Zemzem towers veya beyt el ebrac binası ve yanıbaşında Kabe
Hz. Peygamber insanlığı kurtarmak için mücadele verdi. Ve mütevazi bir hayat sürdü
dünyadan göçtü. Geride Kuranı Kerim ve İslam dinini bıraktı. -Ve Kabe dünyanın süper zengini Suudi kralları tarafından kendi ihtişamlarını yansıtması için ayaklar altına alınıyor.
Not:Aşağıdaki fotoğrafta Osmanlı döneminde Mekke/Kabe ve arka tarafta Ecyad kalesi
İnsanlık tarihinin ortak kültür mirası Kabe…Yaşanmış tarihin de en önemli eserlerinden. Arapça “Beytullah” adıyla da bilinir. “Allahın evi” anlamına gelen. Hz.İbrahim zamanında yapıldığı hakkında dini görüşler vardır. Kabe’nin yapılış amacı insanoğlunun Allahın varlığını ve birliğini tanıması, ona yakarması ve ölüm gerçeğini hatırlamasıdır.
İslam Peygamberi Hz. Muhammed, Allah’tan aldığı mesajları Mekke’de insanlara duyurdu. İslam adına mücadelesini Kabede verdi. Kurulu düzene karşı geldi. Dünya malı zenginlik ve yönetimde üstün güç kralık veya imparatorluk peşinde koşmadı. Gün geldi, Mekke’nin hakim yöneticileri kendi çıkarlarına ters düştüğü için onu öldürmeye karar verdiler. Ve Hz. Muhammed Mekke’yi terk ederek Medine’ye hicret etti.
Ve sonra İslam adına yapılan savaşlar. Müşrik olarak kabul edilen Kureyşliler ve işbirliği yapanlar yenilgiye uğratıldı. Mekke MS 630 yılında İslam ordusunun eline geçti. Hz. Muhammed’in Mekke’yi fethi, Kabe üzerine yürümesi, putların boyunlarına takılan kanca ve bastonlarla parçalanması…Ve ardından gelen ilk ezan sesi ile Mekke ve Kabe İslam inancının kalbi özelliğini ebediyen kazanmış oldu. Buraya kadar anlatılanlar İslam tarihi ve onun peygamberi Hz. Muhammed döneminin kısa özetidir.
…
VE TÜRKLER GELDİ HİCAZ’A
Aradan geçen yüzyıllar sonrası Selçuklular zamanından itibaren Türkler de Mekke ve Hicaz ile yakından tanıştılar. Memluk Devleti ve daha sonra Yavuz Sultan Selim zamanında 1517 yılında Hicaz Osmanlı’ya bağlandı. Osmanlı Mekke’nin yönetimini Emir veya Şerif adı verilen yerel din önderlerine bıraktı. Gelenekler içerisinde Hicaz yönetilme başlandı. Türkler İslam’a saygılı ve onun adına dünyanın geniş coğrafyasında mücadele yapan bir milletti. Osmanlı İslamı Avrupa içlerinde de yaydı. O günün şartlarında Osmanlı padişahları aynı zamanda Hz. Muhammed’in vekili ve de halifesi idi. Padişahlar hacca gidemediler ama her yıl Hicaz yöresine “Sürre-i hümayun” adıyla hac kervanı gönderdiler. Kabe’nin anahtarı, örtüsü dahil Mekke halkının ihtiyaçları karşılanıyordu.
…
Şartlar değişti. 1700’lü yıların sonlarına doğru Osmanlının bir parçası olan Arabistan yarım adasını, Kızıldeniz sahillerinden tehdit eden Hristiyan ve batılı ülke askeri saldırıları, onların kışkırtmaları ile yörenin Arap isyanları gündeme geldi. Osmanlı Mekke ve Kabe’nin güvenliğini sağlamak üzere 1790’lı yılarda Ecyad kalesini yaptırdı. Burasını kısa sürede askeri kışlaya çevirdi.
Osmanlının veya Türklerin Arabistan yarımadasından, Hicaz ve Yemen’den çekilmeleri tam bir trajedi idi. İngilizlerin Hicaz yöresinde önce Şerif Hüseyin’e ve arkasında da Suud ailesine destek vermeleri, Lawrence’nin isyan ettirdiği Arapların silahlı saldırılarda bulunması ve çok sayıda Türk askerinin çöl kumlarında kanlarının akıtılması trajedinin yansımalarıdır. Türkler, İslam’a olan inançları ve Hz. Peygamberi olan bağlılıklarının sonucunu böyle gördüler. Ve tarihler 1918’i gösteriyordu.
…
ECYAD KALESİNİN YIKTILAR E YERİNE GÖKDELEN DİKİYORLAR
2002 yılı içinde Mekke’de Kabe yakınındaki tepe üzerinde 23 dönümlük alanı kaplayan tepe üzerindeki Osmanlı yapımı Ecyad kalesi Suud yönetimi tarafından birdenbire yıkıldı. Türkiye’den tepkiler gelmesine rağmen Ecyad kalesinin yıkılması önlenemedi.
Suudi yönetimi yıktığı Osmanlı kalesinin bulunduğu tepe üzerine dünyanın en yüksek ve büyük binasını yaptırmaya karar verdi. Suudi ben Ladin inşaat şirketine 550 milyon dolar ödenerek yaptırılacak olan binanın adı “Abraj el beyt” olarak tespit edildi. 530 metreyi bulan ana gövdenin yüksekliği üzerine yerleştirilen anten ile birlikte 570 metreyi buluyordu. 2010 yılında bitirilmesi üzerinde anlaşma yapılmıştı.
Suudi Kralı Abdülaziz’in vakfı olarak yaptırılan Abraj el beyt binası, Kabe’nin güney kıyısında idi. Günümüzde Kabe’ye gidenlerin sürekli görecekleri inşaatı devam eden devasa bir yapıdır. 7 yıldızlı otel hizmeti vermesi için tasarlanmıştır. Aynı anda 100.000 kişinin barınabileceği, bir yıl boyunca 5 milyon kişiye hizmet vermesi düşünülmüş.
Ancak dünyanın en yüksek gökdeleni olarak yaptırılan Abraj el beyt binası, Kabeyi ayaklar altına alıyor. Suudi kralının kendi zenginliğini, haşmetini göstermesi için yaptırılmıştı gökdelen. Basit bir ifade ile aynı bina eğer hac hizmetleri verecekse Mekke’nin uzak bir yerine de yaptırılabilirdi. Bunu böyle yapmadılar. Kabe’yi ayaklar altına alacak şekilde olması, Suudilerin zenginliği ve gücünü yansıtması düşünüldü. Dünya kültür mirası içinde olması ve tarihi özelliklerini koruması gereken Mekke ve kabe yöresine yapılan mimari müdahaleler sonucu ortaya çıkan görüntü insanın midesini bulandırıyor. İslam Peygamberi, kendisini ilah gören ve dünyanın en yüksek mezarını “piramit” olarak yaptıran Firavun düzenine savaş açmıştı. Ama günümüzde dünyanın para firavunları kendi egolarını tatmin için yapmadıklarını bırakmıyor. Ecyad kalesinin yıkılması ve yerine Abraj el beyt binasının yaptırılması gibi.
Kabe ve Güneydeki Gökdelen binasının uydu görüntüsü
Osmanlının yaptırdığı Ecyad kalesi, yıkılmadın önce
Osmanlı dönemindeki Kabe ve hac kervanınn gelişi, 18.yy
Ecyad kalesinin yerine yapımı sürdürülen Gökdelen binası
Ne dersiniz yalan dünyanın gerçekleri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder