EMPERYALİZME HİZMET EDENLER CUMHURİYET REJİMİNİN BAĞIMSIZ KURUMLARININ HEPSİNİ ELE GEÇİRMEK İSTİYOR.ÇÜNKÜ KURTULUŞLARININ BAĞIMSIZ BİR TEK KURUM DAHİ KALMAYINCA GERÇEKLEŞECEĞİNE İNANIYORLAR.HER KURUMUN AYNI ZİHNİYETİN ELİNDE OLMASI DURUMUNDA ELEŞTİREN KALMAYACAĞINI DÜŞÜNÜYORLAR.BU DUYGU VE DÜŞÜNCE ONLARI SALDIRGANLAŞTIRIYOR VE KONUSU SİYASET OLMAYAN KURUMLARDA YANDAŞLARLA DOLDURULMAYA ÇALIŞILIYOR.BUNU DA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERLE KAŞLA GÖZ ARASINDA; NE MUHALEFETE ;NEDE KONUNUN UZMANI İLGİLİLERE SORMADAN YAPIYORLAR.AŞAĞIDA İNGİLİZ BİLİM DERGİSİNDEN (NATURE) TÜRKİYE'DEKİ BİR AKP REZİLLİĞİNİ DAHA GÖRECEĞİZ.
DAHA ÖNCE AYAKTA KALAN BİR KAÇ BAĞIMSIZ GAZETEDE (istisna ben Aydınlıkta okudum) HABER OLDU MU DERSİNİZ?
BİLİMİN BAĞIMSIZLIĞINA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERLE DARBE VURULURKEN EMPERYALİSTİN MERKEZİNDEKİ BAĞIMSIZ DERGİDEN SES GELİYOR FAKAT ALLANIP PULLANIP TV EKRANLARINI SÜSLEYEN TÜRK (Olduğunu iddia eden) MEDYASINDAN SES YOK.
Dünyanın en saygın bilim dergilerinden Nature, AKP'nin TÜBA
ve TÜBİTAK "Operasyonu’nu eleştirdi ve "Türk
hükümeti akademik özerkliği aşındırıyor" diye yazdı
İngiltere merkezli Nature dergisinde bu konu başyazıda ele alındı.
Hükümetinin Kanun Hükmünde Kararname ile Türkiye Bilimler Akademisi'ne üye atama yetkisi almasını eleştiren yazıda tüm dünyadaki bilim insanları "Türk hükümetinin akademik özerkliği aşındırma çabalarını" protesto etmeye çağrıldı.
Nature, "TÜBA, dünya sahnesinde küçük görünebilir. Ancak, akademi, dünya politikasında önemli yer tutan bir ülkede yaşanan genel antidemokratik dönüşümün simgesidir. Bu ele geçirmeye meydan okunmalı" diye yazdı.
Ünlü bilim dergisinin "Tam bir Türk darbesi" adlı başyazısı özetle şöyle:
"TÜRK HÜKÜMETİ OLAĞANDIŞI BİR BİLİMSEL DARBE GERÇEKLEŞTİRDİ. TÜRKİYE'NİN İKİ ANA BİLİM KURUMU ÜZERİNDE KENDİSİNE DAHA SIKI KONTROL SAĞLADI. TÜBA'NIN YÖNETİMİ O KADAR DEĞİŞTİRİLDİ Kİ ARTIK BİR AKADEMİ OLARAK BİLE GÖRÜLMEYEBİLİR.
BU HAREKET, TÜRK BİLİM İNSANLARINI ŞAŞKINA UĞRATTI. BU, TÜRK TOPLUMU İÇİN DE BİR ALARM ZİLİ OLMALI.
TÜBİTAK, HÂLİHAZIRDA HÜKÜMETE YAKINDI. ŞİMDİ BU İLİŞKİ GÜÇLENDİRİLDİ VE KURUMSALLAŞTIRILDI. ENSTİTÜLERİN ULUSAL AKADEMİLERE BAĞLANDIĞI SOVYET MODELİ GÖZDEN DÜŞTÜ. HÜKÜMET TÜBA'NIN ÜYELERİNE KARIŞMAK İLE BÜYÜK BİR HATA YAPTI. HER DEMOKRATİK ÜLKENİN BAĞIMSIZ BİLİMSEL TAVSİYE SAĞLAMASI İÇİN BAĞIMSIZ AKADEMİLERE İHTİYACI VAR. ANCAK BU HÜKÜMET UZMANLARIN ÖĞÜTLERİNE HİÇ SAYGI GÖSTERMİYOR. BU KARARININ AKILLICA OLUP OLMADIĞINA DAİR BİLİM TOPLUMUNA, HATTA MUHALEFETE BİLE DANIŞMADI."
Nature, "Bu karar kabul edilirse TÜBA dünya bilim camiasından dışlanır" ifadesiyle de akademi üyelerinin endişelerinin yersiz olmadığını gösterdi, dünya bilim insanlarını TÜBA'ya destek vermeye çağırdı.
Eğer düzenleme bu haliyle kalırsa, bilim dünyası, bilimsel kriterlere uygun olmadığı için TÜBA'yı resmi olarak tanımadığını açıklayacak. TÜBA üyeleri ise toplu istifanın eşiğinde Cumhurbaşkanı Gül ile görüşmeyi bekliyor...
İngiltere merkezli Nature dergisinde bu konu başyazıda ele alındı.
Hükümetinin Kanun Hükmünde Kararname ile Türkiye Bilimler Akademisi'ne üye atama yetkisi almasını eleştiren yazıda tüm dünyadaki bilim insanları "Türk hükümetinin akademik özerkliği aşındırma çabalarını" protesto etmeye çağrıldı.
Nature, "TÜBA, dünya sahnesinde küçük görünebilir. Ancak, akademi, dünya politikasında önemli yer tutan bir ülkede yaşanan genel antidemokratik dönüşümün simgesidir. Bu ele geçirmeye meydan okunmalı" diye yazdı.
Ünlü bilim dergisinin "Tam bir Türk darbesi" adlı başyazısı özetle şöyle:
"TÜRK HÜKÜMETİ OLAĞANDIŞI BİR BİLİMSEL DARBE GERÇEKLEŞTİRDİ. TÜRKİYE'NİN İKİ ANA BİLİM KURUMU ÜZERİNDE KENDİSİNE DAHA SIKI KONTROL SAĞLADI. TÜBA'NIN YÖNETİMİ O KADAR DEĞİŞTİRİLDİ Kİ ARTIK BİR AKADEMİ OLARAK BİLE GÖRÜLMEYEBİLİR.
BU HAREKET, TÜRK BİLİM İNSANLARINI ŞAŞKINA UĞRATTI. BU, TÜRK TOPLUMU İÇİN DE BİR ALARM ZİLİ OLMALI.
TÜBİTAK, HÂLİHAZIRDA HÜKÜMETE YAKINDI. ŞİMDİ BU İLİŞKİ GÜÇLENDİRİLDİ VE KURUMSALLAŞTIRILDI. ENSTİTÜLERİN ULUSAL AKADEMİLERE BAĞLANDIĞI SOVYET MODELİ GÖZDEN DÜŞTÜ. HÜKÜMET TÜBA'NIN ÜYELERİNE KARIŞMAK İLE BÜYÜK BİR HATA YAPTI. HER DEMOKRATİK ÜLKENİN BAĞIMSIZ BİLİMSEL TAVSİYE SAĞLAMASI İÇİN BAĞIMSIZ AKADEMİLERE İHTİYACI VAR. ANCAK BU HÜKÜMET UZMANLARIN ÖĞÜTLERİNE HİÇ SAYGI GÖSTERMİYOR. BU KARARININ AKILLICA OLUP OLMADIĞINA DAİR BİLİM TOPLUMUNA, HATTA MUHALEFETE BİLE DANIŞMADI."
Nature, "Bu karar kabul edilirse TÜBA dünya bilim camiasından dışlanır" ifadesiyle de akademi üyelerinin endişelerinin yersiz olmadığını gösterdi, dünya bilim insanlarını TÜBA'ya destek vermeye çağırdı.
Eğer düzenleme bu haliyle kalırsa, bilim dünyası, bilimsel kriterlere uygun olmadığı için TÜBA'yı resmi olarak tanımadığını açıklayacak. TÜBA üyeleri ise toplu istifanın eşiğinde Cumhurbaşkanı Gül ile görüşmeyi bekliyor...
A very
Turkish coup
Scientists around the world should protest
efforts by the government of Turkey to erode academic autonomy. And the wider
world should note the threat to democracy.
On the eve of a week-long holiday to celebrate
the end of the fasting period of Ramadan, the Turkish government executed an
extraordinary scientific coup. On 27 August, it issued a decree with immediate
effect, giving itself tighter control of Turkey's two main scientific
organizations: the funding agency TÜBİTAK
and the Turkish Academy of Sciences (TÜBA), the governance of which is now so
altered that it can no longer be considered an academy at all.
The move has startled and appalled Turkish
scientists. It should also sound an alarm bell throughout Turkish society. The
government of Prime Minister Recep Tayyip Erdoğan
is also taking greater control of other sectors through a series of decrees
requiring no parliamentary debate. In the past few weeks, for example, it has
brought under direct government supervision ten previously independent
regulatory bodies, including some financial institutions and media regulators,
as well as the Natural and Cultural Assets Conservation Committee, which
determines environmentally protected zones.
TÜBİTAK, the Scientific and Technological
Research Council of Turkey, was already close to the government. Now that
relationship has been reinforced and institutionalized. A triumvirate of
president, prime minister and science minister will appoint some members of TÜBİTAK's decision-making scientific board, and
nominate its president and two vice-presidents. The triumvirate lost no time,
and on 30 August it replaced the incumbent president with electrical engineer
Yücel Altunbaşak, rector of the TOBB University of
Economics and Technology in Ankara. The government will also have much more
influence over the choice of other board members.
“The
takeover must be challenged.”
At least TÜBİTAK
is a state agency. It matters much more that the government is taking over
TÜBA, which was founded in 1993 as an autonomous organization under the
patronage of the prime minister. It has nearly 82 full members (from a total
membership of 140) and has been doing all the things academies should do — including
offering scientific advice to the government, publishing reports, and giving
scholarships and awards. TÜBA has also been active in international
organizations of academies such as the InterAcademy Panel, ALLEA (the
organization of European academies) and the Association of Academies of
Sciences in Asia (AASA).
A June decree transferred TÜBA to the Ministry
of Science, Industry and Technology. The current decree raises the number of
full members to 150. One-third will be appointed by the government and
one-third by YÖK, the Higher Education Council, most of whose members are in
turn appointed by the government or president.
The current decree also says that TÜBA will be
involved in creating a series of basic-research institutes. What this means is
unclear, because no budget for institutes has been announced, and the
government has recently effectively closed down the only non-university
basic-research institute, the Feza Gürsey Institute (see Nature 477, 33; 2011).
If the intention to create basic-research institutes were sincere, it would be
a welcome counterbalance to this government's naive encouragement of only
applied research. But the academy would not be the right place for them. The
Soviet model of linking institutes to national academies has been discredited,
and post-Soviet countries quickly moved to separate the entities.
The government has made a big mistake in
interfering with TÜBA's membership. Every democratic country requires an
independent academy to provide independent scientific advice. But then this
government shows little respect for expert advice. It did not consult the
scientific community (or even its political opposition) on the wisdom of the
move — just as it didn't consult when it created a catastrophic law last year
(see Nature464, 478; 2010)
intended to regulate the use of genetically modified plants, but which
unintentionally crippled all molecular biology research. (Scientists continue
to work by ignoring the law.)
The academy is appealing to President Abdullah
Gül to reverse the decree. Academies all around the world should write to Gül
too. Many TÜBA members say that if this approach fails, they will resign as
soon as the government's first appointments are made. They would be right to do
so. At this point, international organizations of academies should formally
derecognize TÜBA on the grounds that it no longer meets the membership criteria
of self-governance and appointment solely on scientific merit.
Scientists around the globe need to respond to
this. Although the fate of one academy may seem small on the world stage, it is
symbolic of a general anti-democratic shift in a country that is pivotal in
world politics. The takeover must be challenged.
"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder