık tarihle ilgilenenler bilirler. Avrupalı sömürgeciler şeker tarlalarında çalıştırmak için sömürgelerinden köleler getirmiştir.
ABD'li CARGİLL şirketinin şekerimizi eline geçirmesinin dışında farklı bir boyutu daha var.
GDO’lu (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) mısırdan şeker üretiyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin
Milli Marşının adını bilmeyenlerin yaşadığı bir ülkede yeni mutanglar oluşması
kaçınılmaz görünüyor.
Şekerin başına gelenleri anlatan aşağıdaki yazıyı mutlaka
okuyunuz.
ŞEKERDE CARGİLL OYUNU
Yayin Tarihi 20 Mayıs, 2008
AKP’den özel düzenleme ve kota imtiyazları koparan Cargill,
formülü buldu! ABD firması, genetiğiyle oynanmış ucuz mısırdan ürettiği şekerle
yılda 170 milyon dolar kâr elde ediyor.
KÖPEKSİZ KÖY BULDULAR, DEĞNEKSİZ
GEZİYORLAR!
Şekerin tadı kaçtı!
Özel düzenlemeler ve kota imtiyazlarıyla AKP tarafından meşrulaştırılan ABD’li
Cargill firması, genetiğiyle oynanmış ucuz mısırdan şeker üreterek yılda 170
milyon dolarlık kâr elde ediyor
ABD’li Cargill şirketine özel yasal düzenlemelerle tartışma
yaratan AKP, resmen genetiğiyle oynanmış ucuz mısırdan şeker üreten ve yıllık
170 milyon dolar kâr eden bir ’dev’ yarattı. Danıştay’ın önceki iptal
kararlarına karşın bu yıl yine Cargill için şeker kotası artırımına giden
hükümetin meşrulaştırdığı firmanın, yıllık 160 bin ton NBŞ (Nişasta bazlı
şeker) kotası olan ve ülkemizde 90 milyon dolarlık yatırımı bulunuyor.
Sektör yabancı cenneti
oldu!
“NBŞ (nişasta bazlı şeker) sektöründeki yüksek kâr oranı, ülkemizi
yabancı sermaye açısından cennete dönüştürmektedir” ifadesinin kullanıldığı
Şeker-İş’in yayın organında, “Arkasına IMF gibi küresel güçlerin desteğini alan
NBŞ sektöründeki firmalar üretimini dışarıya satmak yerine iç piyasaya daha
fazla sokabilmek amacıyla NBŞ kotasının arttırılması için mücadele
vermektedirler.” denildi.
AKP, tesisleri meşrulaştırdı
Cargill, ülkemizin ilk şeker fabrikalarından biri olan Alpullu şeker
fabrikasını satın alıp bölgede şeker pancarıyla üretilen şeker sektörünü
baltaladı. Genetiği değiştirilmiş mısırdan şeker üreten Cargill’in üst düzey
yönetici yakınları vasıtasıyla Türkiye’ye sokulan ithal mısırı satın alıp, bu
mısırdan ürettiği yüksek fiyatlı nişasta bazlı şekeri ortağı Ülker’e verdiği de
bilinenler arasın-
da. Birinci sınıf tarım arazisine sanayi tesisi kurmaktan dolayı çalışma izni
alamayan Bursa Orhangazi’deki Cargill firması 7 yıldır faaliyette. Bu suçtan
dolayı firmanın tesisi 2006 yılında sadece 47 gün mühürlü kalmıştı. Bütün
hükümetlerin üretim yapması için adeta seferber olduğu firma için bölge “Özel
Endüstri Bölgesi” dahi ilan edilmişti. Bu karar Danıştay’dan dönünce AKP
hükümeti yasa çıkararak Cargill tesislerini meşrulaştırma yoluna gitti.
Kaçağa ‘kesme’ kılıfı
Şeker kaçakçılarının, faaliyetlerini kamufle edebilmek, yurt içi
piyasaya daha rahat ürün sürebilmek ve kârını artırabilmek için, şekeri “kesme
şeker” olarak işlemeye yöneldiği belirlendi. “Kesme-küp şeker tesisi” olarak
üretim izni alan firmalar, yurt içindeki fabrikalardan, kaçak şeker işleme
faaliyetlerini kamufle etmek için düşük miktarlarda şeker alırken, İran, Irak
ve Suriye’den getirdikleri şekeri burada işleyerek, yurt içi piyasaya sürüyor.
Özellikle Doğu ve Güneydoğu’da çok sayıda “kesme şeker tesisi” kurulduğu
dikkati çekti. Bu firmaların, kaçak şekeri kamufle etmek için yurt içindeki
firmalardan az miktarda şeker alırken, yüksek miktarlardaki kaçak şekeri
işledikleri, her hangi bir şikayet durumunda da yurt içinden satın aldıkları
şekere ilişkin belgeleri gösterdikleri ortaya çıktı.
Haber : Müge BEZİRCİ / YENİÇAĞ
TARIM ARAZİLERİ YOK EDİLİYOR:
“CARGILL”E AF TBMM GÜNDEMİNDE
18.03.2008 itibariyle Türkiye Büyük Millet Meclisi‘nde
görüşülmekte olan "Toprak Koruma ve
Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ve Diğer
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" hakkında Odamız
tarafından 01.03.2008 tarihinde yapılan basın açıklaması aşağıdadır.
"Anayasa Mahkemesi‘nin,
Cargill‘i kurtarmak amacıyla tarım dışı amaçla kullanıma açılmış tarımsal
arazilere af öngören yasa maddesinin yürürlüğünü durdurma kararı devam ederken,
Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu ve 3 Milletvekilinin; Toprak Koruma
ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ve Diğer
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Cargill‘i kurtarmak için
yeniden mecliste gündeme geldi.
Birinci sınıf tarım arazisine
sanayi tesisi kurmaktan dolayı çalışma izni alamayan Bursa Orhangazi‘deki
Cargill firması 8 yıldır faaliyette bulunuyor. Bu suçtan dolayı firmanın tesisi
2006 yılında sadece 47 gün mühürlü kalmıştı. Bütün hükümetlerin üretim yapması
için adeta seferber olduğu firma için bölge "Özel Endüstri Bölgesi"
dahi ilan edilmişti. Bu karar Danıştay‘dan dönünce hükümet yasa çıkararak
Cargill tesislerini meşrulaştırma yoluna gitti.
1865 yılında ABD‘de kurulan Cargill
şirketi çevreyi kirleten fabrikaları, genetiği değiştirilmiş mısır ve nişasta bazlı şeker üretimi ve ithalatı ile ün
salmış bir kuruluş. Tarım gıda alanında ABD‘nin ilk beş, dünyanın ilk on
şirketi arasında yer alıyor. Bu büyüklüğüne rağmen borsada işlem görmeyen bir aile şirketi olan Cargill ile ilgili
veriler, çoğunlukla "tahmin edilmektedir" notu ile yayınlanıyor.
Cargill‘in ABD siyasetindeki gücünün oldukça yüksek olduğu biliniyor. Firma
dünyanın 61 ülkesinde faaliyet gösteriyor ve 60 milyar doları aşan yıllık
ciroya sahip.
1960‘lı yıllardan beri Türkiye‘de
iş yapan Cargill, ülkemizde Marmara bölgesine konuşlanmış durumda.
Orhangazi Ovası‘nda 195 bin metrekare "birinci sınıf tarım arazisini"
en uygun yer olarak kendine seçen kuruluş, 1986 yılında İstanbul şubesini açan
ve yurt dışından getirdiği veya Türkiye‘den satın aldığı hububat, yağlı
bitkiler, yem ve pamuk ürünlerinin yurtiçinde ticaretini yapan şirketin ABD ve
Amerika kıtasında kabul görmeyen bir takım "deneysel" ürünleri,
gelişmekte olan ülkelerde denediği de iddia ediliyor.
Cargill daha sonra ülkemizin ilk şeker fabrikalarından biri olan Alpullu şeker fabrikasını satın alıp bölgede şeker pancarıyla üretilen şeker sektörünü baltaladı.Genetiği değiştirilmiş mısırdan şeker üreten Cargill‘in üst düzey yönetici yakınları vasıtasıyla Türkiye‘ye sokulan ithal mısırı satın alıp, bu mısırdan ürettiği yüksek fiyatlı nişasta bazlı şekeri ortağı Ülker‘e verdiği de bilinenler arasında.
Cargill‘in Pendik‘te bulunan fabrikada Ülker ile ortaklığı ise, İngiliz Cerestar firmasını satın alması ile oldu. Cargill ayrıca Hendek‘te bulunan fındık işleme tesisinde işlediği fındıkları yurtdışına satıyor. Cargill şirketinin kurulduğu birinci sınıf tarım arazisinin sanayi bölgesi ilan edilmesinin dışında başka bir talebi daha var. İkinci isteği şeker yasası ile getirilen kotadan glukozun çıkarılması ve fruktoz için ise kotanın Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) üreten 5 fabrikanın tüm kapasitelerini kullanabilecekleri şekilde genişletilmesiydi.
Cargill daha sonra ülkemizin ilk şeker fabrikalarından biri olan Alpullu şeker fabrikasını satın alıp bölgede şeker pancarıyla üretilen şeker sektörünü baltaladı.Genetiği değiştirilmiş mısırdan şeker üreten Cargill‘in üst düzey yönetici yakınları vasıtasıyla Türkiye‘ye sokulan ithal mısırı satın alıp, bu mısırdan ürettiği yüksek fiyatlı nişasta bazlı şekeri ortağı Ülker‘e verdiği de bilinenler arasında.
Cargill‘in Pendik‘te bulunan fabrikada Ülker ile ortaklığı ise, İngiliz Cerestar firmasını satın alması ile oldu. Cargill ayrıca Hendek‘te bulunan fındık işleme tesisinde işlediği fındıkları yurtdışına satıyor. Cargill şirketinin kurulduğu birinci sınıf tarım arazisinin sanayi bölgesi ilan edilmesinin dışında başka bir talebi daha var. İkinci isteği şeker yasası ile getirilen kotadan glukozun çıkarılması ve fruktoz için ise kotanın Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) üreten 5 fabrikanın tüm kapasitelerini kullanabilecekleri şekilde genişletilmesiydi.
2004‘te
gerçekleştirilen ilk yasal düzenleme, tarım dışı amaçla kullanılmaması gereken
tarım arazileri üzerine kurulan tesisler için, altı aylık sürede gerekli
işlemleri yaptırmak kaydıyla af öngörüyordu. Yerel yönetimlerin karşı çıkmaları
ve yargı kararları nedeniyle Cargill ilk düzenlemeden yararlanamadı. Bunun
üzerine Bursa Milletvekili Karapaşaoğlu, suyunu İznik Gölü‘nden elde eden ve
atıkları tarım arazilerine zarar veren, doğal varlıkların korunmasının
toplumsal bir görev olarak vurgulandığı Anayasal bilinci hiçe sayan Cargill‘i
kurtarmak için 2006 yılı şubat ayında ikinci bir yasa teklifi verdi. Cargill‘i
kurtarmayı amaçlayan 3. geçici madde; "11/10/2004 tarihinden önce, gerekli
izinler alınmadan tarım dışı amaçlı kullanıma açılmış bulunan arazilerin
istenilen amaçla kullanımı için, bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren bir yıl
içerisinde Bakanlığa başvurulması, hazırlanacak toprak koruma projesine
uyulması ve tarım dışı kullanılan tarım arazilerinin her metre karesi için beş
Yeni Türk Lirası ödenmesi şartıyla izin verilir. Söz konusu arazi ve tesislerin
istenilen amaçla kullanımı için çeşitli kurumlardan alınması gerekli ruhsat,
izin gibi işlemler, Bakanlığa başvuru tarihinden itibaren 2 yıl içerisinde
tamamlanıncaya kadar başvuru sahipleri faaliyetlerine devam ederler..."
ifadelerini içermektedir. Bu madde Cargill‘in tarım arazisi üzerine yaptığı
tesislerin yıkılmaktan kurtarılması için şirkete üç yıl süre kazandırmaktadır.
Bir önceki Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer tarafından "Özellikle bir yabancı şirkete ya da belirli
şirketlere ilişkin, izin ya da ruhsatı hukuka aykırı bulunarak yargı kararı ile
iptal edilen tarım arazilerinde kurulu sanayi tesislerinin üretim
etkinliklerini sürdürmelerine olanak sağlayan yasa kuralının, hukuk devleti,
Anayasa‘nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü, yargı kararlarının bağlayıcılığı
ilkeleriyle bağdaşmadığı" hükmüyle veto edilen yasa, TBMM Genel Kurulu‘nda
2007 yılı Ocak ayında yeniden
görüşülerek yasalaştı. Ancak yasa Anayasa Mahkemesi‘ne taşınmış ve
yürürlüğün durdurulması kararı alınmıştır. Söz konusu karar şöyle demektedir:
"31.1.2007 günlü, 5578 sayılı Toprak Koruma ve Arazi
Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun‘un 6. maddesiyle
3.7.2005 günlü, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu‘na eklenen
geçici 3. maddenin, Anayasa‘ya aykırılığı konusunda güçlü belirtiler bulunduğu
ve uygulanması halinde sonradan giderilmesi güç veya olanaksız durum ve
zararların doğabileceği gözetilerek esas hakkında karar verilinceye kadar
yürürlüğünün durdurulmasına, 19.2.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi."
Sonuç 22.02.2007 tarihinde Resmi
Gazete‘de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Hukuka uygun tesis edilmeyen, tarım
dışı amaçla kullanılmaması gerektiği yönünde verilen bir çok yargı kararı
bulunan Cargill‘in faaliyetine devam etmesi açık bir şekilde hukuk ihlalidir.
Anayasa‘ya göre (md.138/son) yargı kararlarının derhal, gecikmeksizin
uygulanması Anayasa‘nın amir hükmü gereğidir. Bu emre aykırı davranmak ise
suçtur. 22.11.2007 tarihinde kararın tebliğ edilmesine rağmen gereğini yerine
getirmeyen Bursa Valiliği de bu hukuksuzluğa ortak olmaktadır.
Açıktır ki Cargill "in
çıkarları, Türkiye "nin pancar şekeri üretimini dünyada emsali olmayan
bir biçimde daraltıp, yerine Nişasta Bazlı Şeker üretimine alan açması
yönündedir. Bunun en kolay yolu, bir yandan yasal mevzuatın ve kotaların bu
biçimde düzenlenmesi, diğer yandan özelleştirme kapsamında olan Türkiye
Şeker Fabrikaları A.Ş. (TŞFAŞ)‘ nin tasfiye amacıyla özelleştirilmesinden
geçmektedir. Ayrıca Cargill-Türkiye-‘nin Yönetim Kurulu üyesi Muzaffer Sayınataç‘ın, aynı
zamanda Şeker Üst Kurulu‘nun
üyesi olması da bu konuda dikkatleri çekmektedir.
Türkiye‘de 2006 rakamları ile ektiği
şeker pancarını sadece TŞFAŞ fabrikalarına satan aile sayısı 187 bin 510"dur. Her yıl çapa döneminde
yaklaşık 250 bin tarım işçisi pancar
tarlalarında iş bulmaktadır. TŞFAŞ "de istihdam edilen işçi
sayısı 12 bin 454‘tür. Görünen o ki,
iddiaların aksine Cargill istihdam yaratmamakta, sermayenin çıkarları
için milyonlarca köylüyü toprağından kopararak işsiz bırakmaktadır.
Cargill ve Cargill gibi tarım
arazisi üzerine yasa dışı yollarla tarım dışı kullanım için kurulmuş 22 bin civarı
tesis tarımı, tarım işçisini sermayeye bağımlı hale getirmekte, binlerce
emekçinin ve ailelerinin yaşam hakkını ellerinden almaktadır.
Harita ve Kadastro Mühendisleri
Odası olarak, 19.02.2008‘de TBMM Çevre Komisyonu‘ndan geçen son düzenleme ile
Cargill‘e af ısrarından bir an önce vazgeçilmesini talep ediyor, tarım
arazilerinin sermaye tarafından yağmalanmasını engellemek için gerekli yasal
düzenlemelerin yapılması gerektiğini belirtiyoruz. Bursa Milletvekili Mehmet
Altan Karapaşoğlu, Bursa‘nın temel sorunlarından olan kaçak yapılaşmayla, diğer
kentlerle bağlantısını pekiştirecek olan demiryollarıyla ya da liman kenti olma
yolunda hızla ilerlediği dönemde önüne çıkan altyapı sorunlarıyla ilgili
herhangi bir girişimde bulunmazken, zamanını Cargill‘i kurtarmak için harcaması
önemli bir bilinç kaymasına işaret etmektedir. Unutulmaması gerekir ki, meclis
yasama yetkisini sermayenin değil, emekçinin, işçinin lehine kullanmalı;
sermayeye değil halka karşı sorumlu olduğunu unutmamalıdır. Nesnel koşullar,
üretim güçleri, tarih emekçiden yanadır."
TMMOB/HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI/MART 2008
"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder