KOZİNOĞLU’NUN
AYDINLIK’A MEKTUBU - 1
Türkiye’nin yıllardır en çok
merak ettiği ve kamuoyunun “Hayalet” lakabıyla tanıdığı MİT’çi Kaşif Kozinoğlu,
geçtiğimiz Cumartesi akşamı tutuklu olduğu Silivri Cezaevi’nde hayatını
kaybetti.
Kozinoğlu, yargılanacağı Odatv davasında 22
Kasım Salı günü ilk duruşmasına çıkacaktı. Duruşmasına 10 gün kala, henüz
kesinleşmeyen bir nedenle hayatını kaybetti. MİT’çinin sır ölümüyle ilgili,
bütün kamuoyunda olduğu gibi, Kozinoğlu’nun hem yakın çevresi hem de devre
arkadaşlarının kafasında soru işaretleri gittikçe büyüyor. En büyük soru işareti ise Adalet Bakanlığı’nın ölüm
sebebi olarak “ağır ve yoğun spor yapması” şeklindeki açıklamasının, Kozinoğlu’nun
koğuş arkadaşları tarafından doğrulanmaması.
Kendi
kaleminden
Kaşif Kozinoğlu’nun ölüm haberi duyulur
duyulmaz, herkesin ilk tepkisi “Sırlarıyla öldü” oldu. Gazeteler “MİT’in kara
kutusuydu” manşetleri attı. Ancak Kozinoğlu, sırlarının bir bölümünü ölmeden
önce kendi el yazısıyla kaleme aldı ve bu notları Aydınlık’la paylaştı.
Aydınlık, “Kendi el yazısıyla Kozinoğlu’nun sırları” yazı dizisini bugün
başlatıyor.
Gündem
değiştirecek mektup…
Fethullah Gülen cemaatinin Türk
Cumhuriyetlerindeki örgütlenmesi… Cemaat hiyerarşisi ve işleyişi… MİTCIAcemaat
bağlantıları… Hakan Fidan ve MİT’te yeni dönem… Abdullah Gül-Tayyip
Erdoğan-Fethullah Gülen ilişkileri ve karşıtlıkları… Anayasa Mahkemesi ve
AKP’ye kapatma davası… Mehmet Eymür ve Ergenekon tertibi… Eymür ve cemaat
ilişkileri… Kaşif Kozinoğlu’ndan Türkiye gündemini sarsacak açıklama ve
bilgileri el yazısından aynen kamuoyuyla paylaşıyoruz…
MİT’çi
Kozinoğlu, ABD’nin Gülen okullarını nasıl kullandığını anlatıyor:
Gülen
okullarının müdürleriCIA’ya rapor veriyor
İşte
Kozinoğlu’ndan gündemi sarsacak açıklamalar:
1-) Özbekistan, Rusya Federasyonu ve en son
Türkmenistan, Fethullah Gülen okullarını hangi gerekçe ile kapatıyorlar?
“İrticai faaliyetler!” Görevlilerden bir kısmı da anılan ülkelerdeki bağımsız
mahkemelerde yargılanıp hapis cezası alıyor. Diğer kısmı söz konusu ülkeden kovuluyor.
2-) Rusya Federasyonu anılan okulları
kapatırken bir tespit yapıyor. Basına yansımıştır anılan tespit: “Söz konusu
okulların ABD adına istihbari faaliyet gerçekleştirdikleri ve anılan okulların
ABD’li istihbaratçıların barınma yuvaları olduğu…”
3-) Anılan okulların faaliyet göstermesi için
çok büyük meblağlarda para gerekmektedir. Anılan para, Türkiye’deki bazı
işverenlerin bağışlarından elde edilen paranın çok üzerindedir. Bu paraları ABD
vermektedir. (N. Veren de benzeri şekilde ifade ediyor.)
4-) ABD, bu okulları sadece istihbarat ve
barınma bağlamında değerlendirmiyor. ABD’nin esas amacı, “söz konusu okullar
sayesinde, İran’ın Asya’daki Fundamentalist akımını engellemek ve dengelemek”.
5-) Söz konusu okulların 1. düşmanı İran’dır.
Fethullah Gülen hareketi, ABD İran’ı sevmediği için İran’ı düşman bellemiştir.
Anılan ülkelerde belirttiğim şahıslar, özellikle okul müdürleri o ülkelere
ilişkin raporlarını da belli periyotlarda anılan ülkelerdeki CIA temsilcileri
ile paylaşmaktadır. Ayrıca o şahıslar o ülkelerden bayanlarla evlenip o ülkenin
pasaportlarını da almaktadır…
Nurettin Veren, Fethullah Gülen’in eski
başmuavini ve 35 yıllık yol arkadaşı
Devre
arkadaşlarından Kaşif Kozinoğlu’yla ilgili önemli iddia:
Jandarmadan
bilgi sızdıran ekibi tespit etmişti
Odatv soruşturmasıyla tutuklanan MİT Orta Asya
Ülkeleri Daire Başkanvekili Kaşif Kozinoğlu, son yolculuğuna uğurlandı.
Cenazeye katılan Kozinoğlu’nun devre arkadaşları, Aydınlık’a yaptıkları
açıklamada, “Arkadaşımız CIA’nın hedefindeydi” dedi
Odatv soruşturmasıyla tutuklanan MİT Orta Asya
Ülkeleri Daire Başkanvekili Kaşif Kozinoğlu’nun cenazesi için öğle vakti
İstanbul Üsküdar’daki Selimiye Camisi’nde askeri tören düzenlendi. Törene
katılımın yoğun olduğu gözlenirken, devre arkadaşları Kozinoğlu’nun ani ölümüne
ilişkin Aydınlık’a konuştu.
’3-4
yıl önce rapor hazırladı’
Kozinoğlu ile aynı dönemde çalışan devre
arkadaşı, Orta Asya’da yaptığı özel çalışmalar nedeniyle Kozinoğlu’nun ABD
istihbarat teşkilatı CIA’nın hedefinde olduğunu öne sürdü. Kozinoğlu’nun gizli
belge sızdırdığı gerekçesiyle tutuklandığının altını çizen devre arkadaşları,
şöyle konuştu: “Arkadaşımız aslında 3-4 yıl önce jandarmadan bilgi sızdıran
ekibi tespit etmişti. Ülkemizde yaşananları iyice gözden geçirmeliyiz. Yaşanmış
ve yaşanacak olayları anlatan televizyon dizileri ve bazı haberler nasıl
yapılıyor? İşte arkadaşımız bunun üzerine çalışıyordu. Bir rapor hazırladı ve
bu raporu da üst düzey devlet yetkililerine verdi. Konumu ve yaptıkları
ortadadır. Arkadaşımız CIA’nın bile hedefindeydi.”
‘Kalp
krizi geçirmedi’
Fiziki olarak çok güçlü olduğuna dikkat çeken
silah arkadaşları, “Kaşif’in yanına hiç kimse yaklaşamaz. Onu darp edebilecek
biri yoktur. Yurt dışındaki spor müsabakalarında sayısız ödüller aldı” dedi.
Mesleği gereği kalp krizi geçirdiğini vücudundaki belirtilerden
anlayabileceğini ifade eden bir devre arkadaşı ise “Kalp krizinin kolda uyuşma,
göğüs kafesinde sıkışma gibi tipik belirtileri vardır. Arkadaşımız bunları çok
iyi bilirdi. Normalde kalp krizi öncesi yakınındakilere haber verebilirdi. Biz
kalp krizi geçirdiğini düşünmüyoruz” diye konuştu.
Silah arkadaşları, Silivri Cezaevi’ndeki
tutukluların yavaş yavaş öldürüldüğünü düşündüklerini belirtti: “70 yaşına
yakın insanları Silivri’de tutuyorlar. Oradaki tutukluların yavaş yavaş zehirlendiğini
düşünüyoruz. Cezaevinde doktor bile yok. Hiçbir akıl ve mantık Kozinoğlu’nun
kalp krizi nedeniyle öldüğüne inanmaz.”
Cenazeye
geniş katılım
Tören öncesi Kozinoğlu’nun eşi Yeşim, oğlu
Özel, annesi Belgin Kozinoğlu ile kız kardeşi Figen Bıçakçıoğlu, cami avlusunda
taziyeleri kabul etti. Cenaze törenine, Kozinoğlu’nun aile yakınlarının yanı
sıra eski MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun, MİT İstanbul Bölge Başkanı İsmail
Nişancı, MİT İzmir Bölge Başkanı Özel Yılmaz, eski İstanbul Organize Suçlarla
Mücadele ve Kaçakçılık Şube Müdürü Adil Serdar Saçan, Balyoz davası tutuklusu
eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın eşi Nilgün Doğan, oyuncu
Perran Kutman ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Cenaze törenine Genelkurmay Başkanlığı, MİT
Müsteşarlığı, İkinci Ergenekon davasının tutuklusu Yeni Parti Genel Başkanı
Tuncay Özkan ve çok sayıda üst düzey komutan da çelenk gönderdi. Kozinoğlu’nun
Türk bayrağına sarılı tabutu, törenden sonra Kozinoğlu’nun cenazesi götürüldüğü
Ümraniye Hekimbaşı’ndaki Kocatepe Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Kozinoğlu’nun
40 sayfalık savunmasına savcı el koydu!
Odatv soruşturmasıyla tutuklanan Milli
İstihbarat Teşkilatı (MİT) Orta Asya Ülkeleri Daire Başkanvekili Kaşif
Kozinoğlu’nun Silivri Cezaevi’nde el yazısıyla hazırladığı 40 sayfalık
savunmasına savcının el koyduğu öğrenildi. Cezaevi kaynaklarından edinilen
bilgiye göre, Kozinoğlu, mahkemeye sunmak üzere çok etkili bir savunma
hazırladı. Savcı, önemli bilgilerin yer aldığı bu 40 sayfalık el yazısı
savunmaya Kozinoğlu’nun koğuşuna giderek el koydu. Şüpheli bir şekilde yaşamını
yitiren Kaşif Kozinoğlu’nun 40 sayfalık el yazısı savunmasına, savcının bizzat
koğuşa giderek el koyması ise dikkat çekti.
Kozinoğlu’nun 40 sayfalık el yazısı
savunmasının içeriği ve dava dosyasına girip girmeyeceği merak konusu…
Kaşif
Kozinoğlu’nun avukatları: Cezaevinde ve ambulansta doktor yoktu!
Odatv soruşturmasıyla tutuklanan Milli
İstihbarat Teşkilatı (MİT) Orta Asya Ülkeleri Daire Başkanvekili Kaşif
Kozinoğlu’nun avukatları Taner Serim ve Tuğçe Duygu Köksal, Kozinoğlu’nun
şüpheli ölümüne ilişkin cezaevinde ve hastanede yapılan müdahalelerle ilgili
yazılı basın açıklamasında bulundu. Kozinoğlu’nun avukatlarının yaptığı
açıklamada, Kozinoğlu’na cezaevinde ve hastaneye götürülmek üzere konulduğu
ambulansta doktor müdahalesi yapılmadığının altı çizildi. Kozinoğlu’nun
avukatları, “Tarafımızca bilinen; Kozinoğlu’nun rahatsızlandığı cezaevinde
doktor bulunmadığından kendisine burada herhangi tıbbi müdahalenin yapılmadığı;
Silivri Devlet Hastanesi’ne sevk için çağrılan ambulansta da doktor
bulunmadığı; ancak yolda ulaşan ikinci bir ambulanstaki doktor tarafından kalp
masajıyla müdahale edilmek istenildiği fakat başarılı sonuç alınamadığından
Silivri Devlet Hastanesi’ne ölü duhul ettiğinden ibarettir” ifadesini kullandı.
Aydınlık
Kaşif Kozinoğlu, Türk Cumhuriyetlerinde büyükelçilikler, THY ve
Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı’nın (TİKA) Gülen cemaatinin ofisleri gibi
kullanıldığını anlatıyor
“Kırgızistan’da uzun yıllardır
ve halen tüm okulların başında olan şahıs Orhan İnandı, aslında Fethullah
Gülen’in ‘Asya İmamı’dır. Kırgız Devleti ile irtibatlı olan esasen odur.
Büyükelçiden hiçbir farkı yoktur. TC Devleti de bu şahıs üzerinden Kırgız
yönetimi ile irtibat kurmaktadır. Anılan şahıs Kırgızistan’da, F. Gülen cemaatinin
bilgisi dışında gizli bir şahsi servet de edinmiştir. Haremi vardır. Lüks
içinde yaşamaktadır. Kırgızistan servisi tarafından angaje edilmiştir. Kırgız
gizli servisi her adımını bilmektedir. Anılan Kırgız servisine de F. Gülen
cemaatini anlatmaktadır. Kırgızlar, F. Gülen’in okullarına muhtaç oldukları
için şu an itibarıyla kapatamamaktadırlar. Orhan İnandı’dan elde ettikleri tüm
bilgileri, Rus ve Çin servisine aktarmaktadırlar. Aslında Rusya ve
Türkmenistan’daki okullar, Orhan İnandı’nın verdiği bilgiler sonrası
kapatılmıştır.
‘Türkiye parsel parsel satılıyor’
Ayrıca Kırgızistan, Kazakistan,
Türkmenistan, Azerbaycan, Afganistan, Tacikistan’daki Türk İşbirliği ve
Kalkınma Ajansı (TİKA), Türk Hava Yolları (THY), büyükelçiliklerdeki eğitim,
ticari, ekonomik, din ve kültür müşavirliklerinin tamamı F. Gülen’ciler tarafından
kapatılmıştır. Söz konusu ülkelerde F. Gülen’ci olmadan iş yapmak, ticaret vb.
hiçbir faaliyet yaptırılmamaktadır. TİKA-büyükelçilik-THY’nin açık olduğu
(faaliyet yürüttüğü) yerlerde okullar ve işadamları bir ekip şeklinde
çalışmaktadır. Tüm bu söylediğim gruplar, bu ülkelerde barınabilmek, ülkeden
atılmamak için anılan ülkelerin gizli servislerine aynı zamanda verdikleri
bilgilerle, Türkiye’yi de parsel parsel satmaktadırlar.
‘ABD okullar kapanmasın diye uğraşıyor’
Türkmen Başı’nın ölümü sonrası
Türkmenistan Cumhurbaşkanı olan Berdimuhammedov, öncelikle bakan yardımcılığına
kadar yükselen, Türkmenistan sayesinde çok büyük paralar kazanan Ahmet Çalık’ı
bitirmiş, gücünü elinden almış ve son olarak da F. Gülen’in okullarını
kapatarak aslında çok büyük bir maddi damarı da kesmiştir. İşte Rusya
Federasyonu’ndan sonra Türkmenistan’da da okulların kapatılması F. Gülen
grubunu çıldırtmıştır. Şimdi kesinlikle sıra Azerbaycan ile Kazakistan’a
gelecektir. Bu kapatma olayı fakir olmaları nedeniyle en son Afganistan vb.
bölge ülkelerinde olur. Özbekistan’dan sonra Türkmenistan’da da bu okullar
kapanmasın diye, ABD’nin çok uğraşısı olmuştur. Ancak RF (Rusya Federasyonu),
Özbekistan ve Türkmenistan, anılan okulları ülke güvenlikleri ve Nurculuk
faaliyeti yapmaları dolayısıyla kapatmaktadır.
‘Nurculukla mücadele departmanı’
Asya’da en yoğun Kırgızistan’da
yerleşik durumdadırlar. Özbekistan, F. Gülen faaliyetlerine hiçbir şekilde
müsade etmemekte. Yakaladığında ülkeye iade etmiyor, yargılayıp hapse
attırıyor. Ancak Özbekistan, her yönüyle bölgenin en önemli stratejik ülkesi
olması bağlamında her yolu deneyerek bu ülkeye girmeye çalışmaktadır. Özbekler
de bunları kısa sürede yakalamaktadır. Özbek İçişleri Bakanlığı’nda Nurculukla
mücadele departmanı kurulmuştur (1994). Aynı yıl Özbekler Türkiye’de çeşitli
okullarda okuyan tüm talebelerini geri çekmiş ve Özbekistan’daki okullarını
kapatmıştır. Özbekistan’daki büyükelçilikte din müşaviri yoktur.
‘Salih, Başbakanlık tarafından korunuyor’
Dışişleri Bakanlığı mensupları,
her şeyi tüm çıplaklığıyla bilmelerine rağmen korkudan bu konuda merkezlerine
kripto çekememektedir. Özbekistan lideri İslam Kerimov’un muhalifi Muhammed
Salih, ABD ve F. Gülen organizesi ile Türk topraklarında barındırılmakta,
başbakanlık tarafından korunmaktadır. Muhammed Salih’in kızı ile Emine
Erdoğan’ın çok yakın bir arkadaşı evlenmiştir. M. Salih, ABD’nin terör
örgütleri listesinde yer alan Özbekistan’a muhalif İslami Hareket adlı terör
örgütü ile direkt olarak irtibatlıdır ve örgüte para yardımı yapmaktadır.”
Aydınlık
KOZİNOĞLU’NUN
AYDINLIK’A MEKTUBU - 2
Tutuklu bulunduğu Silivri
Cezaevi’nde Cumartesi günü henüz bilinmeyen bir nedenle hayatını kaybeden
MİT’çi Kaşif Kozinoğlu’nun ölmeden kısa süre önce Aydınlık’a ulaştırdığı
mektubunun dün yayımladığımız ilk bölümü geniş yankı uyandırdı. Aydınlık,
Kozinoğlu’nun kendisiyle birlikte mezara gömülmeyen sırlarını kamuoyunun önüne
sermeye başlamışken, diğer gömülmeyen sırları ise örtülmeye çalışıldı.
Kozinoğlu’nun Silivri Cezaevi’nde el yazısıyla hazırladığı 40 sayfalık savunmasına
savcının el koyduğu öğrenildi. Cezaevi kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Kozinoğlu,
mahkemeye sunmak üzere çok etkili bir savunma hazırladı. Savcı, Kozinoğlu’nun
40 sayfalık savunmasına koğuşuna giderek el koydu. Şimdi yazı dizisine
başladığımız bu mektup daha da önem kazandı.
‘Para kaynağı ABD’
Dün yayımladığımız bölümde
Kozinoğlu, yurt dışında özellikle de Türk Cumhuriyetlerindeki Fethullah Gülen’e
bağlı okulların ABD ve CIA ile bağlantılarını anlatıyordu. “Gülen okullarının
müdürleri CIA’ya bulundukları ülkelere ilişkin rapor veriyor” diyen Kozinoğlu,
söz konusu okulların para kaynağını da söyle ifade etmişti: “Anılan okulların
faaliyet göstermesi için çok büyük meblağlarda para gerekmektedir. Gereken para
Türkiye’deki bazı işverenlerin bağışlarından elde edilen paranın çok
üzerindedir. Bu paraları ABD vermektedir.”
Uzun yıllar MİT Asya Ülkeleri
Daire Başkanvekilliği görevini yapan Kozinoğlu, mektubunun bugün
yayımlayacağımız bölümünde ise Fethullah Gülen cemaatinin Türk
Cumhuriyetlerinde bürokrasi ve büyükelçiliklerde nasıl örgütlendiğini, söz
konusu ülkelerin Gülen cemaatine karşı nasıl mücadelede verdiğini anlatıyor.
İşte Kozinoğlu’nun anlatımıyla Orta Asya Türk Cumhuriyetlerindeki cemaat
örgütlenmesinin şifreleri…
‘Büyükelçilikler, THY ve TİKA cemaat ofisi gibi’
Kaşif Kozinoğlu, Türk Cumhuriyetlerinde büyükelçilikler, THY ve
Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı’nın (TİKA) Gülen cemaatinin ofisleri gibi
kullanıldığını anlatıyor
“Kırgızistan’da uzun yıllardır
ve halen tüm okulların başında olan şahıs Orhan İnandı, aslında Fethullah
Gülen’in ‘Asya İmamı’dır. Kırgız Devleti ile irtibatlı olan esasen odur.
Büyükelçiden hiçbir farkı yoktur. TC Devleti de bu şahıs üzerinden Kırgız
yönetimi ile irtibat kurmaktadır. Anılan şahıs Kırgızistan’da, F. Gülen
cemaatinin bilgisi dışında gizli bir şahsi servet de edinmiştir. Haremi vardır.
Lüks içinde yaşamaktadır. Kırgızistan servisi tarafından angaje edilmiştir.
Kırgız gizli servisi her adımını bilmektedir. Anılan Kırgız servisine de F.
Gülen cemaatini anlatmaktadır. Kırgızlar, F. Gülen’in okullarına muhtaç
oldukları için şu an itibarıyla kapatamamaktadırlar. Orhan İnandı’dan elde
ettikleri tüm bilgileri, Rus ve Çin servisine aktarmaktadırlar. Aslında Rusya
ve Türkmenistan’daki okullar, Orhan İnandı’nın verdiği bilgiler sonrası
kapatılmıştır.
‘Türkiye parsel parsel satılıyor’
Ayrıca Kırgızistan, Kazakistan,
Türkmenistan, Azerbaycan, Afganistan, Tacikistan’daki Türk İşbirliği ve
Kalkınma Ajansı (TİKA), Türk Hava Yolları (THY), büyükelçiliklerdeki eğitim,
ticari, ekonomik, din ve kültür müşavirliklerinin tamamı F. Gülen’ciler
tarafından kapatılmıştır. Söz konusu ülkelerde F. Gülen’ci olmadan iş yapmak,
ticaret vb. hiçbir faaliyet yaptırılmamaktadır. TİKA-büyükelçilik-THY’nin açık
olduğu (faaliyet yürüttüğü) yerlerde okullar ve işadamları bir ekip şeklinde
çalışmaktadır. Tüm bu söylediğim gruplar, bu ülkelerde barınabilmek, ülkeden
atılmamak için anılan ülkelerin gizli servislerine aynı zamanda verdikleri
bilgilerle, Türkiye’yi de parsel parsel satmaktadırlar.
‘ABD okullar kapanmasın diye uğraşıyor’
Türkmen Başı’nın ölümü sonrası
Türkmenistan Cumhurbaşkanı olan Berdimuhammedov, öncelikle bakan yardımcılığına
kadar yükselen, Türkmenistan sayesinde çok büyük paralar kazanan Ahmet Çalık’ı
bitirmiş, gücünü elinden almış ve son olarak da F. Gülen’in okullarını
kapatarak aslında çok büyük bir maddi damarı da kesmiştir. İşte Rusya
Federasyonu’ndan sonra Türkmenistan’da da okulların kapatılması F. Gülen
grubunu çıldırtmıştır. Şimdi kesinlikle sıra Azerbaycan ile Kazakistan’a
gelecektir. Bu kapatma olayı fakir olmaları nedeniyle en son Afganistan vb.
bölge ülkelerinde olur. Özbekistan’dan sonra Türkmenistan’da da bu okullar
kapanmasın diye, ABD’nin çok uğraşısı olmuştur. Ancak RF (Rusya Federasyonu),
Özbekistan ve Türkmenistan, anılan okulları ülke güvenlikleri ve Nurculuk
faaliyeti yapmaları dolayısıyla kapatmaktadır.
‘Nurculukla mücadele departmanı’
Asya’da en yoğun Kırgızistan’da
yerleşik durumdadırlar. Özbekistan, F. Gülen faaliyetlerine hiçbir şekilde
müsade etmemekte. Yakaladığında ülkeye iade etmiyor, yargılayıp hapse
attırıyor. Ancak Özbekistan, her yönüyle bölgenin en önemli stratejik ülkesi
olması bağlamında her yolu deneyerek bu ülkeye girmeye çalışmaktadır. Özbekler
de bunları kısa sürede yakalamaktadır. Özbek İçişleri Bakanlığı’nda Nurculukla
mücadele departmanı kurulmuştur (1994). Aynı yıl Özbekler Türkiye’de çeşitli
okullarda okuyan tüm talebelerini geri çekmiş ve Özbekistan’daki okullarını
kapatmıştır. Özbekistan’daki büyükelçilikte din müşaviri yoktur.
‘Salih, Başbakanlık tarafından korunuyor’
Dışişleri Bakanlığı mensupları,
her şeyi tüm çıplaklığıyla bilmelerine rağmen korkudan bu konuda merkezlerine
kripto çekememektedir. Özbekistan lideri İslam Kerimov’un muhalifi Muhammed
Salih, ABD ve F. Gülen organizesi ile Türk topraklarında barındırılmakta,
başbakanlık tarafından korunmaktadır. Muhammed Salih’in kızı ile Emine
Erdoğan’ın çok yakın bir arkadaşı evlenmiştir. M. Salih, ABD’nin terör
örgütleri listesinde yer alan Özbekistan’a muhalif İslami Hareket adlı terör
örgütü ile direkt olarak irtibatlıdır ve örgüte para yardımı yapmaktadır.”
Kaşif Kozinoğlu, Türk Cumhuriyetlerinde büyükelçilikler, THY ve
Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı’nın (TİKA) Gülen cemaatinin ofisleri gibi
kullanıldığını anlatıyor
“Kırgızistan’da uzun yıllardır
ve halen tüm okulların başında olan şahıs Orhan İnandı, aslında Fethullah
Gülen’in ‘Asya İmamı’dır. Kırgız Devleti ile irtibatlı olan esasen odur.
Büyükelçiden hiçbir farkı yoktur. TC Devleti de bu şahıs üzerinden Kırgız
yönetimi ile irtibat kurmaktadır. Anılan şahıs Kırgızistan’da, F. Gülen
cemaatinin bilgisi dışında gizli bir şahsi servet de edinmiştir. Haremi vardır.
Lüks içinde yaşamaktadır. Kırgızistan servisi tarafından angaje edilmiştir.
Kırgız gizli servisi her adımını bilmektedir. Anılan Kırgız servisine de F.
Gülen cemaatini anlatmaktadır. Kırgızlar, F. Gülen’in okullarına muhtaç
oldukları için şu an itibarıyla kapatamamaktadırlar. Orhan İnandı’dan elde
ettikleri tüm bilgileri, Rus ve Çin servisine aktarmaktadırlar. Aslında Rusya
ve Türkmenistan’daki okullar, Orhan İnandı’nın verdiği bilgiler sonrası
kapatılmıştır.
‘Türkiye parsel parsel satılıyor’
Ayrıca Kırgızistan, Kazakistan,
Türkmenistan, Azerbaycan, Afganistan, Tacikistan’daki Türk İşbirliği ve
Kalkınma Ajansı (TİKA), Türk Hava Yolları (THY), büyükelçiliklerdeki eğitim,
ticari, ekonomik, din ve kültür müşavirliklerinin tamamı F. Gülen’ciler
tarafından kapatılmıştır. Söz konusu ülkelerde F. Gülen’ci olmadan iş yapmak,
ticaret vb. hiçbir faaliyet yaptırılmamaktadır. TİKA-büyükelçilik-THY’nin açık
olduğu (faaliyet yürüttüğü) yerlerde okullar ve işadamları bir ekip şeklinde
çalışmaktadır. Tüm bu söylediğim gruplar, bu ülkelerde barınabilmek, ülkeden
atılmamak için anılan ülkelerin gizli servislerine aynı zamanda verdikleri
bilgilerle, Türkiye’yi de parsel parsel satmaktadırlar.
‘ABD okullar kapanmasın diye uğraşıyor’
Türkmen Başı’nın ölümü sonrası
Türkmenistan Cumhurbaşkanı olan Berdimuhammedov, öncelikle bakan yardımcılığına
kadar yükselen, Türkmenistan sayesinde çok büyük paralar kazanan Ahmet Çalık’ı
bitirmiş, gücünü elinden almış ve son olarak da F. Gülen’in okullarını
kapatarak aslında çok büyük bir maddi damarı da kesmiştir. İşte Rusya
Federasyonu’ndan sonra Türkmenistan’da da okulların kapatılması F. Gülen
grubunu çıldırtmıştır. Şimdi kesinlikle sıra Azerbaycan ile Kazakistan’a
gelecektir. Bu kapatma olayı fakir olmaları nedeniyle en son Afganistan vb.
bölge ülkelerinde olur. Özbekistan’dan sonra Türkmenistan’da da bu okullar
kapanmasın diye, ABD’nin çok uğraşısı olmuştur. Ancak RF (Rusya Federasyonu),
Özbekistan ve Türkmenistan, anılan okulları ülke güvenlikleri ve Nurculuk
faaliyeti yapmaları dolayısıyla kapatmaktadır.
‘Nurculukla mücadele departmanı’
Asya’da en yoğun Kırgızistan’da
yerleşik durumdadırlar. Özbekistan, F. Gülen faaliyetlerine hiçbir şekilde
müsade etmemekte. Yakaladığında ülkeye iade etmiyor, yargılayıp hapse
attırıyor. Ancak Özbekistan, her yönüyle bölgenin en önemli stratejik ülkesi
olması bağlamında her yolu deneyerek bu ülkeye girmeye çalışmaktadır. Özbekler
de bunları kısa sürede yakalamaktadır. Özbek İçişleri Bakanlığı’nda Nurculukla
mücadele departmanı kurulmuştur (1994). Aynı yıl Özbekler Türkiye’de çeşitli
okullarda okuyan tüm talebelerini geri çekmiş ve Özbekistan’daki okullarını
kapatmıştır. Özbekistan’daki büyükelçilikte din müşaviri yoktur.
‘Salih, Başbakanlık tarafından korunuyor’
Dışişleri Bakanlığı mensupları,
her şeyi tüm çıplaklığıyla bilmelerine rağmen korkudan bu konuda merkezlerine
kripto çekememektedir. Özbekistan lideri İslam Kerimov’un muhalifi Muhammed
Salih, ABD ve F. Gülen organizesi ile Türk topraklarında barındırılmakta,
başbakanlık tarafından korunmaktadır. Muhammed Salih’in kızı ile Emine
Erdoğan’ın çok yakın bir arkadaşı evlenmiştir. M. Salih, ABD’nin terör
örgütleri listesinde yer alan Özbekistan’a muhalif İslami Hareket adlı terör örgütü
ile direkt olarak irtibatlıdır ve örgüte para yardımı yapmaktadır.”
KOZİNOĞLU’NUN AYDINLIK’A MEKTUBU - 3
MİT’çi Kaşif
Kozinoğlu’nun Silivri Cezaevi’nde sır ölümü nasıl aydınlanır bilemeyiz. Ancak
Kozinoğlu’nun Aydınlık’a mektubu çok önemli konuları aydınlatacak. 3 gündür
yayımladığımız Kozinoğlu’nun mektubundan bölümleri, bu konuda iz sürmek
isteyenlerin dikkatine sunuyoruz. Son yıllarda MİT’te yaşanan tasfiye ve
dönüşüm, Aydınlık okurlarının yabancı olduğu bir konu değil. Ancak yıllardır
MİT’in ciğerinde yer almış, MİT Orta Asya Ülkeleri Daire Başkanvekili
Kozinoğlu’nun anlatımları, MİT’in fotoğrafını daha da berraklaştırıyor. İşte
Kozinoğlu’nun el yazısıyla MİT’te son durum ve Hakan Fidan...
MİT’çi Kozinoğlu
anlatıyor: Tayin ve terfileri Gülen cemaati yapıyor
‘Emniyet’ten sonra sıra
MİT’te’
“Hakan
Fidan’ın MİT’e gelişi ile söz konusu okullarda (Fethullah Gülen okullarında)
çalışan öğretmenlerden birçok isim MİT’e davet edilmiş ve MİT’te göreve
başlamıştır. Emniyet Genel Müdürlüğü gibi MİT de F. Gülen cemaatine mensup kişilerce
ele geçirilmek üzeredir.
‘Gerektiğinde içki
de içerler’
F. Gülen okullarında
görev yapan personel, gerekirse eşinin başını açar. Çok az maaş aldıklarını
ifade ederler. Lüks içinde yaşarlar. Gerektiğinde içki de içerler. F. Gülen’in
okullarını kapatan ülkelerin “kapatma” nedenlerinin metinleri yayınlanırsa bu
F. Gülen için ağır bir darbe olur.
'Gülen tek başına Apo gibi'
Dünya genelinde
800'e yakın F. Gülen okulu vardır. F. Gülen tek başına Apo gibi! Yani
kendisinden sonra bir ikinci şahsın olmasına izin vermeyen bir kişilik. F.
Gülen neden ABD'ye gitti? Cemil Çiçek Adalet Bakanı iken 'Türkiye'ye dönebilir'
demesine rağmen neden hâlâ Türkiye'ye dönmüyor? Dönecek mi? Dönecekse ne zaman
dönecek?
'ABD, dönmesine izin vermiyor'
F. Gülen,
Türkiye'ye dönmeye korkuyor. Ayrıca ABD dönmesine izin vermiyor. ABD ne zaman
verirse izni, o zaman döner. Nurettin Veren bulunup konuşturulmalı. Bu konu çok
önemlidir! O adam çok şeyi belgeli anlatacaktır.
'Atatürk düşmanı yetiştirilir'
Tüm F. Gülen okullarında görev yapan öğretmenler ışık
evlerinde yetiştirilmiş gençlerdir. Sorulduğunda 'askerlik görevlerini
yaptıklarını' söylerler. F. Gülen okullarının talebeleri özenle seçilir. O
ülkedeki bürokrat, siyasetçi ve diğer ileri gelenlerin çocuklarıdır. Amaç o
nesille, o ülkeyi ileride ele geçirmektir. N. Veren'in açıkladığı milyonlarca
dolarlık mal varlığının kaynağı nedir? Bu para birçok ülkenin hazinesinde
mevcut değildir. Okullarda görevli öğretmenler, bulundukları ülkenin şartlarına
ayak uydurur. Her okulda Atatürk köşesi vardır. Bu aslında takiyedir. Okullarda
talebelere risaleler ezberlettirilir. Atatürk düşmanı olarak yetiştirilirler
(dünyadaki bütün okullarda).
Fehmi Koru'nun kardeşi
Dışişleri Bakanlığı da F. Gülen cemaati tarafından tamamen
ele geçirilmiştir. Kurumları ele geçirirken önce personel departmanı'nı ele
geçirirler. Örneğin F. Koru'nun (Fehmi Koru) kardeşi Naci Koru, Dışişleri
Bakanlığı'nın personel işlerinden sorumlu müsteşar yardımcısıdır. Daha birkaç
yıl öncesinde Şikago Başkonsolosu idi. Bunlar atlaya zıplaya ve hiçbir
hiyerarşi dinlemeden gitmektedir. Dışişleri Bakanlığı, cemaatçi olmasa bile F.
Gülen'in personelinden korkmaktadır. Yurt dışını ziyaret eden tüm siyasetçiler
F. Gülen okullarına mutlaka uğrarlar. Onlardan hediye ve para zarfları alırlar.
Türk İşbirliği ve
Kalkınma Ajansı (TİKA), tamamen F. Gülen'in kontrolündedir. Dışişleri Bakanlığı
bazı konularda büyükelçileri değil, anıkan okulların (Gülen Okulları)
müdürlerini ve o ülkenin TİKA sorumlularını muhattap almaktadır. Korkmaları
nedeniyle Dışişleri mensupları bu duruma seslerini çıkaramamaktadır. Emniyet
Genel Müdürlüğü'nde (EGM) olduğu gibi, Dışişleri'nde de tayin ve terfileri F.
Gülen cemaati yapmaktadır. Birkaç ay içerisinde MİT'te de yapmaya
başlayacaktır.
Aydınlık
KOZİNOĞLU’NUN AYDINLIK’A AÇIKLAMASI:
‘TAYYİP’İN 8 HESAPTA
800 MİLYON DOLARI VAR’
Silivri Cezaevi’nde hayatını kaybeden MİT’çi Kaşif
Kozinoğlu, Türkiye gündemini sarsacak çok önemli açıklamalarda bulundu.
Kozinoğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın İsviçre bankalarındaki 8 ayrı hesapta
yaklaşık 800 milyon dolar parası olduğunu açıkladı. Kozinoğlu, bu gizli
hesapların belgelerini Alman istihbarat örgütü BND’nin 30 milyon Euro
karşılığında temin ettiğini ifade etti. Almanya’nın belge ve bilgileri Eyşan
Adalarındaki İsviçre Bankası müdürü üzerinden elde ettiğini belirten Kozinoğlu,
Almanya’nın belgeleri Erdoğan’a karşı koz olarak kullandığını vurguluyor.
İşte Kozinoğlu’ndan çarpıcı açıklamalar:
‘Almanya koz olarak kullanıyor’
“Avrupa ülkelerinden; Almanya, Fransa, Hollanda, Avusturya
ve Norveç gizli servisleri ile İsrail, AKP’nin iktidarda olmasını, kendi
ülkelerine yönelik tehdit olarak görmekte. Bu bağlamda kendi hükümetlerini
etkilemekte ve bilgilendirmektedir. Özellikle Alman, Fransız ve Hollanda gizli
servisleri, AKP bağlamında son 3 yıldır yoğun bir şekilde kendi aralarında
bilgi paylaşımı gerçekleştirmektedir.
Almanya, AKP’ye karşı koz olarak kullanmak amacıyla Recep
Tayyip Erdoğan’ın İsviçre bankalarında bulunan 800 milyon ABD doları
civarındaki 8 ayrı hesabının numaralarını ve paraların kimler adına
yatırıldığını bir İsviçre Bankası müdürünü kullanarak, 30 milyon Euro
karşılığında temin etmiştir (Bazı AKP yöneticilerinin hesapları da dahil).
‘Beni gafil avladılar’
Recep Tayyip Erdoğan’a ait aynı belgeler CIA’nın elinde de
mevcuttur. Ancak bu belgeleri CIA Türkiye’deki kaynaklarından temin etmiştir.
Belgelerin temin edilmesi sonrası zamanın Ankara’daki ABD Büyükelçisi, söz
konusu 8 hesabı mesaj olarak da yazmıştır. Bu Wikileaks’ta da yayınlanmıştır.
Hiçbir ABD Büyükelçisi elinde belge olmadan merkezine mesaj göndermez!
Aynı belgeler MİT Müsteşar Yardımcısı Ahmet Köksoy’da da
mevcuttur. Aydın Güler’de de AKP’ye ilişkin çok ciddi bilgiler vardır. MİT
Müsteşarı Hakan Fidan, bu nedenlerle, istememesine rağmen MİT Ankara Bölge
Başkanlığı yapan Aydın Güler’i ve MİT İstanbul Bölge Başkanlığı yapan Ahmet
Köksoy’u MİT Müsteşar Yardımcısı yapmıştır. Ben Afganistan’da olduğum için yani
belgelerden uzak olduğum için beni gafil avladılar. Öyle zannediyorlar!”
Aydınlık
KOZİNOĞLU:
TAYYİP’İN ‘GİZLİ HESAP’ BİLGİLERİNİ CIA’YA ARINÇ VERDİ
Üst düzey MİT yöneticisi Kaşif Kozinoğlu, Tayyip Erdoğan’ın İsviçre
bankalarındaki gizli hesaplarıyla ilgili bilgileri CIA’ya Bülent Arınç’ın
verdiğini açıkladı. Kozinoğlu; Cemil Çiçek, Abdüllatif Şener, Nevzat Yalçıntaş
ve Salih Kapusuz’un da Rus istihbaratına Erdoğan ve AKP’ye ilişkin hassas
bilgiler ulaştırdığını belirtti
Aydınlık dün, Wikileaks belgelerinde de geçen “Tayyip Erdoğan’ın gizli
hesapları”yla ilgili çok önemli bir haber yayımladı. Uzun zamandır tartışma
konusu olan gizli hesaplarla ilgili ilk net bilgileri kamuoyuyla paylaştı. Üst
düzey MİT yöneticisi Kaşif Kozinoğlu, ölmeden kısa süre önce Aydınlık’a yaptığı
açıklamada, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın İsviçre bankalarında 8 ayrı hesapta
yaklaşık 800 milyon dolar parası olduğunu ifade etti. Kozinoğlu, bu gizli
hesapların belgelerini Alman istihbarat örgütü BND’nin 30 milyon Euro
karşılığında İsviçre’de bir banka müdüründen temin ettiğini ve Erdoğan’a karşı
koz olarak kullandığını kaydetti. Bu belgelerin ABD istihbaratının da elinde
olduğunu belirten Kozinoğlu, CIA’nın elindeki bu belgeleri Türkiye’deki
kaynaklardan hatta AKP içinden temin ettiğini dile getirdi. Kozinoğlu,
Erdoğan’ın hesaplarıyla ilgili CIA’ya kaynak sağlayan kişinin de Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç olduğunu açıkladı.
‘Kaynak AKP’liler’
İşte Kaşif Kozinoğlu’nun gündem yaratacak o açıklaması:
“Aynı belgeler CIA’nın elinde de mevcuttur. CIA bu belgeleri Türkiye’deki
kaynaklarından temin etmişti. Söz konusu kaynaklar, Bülent Arınç ve ona yakın
AKP’lilerdir. Belgelerin temin edilmesi sonrası, ABD’nin Ankara Büyükelçisi söz
konusu 8 hesabı mesaj olarak merkezine yazmıştır. Bu mesaj Wikileaks’te de
yayınlanmıştır.” Kozinoğlu, aynı belgelerin MİT Müsteşar Yardımcısı Ahmet Köksoy
ve Bülent Arınç’a çok yakın olan diğer MİT Müsteşarı Aydın Güler’de de
bulunduğunu belirtiyor. Kozinoğlu bu açıklamalarıyla, Wikileaks belgeleriyle
gündeme gelen ve tartışma yaratan “Erdoğan’ın gizli hesapları”na ilişkin ilk
kez net bilgiler veriyor.
AKP’de şantaj hiyerarşisi
Rus istihbaratına bilgi veriyorlar
Kaşif Kozinoğlu, açıklamalarının devamında, AKP içindeki derin ayrışmaları ve
şantaj trafiğini de gözler önüne seriyor.
Kozinoğlu’nun verdiği bilgilere bakıldığında, yabancı istihbarat örgütlerine Tayyip
Erdoğan ve AKP hakkında önemli bilgiler sağlayan tek AKP’li Bülent Arınç değil.
Kozinoğlu, Rus istihbaratının da elinde Erdoğan ve AKP’ye ilişkin çok değerli
bilgiler bulunduğunu belirterek şöyle diyor:
“Putin, özellikle Türkiye’ye gönderdiği gizli servis kökenli işadamları
vasıtasıyla Erdoğan ve AKP’nin adeta haritasını çıkarmıştır. Bu işadamları
özellikle Nevzat Yalçıntaş, Cemil Çiçek, Abdüllatif Şener ve Salih Kapusuz’dan
çok değerli bilgiler temin etmiştir. Özellikle Salih Kapusuz’dan önemli bilgiler
sağlanmıştır. Kapusuz sık sık Rusya’ya davet edilmektedir. Ayrıca Rus gizli
servisinde 2006 yılında Fethullah Gülen ve AKP bölümü kurulmuştur.”
‘Benimle değil Erdoğan’la uğraş’
Birinci Ergenekon tertibinden tutuklu olarak yargılanan yazar Ergün Poyraz,
Silivri Cezaevi’nde kaleme aldığı “Takunyalı Führer” adlı kitabında, Başbakan
Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç’la yaptığı özel görüşmeyi anlatıyor.
Poyraz kitabında, Arınç’ın kendisine Tayyip Erdoğan hakkında birçok bilgi ve
belge verdiğinin altını çiziyor.
’2001′de görüştük’
2001′de Erdoğan’ın Almanya’da Türklüğü aşağılayan konuşmasının kasetini ve
Arınç’ın Konya’da laik demokratik cumhuriyet aleyhine yaptığı konuşmaların
kaseti ile belgelerini DGM savcılarına veren Poyraz, bu olayın 24 Ağustos 2001
tarihli gazetelerde yer almasından sonra Arınç’ın görüşme talebinde bulunduğuna
dikkat çekiyor. Poyraz, Arınç’la yaptığı görüşmeyi kitabında şöyle anlatıyor:
‘Bilgi ve belge aldım’
“Bülent Arınç benimle görüşmek istiyor, onun bu talebinin ardından Ankara’da
bir nargile kafede görüşüyorduk. Arınç yaptığımız bu görüşmede kendisi ile
değil, Hoca yani Erbakan ve Tayyip ile uğraşmamı istiyor, birçok belge ve bilgi
de veriyordu. Arınç bizim hemşehri olduğumuzu vurgulayarak, kendisi ile
uğraşmamamı tekrar tekrar istiyordu. Teklifini kabul etmedim ve verdiği belge
ve bilgilere teşekkür ettim.”
Aydınlık
‘MEHMET EYMÜR, GÜLEN’DEN 50 BİN
DOLAR MAAŞ ALIYOR’
MİT Orta Asya Ülkeleri Daire Başkanvekili Kaşif Kozinoğlu,
ölmeden önce Aydınlık’a yaptığı açıklamalarda, ki MİT Kontrterör Dairesi
Başkanı Mehmet Eymür’ün, ABD’den “Ergenekon tertibini kurgulamak” için
geri döndüğünü açıkladı. İstanbul’daki Fethullahçı polislerle Eymür’ün sık sık
görüştüğünü belirten Kozinoğlu, Eymür’ün eski Ergenekon savcısı Zekeriya Öz ve
Turan Çolakkadı ile her hafta mutlaka görüştüğüne dair MİT’in elinde bilgi
olduğunu ifade etti
Kaşif Kozinoğlu açıklıyor…
“Mehmet Eymür, Fethullah Gülen’den maaş almaktadır. Gülen’in
tüm faaliyetlerini iyi bilen diğer bir şahıs da halen ABD’de öğretim görevlisi
olan Soner Çağaptay’dır. Çağaptay, Gülen’in tüm sırlarını bilmektedir.
Ayrıca Mehmet Eymür’ün çok yüksek maaş aldığı (ayda 50 bin
dolar) ABD’den, Ergenekon’u kurgulamak üzere Türkiye’ye geri döndüğü;
hakkındaki tüm davalardan Gülen mensubu yargıçlarca sıyırdığı; İstanbul’da
Fethullahçı polislerce sıkı sıkıya korunduğu; eski Ergenekon savcısı Zekeriya
Öz ve Turan Çolakkadı ile her hafta mutlaka görüştüğüne dair MİT’in elinde
belge ve bilgiler mevcuttur. Mehmet Eymür, Emre Taner tarafından da
korunmuştur.
‘Gülen, koyu bir İsrail yandaşı’
Fethullah Gülen koyu bir İsrail yandaşıdır. Bunun için Mavi
Marmara olayında ‘Muktedir olanın sözünü dinleyecektin’ diyerek Tayyip’e adeta
fırça atmıştır. F. Gülen-İsrail, F. Gülen-İran, Tayyip Erdoğan-İsrail
arasındaki olaylar ve ilişkiler, Fethullah Gülen’in bir diğer yumuşak
karnıdır.”
‘Esas adamı Gül’dür’
“Abdullah Gül mü, Recep Tayyip Erdoğan mı aşamasına
gelindiğinde Fethullah Gülen kesinlikle Gül’ü tutacaktır. Gül, her ABD’ye
gidişinde gizlice Fethullah Gülen ile buluşmuştur. Fethullah Gülen’in esas
adamı Abdullah Gül’dür. Tayyip, menfaat ilişkisi içindedir. New York
Başkonsolosu Mehmet Samsar (Abdullah Gül’ün eski özel kalem müdürü) F. Gülen’e
iyi bakabilmek için uzun yıllardır başkonsolosluğu sürdürmektedir.
Tayyip Erdoğan bu nedenle istemeye istemeye Abdullah Gül’ü
Cumhurbaşkanı yapmıştır. (Hakan Fidan, Gül’ün adamıdır. Yani Gülen’in aynı
zamanda…) Esas kırılma, Tayyip Erdoğan’ın devlet başkanlığı arzusunda, seçim
dönemi geldiğinde yaşanabilir. Gül, bir 5 yıl daha Cumhurbaşkanı olabilir. Bu
da Tayyip Erdoğan’ın bütün planlarını suya düşürür. Fethullah Gülen ile Tayyip
Erdoğan aslında kesinlikle birbirini sevmemektedir.”
Aydınlık
KAŞİF KOZİNOĞLU: "ÖLDÜRMEK DAHİL HER
ŞEYİ YAPTIRABİLİR!
Daire Başkanı Kozinoğlu ölmeden tam 30 gün önce öyle
seslenmişti:
Öldürmek dahil her şeyi yaptırabilir!
Odatv davasının ilk duruşması bugün başlıyor. Yaşasaydı MİT
Orta Asya Ülkeleri Daire Başkanvekili Kaşif Kozinoğlu da bugün ilk duruşmasına
çıkacaktı. Kozinoğlu ölmeden tam 30 gün önce, 22 Ekim, saat 03.35′te kaleme
aldığı açıklamada “öldürmek dahil her şeyi yaptırabilir” demişti.
İşte Kozinoğlu’nun “Sona Geldi” başlıklı açıklaması:
“Dünyanın demokratik olan olmayan hiçbir ülkesinde, hatta Hitler Almanya’sında
bile gazetecilerle yapılan toplantı gibi bir toplanmtı gerçekleştirilmemiştir.
Resme bir bakalım: Tüm gazete patronları aynı anda (hepsi
birer muhabir gibi) önlerindeki kağıda not alıyorlar. RTE (Recep Tayyip
Erdoğan) dikte ettiriyor…
Anılan toplantı sadece terörle ilgili değil, olası Deniz
Feneri tahliyeleri de düşünülmüştür. Bu toplantı deşifre olur mu? Çok zor zira
toplantıyı deşifre etme ihtimali olan Cumhuriyet, Sözcü, Aydınlık ve Bugün
gazeteleri çağrılmamıştır. Sadece bu nedenden ötürü çağrılmama ihtimalleri
yüksektir… Bu toplantı neden bu şekilde yapılmıştır?
Sona geldi
Çünkü medyadan çok korkuyor… Çok korkuyor çünkü SONA geldi.
Bunu biliyor… Her türlü girişimi yeni anayasaya yöneliktir. Bu bağlamda
ÖLDÜRMEK DAHİL HER ŞEYİ YAPTIRABİLİR. Sona geldi! Ancak geldiğini benim gibi
birçok insanın bilmesi, harekete geçmesi gerekenlerin hareketlenmesi gerekir.
Aksi halde, buradan bile kurtulma ihtimali çok düşük de olsa mevcuttur.”
KOZİNOĞLU: AKP’Yİ KAPANMAKTAN KORU’NUN ŞANTAJI KURTARDI
Üst düzey MİT yöneticisi Kaşif Kozinoğlu AKP’nin nasıl
kapatılmadığını anlatıyor:
‘Anayasa Mahkemesi üyesi Serdar Özgüldür’ün, intihal yaptığı
hususu Fehmi Koru tarafından belgeli olarak tespit edilmiş ve bu olay gündeme
getirilme tehdidi ile Özgüldür’e o malum ‘tarihi oy’ verdirilmiştir’
Silivri Cezaevi’nde henüz belirlenemeyen bir sebeple
hayatını kaybeden MİT Asya Masası Başmüşaviri Kaşif Kozinoğlu, ölmeden önce
Aydınlık’a yaptığı açıklamalarda, AKP’ye kapatma davasıyla ilgili gündemi
sarsacak önemli açıklamalarda bulundu. Kozinoğlu açıklamalarıyla Anayasa
Mahkemesi (AYM)’nin AKP’yi “laiklik karşıtı eylemlerin odağı” olmakla mahkum
etmesine rağmen kapatmamasının şifrelerini veriyor. Kapatılma kararı için 1
tane daha “kapatılsın” oyunun gerektiğini hatırlat a n Kozinoğlu, askeri
kontenjandan AYM üyeliğine atanan Hakim Albay Serdar Özgüldür’ün şantajla
“kapatılmasın” oyu verdiğini açıklıyor. Kozinoğlu, Özgüldür’e santaj yapanı da
açıklıyor: Abdullah Gül’e yakınlığıyla bilinen Star Gazetesi yazarı Fehmi Koru!
Şantaja konu olan olay ise Özgüldür’ün akademik çalışmasında
“intihal” yaptığı iddiası. Kozinoğlu olayı şöyle anlatıyor: “Serdar
Özgüldür’ün, intihal yaptığı hususu gazeteci Fehmi Koru tarafından belgeli
olarak tespit edilmiş ve bu olay gündeme getirilme tehdidi ile Serdar
Özgüldür’e “o” malum tarihi oy verdirilmiştir” diyor.
Serdar Özgüldür’ün kardeşi, Harp Okulu’nda görevli Ayhan
Özgüldür ve eşinin, Fehmi Koru ve ailesi ile çok “sıkı fıkı” olduğunu
belirtiyor. Kozinoğlu, Ayhan Özgüldür’le ilgili çok ciddi bir bilgiyi gündeme
getiriyor: “Ayhan Özgüldür, Fethullah Gülen’in Harp Okulu’ndaki İMAMI’dır!”
İşte Kozinoğlu’nun ifadeleriyle AKP’ye kapatma davası…
“AKP’yi esasen kapattırmayan, “kapatılsın” oyu vermeyen,
askeri kontenjandan Anayasa Mahkemesi üyeliğine atanan Hkim Albay Serdar
Özgüldür’dür. Serdar Özgüldür’ü, Anayasa Mahkemesi’ne üye yaptıran emekli Org.
Yaşar Büyükanıt’tır.
Özgüldür, AKP’nin “laikliğe karşı eylemlerin odağı olduğunu”
kabul etmesine rağmen, ‘Kapatılsın’ yönünde oy vermeyerek (6 olan “kapatılsın”
oyunun, 7′ye yükselmesini önleyerek) kapatma kararının hayata geçirilmesini
engellemiştir… Serdar Özgüldür’ün, intihal yaptığı hususu gazeteci Fehmi Koru
tarafından belgeli olarak tespit edilmiş ve bu olayı gündeme getirme tehdidi
ile Serdar Özgüldür’e o malum ‘tarihi oy’ verdirilmiştir.
‘Tümg. Çubuklu biliyor’
55 yaşında olan ve 65 yaşına kadar Anayasa Mahkemesi
Başkanlığı yapabilmek uğruna, bir asker olarak Cumhuriyeti, tarihi boyutları
ile satabilen Serdar Özgüldür, bakalım 65 yaşına kadar görevinde kalabilecek
mi? Ve tarih sayfalarında nasıl yer alacak? Anayasa Mahkemesi üyeliği gibi
kıyak bir göreve gelen bir subay AKP’yi kapattırmamıştır. Gerçek budur! Söz
konusu gerçeği de en iyi Genelkurmay Adli Müşaviri Tümgeneral Hıfzı Çubuklu
bilmektedir.
AKP’yi kapatmayan bir subaydır. Adı da Serdar Özgüldür’dür.
Sana Anayasa Mahkemesi hayırlı olsun! Harp Okulu’nda yediğin yemekler ise
haram!.. Balyoz’dan yatan subaylara özellikle duyurulur. Gerçekleri bilelim
değil mi?
Bir çok komplo, bu tip gündemlerle doğrularla engellenir.
Türkiye doğruları bilmeye başlayacak artık.
Hakikatler Türkiye’yi özgür kılacak!
‘Cemaatin Harp Okulu İmamı Ayhan Özgüldür’
Kozinoğlu açıklamalarının devamında Anayasa Mahkemesi üyesi
Serdar Özgüldür’ün kardeşi Ayhan Özgüldür’ün Fethullah Gülen cemaatinin ‘Kara
Harp Okulu İmamı’ olduğunu ifade ediyor:
“Fehmi Koru esasen Serdar Özgürdür’ün kardeşi öğretmen albay
Ayhan Özgüldür’ün ve eşinin çok yakın aile dostudur. Ayhan Özgüldür, F. GÜLEN
cemaati mensubudur… Ayhan Özgüldür ve eşi eski Oyakbank çalışanı bayan
Özgüldür, Fehmi Koru ve ailesi ile çok sıkı fıkıdır. Yani Ayhan Özgüldür,
Fethullah Gülen’in Harp Okulu’ndaki İMAMI’dır.
Halen ve uzun yıllardır Kara Harp Okulu’nda Bölüm Başkanı
olarak görev yapan Ayhan Özgüldür, İlker Başbuğ tarafından bir ara Kara Harp
Okulu’ndaki görevinden uzaklaştırılsa da, Büyükanıt Genelkurmay Başkanı olunca,
Özgüldür’ü tekrar Harp Okulu’na tayin ettirmiştir. Nedeni çok açık değil mi?
Yani 27 Nisan e-muhtırasını yapıp, muhtırada yazılan hususları hayata
geçirmeyen geçirttirmeyen Büyükanıt’a, neden hiçbirşey yapılmıyor anlıyor
musunuz? Dolmabahçe görüşmesini geçiniz. Satılan çok içerikli satılmıştır.”
Aydınlık
"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR,
SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR."